Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/186 E. 2020/381 K. 04.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/186 Esas
KARAR NO:2020/381

DAVA:Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ:27/02/2020
KARAR TARİHİ:04/09/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce dosya üzerinde yapılan incelemesi sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde … A.Ş.’ne tasfiye memuru olarak atandığını, müvekkilinin mernis adresinin değişmesi üzerine tasfiye işlemlerinin yerleşim yeri olan … Mah. … Sok. No:… adresinden yürütülmesi amacıyla … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yapılan başvurunun reddedildiğini; somut olayda, ortakların kararıyla iradi veya mahkeme kararıyla hükmen sona erme ve tasfiyeye girme gibi bir hal olmadığını, re’sen terkin edilen şirketin mahkeme kararıyla ihyası ile tasfiye halinin bulunduğunu, bu nedenle olaya uygulanacak hükümlerin ‘Ek Tasfiye’ başlıklı 89.maddenin (ç) ve (d) bentleri olduğunu, bu kapsamda Yönetmeliğin 89/1.fıkrası ve devam eden TTK’nın 547.maddesi gereği mahkemenin, şirketin yeniden tescili ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atanmasına karar verebileceğini, buna göre mahkemenin; şirketin ek tasfiye halinde olduğuna; ek tasfiye işlemlerinin yürütüleceği adresin neresi olacağına; şirketin unvanına ‘Tasfiye Halinde’ ibaresi eklenmesine ayrıca hükmetmesi gerekmediğini, bu hususların, niteliği gereği kararın özünde olduğunu, yönetmeliğin bu görevi ticaret sicil müdürlüğüne yüklediğini, bu nedenle … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ret gerekçesinin TTK ve Ticaret Sicil Yönetmeliği hükümlerine aykırı olduğunu, ihya edilen şirketin kanuni temsilcisi olan tasfiye memurunun, sicilden yıllar önce terkin ve kanuni merkezini terk eden şirketin tasfiye işlemlerini yürüteceği adresin tescilini talep etme yetkisi olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle tasfiye işlemlerinin yürütüleceği adresin tesciline yönelik talebin reddine dair 24/02/2020 tarihli ret kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa tebligat yapılmış, davalı taraf herhangi bir cevap vermemiştir.
Dava; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 24/02/2020 tarihli kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafın, tasfiye memuru …’un yerleşim yeri değişikliği ve tasfiye adresi olarak tasfiye memurunun yeni yerleşim yeri adresinin tescil ve ilanına ilişkin yapmış olduğu 19/02/2020 tarihli başvurusunun, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 24/02/2020 tarih ve … sayılı kararıyla reddine karar verilmiş, davacı tarafça karara itiraza ilişkin eldeki davanın açıldığı görülmüş, davacı şirketin bulunduğu yer (…) itibariyle mahkememizin işbu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmıştır.
İptali talep edilen … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 24/02/2020 tarih ve … sayılı kararıyla; “…Ticaret Sicil Yönetmeliğinin “Sona Erme, Tasfiye, Tasfiyeden Dönme ve Ek Tasfiye” başlıklı Beşinci Ayrımında yer alan tescile ilişkin 87.maddesinin (c) fıkrasında “Sona erme genel kurul kararına dayanıyorsa bu kararın tarihi”, (ç) fıkrasında “Sona erme mahkeme kararına dayanıyorsa bu karar tarihi”, (f) fıkrasında ise “Tasfiye işlemlerinin şirket merkezi dışında başka bir adreste yürütülmesi durumunda bu adres” denilerek şirketin sona erme kararının ancak genel kurul veya mahkemece verilebileceği ve tasfiye işlemlerinin şirket merkezinin dışında yürütülmesi halinde kararda bu hususa da yer verilerek tescil edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, aynı yönetmeliğin ek tasfiye başlıklı 89.maddesinin (a) bendinde “Şirketin ek tasfiyeye girmesine ilişkin kararı veren mahkeme ile kararın tarihi ve sayısı”, (d) bendinde ise “Ek tasfiye işlemlerinin yürütüleceği adres” denilerek ek tasfiye kararının mahkemece verilebileceği ve tasfiye adresinin mahkeme kararında yer alması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, şirketin tasfiye memuru …’un vekili olarak imzaladığınız 19/02/2020 tarihli yazınızda belirtilen tasfiye memurunun yerleşim yeri değişikliği talebi tescil edilmiş, tasfiye işlemlerinin şirket merkezi dışında yürütülmesine mahkemece karar verilmesi gerektiğinden, bu hususa ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Şirketin ihyasına ilişkin olaya uygulanması gereken 6100 Sayılı TTK’nun 547.maddesi “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunuğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.
Bu bilgiler ışığında somut olayda; davalı tarafça tasfiye işlemlerinin şirket merkezi dışında yürütülmesine mahkemece karar verilmesi gerektiğinden davacı taraf talebinin reddine karar verilmiş ise de; TTK’nın 547.maddesi gereği mahkemece şirketin yeniden tescili ve tescil işlemlerinin yürütülmesi amacıyla tasfiye memuru atanmasına karar verilebileceği, bunun dışında tasfiye adresinin belirlenmesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı; davalı tarafın kararına dayanak yaptığı düzenlemenin, TTK’nın 547.maddesi gereğince verilen ek tasfiye kararında uygulanmasının gerekmeyeceği, dolayısı ile, adres değişikliği talebinin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce talep doğrultusunda yapılması gerektiği anlaşıldığından itirazın kabulüne ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
İTİRAZIN KABULÜ ile;
1-… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 24/02/2020 tarih ve … sayılı kararındaki “tasfiye işlemlerini yürüteceği adresin tesciline yönelik talebin reddi” yönündeki kararın İPTALİNE,
2-Peşin harç karar harcını karşıladığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı dava açılmasına sebebiyet verdiğinden; davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonrasında oy birliğiyle karar verildi. 04/09/2020

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı