Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/182 E. 2022/128 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/182 Esas
KARAR NO:2022/128

DAVA:Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:29/03/2018
KARAR TARİHİ :11/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 29/03/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; 12/11/2017 günü, sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı traktör ve bu traktöre bağlı plakasız römorkun … ili istikametinden Daday ilçesi istikametine doğru seyir halinde iken, …’in sevk ve idaresindeki … plakalı yolcu minibüsü ile çarpışması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili …’nın …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda olduğunu, kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’nun asli derecede kusurlu olduğunun belirtilmiş olduğunu, müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, kaza sonrasında … Devlet Hastanesi’nde ve … Teknik Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nda tedavi altına alındığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinde meydana gelen sakatlanma neticesi oluşan maddi zararların karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı sigorta şirketine 19/01/2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunduklarını, ancak davalı sigorta şirketi tarafından müvekkilinin zararlarının karşılanmadığını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik kaydıyla; sürekli iş gücü kaybından dolayı 3.650,00-TL., geçici iş gücü kaybından dolayı 100,00-TL. olmak üzere toplam 3.750,00-TL. maddi tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 19/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın yetkisiz yerde açıldığını, dava konusu kazanın …’da gerçekleştiğini, müvekkili şirketin adresinin ise İstanbul – Şişli ilçesinde bulunduğunu, hal böyle iken haksız fiile dayanan işbu davanın İstanbul Merkez (Çağlayan) Mahkemeleri’nde açılması gerektiğini, Bölge Müdürlüğü’nün Şube olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, diğer yandan dava açılmadan önce davacı tarafça şirketlerine usulüne uygun ve geçerli bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanmasının gerektiğini, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespiti ve tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle davanın yetkisiz yerde açılmış olması nedeniyle usulden reddine, başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 12/11/2017 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazası nedeniyle malul kaldığı iddia edilen ve dava açıldıktan sonra (yargılama sırasında) vefat eden davacıların murisi …’nın kaza nedeniyle uğradığını iddia ettiği cismani zararların tazminine yönelik olarak açılmış maddi tazminat davasıdır.
Dosyanın … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin verdiği 14/12/2018 tarihli, 2018/247 E. ve 2018/1014 K. sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas numarasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf delil olarak; kaza tespit tutanağı, … Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu, … Devlet Hastanesi – Epikriz Raporu, … Teknik Üniversitesi Rektörlüğü Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı’nın Adli Kurul Raporu, fezleke, … Sigorta Anonim Şirketi’nin … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi, … Sigorta Anonim Şirketi’ne 19/01/2018 tarihinde teslim edilen başvuru dilekçesi ve ekleri, … Sigorta Anonim Şirketi ile karşılıklı olarak yapılan mail yazışmaları, … Sigorta Anonim Şirketi tarafından verilen cevabi yazı, nüfus kayıt örneği, hasar dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyası, davacıya ait tüm tedavi evrakları, film ve grafiler, ameliyat raporları, maluliyet raporu, aktüer hesap bilirkişi incelemesi, Yargıtay kararları ve sair delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; poliçe, Trafik Sigortası Genel Şartları, dosyanın kusur ve meslekte kazanma gücü kaybı tespiti bakımından Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi sonucu alınacak raporlar, ceza dosyası, aktüer bilirkişi incelemesi ve yasal her türlü delile dayanmıştır.
Yetkisizlik kararı öncesinde mahkemece SGK … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen 05/07/2018 tarihli – 14610913 / 641/… sayılı cevapta; 12/11/2017 tarihli olayla ilgili olarak kurumlarına herhangi bir bildirimin yapılmadığı, bu nedenle olayla ilgili toplu ödeme, gelir, peşin sermaye işlemleri vb. yapılmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Böylelikle dava konusu olayla ilgili olarak davacı murise SGK tarafından yapılmış rücuya tabi bir ödemenin bulunmadığı hususu mahkemece araştırılarak tespit edilmiştir.
Yargılama devam ederken dosya davacısı … 22/07/2017 tarihinde vefat etmiştir. Davacı vekili tarafından 22/09/2020 tarihli dilekçe ile bu hususla ilgili olarak dosyaya yazılı beyanda bulunulmuştur.
Davacı vekili anılan beyan dilekçesi ekine …’ya ait ölüm belgesi ile onun tüm mirasçılarını (yani …, … ve …’yu) gösteren ve … 4. Noterliği tarafından düzenlenmiş olan 27/07/2020 tarihli – …yevmiye numaralı mirasçılık belgesini sunmuştur. Davacı vekili ayrıca müteveffa davacı …’nın tüm mirasçılarına ait yine … 4. Noterliği tarafından tanzim edilmiş 24/08/2020 tarihli ve 09100 yevmiye numaralı vekaletnameyi de dosyaya sunmuştur.
Dava devam ederken taraflardan birinin (somut olayda davacının) ölmesi halinde, TMK.’nun 28/1. maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu halde, ölen tarafın (somut olayda davacının) mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
6100 sayılı HMK.’nun 55. maddesi uyarınca taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya reddetmemiş ise bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir”. Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır.
Davacı vekili, 23/09/2020 tarihli duruşmada; davacı müvekkili …’nın 22/07/2020 tarihinde vefat ettiğini, HMK.’nun 55. maddesi hükmü gereğince müteveffa davacının mirasını reddetmeyen mirasçılarının davacı sıfatıyla davayı takip etmelerinin gerektiğini, buna ilişkin mirasçılık belgesi ve vekaletnameyi sunduklarını, …’nın yasal mirasçıları olan; 1-…, 2-… ve 3-…’nun dosya davacıları olarak UYAP’a kaydının yapılmasını talep etmiştir.
Özetle; 29/03/2018 tarihli dava dilekçesiyle, davacı … için, davaya konu kaza sonucu yaralanması nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı isteminde bulunulmuş, yargılamanın devamı sırasında davacı … (22/07/2017 tarihinde) vefat etmiştir.
Ölüm ile kişilik hakları son bulduğundan, yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davacı …’nın mirasçılarının davaya dahil edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda Davacı vekili tarafından davacıya ait veraset ilamı ile onun mirasçılara ait vekaletname dosyaya sunulmuş, davaya tüm mirasçıların davacı sıfatıyla kaldığı yerden dava devam edecekleri açıkça beyan edilmiştir. Böylece davacı …’nın vefatı sonrası dosyada yeniden taraf teşkili sağlanmış ve mahkememizce yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili 25/09/2020 tarihinde UYAP’tan sunduğu dilekçesinde özetle; maluliyet tazminatının kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğunu, mirasçıların maluliyet tazminatı talep etme haklarının bulunmadığını, davacının vefat ettiğini, ölü bir kişinin herhangi bir hakkın süjesi olamayacağını, bu nedenle onun açmış olduğu davaya devam edilemeyeceğini, bu şekilde yürütülen bir dava sonunda ölü kişi lehine veya aleyhine hüküm kurulamayacağını belirterek haksız davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 27/1. maddesi gereğince, gerçek kişiler yönünden maddi hukuk bakımından hak ehliyeti ve usul hukuku bakımından da taraf ehliyeti ölümle son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölü kişi adına hüküm kurulamaz. Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen ve mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar ise tarafın ölümü ile konusuz kalmaz, bu davalara, ölen tarafın mirasçıları tarafından veya ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir.
Somut olayda davanın devamı sırasında ölen davacı …’nın davada taraf olma ehliyetinin son bulduğu, davacının mal varlığına ilişkin olan tazminat haklarının mirasçılarına geçtiği, mirasçılarının da davayı takip ettiklerini bildirdikleri anlaşıldığından, davacı murisin “kaza tarihinden ölüm tarihine kadar olan” sürekli ve geçici iş göremezlik zararlarının belirlenmesi bakımından mahkememizce yargılamaya devam edilmiştir.
Diğer taraftan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2015 tarihli, 2013/18924 Esas ve 2015/4895 Karar sayılı ilamına göre; “Haksız fiil sonucu çalışma gücünün kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler de dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınarak yapılması…” gerekmektedir.
Davacılar vekili 21/10/2020 tarihli duruşmada; dava açıldıktan sonra vefat eden müvekkili davacı …’nın 12/11/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle oluşan maluliyetine ilişkin olarak … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen maluliyet raporunun (31/01/2018 tarihli Adli Kurul Raporu’nun) dosyada mevcuttur, bu raporun yeterli olduğunu, müvekkillerin murisi vefat ettiği için fiilen muayenesinin de mümkün olmadığını, mevcut dosya kapsamı ve tedavi evraklarının maluliyet yönünden yeterli olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizce davacı … 22/07/2017 tarihinde vefat ettiği, artık muayene edilmesinin de söz konusu olmadığı gözetilerek, yukarıda bahsi geçen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2015 tarihli, 2013/18924 Esas ve 2015/4895 Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında; … Teknik Üniversitesi (…) Adli Bilimler Enstitüsü Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı’nca 5 (beş) uzman tarafından düzenlenen 31/01/2018 tarihli ve … rapor numaralı maluliyet raporunun yargısal denetime uygun ve yeterli olduğu kanaatine varılarak, dosyada başkaca bir maluliyet raporu alınmasına gerek duyulmamıştır.
… Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 31/01/2018 tarihli ve … rapor numaralı maluliyet raporunda; … T.C. kimlik numaralı 1956 doğumlu …’nın, kurula iletilen tıbbi evraklardaki mevcut bulgularına göre arızası değerlendirildiğinde ve kurula sunulan bilgi ve belgelere göre; 12/11/2017 tarihinde trafik kazası geçirdiği bildirildiğine göre kişide tanımlanan patella kırığının herhangi bir sekele yol açmaksızın iyileşmesi durumunda bile halen yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne ekli cetveller 12. Liste 3la arızasına göre asgari beden çalışma gücü azalma (iş gücü kaybı) oranının %6,2 (yüzde altı virgül iki) olduğu, bu oranın şahsın son durumunu gösterir nötral sıfır methodu ile yapılacak eklem hareket açıklığı muayenesinin neticesine göre artabileceği, meydana gelen arızalarının tıbbi iyileşme süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 (yüzde yüz) malul sayılması gerektiği şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Tüm deliller toplandıktan ve eksik hususlar tamamlandıktan sonra mahkememizce dava konusu kaza sebebiyle kusur durumlarının tespiti açısından dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 29/03/2021 tarihli kusur raporunda; sürücü …’in sevk ve idaresindeki minibüs ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun dışı mahalde seyir halinde iken far ışığı altında kalan görüş alanını kontrol altında bulundurması gerekirken bunu yapmadığı, ön ilerisinde arka ışık sistemleri olmadan sağ şerit üzerinde gerekli tedbirleri almadan duraklama halinde olan traktöre arkadan çarptığı anlaşılmakla, gerçekleşen olayda alt düzeyde tali kusurlu olduğu, sürücü …’nun sevk ve idaresindeki traktör ve ona bağlı römork ile gece vakti aydınlatma bulunmayan meskun dışı mahalde aracının görünürlüğünü sağlayacak şekilde aracın arka ışık sistemleri olmadan ve yol üzerinde gerekli tedbirleri almadan sağ şerit üzerinde durakladığı esnada gerisinden seyirle gelip kendi aracına çarpan araç sonucu meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu belirtilerek, sonuç olarak; sürücü …’in %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nun %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK kusur raporu her iki taraf vekiline tebliğ edilmiş, ancak taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Mahkememizce 07/07/2021 tarihli duruşmada; iddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde yargılama sırasında vefat eden davacıların murisi …’nın “kaza tarihinden ölüm tarihine kadar olan” sürekli ve geçici iş göremezlik zararlarının hesaplanması bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından tanzim edilerek 25/07/2021 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 29/03/2021 tarihli ve … sayılı raporda; sürücü …’in %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nun ise %85 (yüze seksen beş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, … Üniversitesi Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen … sayılı ve 31/01/2018 tarihli adli kurul raporunda; 1956 doğumlu …’nın 12.11.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen arızasının; E cetveline göre %6,2 (yüzde altıvirgüliki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 (yüzde yüz) malul sayılması gerektiği kanaatine varıldığı, …’nın 22/07/2020 tarihinde vefat etmesi nedeni ile hesaplamanın söz konusu tarihe (ölüm tarihi olan 22/07/2020 tarihine) kadar yapıldığı, …’nın 12/11/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası 6 aylık geçici iş göremezlik dönem gelirine sürücünün %85 kusur oranının yansıtılmasıyla hesaplanan zararının 7.149,18-TL., %6,2 maluliyet oranı için sürekli iş göremezlik (efor) kaybına ilişkin gelirine sürücünün %85 kusur oranının yansıtılmasıyla hesaplanan zararının 2.511,10-TL. olduğu, böylece toplam zararının 9.660,28-TL. olarak hesaplandığı, SGK tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı … Sigorta A.Ş.’nin kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 310.000,00-TL. olduğu, davacı vekilinin başvuru dilekçesinin işleme alındığı tarihten sonraki 8. iş günü olan 31/01/2019 tarihinin temerrüt tarihi olduğu, sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusundaki takdirin tamamen mahkemeye ait olacağı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) vekili tarafından 29/07/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacılar vekili ise 08/12/2021 tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’nın geçirdiği kazadan sonra sürekli ve geçici iş göremezlik sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararının aktüer bilirkişi tarafından toplam 9.660,28-TL. olarak belirlendiğini ve bu tutar üzerinden talep artırımı yapacaklarını bildirmiştir. Sonuç olarak davacılar vekili dava dilekçesinde 3.650,00-TL. sürekli iş göremezlik tazminatı ve 100,00-TL. geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.750,00-TL. olarak talep ettikleri tazminat taleplerini 5.910,28-TL. daha artırarak 9.660,28-TL’ye yükseltmiştir. Davacılar vekili 08/12/2021 tarihli makbuz ile 70,00-TL tamamlama harcını ikmal etmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde “sürekli iş göremezlik tazminatı olarak” 3.650,00-TL. talep etmiş ise de; dosyada alınan aktüer bilirkişi raporunda davacıların murisi …’nın ölüm tarihine kadar talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı 2.511,10-TL. olarak hesaplanmıştır. Davacı vekili sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı kalemleri ile ilgili olarak talep artırımını her bir kalem için ayrı ayrı yapması gerekirken yapmamış, raporda hesaplanan tazminatı bir bütün olarak değerlendirerek talep artırımında bulunmuş, ancak tamamlama harcını fazlasıyla ikmal etmiştir. Davacının talep artırım dilekçesi davalı sigorta şirketine 13/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı vekili talep artırım dilekçesine karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
25/07/2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunun gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılarak; mahkememizce aktüer raporu benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
6098 sayılı TBK.’nun 54. maddesinde “Bedensel zararlar”; -1. Tedavi giderleri, -2. Kazanç kaybı, -3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve -4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak açıklanmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; sorumluluğu doğuran olayın zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK.’nun 54. maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun mal varlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK’nun) 91. maddesi ile araç işletenlere uygulamada “zorunlu trafik sigortası” olarak da adlandırılan “mali sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. KTK.’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davalı sigorta şirketi kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın (zirai traktörün) ZMSS (Zorunlu Mali Sorumluluk) sigortacısıdır. … plakalı araç, kaza tarihi olan 12/11/2017 itibariyle davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS (Trafik Sigortası) poliçesi ile sigortalı olup, kaza tarihi itibariyle geçerli sigorta teminat limiti 310,000,00-TL.’dir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS); motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında yaralanma hallerinde tedavi dışında, bu kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda bundan kaynaklanan zararları ve ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar, ziyan ve masrafları, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların da poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Sürekli iş göremezlik zararı, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda fiziksel, psikolojik, duygusal ya da entelektüel potansiyelin azalmasından kaynaklanan bir zarardır. Yüksek Yargıtay kararlarında sürekli iş göremezlik zararına “güç kaybı veya efor kaybı zararı da denilmektedir.
Bir başka ifade ile sürekli iş göremezlik zararı; beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de yaşıtlarına ve kendisi ile aynı işi yapanlara göre (malul kaldığı oranda) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa dahi (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Geçici iş göremezlik zararı ise; zarar görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançlarından ibarettir. Bir diğer ifade ile trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici iş göremezlik tazminatı, 2918 sayılı kanunun 85. maddesi kapsamındaki bedeni zararlardandır.
2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamında olan geçici iş göremezlik tazminatı, tedavinin gerektirdiği bir gider kalemi olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamındadır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususların düzenlendiği 2918 sayılı KTK’nun 92. maddesinde; “geçici iş göremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup, bu durum karşısında geçici iş göremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı)
Öte yandan davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde olayda müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirtmiştir. Davalı yanın bu savunması dikkate alınarak mahkememizce hesaplanan tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı ile ilgili de değerlendirme yapılmıştır. Şöyle ki; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur; 6098 sayılı TBK.’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmalıdır. Somut olayda; davacıların murisi (yargılama sırasında vefat eden davacı) …, 12/11/2017 tarihinde sürücüsü … olan … plakalı ticari yolcu minibüsünde yolcu konumunda iken, bindiği minibüsün arka kısmında ışık sistemi bulunmayan ve yol üzerinde gerekli önlemleri almadan duraklamakta olan … plakalı traktöre arkadan çarpması sonucunda dava konusu kaza meydana gelmiştir. Bu şekilde davacının yaralanmasına neden olan kazada ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce minibüs sürücüsü … %15, traktör sürücüsü … ise %85 kusurlu bulunmuştur. Anılan kazada minibüste yolcu olan başka kişiler de yaralanmıştır. Ticari olarak işletilen minibüste yolcu konumunda seyahat eden kişilerin emniyet kemeri takmasının mevzuat gereğince zorunlu olmadığı anlaşıldığından, ayrıca meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan muris (davacı) …’nın müterafik kusuru olduğuna veya bu nedenle zararının arttığına dair dosyada somut bir delil bulunmadığından ve davalı sigorta şirketi de bu hususu ispat edemediğinden, mahkememizce tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, … CBS’nin … Soruşturma sayılı dosyası, … Devlet Hastanesi’nin tedavi evrakları, … Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 31/01/2018 tarihli ve … rapor numaralı maluliyet raporu, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 29/03/2021 tarihli kusur raporu, dosyada alınan ve mahkememizce de benimsenen aktüer bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 12/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıların murisi …’nın yaralanmasına neden olan kazada yolcu taşıyan … plakalı ticari minibüsün sürücüsü …’in %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, … plakalı traktörün sürücüsü …’nun ise %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğu, … plakalı aracın (traktörün) kaza tarihini de kapsayacak şekilde davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) nezdinde ZMSS (Trafik Sigortası) poliçesi ile sigortalı olduğu ve kaza tarihi itibariyle poliçe limitinin 310.000,00-TL. olduğu, davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın ZMSS sigortacısı olarak davacıda meydana gelen yaralanmadan ve oluşan zarardan dolayı poliçe teminat limiti ile sorumlu olduğu, dava konusu kaza nedeniyle yaralanmasının davacıların murisi …’da %6,2 oranında meslekte kazanma gücü kaybı yarattığı, davacının iyileşme süresinin ise kaza tarihi olan 12/11/2017 tarihinden itibaren 6 (altı) ay olduğu, hükme esas alınan aktüer bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının 12/11/2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanmasından kaynaklı olarak davalı sigorta şirketinden talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının ölüm tarihi olan 22/07/2020 tarihine kadar 7.149,18-TL., sürekli iş göremezlik tazminatının ise ölüm tarihi olan 22/07/2020 tarihine kadar 2.511,10-TL. olduğu, buna göre davacı mirasçıların davalı sigorta şirketinden 22/07/2020 tarihinde vefat eden murislerinden dolayı talep edebileceği toplam maddi tazminatın 9.660,28-TL. olacağı, bu miktarın (9.660,28-TL.’nin) davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı, dava dilekçesinde sürekli (daimi) iş göremezlik tazminatı adı altında 3.650,00-TL. ve geçici iş göremezlik tazminatı adı altında ise 100,00-TL. talep edildiği, aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan 2.511,10-TL. sürekli iş göremezlik miktarının dava dilekçesindeki talebin dahi altında kaldığı, bu nedenle davacı tarafın dava dilekçesinde talep edebileceği miktardan 1.138,90-TL. fazla sürekli iş göremezlik tazminatı talep ettiği, bu miktar yönünden (1.138,90-TL.) ise davacı talebinin reddinin gerektiği, davacı vekili her ne kadar aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat kalemlerini bir bütün olarak değerlendirerek talep artırımında bulunmuş ise de yatırılması gereken tamamlama harcını fazlasıyla ikmal ettiğinden harç ile ilgili bir eksiklik olmadığı, davacı taraf dava dilekçesinde açıkça yasal faiz talep etmiş olduğundan, hükmolunan maddi tazminata davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belge durumuna göre davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin ise davacının 19/01/2018 başvuru tarihini takip eden 8 (sekiz) iş günü sonrası olan 31/01/2018 tarihi olduğu, aktüer bilirkişi raporu ile hesaplanan toplam 9.660,28-TL. tazminat miktarına 31/01/2018 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği kanaatine varılarak; davanın kısmen kabulüne, davacının (sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden) fazlaya dair isteminin ise reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 7.149,18-TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 2.511,10-TL. sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 9.660,28-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 31/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-Alınması gerekli 659,89-TL karar ve ilam harcından, 105,90-TL. peşin harç + ıslah harcının mahsubu ile kalan 553,99-TL harcın davalıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan peşin harç ve ıslah harcı toplamı olan 105,90-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan toplam 2.131,85-TL. (35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 723,00-TL adli tıp fatura bedeli ve 367,75-TL posta masrafı) yargılama giderinin davadaki kabul ve ret miktarları dikkate alınarak yapılan oranlama ile hesaplanan 1.880,51-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar vekille temsil olunduğundan kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davada reddedilen kısım dikkate alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.138,90-TL. vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/02/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.