Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2022/299 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/177 Esas
KARAR NO :2022/299

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/06/2014
KARAR TARİHİ:23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … … – İstanbul Şubesi’ne ait, 31/05/2014 keşide tarihli, … çek seri numaralı, 35.000,00-TL. meblağlı çek üzerinde yer alan yazıların ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, davaya konu çekin boş ve imzasız bir şekilde “1” nolu davalıya teslim edildiğini, noter vasıtasıyla defalarca kez dava konusu çekin iadesinin istendiğini, ancak iade edilmeyince anılan çek yaprağına ilişkin olarak savcılık nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, buna karşın davalı alacaklının kötü niyetli olarak dava konusu çeki tahsile koyduğunu ileri sürerek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; müvekkilinin dava konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine ve “1” nolu davalı şirket aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … Metal San. ve Tic. Ltd. Şti . ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekte lehtar olan diğer davalı şirket tarafından çekin ciro edilerek tedavüle çıkartıldığını, müvekkillerinin çekin düzenlenmesi aşamasında bulunmadıklarını, çeki ciro yoluyla edindiklerini ve dolayısıyla keşidecinin dava konusu çeke dayalı iddialarının muhatabının müvekkilleri olmadığını, dava konusu çeki diğer davalı şirkete teslim ettiklerini, ibraz süresi geçen çekin kambiyo hukuku anlamında alacak – borç ilişkisi yönünden delil olma değerinin kalmadığını, davaya konu çek ile ilgili olarak davacı yanın hiçbir tehdit altında da bulunmadığını ileri sürerek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılardan … San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili ise cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili firmaya borcu bulunduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 08/05/2013 tarihli sözleşmenin imzalandığını, anılan sözleşmeye göre müvekkilinin, 3 kollu sarma makinesinin imal edilerek davacı şirkete tesliminin kararlaştırıldığını, davacının ise makine satış bedelini müvekkili şirkete ödemeyi kabul ettiğini, anılan sözleşme uyarınca müvekkili tarafından kendi üzerine düşen edimin yerine getirildiğini ve makinenin davacıya teslim edildiğini, ancak ödemelerin bir kısmının nakit bir kısmının ise dava konusu çekin de aralarında bulunduğu 3 adet çek ile yapıldığını, davaya konu çekin de aralarında bulunduğu çeklerin müvekkiline teslim edildiğini ve karşılığında davacıya makbuz verildiğini, çeklerin satış bedeline karşılık ve imzalı bir şekilde teslim alındığını, müvekkili şirketin davacı (karşı davalı) şirketten alacaklı olduğunu, bu durumun ticari defterlerin incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını, davacının dava konusu çekin teminat çeki olduğunu ancak ve ancak yazılı delille ispat etmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; haksız ve mesnetsiz asıl davanın reddine, taraflarınca açılan karşı davanın ise şimdilik 35.000,00-TL. yönünden kabulüne karar verilmesini talep (ve karşı dava) etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl dava; davaya konu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkililerine ait olmadığı iddiasıyla, davacı şirketin davalılara borçlu olmadığını tespitine yönelik olarak İİK.’nun 72/2. maddesine göre açılmış menfi tespit davası, karşı dava ise; sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olarak açılmış alacak davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; … Bankası A.Ş.’nden temin edilecek çek kayıtları, davaya konu çek fotokopileri, imza örnekleri, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalılardan … Metal San. ve Tic. Ltd. Şti . ile … vekili delil olarak; müvekkili şirketlere ait ve diğer davalıya ait ticari defter ve kayıtlar, müvekkili şirketlere ait imza sirküleri ve ticaret sicil kayıtları, cari hesap ekstreleri, çeklerin teslimine ilişkin tahsilat makbuzları, çeklerin iadesine ilişkin yazılı belgeler ve çek fotokopileri, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı takip dosyaları, banka kayıtları, çer asılları, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı – karşı davacı … San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ise delil olarak; sözleşme, sevk irsaliyeleri, tahsilat makbuzu, sipariş formu, çek fotokopileri, icra dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, tarafların BA ve BS formları, ihtarnameler, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkemece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararı öncesinde yapılan yargılama sırasında; davacı şirket yetkilileri … ve …’ın medarı tatbik imza örnekleri alınmış ancak çek aslı yapılan tüm yazışmalara karşın dosyaya kazandırılamamıştır. Sonrasında dosya 3 (üç) kişilik teknik bilirkişi heyetine tevdi edilerek dava konusu çek fotokopisi üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişilerden oluşan 3 (üç) kişilik heyetçe düzenlenen ve 19/10/2015 tarihinde ön bürodan dosyaya sunulan raporda özetle; tetkik konusu 35.000-TL.’lik çek fotokopisinin ön yüzünde bulunan yazı ve rakamlar ile keşideci … Ürün. Mak. Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne atfen atılmış imzanın, dosyada mevcut mukayese yazı, rakam ve imzalara kıyasla şirket yetkilileri … ve …’ın elinin ürünü olmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen 26/04/2016 tarihli, 2014/186 E. ve 2018/401 K. sayılı kararda; -asıl dava yönünden; dava konusu çekin yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmediği, çekin arkasında ibraz kaşesinin bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda dava konusu senedin çek vasfını yitirmiş olduğu, hamilin müracaat borçlularına karşı başvuru hakkını da yitirmiş olduğu, diğer bir anlatımla söz konusu belgeden (vasfını yitirmiş çekten) dolayı iddia olunan alacağın tahsilinin talep edilemez olduğu, keşideci veya diğer müracaat borçlularına başvurulamayacağı, bunun sonucu olarak dava konusu çekin keşidecisi görünen davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçeyle asıl davanın reddine, -karşı dava yönünden ise; 24/12/2015 tarihli duruşmada taraflardan biri tarafından dava yenileninceye kadar dosyanın HMK.’nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği, işlemden kaldırma tarihinden itibaren 3 (üç) ay içinde taraflarca karşı davanın yenilenmediği anlaşıldığından, karşı davanın HMK.’nun 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı davacı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen 14/12/2020 tarihli, 2018/1845 E. ve 2020/111 K. kararda aynen;
“…Somut olayda, dava konusu çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği ihtilafsız olup, bu durumda çek nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilirse de hamil, aralarında temel ilişkinin bulunduğu cirantaya karşı, bu çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanabilir ve alacağını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Keşideciye karşı ise uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabilir.
Bu açıklamalar ve anılan yasa hükmü karşısında, davalılar tarafından çeke dayalı olarak davacı aleyhine sebepsiz zenginleşme ve genel hükümler çerçevesinde alacak talebinde bulunabileceği gibi genel haciz yoluyla icra takibinde bulunabileceği gözetildiğinde, eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararının olduğunun kabulü gerekir (Emsal Bkz. Yargıtay 19. HD. 01.06.2010 tarih, 2009/9371 E ve 2010/6779 karar sayılı ilamı).
Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince, asıl dava yönünden dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşılmakla…” denilmek suretiyle mahkemece verilen kararın asıl dava yönünden kaldırılmasına ve asıl davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine (mahkememize) gönderilmesine karar verilmiştir. Sonrasında dosyanın tensibi yapılarak yukarıda yazılı esasa kaydedilmiştir.
İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi tarafından sadece asıl dava (menfi tespit davası) yönünden mahkememizce verilen kararın kaldırıldığı, karşı dava (alacak davası) bakımından ise herhangi bir kaldırma kararı verilmediği anlaşılmış olmakla yargılamaya asıl dava yönünden devam edilmiştir.
Mahkememizce 11/11/2020 tarihli duruşmada; tarafların beyanları alındıktan sonra… Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılarak, … Soruşturma sayılı dosyanın ve ilgili soruşturma dosyası içerisinde mevcut ise davaya konu 31/05/2014 keşide tarihli, … seri nolu ve 35.000,00-TL. bedelli çek aslının “yaptırılacak bilirkişi incelemesine esas olmak üzere” gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiştir. Ayrıca aynı celsede davalı … Makine … Ltd. Şti. vekiline temin edebilirse dava konusu çek aslını mahkememize sunması için süre verilmiştir. Sonrasında davaya konu çekin de aralarında bulunduğu 2 adet çekin… CBS tarafından mühürlü zarf içerisinde mahkememize gönderildiği, 2275 kasa numarası ile kasaya alındığı görülmüştür.
Mahkememizce sağlıklı bir imza incelemesi yapılmasını temin amacıyla 05/10/2021 tarihli ara kararla; dava konusu çek aslı üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılabilmesi için, davacı şirket yetkililerinin dava konusu çekin düzenlendiği tarihlerde kullandığı ıslak imzalı belge asıllarının bulunduğu yerleri bildirmek üzere davacı vekiline süre verilmiş, ıslak imzalı belge asıllarının bulunduğu yerler bildirildiğinde ilgili kurumlara müzekkere yazılmasına, bilirkişi incelemesi yaptırılması hususunun ise eksiklikler giderildikten sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir. Yeterince ıslak imzalı belge temininin akabinde ATK Fizik İncelemeleri İhtisas Dairesi’ne müzekkere yazılarak; davacı şirket yetkilileri … ve …’ın mahkemede alınmış imza örnekleri, dosyada mevcut ıslak imzalı belge asılları ile mukayese yapılmak suretiyle dava konusu … … / İstanbul Şubesi’ne … çek seri numaralı, 31/05/2014 keşide tarihli, 35.000,00-TL. meblağlı çekin ön yüzündeki imzanın davacı … … Mak. Gıda İnş. San. Tic. Ltd. Şti. yetkilileri olan … ve …’ın eli ürünü olup olmadığının tespitinin yapılarak, hazırlanacak raporun gönderilmesi istenmiştir.
ATK Fizik İhtisas Dairesi uzmanları tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 08/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu çekte atılı keşideci imzasının, teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere … ve …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir. ATK Fizik İhtisas Dairesi raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, asıl davada davacı vekili tarafından 15/02/2022 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Asıl davada davalı şirket vekili … San. İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından 21/02/2022 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilmiş ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Eldeki asıl dava; İİK.’nun 72/2 maddesine göre açılmış ve çekteki keşideci imzasının inkârına dayalı menfi davasıdır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. 6100 sayılı HMK.’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında ise yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sonrasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre farklılık gösterir. Zira menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak ispat yükünün davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır. İmza inkârına dayalı olarak İİK.’nun 72. maddesine göre menfi tespit davalarında imzanın davacı borçluya ait olup olmadığını ispat yükü de, alacağını senede dayandıran ve dolayısıyla senetteki (somut olayda bonolardaki) imzanın davacı borçluya ait olduğunu ileri süren davalı alacaklı tarafa düşmektedir. (Yargıtay HGK.’nun 26/04/2006 tarihli, 2006/12-259 E. ve 2006/231 K. sayılı kararı)
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nin düzenlediği raporda sonuç olarak; dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilileri … ve …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Böylece ATK Fizik İhtisas Dairesi uzmanlarınca düzenlenen 08/02/2022 tarihli raporda inkâr edilen imzanın davacı borçlu şirket yetkililerine ait olup olmadığının tespit edilemediğinin açıklandığı görülmektedir. Bu durumda yasada öngörülen “inkâr edilen imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması” koşulu somut olayda gerçekleşmemiştir. ATK bilirkişi raporunda yer alan bu belirsizliğin davacı borçlu lehine yorumlanması zorunludur. Zira çekteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. Diğer taraftan Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, kambiyo senetlerinde senet metninden anlaşılan tüm def’iler herkese karşı ileri sürülebilir. Bir başka ifade ile dava konusu çekteki keşideci imzasının sahte olduğuna ilişkin def’i (imza inkârı), senedin hükümsüzlüğüne yönelik mutlak bir def’i olduğundan, herkese karşı ileri sürülebilir.
Somut olayda; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, dava konusu çek aslı ile dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapor hep birlikte değerlendirilmiş, davaya konu çek üzerinde davacı şirket adına atılan imzanın davacı şirketin yetkililerinin eli mahsulü olup olmadığının tespit edilemediği, bu durumda bilirkişi raporunda yer alan bu belirsizliğin davacı borçlu lehine yorumlanması gerektiği, sonuç olarak ispat yükü kendisinde olan davalıların dava konusu çekteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat edemediği, öte yandan dava konusu çekteki keşideci imzasının sahte olduğuna yönelik olarak ileri sürülen def’inin dava konusu çekin hükümsüzlüğüne yönelik mutlak bir def’i niteliğinde olduğundan herkese karşı (yani tüm dosya davalılarına karşı) ileri sürülebileceği kanaatine varılmış, böylece davanın kabulü ile dava konusu çek nedeniyle davacı şirketin tüm davalılara borçlu olmadığının tespitine, ancak davalılardan … San. İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. davacı şirket ile doğrudan ilişki içinde ve çekin lehtarı olduğundan, ayrıca lehtar olarak çekteki imzanın davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olup olmadığını bilebilecek durumda bulunduğundan, dava konusu çeki diğer davalılara ciro ederek tedavüle çıkarmakla kötü niyetli olduğu kanaatine varılarak, bu davalı (… San. İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.) aleyhine çek bedelinin %20’si kadar kötü niyet tazminatını da kapsayacak şekilde asıl davanın kabulüne, işlemden kaldırıldıktan sonra süresinde yenilenmeyen karşı davanın ise açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
A-1) Asıl davanın kabulü ile; davacı şirketin dava konusu … … / İstanbul Şubesi’ne ait, … çek seri numaralı, 31/05/2014 keşide tarihli, 35.000,00-TL meblağlı çek nedeniyle davalılara ayrı ayrı borçlu olmadığının tespitine,
2) Dava konusu çek bedeli üzerinden %20 oranında hesaplanan 7.000,00-TL tazminatın davalılardan … San. İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine,
3) Asıl davada alınması gerekli 2.390,85-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 597,75-TL harcın mahsubu ile 1.793,10-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı/karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.250,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya/karşı davalıya verilmesine,
5-Davacı / karşı davalı tarafından yapılan 2.815,85-TL ( 597,75-TL peşin harç, 25,20-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet harcı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 1.060,00-TL adli tıp masrafı, 529,10-TL tebligat posta) yargılama giderinin davalılardan alınıp davacı / karşı davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
B-1) Karşı davanın davacısı … San. İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. tarafından açılan davanın, 24/12/2015 tarihli duruşmada dosya mahkememizce işlemden kaldırıldığından ve davacısı tarafından yenilenmediğinden HMK’nun 150/5. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2- Karşı davada alınması gerekli 597,75-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile kalan 517,05-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı / karşı davacı … San. İç Ve Diş Tic. Ltd. Şti.’ye iadesine,
3-Davacı / karşı davalı … Kağıt .. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacı/karşı davalıya verilmesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır