Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/174 E. 2020/889 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/174 Esas
KARAR NO:2020/889

DAVA:Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/03/2020
KARAR TARİHİ:10/12/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in yurt dışındaki … bankasında bulunan hesabından, dolandırıcılık eylemleriyle müvekkiline ait davacı şirket fatura ödemesi yapılıyor gibi gösterilip e-posta yoluyla talimat verilmek suretiyle, önce davacı şirket hesabına, oradan da davalı bankadaki 3.kişi hesabına 26/04/2019 tarihinde 45.950 Euro gönderildiğini, bunun üzerine bilgisi dışında davalı bankaya yapılan ödemenin durdurulmasının ve geri ödenmesinin istendiğini ancak, davalı bankanın dolandırıcılığı engellemeye yönelik hiç bir işlem yapmadığını, bankalardan beklenen özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve basiretsiz davrandığını, dolandırıcılığa ilişkin … CBS’ye suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı bankanın oluşan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 45.950 Euro’nun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, dava konusu eylemi yapan kişi veya kişiler ile hesabına para aktarılan kişiye yöneltilmesi gerektiğini; davacıların hesabının bulunduğu … bankasından müvekkili bankada hesabı bulunan müşterinin hesabına geçen paranın iade alınmasının mümkün olmadığını, Bankacılık Kanunu’nun 61.maddesi kapsamında sınırlamalar hariç olmak üzere hesap üzerindeki tasarrufların ancak hesap sahibinin yazılı talimatı veya muvafakatine istinaden yapılabileceğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; davacıların dava dışı banka hesabından bilgi ve rızaları dışında davalı banka nezdindeki başka bir hesabı gönderilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava dışı … bankasındaki hesabından bilgi ve rızaları dışında dolandırıcılık eylemleriyle davalı bankadaki 3.kişiye ait hesaba gönderilen paranın kendilerine iade edilmemesi nedeniyle oluşan zarardan davalı bankanın sorumlu olduğunu ileri sürmüş; davalı banka ise, dava konusu eylemi gerçekleştiren kişilere husumetin yöneltilmesini, diğer yandan banka müşterisinin hesabından paranın ancak müşterinin yazılı talimatı veya muvafakati ile alınmasının mümkün olduğunu savunmuştur.
Davacılara ait … banka hesabında bulunan paranın, dava dışı gerçek kişiye ait davalı banka nezdindeki hesaba gönderildiği her iki tarafında kabulündedir.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; dava dışı bir banka nezdinde bulunan davacılara ait hesaptan, hesap sahibi davacıların bilgi ve rızaları dışında hileli yollarla, davalı banka nezdindeki başka bir hesaba yapılan para transferi nedeniyle uğranılan zarardan davalı bankanın sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasındadır.
Taraflar arasında sözleşmesel (akdi) bir ilişki bulunmayıp, iddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nın 49.vd maddeleri gereğince bir kimsenin haksız fiil nedeniyle zarara uğraması halinde, zarara sebebiyet verenin sorumlu tutulabilmesi için zarar verenin hukuka aykırı ve kusurlu bir eyleminin bulunması; bunun yanında eylemle, oluşan zarar arasında da nedensellik bağının bulunması yasal zorunluluktur.
Somut olayda; taraflar arasında mevduatın saklanması konusunda bir bankacılık ilişkisi bulunmayıp, davacılara ait paranın bulunduğu hesap dava dışı … bankasındadır. Davacıların hesabındaki parayı saklama yükümlülüğü, hesabın bulunduğu dava dışı …’ye aittir. Her ne kadar dolandırıcılık eylemleri sonucu dava dışı bankadan davalı bankanın müşterisinin hesabına gönderilen paranın iadesi istenilmiş ise de, davalı bankanın müşterisi hesabına geçen para, müşterinin yazılı talimatı veya muvafakati olmadan iade edemeyeceği gibi 5411 sayılı Bankacılık Yasasının 61.maddesi gereğince davalı bankanın parayı tutma yetkisi de yoktur. Kaldı ki, para transferine neden olan güvenlik açığı davacılara ait e-posta adreslerinin ele geçirilmesiyle ortaya çıkmış olup, davalı bankanın para transferinde herhangi bir kusurlu ve hukuka aykırı eylemi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla uğranılan zarardan dolayı davalı bankanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereği alınması gerekli 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 5.194,71 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.140,31 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 29.742,88 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2020

Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı