Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2022/178 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/171 Esas
KARAR NO:2022/178

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/03/2020
KARAR TARİHİ:24/02/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında yapılmış “…” (Sıvı Dolum Hattı Makinesi) satımına ilişkin 06/06/2016 tarihli sözleşme gereği müvekkili tarafından ödemelerin yapıldığını ancak, makinenin üretimde ve tasarımda hata olması nedeniyle yaklaşık 3 ay boyunca kurulumunun tamamlanamadığını, müvekkili şirket fabrikasına gecikmeli olarak Haziran 2017 tarihinde kurularak teslim edildiğini; makinenin kurulumundan sonra tam fonksiyonlu şekilde çalıştırılamadığını, garanti süresinde olmasına rağmen müvekkili tarafından parça değişimi yapıldığını ancak, makinenin çalışır duruma getirilemediğini, davalı şirketin servis elemanları tarafından yapılan çalışmalar sonrasında yine arızanın giderilemediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından taraflar arasında yapılmış sözleşmeden dönüldüğünü, bu hususta gönderilen ihtarnameye cevap verilmediği gibi makinenin müvekkil fabrikasından kaldırılmadığını; davalının teslim yükümlülüğüne aykırı davranarak makineyi gecikmeli ve ayıplı teslim ettiğini, sözleşmenin davalı tarafça ihlal edildiğini, müvekkili şirketin zarara uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle dava konusu makinenin satışı için ödenen 272.500 Euro’luk anlaşma bedelinden şimdilik 132.500 Euro’luk kısmının 16/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline, 135.000 Euro’lık kısım için talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; 12/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 272.500 Euro’ya yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılmış sözleşmenin Sirke Dolum Makinesi imalatına ilişkin olduğunu, makinenin imalat ve montajından sonra, davacı şirketin sirke dolumundan vazgeçerek taneli bir yöresel içecek dolumu yapmaya karar verdiğini, bu nedenle makinenin üzerinde bütün donanım ve yazılımının değiştirilmesi gerektiğini; yapılan çalışmaların tamir yada iyileştirme olmadığını, tümüyle davacı taraf taleplerinin karşılanmasına ilişkin olduğunu, davacı taleplerinin ek maliyet kapsamına girdiğinden revizyon masraflarının kendisi tarafından karşılandığını, sözleşmede garanti kapsamının ayrıntılı olarak yer aldığını, davacı taraf taleplerinin karşılandığını, davacının gerekli ve düzenli voltajı sağlayamaması nedeniyle oluşan arızaların garanti kapsamı dışında kaldığını, buna ve ücretsiz servis sağlanmasına rağmen davacının sözleşmeden döndüğünü ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında yapılmış 06/06/2016 tarihli eser sözleşmesi gereği, davalı tarafça imal edilip davacıya satışı ve montajı yapılan dava ve sözleşme konusu makinenin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönülmesi nedeniyle davacı tarafça davalıya ödenen 272.500 Euro makine bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yanlar arasında sözleşmelerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek ( TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. Maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde; gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. Maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.
Bunun yanında, TBK’nun 476. maddesi; “Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, işsahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple işsahibine yüklenebilecek olursa işsahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.” hükmünü içermektedir.
Buna göre eserdeki ayıp, iş sahibinin talimatından veya kişisel kusurundan kaynaklanmış ise, iş sahibi eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz. Ancak, bunun için iş sahibinin talimatlarına karşı yüklenicinin, aydınlatma ve özellikle uyarma borcunu yerine getirmiş olması, buna rağmen iş sahibinin talimatta ısrar etmesi gerekir. Başka bir anlatımla yüklenicinin aydınlatma ve uyarılarına rağmen işsahibi, verdiği talimatla eserin ayıplı duruma gelmesine sebebiyet vermişse ayıptan doğan haklarını kullanamaz. İş sahibinin talimatından kaynaklanan durumlarda yüklenicinin, aydınlatma ve uyarma görevini yerine getirmemesi durumunda eserdeki ayıptan dolayı sorumlu olacağı kuşkusuzdur.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği sipariş edilen sıvı-sirke dolum makinasının çalışır durumda davacıya teslim edildiği, kararlaştırılan bedelin ödendiği her iki tarafın kabulünde olup; uyuşmazlık, dava konusu makinada davacı iş sahibinin talimatı doğrultusunda yüklenici tarafça yapılan revizyondan sonra ortaya çıkan arıza (ayıp) nedeniyle sorumluluğun hangi tarafta olduğu noktasındadır.
Taraflar arasındaki somut uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle taraflar arasındaki sözleşme konusu makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise sorumluluğun hangi tarafta olduğu ve buna bağlı olarak ödenen bedelin alıcı davacıya iadesinin gerekip gerekmediğinin tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler SMMM …, Elektrik Mühendisi …, Y. Makine Mühendisi … ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Prof. Dr. …’na tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 28/06/2021 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; dava konusu makinenin 06/06/2016 tarihinde satın alındığı ve 16/06/2017 tarihinde çalışır vaziyette davacıya teslim edildiği, akabinde makinenin alıcı davacının talebi üzerine satıcı davalı tarafça taneli içecek için dolum makinesi olarak revizyonunun yapıldığı, yeni program yüklenerek donanımsal parçaların değiştirildiği ancak, istenilen seviyede verimli halde çalıştırılamadığı, üretim yapılamamasından dolayı ayıplı mal sayılması gerektiği, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğu; makinedeki arızanın giderilememesinden kaynaklı ayıp mal nedeniyle sözleşmenin feshinin haklı fesih olarak değerlendirilebileceği; bu durumda alıcı davacının, ödemiş olduğu satış bedelini faizi ile birlikte talep hakkının bulunduğu gibi diğer zararlarını isteyebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında yapılmış 06/06/2016 tarihli eser sözleşmesi gereği sözleşme ve dava konusu makinenin, yüklenici davalı tarafından iş sahibi davacıya, imalatının tamamlanarak 16/07/25017 tarihinde tesliminin ve montajının yapıldığı, satış bedeline ilişkin davalıya 272.500 EURO’nun ödendiği; daha sonra iş sahibi davacı taraf talimatı doğrultusunda davalı tarafça makinenin işlev amacının değiştirilerek revizyonunun yapıldığı, makinenin donanımsal parçalarının ve yazılımının yeniden düzenlendiği ancak, revize edilen makinenin revizyondan sonra çalıştırılamadığı gibi üretim yapılamadığı, bu nedenle davacı tarafça sözleşmeden dönüldüğü taraf beyanları ve dosya kapsamı ile sabittir.
Özetlendiği şekliyle dava konusu sıvı-sirke dolum makinasındaki arıza, sipariş edilip imalatı yapıldıktan ve çalışır vaziyette teslim edildikten sonra; davacı iş sahibinin talimatı doğrultusunda davalı yüklenici tarafça yapılan revizyon (taneli içecek makinasına dönüştürülmesi) sonrasında ortaya çıkmış ve makina kullanılamaz hale gelmiş olup, bilirkişi kurulu raporunda da açıkladığı üzere ayıplıdır.
Davalı yüklenici taraf, makinadaki revizyon sonrası ortaya çıkan ayıptan dolayı sorumluluklarının bulunmadığını, sorumluluğun revizyon talimatını veren davacı iş sahibinde bulunduğunu savunmuş ise de;
Yukarıda açıklandığı üzere TBK’nın 476.md gereğince yüklenicinin sorumluluktan kurtulabilmesi için, talimatı veren iş sahibini revizyon sonrası doğabilecek sonuçlar konusunda açıkça uyarması ve bilgilendirmesi gerekeceğinden ve bu konuda herhangi bir kanıt sunmadığından, bu yöndeki savunmaya değer verilmemiştir.
Davacı iş sahibi TBK’nın 475.maddesindeki sözleşmeden dönme hakkını kullandığından, dava konusu makine için ödenen bedelin, … 63. Noterliğinden çekilen 13/06/2019 tarih ve … nolu ihtarname ile verilen süre sonu olan 30/06/2019 tarihinden (temerrüt tarihi) itibaren faizi ile birlikte tahsiline ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Islah edilen DAVANIN KABULÜ ile,
272.500,00 Euro’nun 30/06/2019 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a.maddesi gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 298.118,23-TL karar ve ilam harcından 42.602,88-TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 255.515,35-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 132.266,96-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 42.602,88 TL peşin ve ıslah harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 7.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 111,50 TL tebligat giderlerinin toplamı 49.776,58 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı