Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/147 E. 2020/838 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/147 Esas
KARAR NO:2020/838

DAVA: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:28/02/2020
KARAR TARİHİ:04/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … adına kayıtlı, davalı şirket tarafından ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile sigortalı … plakalı, … model … … … markalı aracın, 08/02/2018 tarihinde … idaresindeyken meydana gelen tek taraflı kazada takla atması neticesinde tamamen yandığını, araçta böylelikle tam hasar meydana geldiğini, kaza sonrasında hastanede yapılan tahliller sonucu sürücünün sıfır promil alkollü yani alkolsüz çıktığını, ayrıca sürücünün alkol veya uyuşturucu madde etkisi altındayken araç kullanma suçundan beraat ettiğini, müvekkilinin aracının … … servisinden alındığını, aracın kazalı ve tamamen yanmış şekilde yine alındığı bayi olan … …’nin servisine çekildiğini, daha sonra müvekkiline ait araçla ilgili olarak davalı şirket tarafından hasar dosyası açılarak müvekkiline 200.000,00-TL. hasar ödemesi yapıldığını, ancak ödenmesi gereken tam tutarın müvekkiline ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00-TL. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ise cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu kaza nedeniyle davacının uğradığı zararın müvekkili şirketçe tamamen karşılandığını, davacının başkaca alacağı kalmadığını, müvekkili sigorta şirketinin kayıtsız ve şartsız bir şekilde davaya konu edilen tüm borçlarından dolayı ibra edildiğini, böylece davacının tüm haklarından feragat ettiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı … nezdinde “İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası – Kasko” poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın, 08/02/2018 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza sonucunda takla atması ve sonrasında yanmak suretiyle pert olması nedeniyle meydana gelen hasardan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; hasar dosyası, arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, alkol raporu, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, trafik kaydı, itfaiye yangın raporu, ibraname (makbuz) ve diğer tüm yasal delilllere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; hasar dosyası, Kasko Sigorta Poliçesi, 14/12/2018 tarihli “İbraname -Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu, ödeme dekontu, ekspertiz raporu, kaza tespit tutanağı, aracın kaza tarihindeki piyasa rayiç değerini gösterir internet ilanları, aracın daha önce karıştığı kazaya dair tramer kaydı ekran alıntısı, aracın kaza geçmişini gösterir tramer kayıtları, hasarla ilgili belge, tutanak ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin, keşif ve ikamesi mümkün sair diğer delillere dayanmıştır.
28/11/2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK’un) 2. maddesinde kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır.
6502 sayılı TKHK’un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-1 maddesinde ise tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda “Tüketici Mahkemeleri” görevli kılınmıştır. 6502 sayılı kanunun 83/2 maddesinde ise, taraflarından birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlemiştir.
Davacı gerçek kişi … vekili 04/12/2020 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında açıkça; dava konusu yaptıkları taleplerinin müvekkiline ait … plakalı … marka aracın 08/02/2018 tarihinde tek taraflı kaza sonucu takla atması sonrasında yanmak suretiyle pert olduğunu, davalarının aracın kasko poliçesine dayalı olarak davalı … tarafından müvekkiline yapılan 200.000,00-TL. tutarındaki ödeme dışında kalan fark ödemesine yönelik belirsiz alacak davası olduğunu belirtmiştir.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmeseler dahi re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; dava konusu uyuşmazlıkta davacıya ait ve davalı … nezdinde ihtiyari mali mesuliyet sigortası (kasko sigortası) ile sigortalı … plakalı … marka aracın 08/02/2018 tarihinde tek taraflı kaza sonucu takla atması sonrasında yanmak suretiyle pert olduğu, pert olan araçla ilgili bakiye hasar bedelinin davalı … şirketinden tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu alacak (tazminat) talebine dayanak olan aracın dosyada mevcut trafik kayıtlarında ise hususi araç olduğu, araç maliki davacının ise gerçek kişi olduğu ve davacının yukarıda anılan 6502 sayılı yasa hükümleri kapsamında tüketici konumunda bulunduğu, somut uyuşmazlığın davanın tarafları arasındaki temel ilişkiye göre çözümlenmesi gerektiği, dolayısıyla dava konusu kasko poliçesinden kaynaklı uyuşmazlığın Tüketici Mahkemeleri’nin görevine girdiği, böylece mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla; davanın aşağıdaki şekilde görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin… TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK.’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK.’nun 331/2. maddesinin son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-HMK.’nun 20/1. maddesi uyarınca, işbu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 (iki) haftalık kesin süre içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, ( ihtar edildi )
Dair, HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/12/2020…

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır