Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/13 E. 2020/684 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/13 Esas
KARAR NO:2020/684

DAVA:Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/05/2015
KARAR TARİHİ:05/11/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05.03.2014 tarihinde davalı banka ile yaptığı İnternet Bankacılığı Sözleşmesi kapsamında, banka nezdinde bulunan hesap üzerinde İnternet bankacılığı işlemlerini yapmak üzere şirket çalışanı …’ı yetkilendirdiğini, bu kapsamda “sadece akıllı rehberde tanımlanan hesaplara yönelik olarak ve 250.000,00 TL tutar ile sınırlı kalmak kaydıyla EFT işlemleri için “tam yetki”, havale işlemleri için ise sadece “hazırlayıcı” yetkilerinin tanımlandığını, ayrıca şirket hesabına ait IBAN numarasının davalı bankanın internet şubesinde yer alan “akıllı rehber”e tanımlanarak para transferinin sadece belirtilen IBAN numarasına yapılabilecek şekilde düzenlenmesi için davalı bankaya talimat verildiğini, ancak sözleşme kapsamında tanımlanan bu yetkilendirmelere aykırı olarak müvekkilinin hesabından usulüz olarak toplam 4.359.752,00 TL para transferinin gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, bu miktardan 600.272,00 TL’nin eski çalışan … tarafından müvekkili şirketin davalı bankadaki hesabına iade edildiğini, ancak halen 3.759.480,00 TL iade edilmeyen ve bankaca karşılanmayan zararının mevcut olduğunu, bankaların güven kuruluşları olmaları nedeniyle ağırlaştırılmış özen yükümlülüğü altında bulunduklarını, yapılan sözleşmeye aykırı olarak Borçlar Kanunu 112.maddesi uyarınca meydana gelen zararın banka tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin uğradığı 3.759.480,00 TL’lik zararın 11.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmeye aykırı herhangi bir hizmet sunulmadığını, zira davacı tarafça sözleşme eki formunda “tüm işlemleri için firma yetki limit dahilinde ve belirtilen yetkilerde kullanmak için seçiniz” bölümünde “tam yetkili” kutucuğunun işaretlenmesine rağmen, davacının tam yetkinin sadece EFT işlemleri için hüküm ifade ettiği ve yetkilendirilen kişinin havale işlemleri için tam yetkisinin bulunmadığı iddiasının yerinde olmadığını, davacının gerçekte bunu amaçlamış olması durumunda “tam yetkili” kutucuğunu işaretlerken ” hazırlayıcı” kutucuğundaki işareti de muhafaza etmesi ve havale işlemleri için sözleşme eki formu 2.sayfasında yer verilen kullanıcı bilgileri sayfasıyla “havale onaylayıcısı” yetkilendirmesiyle bir başka çalışanını yetkilendirmesi gerektiğini, şirket çalışanın görevini kötüye kullanarak yapmış olduğu işlemlerin 9 ay sonrasında bu yetkinin tam yetkili olmadığı iddiasıyla dile getirilmesinin TMK 2’nci maddesindeki dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığını, ayrıca davacı çalışanı …’ın tam yetkili olarak yapmış olduğu işlemlere ait hesap hareketleri ile davacının yetkisi dışında yaptığını iddia ettiği havale işlemleri dahil tüm bilgilerin elektronik ortamda davacıya gönderildiğini, davacının günlük olarak almış olduğu havale bilgilerine ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu yönde bankaya herhangi bir bildirimde de bulunmadığını, davacının adam çalıştıran sıfatıyla kusurunun sabit olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrası 05/10/2017 tarih, 2015/492 Esas, 2017/709 Karar sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi’nin 06/06/2018 tarih, 2018/61 Esas, 538 Karar sayılı kararla taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, bu kez karar davalı vekili ve davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/06/2018 tarih, 2018/61 Esas, 538 Karar sayılı kararıyla; “1-Dava, davacı ile davalı arasında yapılan bankacılık ve internet bankacılığı sözleşmelerine aykırı davranıldığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, somut olayda her iki tarafın da 6098 sayılı Borçlar Kanunun 52.maddesi uyarınca müterafik kusurunun olduğu gerekçesiyle, davacının talebinin davalı kusuruna denk gelen %50’lik kısmını oluşturan 1.879.740,00 TL’lik kısmının kabulüne, bakiye kısmına ilişkin talebin ise reddine dair verilen karar, taraf vekillerince istinaf edilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince, davacı şirketin çalışanı olan …”a havale yetkisi vermediği, verdiği yetkinin davalı bankada bulunan hesabına gelen paraların davacının …’ta bulunan hesabına EFT yapılması olduğu, İnternet Başvuru Formu’nun yetki grupları ve işlem limitleri kısmında “tüm işlemleri firma limiti dahilinde belirtilen yetkilerde kullanmak için seçiniz” sorusunun karşısındaki “tam yetkili” ibaresinin genel nitelikte olduğu, aslolanın daha özel nitelikte olan havale bölümündeki “hazırlayıcı” yetkisinin olduğu, dolayısıyla davacı şirket çalışanı …’ın havale yetkisi olmadığı halde havale yapmasına izin veren davalı bankanın meydana gelen olayda kusurlu olduğu, davacı şirketin ise dava konusu işlemleri yapan çalışanını seçerken gerekli özeni göstermediği ve davalı banka tarafından kendisine bildirilen hesap hareketlerini inceleyip usulsüzlüğü tespit edebilecekken bunu yapmadığı için dava konusu olayda kusurlu olduğu, tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilmelerinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilince, yapılan işlemlerin davacının rızası ve bilgisi dahilinde olduğu, internet bankacılığı sözleşmesi imzalanmasından itibaren davacı şirket çalışanı …’ın tam yetkili olarak yapmış olduğu işlemlere ait hesap ekstreleri ile yetkisi dışında yaptığı iddia edilen havale işlemleri dahil tüm işlemlere ilişkin dekontların e-posta yoluyla davacıya gönderildiği ve davacının hesaptaki işlemlere herhangi bir itirazda bulunmadığı savunulmuştur. Bu durumda, taraflar arasındaki internet bankacılığı sözleşmesinin imzalanmasından itibaren, yetkisiz temsilcinin uzun süre aralıksız işlem yapması nedeniyle yapılan işlemlerden haberdar olunmadığı iddiasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı ve sözleşme kapsamında davacı hesaplarından yapılan tüm işlemlere ilişkin olarak davalının e-posta yoluyla davacıyı bilgilendirmiş olduğu kesin olarak tespit edilmesi nedeniyle, yapılan tüm işlemlerin davacının bilgisi dahilinde olduğu ve e-posta yoluyla yapılan bilgilendirmelere hiçbir şekilde itiraz edilmediği dolayısıyla, davacının yetkisiz temsilcinin işlemlerine zımnen icazet verildiğinin kabulü gerekip gerekmediği hususu değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” neden ve gerekçeyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; taraflar arasında yapılmış internet bankacılığı sözleşmesinin imzalanmasından itibaren, yetkisiz temsilcinin uzun süre aralıksız işlem yapması nedeniyle yapılan işlemlerden davacının haberdar olunmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sözleşme kapsamında davacı hesaplarından yapılan tüm işlemlere ilişkin davalının e-posta yoluyla davacıyı bilgilendirdiğinin kesin olarak tespit edildiği, yapılan tüm işlemlerin davacının bilgisi dahilinde olduğu, e-posta yoluyla yapılan bilgilendirmelere davacı tarafça hiçbir şekilde itiraz edilmediği, dolayısıyla davacının yetkisiz temsilcinin işlemlerine zımnen icazet verdiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varıldığından yerinde görülmeyen davacı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 64.202,50 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 64.148,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 126.219,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 97,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 05/11/2020

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı