Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/129 E. 2020/446 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/129 Esas
KARAR NO:2020/446

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/10/2013
KARAR TARİHİ:22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça 15/05/2013 vade tarihli, 29/04/2013 düzenleme tarihli, 35.000,00-TL bedelli senede dayalı olarak başlatılan icra takibine ilişkin olarak davacıya …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına ait ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının davalıya ait …’da 22/03/2010 tarihinde … Satış Sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, müvekkilinin görevi gereğince otelde sınırsız misafir ağırlama hakkının bulunduğunun, işveren tarafından kendisine iletildiğini, buna şirketlerin, acentelerin, derneklerin ve sair gerçek ve tüzel kişilerin olduğunun da ifade edildiğini, davacının gösterdiği çaba sonucunda davalıya ait otelde yapılan düğün sayısının işe başladığı 2010 senesinden işten ayrıldığı 2013 senesine kadar % 250 oranında artmasını sağladığını, her nedense müvekkilinin çalışmakta olduğu otelin genel müdürünün müvekkiline ve çalışma arkadaşlarına herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın aniden düğün yerine kurumsal toplantı almaları yönünde direktif verildiğini, misafir ağırlama konusunda kendilerine kota getirdiğini, bu talimat sonrasında davacı ile çalışma arkadaşlarının verilen talimat doğrultusunda görevlerini ifa etmeye devam ettiklerini ancak davacının görevi icabı ağırladığı gerçek ve tüzel kişileri kaydettiği “check” denilen evraka 1 ya da 2 kere yanlışlıkla düğün misafiri ağırlamış olmasına rağmen şirket adı yazdığını, bu hatanın işveren tarafından fark edilmesi üzerine müvekkilinden konuyla ilgili savunma vermesinin istendiğini ancak müvekkilinin olayı tüm detaylarıyla anlattığı savunmasının otel yetkilisi tarafından yırtılıp atıldığını, müvekkili yapmış olduğu hata sebebiyle davalı işverence işten çıkarıldığını, işten çıkarılma sırasında işverence hazırlanmış bir savunma metni ile maaş bordrosu, ayrıca işten ayrılması sonrasında işveren aleyhine kıdem tazminatına ilişkin dava açmasını ve sair herhangi bir talepte bulunmasını engellemek amacıyla teminat olarak 35.000,00-TL bedelli senedin davacıya satış direktörü …ve satış direktör yardımcısı … tarafından imzalatıldığını, bahsi geçen senedin müvekkiline rızası hilafında imzalatılmasıyla ilgili olarak her nevi dava şikayet ve talep haklarını saklı tuttuklarını, bahsi geçen senedin müvekkili tarafından imzalanma tarihi işten çıkartılma tarihi olan 19/04/2013 olmasına rağmen, tanzim tarihi kısmının daha sonra işveren tarafından 29/04/2013 olarak gerçeğe aykırı şekilde doldurulduğunu, aynı şekilde işverenin sonradan bahse konu senede vade tarihi olarak 15/05/2013 tarihini eklediğini, davacıya anılan tüm bu belgeleri imzalaması aksi halde otelden çıkamayacağı söylenmiş olduğundan davacının herhangi bir sorgulama ya da itirazı söz konusu olmaksızın kendisine verilen belgeleri imzaladığını, davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi haricinde herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığını beyanla iş bu davanın kabulüne, davalı aleyhine takip konusu alacağın % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının söz konusu bonoyu müvekkiline çalıştığı dönemde zimmetine geçirdiği paraların karşılığı olarak kendi rızası ile verdiğini, davacının müvekkili şirketin işlettiği 5 yıldızlı … Otel iş yerinde 22/03/2010 tarihinde … Satış Müdür Yardımcısı olarak işe başladığını ve iş sözleşmesinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları nedeniyle haklı nedenle feshedildiği, 19/04/2013 tarihine kadar çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin dava konusu senet ile hiç ilgisi olmayan davacının başka bir usulsüz işlemi sebebiyle feshedildiğini, davacının işten ayrılmasından sonra başka usulsüz işlemlerinin bulunup bulunmadığının tespiti için çalıştığı dönemdeki tüm satış işlemlerinin incelemeye alındığını, bu kapsamda davacının şirket bilgisayarından müşteriler ile yaptığı e-posta yazışmaları incelendiğinde bunların çoğunun davacı tarafından silinmiş olduğunun tespit edildiğini, davacının silmeyi unuttuğu yazışmaların incelenmesi sonucunda ise davacının yaptığı satış işlemlerinde ailesine ait … Ltd. Şti’yi kullanarak zimmetine para geçirdiği ve oteli zarara uğrattığının tespit edildiğini, davacının 29/04/2013 tarihinde satış ve pazarlama direktörü …tarafından davet edildiğini ve şirketin zararını ödemesi gerektiğinin kendisine açıklandığını, davacının kendisine gösterilen yazışmalar karşısında suçunu kabul ettiğini ve yaptığı usulsüzlükler sonucunda zimmetine geçirdiği miktarın 35.000,00-TL civarında olduğunu ikrar ederek iş bu dava konusu bonoyu imzalayıp verdiğini, davacının borcunun sebebinin akdi bir ilişki değil haksız fiil olduğunu, dava konusu bononun davacının el yazısı ile doldurulduğunu, imzalandığını, yasal unsurları taşıdığını, kaldı ki TTK’nun 680. Maddesine göre açığa senet düzenlenmesi mümkün olup davacının iddiası doğru olsaydı dahi boş bırakılan yerlerin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delil ile kanıtlanması gerektiğini, senedin kıdem ve ihbar tazminatı davası açmamasının teminatı olarak imzalatıldığı iddiasının da diğerleri gibi tuhaf ve inandırıcılıktan uzak olduğunu beyanla davanın reddine, alacak miktarının % 20’sinden az olmamak üzere tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ;Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 13/02/2020 tarih 2017/3896 Es. 2020/358 Kar.ile mahkememizce verilen kararın; ” Takibe konu senette lehtar … ..Şti, keşideci … olarak yer almaktadır. Dosya kapsamına göre … Temizlik şirketinin tam unvanı … Ltd Şti olup ticaret sicil kayıtlarına göre davacının adı geçen şirketin temsilcisi sıfatı bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin iddiası ve dosya kapsamına göre davaya bakma görevi İş Mahkemesinin görevinde olduğu gözetilmeden esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Benzer yöndeki Yargıtay 22.HD’nin 2015/17782 Esas, 2017/25309 Karar sayılı ilamında İş Mahkemesinin kararı esastan incelenmiştir.)
Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kabul edilen istinaf istemi itibarı ile diğer hususların bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararı davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin … İŞ MAHKEMESİ olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin … İŞ MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İş Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır