Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/104 E. 2021/244 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/104 Esas
KARAR NO :2021/244

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/02/2020
KARAR TARİHİ:31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin oto bakım ve servis işi yaptığını, müvekkili şirket tarafından davalıya ait… plakalı araca oto bakım ve servis hizmeti sunulduğunu, verilen hizmet bedelinin davalı adına faturalandırdığını, müvekkili şirketçe davalı adına kesilen faturanın usulüne uygun olarak ticari defterlere işlediğini, ancak davalı şirketin fatura borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının faturaya dayalı sabit, belirli ve likit bir alacak olduğunu belirterek, davalının … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın 1.414,43-TL. asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 1.414,43-TL. asıl alacağa ticari avans faizi yürütülmesine, ayrıca davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, HMK’daki genel yetki kuralı gereğince yetkili mahkemenin müvekkili şirketin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu … … Mahkemeleri olduğunu, davacı şirket tarafından müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile 26/09/2018 tarihli, … seri nolu ve 1.414,43-TL. miktarlı faturaya dayalı ve haksız olarak icra takibi başlatıldığını, takibe ve davaya konu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi … plakalı aracın davacı şirketçe tamir edilmediğini, araca herhangi bir bakım yapılmadığını ve herhangi bir hizmet de verilmediğini, davacı tarafın tamir işlemi yapmadığı bir araçtan dolayı haksız kazanç elde etmek istediğini, taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin de kurulmamış olduğunu, faturanın müvekkili firmaya tebliğ edilmemiş olması nedeniyle söz konusu borcun doğmadığını belirterek, öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaate ise esastan reddine, davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket tarafından… plakalı araç için davalı şirkete verildiği iddia edilen oto bakım ve servis hizmeti karşılığında davalı adına tanzim edildiği iddia edilen faturaya dayalı olarak davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın, takibe konu edilen asıl alacak tutarı olan 1.414,43-TL. yönünden İİK.’nun 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı icra takip dosyası, takibe konu 26/09/2018 tarihli, … seri ve sıra nolu, 1 adet irsaliyeli fatura, davacı şirkete ait ticari defter ve muhasebe kayıtları, yapılan işle ilgili olarak davacı şirket nezdinde düzenlenmiş her tülü servis formu, tutanak ve diğer belgeler, bilirkişi incelemesi, gerekmesi halinde tanık beyanı, yemin ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, tanık beyanı, banka dekontları, yemin, şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ile diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça yetki itirazında bulunularak, … Mahkemeleri’nin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen ilamsız icra takibinde davalı tarafça yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğundan, HMK.’nun 10. ve TBK.’nun 89. maddeleri gereğince para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilebileceğinden, davacı alacaklı şirketin yerleşim yeri adresi de … Mahallesi, … Caddesi, No:… …/… olduğundan, dolayısıyla İstanbul İcra Daireleri ile İstanbul Mahkemeleri yetkili bulunduğundan, mahkememizce 01/07/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı tarafın yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Mahkememizce davaya konu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine 14/11/2019 tarihinde 1.414,43-TL. asıl alacak, 317,19-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.731,62-TL. üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 29/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında 7 günlük yasal süre içerisinde 05/12/2019 tarihinde davalı/borçlu şirket vekili tarafından takip konusu alacağa, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, sonrasında 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı şirket tarafından 12/02/2020 tarihinde harca esas değer olarak 1.414,43-TL. gösterilmek suretiyle eldeki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce 01/07/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında; davacı vekiline dava dilekçesi ekinde dosyaya fotokopisini sunduğu araç kabul formunun aslını sunması için süre verilmiş, … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak… plakalı aracın ilk tescilinden bugüne kadar maliklerini gösterir trafik tescil kayıtlarının gönderilmesi istenmiş, yine … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı … Ltd. Şti.’nin ortaklarını ve yetkililerini gösterir ticaret sicil kayıtları celbedilmiş, SGK.’ya müzekkere yazılarak 01/01/2018-31/12/2018 tarihleri arasında davalı şirkette çalışan tüm sigortalı elemanları gösteren kayıtların gönderilmesi istenmiş, ayrıca tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkereler yazılarak 01/01/2018-31/12/2018 tarihleri arasındaki BA-BS formlarının gönderilmesi istenmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen kayıtlarda; davalı şirketin ortağı ve yetkilisinin … olduğu anlaşılmıştır. SGK tarafından davalı şirketin sigortalı çalışanlarının listesinin dosyaya gönderildiği anlaşılmıştır. … plakalı aracın malik bilgileri Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilmiş, … plakalı aracın dava konusu fatura ve araç kabul formu tarihi itibariyle davalı şirket adına tescilli olduğu, daha sonra el değiştirdiği görülmüştür. … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen davacı şirkete ait BS formunun incelenmesinde; 2018 yılı içerisinde davalı tarafa mal veya hizmet satışı yapıldığına dair bir bildirimin bulunmadığı, yine … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen davalı tarafa ait BA formunun incelenmesinde ise 2018 yılı içerisinde davacı taraftan mal veya hizmet alışı yapıldığına dair herhangi bir bildirimin bulunmadığı görülmüştür. Takibe ve davaya konu faturanın KDV hariç tutarının yasa gereği formda bildirilmesi gereken tutar olan 5.000,00-TL.’nin altında olması nedeniyle tarafların BA ve BS formlarında takip konusu faturanın yer almadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket vekili tarafından takip ve dava konusu fatura aslı ile araç kabul formu aslı dosyaya sunulmuş ve mahkememizce incelenmiştir. Sunulan araç kabul formunda yer alan müşteri kısmında davalı şirketin açık unvanının yer aldığı, ancak davalı şirkete ait kaşenin forma basılmadığı, unvanın üstüne ise herhangi bir isim belirtilmeden imza atıldığı görülmüştür. Ancak, sunulan araç kabul formundaki imzanın kim tarafından atıldığı hususu tespit edilememiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçluların yaptığı itirazların iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus; borçluların icra takibine yapmış oldukları itirazında haklı olup olmadıklarının belirlenmesidir.
İtirazın iptali davası, icra takibine ve takip talebine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup; davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazların niteliği gereğince takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, dosya konusunda uzman SMMM bilirkişi …’a tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi tarafından düzenlenen 10/02/2021 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 2018-2019 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yapıldığı, bu sebeple davacı ticari defterlerinin HMK.’nun 222. maddesi çerçevesinde lehine delil teşkil edeceği, davacı şirketin davalıya vermiş olduğu hizmete ait faturaları 120.01.163 – alıcılar hesabında izlediğinin tespit edildiği, tek düzen muhasebe sistemi içerisinde 120.01.163 – alıcılar hesabının işletmenin faaliyet konusu ile ilgili her türlü mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan senetsiz alacakların izlendiği hesap olduğu, davacı tarafın ticari defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi sonucunda davacı tarafın davalı adına 2.293,88-TL. toplam bedelli 2 adet fatura düzenlemiş olduğu, davacı tarafından davaya konu edilen 26/09/2018 tarihli, 021094 sıra numaralı, KDV dahil 1.414,43-TL. bedelli faturanın davacı ticari defterlerine işlenmiş olduğu, davacı tarafın davalı taraftan hiç tahsilat yapmadığı, davacı tarafın davalıdan takip tarihi itibariyle kayden 2.293,88-TL. alacaklı olduğunun göründüğü, davalı tarafın inceleme için ticari defter kayıt ve belge ibraz etmediği, davacı tarafça davalı adına düzenlenen takip ve dava konusu faturanın davalı şirkete tebliğ edildiğine dair gerek dosya içerisinde, gerekse inceleme esnasında sunulan herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacı tarafından dosya içerisine sunulan 26/09/2018 tarihli araç kabul formu üzerinde müşteri unvanının … Tic. Ltd. Şti. olduğu, müşteri adı, soyadı ve imza kısmında davalı şirket unvanının yazılı olduğu, imzanın kime ait olduğuna dair isim yazmadığı belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından rapora karşı yazılı beyanda bulunularak davalarının kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
31/03/2021 tarihli duruşmada davacı vekili; dosyaya sunulan araç kabul formunda ve irsaliyeli faturalarda davalı şirkete ait aracın şase numarasının, motor numarasının ve plakasının açıkça yazılı olduğunu, tüm bu hususların yazılı olmasının davalıya hizmetin verildiğini gösterdiğini, zira araç servise gelmemiş olsa müvekkilinin bu bilgileri edinemeyeceğini, müvekkil şirketçe davalı tarafa servis hizmeti verildiğinin sabit olduğunu ve alacaklarının sübuta erdiğini, rapora karşı sundukları beyanlar doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Aynı celsede davalı vekili ise; gerek raporda, gerekse dosya kapsamındaki belgelerde davacı şirket tarafından müvekkili şirkete verildiği iddia edilen hizmete ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan araç kabul formundaki imzanın kime ait olduğunun belli olmadığını, davacı tarafın davasını ispat edemediğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Davalı şirket, davacıdan takibe ve davaya konu edilen fatura içeriğindeki servis ve araç bakım hizmetini hiç almadığını iddia etmiştir. İtirazın iptali davasında “ispat yükü” kural olarak itiraz eden ve davacı alacaklıya borçlu olmadığını ileri süren davalı borçluya değil, davalıdan alacaklı olduğunu iddia eden davacıya aittir. Bu nedenle alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraf, hukuki ilişkinin yani borcun varlığını, davalıdan alacağı bulunduğunu ve haklılığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 04/04/2017 tarihli, 2016/7819 Esas ve 2017/2738 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; icra takibine konu faturadaki malın veya hizmetin davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura malın teslimi veya hizmetin verildiğinin ispatı için yeterli değildir. Nitekim, İstanbul BAM. 13. HD.’nin 25/12/2019 tarihli, 2018/1393 E. ve 2019/1902 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. Bu durumda davacı taraf, takibe dayanak yaptığı fatura konusu hizmeti davalıya verdiğini iddia ettiğine, davalı taraf da faturalar konusu hizmeti almadığını savunduğuna göre, davacı taraf iddiasını kanıtlamak zorundadır. Salt fatura düzenlenmesi hizmetin verildiği anlamına gelmeyeceğinden, mahkememizce dosyadaki mevcut delil durumuna göre davacı şirketin fatura konusu araç bakım ve servis hizmetini davalı şirkete verdiğine yönelik iddiasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen icra takip dosyası, dosyada alınan ve benimsenen bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere göre, davacının dosyaya sunduğu araç kabul formunda davalı şirketin unvanı yazılı olmasına karşın atılan imzanın kime ait olduğunun belli olmadığı, dosyaya sunulan irsaliyeli faturada davalı şirkete ait imza bulunmadığı, araç kabul formu ile dava konusu faturada… plakalı araca ait plaka, motor ve şasi numarası gibi bir kısım ayırt edici bilgiler yer almakta ise de bunların tek başına fatura konusu hizmetin davalıya verildiğini ispata yeterli olamayacağı, takip ve dava konusu fatura her ne kadar davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı ise de; fatura içeriğinde yer alan araç bakım ve servis hizmetinin davacı tarafça davalı şirkete verildiği hususu ile takip konusu alacağın varlığı ve miktarının davacı tarafça somut delillerle ispatlanamadığı kanaatine varılmakla davanın reddine, öte yandan takip alacaklısı davacının, davalı şirket aleyhine icra takibi başlatmakta kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından ve yasal şartları oluşmadığından, davalı yanın haksız takipten dolayı tazminata yönelik isteminin ise reddine ilişkin olarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL. karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL. peşin harcın mahsubu ile kalan 4,90-TL. harcın davacıdan alınarak Maliye’ye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.414,43-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın kesinleşme şerhi yazıldığında ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır