Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/93 E. 2019/363 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/93 Esas
KARAR NO : 2019/363
DAVA : İstirdat (Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/04/2012
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 27.04.2005 tarihinde 25 Milyon Euro ve 05.11.2009 tarihinde 25 Milyon Euro limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, yatırımlarını gerçekleştirmek için başka bankalardan da kredi alındığını, 2008 yılında Türkiye ve dünyada yaşanan ekonomik krizden müvekkilinin de etkilendiğini, müvekkilinin 2008 yılında başlayıp 2009 yılında gittikçe ağırlaşan mali kriz ve dar boğazdan kurtulabilmek için … Bankası ve davalı bankanın birlikte kullandırdığı kredinin yeniden yapılandırılması için görüşmeler başlatıldığını, … Bankası’ndan kullanılan kredilerin yeniden yapılandığını, kredilere ilave dönemsiz ödemeler tanımlandığını, ana para geri ödemelerinin ertelenerek vadelerinin uzatıldığını, davalı bankanın ise müvekkilinin içinde bulunduğu zor durumdan yararlanmak sureti ile mevcut kredilerin şartlarını kendi lehine daha da ağırlaştırdığını, bunun üzerine müvekkilinin varlık satışı suretiyle krizi atlatma çabası içine girdiğini, bir kısım taşınmazlarını değerlerinin altında satmak zorunda kaldığını, davalı Banka’nın müvekkilinin bu zor durumundan yararlanarak bu davaya konu olan çok ağır şartlar içeren 14.01.2010 tarihli ek kredi sözleşmesini müvekkiline dayattığını ve kabul ettirdiğini, davalı banka ile müvekkili şirket arasında imzalanan 14.01.2010 tarihli ek kredi sözleşmesinde edimler arasında açık bir dengesizlik olduğunu ve müvekkilinin o dönem içinde bulunduğu koşullar itibari ile müzayaka halinde olduğunu ileri sürerek, olayda gabinin objektif ve subjektif unsurların gerçekleştiğini veya uygulanan yönetim masrafı ve kredi faiz oranlarının ahlaka aykırılık oluşturacak derecede fahiş olduğu veyahut olayda davalı banka uygulamalarının MK’nın 2. maddesi anlamında objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinin tespitine, ek kredi sözleşmesinin 3. maddesinde yer alan yönetim komisyonuna (dosya masrafı) ilişkin maddenin hukuka aykırı ve geçersiz bulunduğunun veya fahiş olduğunun tespit ve kabulü ile haksız ve hukuka aykırı tahsil edilen miktardan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000 Euro’nun, müvekkiline dayatılarak kabul ettirilen kredi faiz oranlarının fahiş olduğunun tespiti ile fazla ödenen miktarlardan şimdilik 5.000 Euro’nun, 20.04.2004 tarihinde ana para üzerinden % 0.50 oranında hesaplanın müvekkilinden ikinci kez tahsil olunan yönetim komisyonunun (dosya masrafının) hukuka aykırı olduğunun ve geçersiz bulunduğunun tespit ve kabulü ile bundan doğan müvekkili alacağından şimdilik 5.000 Euro’nun, ek kredi sözleşmesinin 5.maddesinde yer alan erken kapama komisyonuna ilişkin maddenin hukuka aykırı ve geçersiz bulunduğu veya fahiş olduğunun kabulü ile erken kapama komisyonu adı altında müvekkilinden haksız tahsil eden miktardan şimdilik 5.000 Euro’nun tahsiline, bu talepler yerinde görülmediğinde ek sözleşmenin 3. ve 5. maddesine ve erken ödeme komisyonuna dayalı olarak şimdilik toplam 25.000 Euro’nun temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 09/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 332.825.11 Euro’ya yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak sözleşmelerin tarafların özgür iradeleri ile imzalandığını, yapılan uygulamaların sözleşmeye, bankacılık usul ve esaslarına uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 24/05/2016 tarih, …Esas- … Karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/13873 Esas, 2018/7303 Karar sayılı kararıyla; “1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin müzayaka altında imzalandığının tespiti, haksız yere tahsil edildiği iddia olunan dosya masrafı, faiz ve erken kapama komisyonun tahsili istemine ilişkindir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere dava dilekçesinde ek kredi sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca yönetim komisyonun (dosya masrafı) haksız tahsilinden dolayı şimdilik 5.000 Euro’nun, kredi faiz oranlarının fahiş olduğunun tespiti ile fazla ödenen miktardan şimdilik 5.000 Euro’nun, 20.04.2004 tarihinde ana para üzerinden % 0.50 oranında hesaplanan davacıdan ikinci kez haksız surette tahsil olunan yönetim komisyonunundan (dosya masrafının) dolayı şimdilik 5.000 Euro’nun, ek kredi sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca haksız tahsil edilen erken kapama komisyonunun şimdilik 5.000 Euro’sunun faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş, harca esas değer 25.000 Euro gösterilerek bu meblağ üzerinden başvuru harcı yatırılmıştır.
Davacı vekili 09.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda davalı bankaca müvekkilinden fazladan 332.825,11 Euro erken kapama komisyonu tahsil edildiği tespit edildiğinden 25.000 Euro’luk taleplerini 307.825,11 Euro artırarak 332.825,11 Euro’nun faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkemece, dava dilekçesinde talep edilen erken kapama komisyonu dışındaki diğer ücret ve komisyonların sektör uygulamalarına göre makul sınırlar içerisinde kaldığı ve sözleşme şartlarına uygun olduğu değerlendirmesi yapıldıktan sonra ek sözleşmenin 5. maddesi uyarınca erken kapama komisyonun 332.825,11 Euro fazla alındığı kabul edilerek davanın kabulü ile 332.825,11 Euro’nun faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde (mülga HUMK’nın aynı doğrultuda hüküm içeren 74. maddesinde) “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır” hükmü düzenlenmiştir.
Bu durumda mahkemece hüküm kurulurken dava dilekçesinde erken kapama komisyonu için talep edilen meblağın şimdilik kaydı ile 5.000 Euro olduğu, ıslah dilekçesi ile erken kapama komisyonu bakımından 307.825,11 Euro artırım yapıldığı nazara alınarak sonucuna göre karar verilmek gerekirken anılan husus nazara alınmadan “talep aşımı” yaratılacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” neden ve gerekçeyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak, yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 09/04/2014 tarihli ıslah dilekçesinde, bozma ilamı öncesi alınan bilirkişi kurulu raporundaki erken kapama komisyonu taleplerine yönelik yapılan tespitlere göre ilk dava açılışındaki toplam 25.000 Euro taleplerini 332.825,11 Euro’ya yüksettiği görülmüştür.
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği üzere, bozma ilamı öncesi alınan bilirkişi kurulu raporunda erken kapama komisyonu için talep edilebilecek bedelin 332.885,11 Euro olarak hesaplandığı, bu hesaba göre davacı taraf ıslah dilekçesinde 25.000 Euro toplam talebini 332.825,11 Euro’ya yükseltmiş ise de; davacı tarafça, dava dilekçesinde erken kapama komisyonu için talep edilen bedelin şimdilik kaydı ile 5.000 Euro olduğu, bu nedenle davacı taraf ıslah ile erken kapama komisyonu yönünden talebini 307.825,11 Euro arttırdığının kabulü gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda erken kapamaya ilişkin davacı talebinin toplam 312.825,11 Euro olduğu anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak erken kapama komisyonu yönünden 312.825,11 Euro’nun davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu miktarı aşan diğer kalemler yönünden davacı isteminin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-312.825,11 EURO’nun dava tarihi olan 11/04/2012 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a.maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Alınması gerekli 62.252,41-TL karar ve ilam harcından 16.190,10-TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 46.062,31-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına (İstanbul 31. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/244 Esas, 2014/103 harç numaralı harç tahsil müzekkeresi ile maliyeye bildirilen 49.092,65 TL davalıdan tahsil edilmiş ise geriye kalan 3.030,34 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, tahsil edilmemiş ise hiçbir işlem yapılmaksızın iadesi ile 46.062,31 TL’nin tahsilinin istenilmesine),
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç ve ıslah harcı 16.190,10 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 50.402,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.229,71 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ilk kararda hesaplanan 3.088 TL ile bozma sonrası yapılan 128 TL tebligat gideri toplamı 3.216 TL’nin kabul ve red oranına göre 3.066,72 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan 115 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 5,34 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.