Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/73 E. 2022/571 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/73 Esas
KARAR NO :2022/571

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:14/02/2019
KARAR TARİHİ:10/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın sürücüsünün 21/07/2015 tarihinde tek taraflı olarak yaptığı trafik kazası sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını ve sakat kaldığını, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, … plakalı aracın … Sigorta A.Ş. nezdinde … numaralı trafik sigorta poliçesi ile sigorta olduğunu, ancak adı geçen sigorta şirketinin ruhsatının iptal olması nedeniyle trafik sigorta poliçelerinden doğan tüm yükümlülüklerden yasa gereği davalı … Hesabı’nın sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından davalı sigorta şirketine hasar ödemesi için başvuru yapıldığını, müvekkili davacının sakat kalmasına ve maluliyetine rağmen cismani zararların ödenmediğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik kaydıyla 100,00-TL. geçici iş göremezlik tazminatı, 4.300,00-TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL. bakıcı gideri olmak üzere toplam 4.500,00-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 21/07/2015 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı 2 (iki) yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı yolucunun tek taraflı kazada üçüncü şahıs olarak nitelendirilemeyeceğini, sürücü ile davacının imam nikahlı olarak birlikte yaşadıklarını, bu nedenle davacı üçüncü şahıs olarak nitelenemeyeceğinden davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesindeki geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerine yönelik taleplerin muhatabının müvekkili olmadığını, söz konusu taleplerin teminat kapsamı dışında olduğunu, müvekkili kurumun sorumluluğunun ZMSS poliçesi olmayan aracın kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kazada varsa asli ve/veya müterafik kusurunun, maluliyet oranının, kazanç elde edip etmediğinin mahkemece araştırılması gerektiğini, ayrıca hatır taşıması indirimi de yapılması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 21/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının uğradığını ileri sürdüğü cismani zararların tazminine yönelik olarak, davalı … Hesabı aleyhine “sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı giderleri” talepli ve belirsiz alacak şeklinde açılmış maddi tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; trafik kazası tespit tutanağı ve krokisi, hasta dosyası, … CBS’nin …/… Soruşturma sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, davalı şirkete yapılan başvuru ve tebliğ belgesi, bilirkişi raporu ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf delil olarak; … Hesabı Yönetmeliği, … sayılı işlem dosyası ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce öncelikle davalı … Hesabı’nın zamanaşımına yönelik itirazları (def’i) değerlendirilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 22/05/2019 tarihli ve 2016/12985 Esas ve 2019/6558 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; 2918 sayılı KTK.’nun 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 (iki) yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı kanunun 109/II. Maddesine göre; “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Huzurdaki davaya konu ve 21/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle … CBS nezdinde 2015/1967 Soruşturma sayılı dosya ile soruşturma başlatılmış ve takipsizlik kararı verilmiş olması karşısında; somut olayda uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, huzurdaki davanın ise 14/02/2019 tarihinde ve zamanaşımı süresi dolmadan açıldığı dikkate alınarak, davalı yanın zamanaşımına yönelik itirazları mahkememizce yerinde görülmemiştir.
… Hesabı; 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuştur. Kamusal nitelikte olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … Hesabı’nın yasal çerçevesi ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Hesabı Yönetmeliği’nde çizilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/1. maddesine göre; “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … Birliği nezdinde … Hesabı oluşturulur.”
Buna göre; trafik kazasında sigortalının belirlenememesi veya sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası gibi hallerde … Hesabı, kapsamda kalan zorunlu sigortalar ile sınırlı olarak motorlu aracın işletilmesi sırasında ortaya çıkan maddi zararlar ile kişilerin yaralanması veya ölmesi gibi maddi ve bedensel zararlardan sorumludur. Somut olayda; … plakalı aracın … Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi ile kaza tarihini kapsayacak şekilde sigortalandığı, ancak mali bünye zafiyeti içerisinde bulunan ve iflas eden … Sigorta A.Ş.’nin tüm branşlardaki ruhsatlarının Hazine Müsteşarlığı tarafından iptal edilerek yönetiminin … Hesabı’na devredildiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davalı vekili tarafından … plakalı aracın … Sigorta A.Ş. nezdinde kaza tarihini kapsar şekilde sigortalandığı iddia edilmiştir. Mahkememizce Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden … plakalı araca ait kayıtların, … Sigorta A.Ş.’den ise … plakalı araç için şirketleri tarafından düzenlenen sigorta poliçesinin gönderilmesi istenmiştir. Dosyaya gelen müzekkere cevaplarından ve belgelerden; … plakalı aracın … adına düzenlenmiş ZMSS poliçesi ile sigortalı iken davaya konu kaza meydana gelmeden önce 16/06/2015 tarihinde … isimli şahsa satıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda … plakalı aracın mülkiyeti el değiştirdiğinden, … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiş poliçe de son bulmuştur. Bir başka ifade ile … plakalı araç kaza tarihi itibariyle … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı değildir. Dolayısıyla iflas eden … Sigorta A.Ş.’nin tüm branşlardaki ruhsatları Hazine Müsteşarlığı tarafından iptal edilmiş ve yönetimi … Hesabı’na devredilmiş olduğundan, eldeki davada davalı … Hesabı’na husumet yöneltilmesi mevzuat gereğince yerindedir.
Davacıya ait tedavi evrakları ilgili hastanelerden celbedilmiş, davalı … Hesabı’ndan hasar dosyası istenerek dosyaya kazandırılmıştır.
Dava konusu trafik kazası nedeniyle kusur durumlarının tespiti bakımından dosya ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 18/09/2019 tarihli ve …sayılı kusur raporunda özetle; sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermesi, seyrini müteyakkız sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybedip yol dışı kaldığı ve idaresindeki otomobilin ön kısımlarıyla yolun sağ tarafında bulunan toprak alanına çarptığı olayda sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında asli kusurlu olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili kusur raporuna karşı itiraz dilekçesi sunmuş, davacı taraf kusur raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
Davacının dava konusu kaza sebebiyle maluliyet oranlarının tespiti bakımından dosya ATK 2. İhtisas Kuruluna gönderilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 18/01/2021 tarihli ve 364 sayılı maluliyet raporunda özetle; 29/07/1995 doğumlu …’in 21/07/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30/03/2013 tarihli, 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde; kas İskelet Sistemi: sağ bacak Tablo 3.10 %4, sol bacak Tablo 3.10 %4 olup, Balthazard formülüne göre; %7.84 saptandığından; Tablo 3.2’ye göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının % 4 (yüzdedört) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 22/02/2021 tarihli dilekçe ile maluliyet raporuna itiraz edilerek ek rapor alınması talep edilmiştir. Davalı vekili tarafından ise 09/03/2021 tarihinde ATK maluliyet raporuna karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur. Mahkememizce 22/04/2021 tarihli ara kararla davacı hakkında … Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 07/05/2018 tarihli 72446162/641.03.01/1375 sayılı raporda davacı …’in %40 oranında çalışma gücünü kaybettiği,… … Devlet Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu’nun 04/07/2017 tarihli raporunda davacının vücut fonksiyon kaybı oranının %40 olduğu, mahkememizce alınan ve ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 18/01/2021-364 sayılı raporda vücut engellilik oranının %4 olduğu dolayısıyla raporlar arasında çelişki bulunduğu gözetilerek ve ayrıca davacı vekilinin talebi de dikkate alınarak dosyanın ATK Üst Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 07/07/2021 tarihli, 12045 karar sayılı maluliyet raporunda özetle; Fedai kızı, 29/07/1995 doğumlu, … …’in 21/07/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII(32a……….1)A %5,Gr1 II (18Ba……….5)A %9,Balthazard formülüne göre:%13.55 olduğuna göre; E cetveline göre %10.3(yüzdeonnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 27/07/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı beyanda bulunulmuştur. Davalı vekili tarafından 16/09/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2015 tarihli, 2013/18924 Esas ve 2015/4895 Karar sayılı ilamına göre; “Haksız fiil sonucu çalışma gücünün kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler de dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınarak yapılması…” gerekmektedir. Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin güncel kararlarında da belirtildiği üzere; maluliyete ilişkin raporun haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Mahkememizin 08/12/2021 tarihli duruşmasında dosyada alınan ATK maluliyet raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu anlaşıldığından ve özellikle ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 18/01/2021 tarihli maluliyet raporunda kaza tarihi itibariyle geçerli yönetmelik olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapılmış olduğu görüldüğünden ve bu haliyle raporun Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin güncel kararlarına uygun olduğu kanaatine varılmakla davalı vekilinin yeniden ATK’dan maluliyet raporu alınması yönündeki talebinin reddine, ayrıca her ne kadar davacı tarafça bakıcı giderleri yönünden davayı takip etmedikleri belirtilerek tefrik talebinde bulunulmuş ise de; usul ekonomisi açısından bu talebin dosyanın geldiği aşama itibariyle yerinde olmadığı kanaatine varılarak reddine karar verilerek dosya aktüer hesabı yapılmak üzere bilirkişi …’ya tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 06/02/2022 tarihli raporda özetle; 21/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasının meydana gelmesinde dava sürücü …’ın %100 kusurlu bulunduğu, davacı … hakkında düzenlenen maluliyet raporunda kişinin tüm vücut engellilik oranının %4 olduğunun, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, davacı …’in 21/07/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası 6 aylık geçici iş göremezlik dönem zararının 6.303,45-TL. (talep:100,00-TL.), %4 maluliyet dönemi için sürekli iş göremezlik – efor kaybına ilişkin zararının 112.884,51-TL. (talep:4.300,00-TL.) olmak üzere davacının toplam maddi zararının 119.187,86-TL. olarak hesaplandığı, davalı … Hesabı’nın 2015 yılı teminat limitinin 290.000,00-TL. olduğu, sorumluluk, temerrüt faizi ve faiz türü gibi hukuki konulardaki takdirin mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 27/02/2022 tarihli dilekçe ile rapora karşı itiraz ve beyan dilekçesi sunulmuş, davacı vekili tarafından 12/03/2022 tarihli dilekçe ile talep artırım dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili 12/03/2022 tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde talep edilen 4.300,00-TL. sürekli iş göremezlik tazminatını 108.519,29-TL. artırarak 112.819,29-TL.’ye, 100,00-TL. geçici iş göremezlik tazminatını 6.104,54-TL. artırarak 6.204,54-TL.’ye yükselttiklerini, 100,00-TL. bakıcı giderine yönelik taleplerini ise ıslah etmediklerini, 100,00-TL.’de bıraktıklarını, sonuç olarak toplam 119.123,83-TL. maddi tazminatın poliçe teminat limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 14/01/2019’dan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda “yaralanma hallerinde”; tedavi dışında, yaralanan kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda, bundan kaynaklanan zararların, ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar ve ziyan ile masrafların, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Sürekli iş göremezlik zararı, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda fiziksel, psikolojik, duygusal ya da entelektüel potansiyelin azalmasından kaynaklaran bir zarardır. Yüksek Yargıtay kararlarında sürekli iş göremezlik zararına “güç kaybı veya efor kaybı zararı da denilmektedir. Bir başka ifade ile sürekli iş göremezlik zararı; beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de yaşıtlarına ve kendisi ile aynı işi yapanlara göre (malul kaldığı oranda) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa dahi (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususların düzenlendiği 2918 sayılı KTK’nun 92. maddesinde; “geçici iş göremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup, bu durum karşısında geçici iş göremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı) Geçici iş göremezlik ödeneği; motorlu aracın işletilmesi sırasında kişinin yaralanması sonucu yapılan tedavinin gerektirdiği bir gider (diğer gider) olup; bedeni zarara ilişkindir. Trafik kazası sonucunda yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici iş göremezlik ödeneği, 2918 sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamı içinde yer alan bedeni zararlardandır.
Geçici iş göremezlik zararı, 2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamında olduğundan, aynı maddenin 3. fıkrasında anılan giderlerin … Hesabı tarafından ödeneceği düzenlendiğinden ve zararlandırıcı sigorta olayı (trafik kazası) sonucunda sigortalıya yapılacak geçici iş göremezlik ödemesinin de bu sorumluluk kapsamında olduğu dikkate alındığında, geçici iş göremezlik tazminatının tedavinin gerektirdiği gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında olduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim Yargıtay HGK tarafından verilen 13/10/2010 tarih, 2010/10-500 E. ve 2010/490 K. sayılı kararda da; zararlandırıcı sigorta olayı sonucunda sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin sorumluluk kapsamı içerisinde değerlendirilerek, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden, sigorta poliçesinin bulunmaması halinde ise … Hesabı’ndan tahsilinin mümkün bulunduğu kabul edilmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesinde; tespit edilecek tazminat miktarından mahkemece hatır taşıması indirimi yapılması talep edilmiştir. Bu nedenle mahkememizce somut olay bakımından hatır taşıması indirimi koşullarının bulunup bulunmadığı ve indirim yapılıp yapılmayacağı, yapılacak ise hangi oranda yapılacağı hususları da değerlendirilmiştir.
Hatır taşıması, taşıyanın herhangi bir menfaat karşılığı olmadan aracı ile taşıma yaptığı halleri kapsayan bir durumdur. Bir diğer ifade ile hatır taşıması, bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere; yakın akrabalar arasında hatır taşımasından bahsedilmesi mümkün değildir. Çünkü yakın akrabalar arasında taşımanın menfaat karşılığı yapılması söz konusu değildir. Davalının da kabulünde olduğu üzere; davacı ile … plakalı aracın sürücüsü imam nikahlı olarak birlikte yaşamaktadır ve müşterek bir de çocukları vardır. Aralarında resmi nikah bulunmasa dahi mevcut taşıma ilişkisi “imam nikahlı karı – koca arasındaki ailevi bir ödevin ifası kapsamında” olup, yakınlar arasında hatır taşıması olmaz. Hatır taşımasının temel kıstaslarından biri olan “menfaat karşılığı olmama” koşulu “imam nikahlı dahi olsa karı – koca” ilişkisinde mevcut olmadığından, mahkememizce somut olayda hatır taşıması indirimi yapılamayacağı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2918 sayılı KTK.’nun “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı 99. maddesinin 1. fırkasına göre; “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” Aynı şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.1 maddesine göre; “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 (sekiz) iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder.” Somut olayda davacı vekili tarafından davalı … Hesabı’na 14/01/2019 tarihinde tazminat ödenmesi için talepte bulunulmuş, işbu talep dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 24/01/2019 tarihi mahkememizce temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporu, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 18/01/2021 tarihli ve 364 sayılı maluliyet raporu, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda yapılan hesaplama yönteminin gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu görüldüğünden benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, … CBS’nin …/… Soruşturma sayılı dosyası, dosyaya gelen davacıya ait tedavi evrakları, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 18/09/2019 tarihli kusur raporu, ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 18/01/2021 tarihli ve 364 sayılı maluliyet raporu, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 08/02/2022 tarihli bilirkişi raporu ile toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; 21/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasının meydana gelmesinde dava sürücü …’ın %100 kusurlu olduğu, kaza tarihi itibariyle geçerli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre ATK 2. İhtisas Kurulu’nce düzenlenen 18/01/2021 tarihli maluliyet raporunda tespit edildiği üzere kaza nedeniyle davacının %4 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğradığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin ise olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar olduğu, … plakalı aracın … Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi ile kaza tarihini kapsayacak şekilde sigortalandığı, ancak mali bünye zafiyeti içerisinde bulunan ve iflas eden … Sigorta A.Ş.’nin tüm branşlardaki ruhsatlarının Hazine Müsteşarlığı tarafından iptal edilerek yönetiminin … Hesabı’na devredildiği, bu nedenle davalı … Hesabı’nın yasa ve ilgili mevzuat gereğince … plakalı aracın karıştığı kaza nedeniyle davacıda meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi zararlardan teminat limiti dahilinde ve sigortasız araç sürücüsünün kusuru nispetinde sorumlu olduğu, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre; davacının kaza sonucu yaralanmasından kaynaklı olarak davalıdan talep edebileceği sürekli iş göremezlik (maddi) tazminatının 112.819,29-TL., geçici iş göremezlik (maddi) tazminatının 6.204,54-TL. Olduğu, buna göre toplam talep edebileceği maddi tazminatın 119.023,83-TL. olduğu, davacı tarafın davalı … Hesabı’na başvuruda bulunduğu 14/01/2019 tarihinden 8 (sekiz) iş günü sonrası olan 24/01/2019 tarihinin davalı … Hesabı yönünden temerrüt tarihi olduğu, davalı … Hesabı’nın gerek sürekli iş göremezlik gerekse geçici iş göremezlik tazminatlarından kaza tarihi itibariyle geçerli olan teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu olduğu, ancak davacının bakıcı giderlerine yönelik talebini somut delillerle ispat edemediği, davalı … Hesabı’nın kaza tarihinde geçerli teminat limitinin 290.000,00-TL. olduğu ve aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan miktarın (119.023,83-TL.’nin) davalı … Hesabı’nın sorumlu olduğu teminat limiti içerisinde kaldığı, hükmolunan tazminata 24/01/2019 (temerrüt) tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulüne, davacının fazlaya dair istemin ise reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 112.819,29-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 6.204,54-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 119.023,83-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 24/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabı’ndan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Alınması gerekli 7.706,68-TL. karar ve ilam harcından 436,40-TL. peşin harç ve ıslah harcı toplamının mahsubu ile bakiye 7.270,28-TL’nin davalıdan alınarak Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan peşin harç ve ıslah harcı toplamı olan 436,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.591,90-TL. (44,40-TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 2.208,00-TL adli tıp fatura bedeli ve 339,50-TL posta masrafı) yargılama giderinin davadaki kabul ve ret miktarları dikkate alınarak yapılan oranlama ile hesaplanan 3.401,80-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 14.667,83-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davada reddedilen kısım dikkate alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.304,54-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır