Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/725 E. 2022/240 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/725 Esas
KARAR NO:2022/240

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:31/12/2019
KARAR TARİHİ:14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı taraf ile…’ın … şehrinde gübre fabrikası projesi kapsamındaki yapısal çelik işlerinin imalatı ve montajı konusunda 03.05.2016 tarihli sözleşmeyi imza ettiklerini, müvekkili şirketin sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirdiğini, 25.09.2017 tarihinde geçici kabul işlemlerinin tamamlandığını, müvekkili şirket tarafından karşı tarafa söz konusu iş kapsamında verilen teminat mektuplarının iade edilmediğini ve bu nedenle müvekkili firmanın fazladan faiz ödemek zorunda kaldığını, sözleşmeye göre (m.8.6.) geçici kabul sonrasındaki bir yılın sonunda kesin kabulün yapılması ve kesin kabulden 15 gün içerisinde %5 oranında yapılan 290.910 USD nakit teminat kesintisinin müvekkile ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin 04.09.2018 tarihinde kesin kabulün yapılması hususundaki yazılı talebini davalı tarafa iletmesine rağmen netice alamadığını, davalı şirketin 13.06.2019 tarihli mailinde kendilerinin işveren ile geçici kabullerini henüz yapmadıklarını, sözleşmeye göre geçici kabulden bir yıl sonra kesin kabul işlemlerinin yapılabileceğini, Mart 2019 tarihinde geçici kabullerin onaylanmasını beklediklerini ve bu durumda Mart 2020 tarihinde kesin kabullerin yapılabileceğini belirttiklerini, davalı şirketin bağlı olduğu Holding şirketinin 17.09.2018 tarihinde “… Gübre Fabrikasının Açıldığı” haberini yayınladığını ve fabrikanın halen faal olduğunu, işveren ile davalı şirket arasındaki geçici kabullerinde neden bu tarihe kadar geciktiği hususunda herhangi bir bilgi verilmediğini, davalı şirketi kesin kabullerin yapılması taleplerini 04.07.2019 tarihinde Kartal 16. Noterliği aracılığı ile ilettiklerini, söz konusu ihtarnamenin davalı şirket tarafından 05.07.2019 tarihinde tebellüğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap vermediklerini, dava konusuna ilişkin arabuluculuk girişiminin 23.09.2019 tarihli anlaşmazlık tutanağı ile sona erdiğini ileri sürerek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 USD olan asıl alacaklarının ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 18/02/2022 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş ve ıslah harcını da yatırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkili şirket aleyhine ikame ettiği huzurdaki alacak davasında, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanmış olan Uzman Ekip Sözleşmesi gereği kendisine ödenmesi gereken 290,910,41 USD nakit teminat kesintisinden şimdilik 5.000,00 USD’nin ticari faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiğini, davacının talebinin sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinin EK-1’deki sözleşme incelendiğinde, Geçici ve Kesin Kabul işlemlerinin “İşveren” ile müvekkili şirket arasındaki projeye ilişkin yapım sözleşmesi hükümlerince imzalanacak Geçici Kabul ve Kesin Kabul işlemelerine bağlandığı, buradaki işverenin… Kimya Bakanlığı olduğunu (m.1.1.), dolayısıyla… Kimya Bakanlığı ile Müvekkili Şirket arasında Geçici Kabul ve Kesin Kabul işlemleri yapılmadıkça davacı şirketin herhangi bir kazanımının söz konusu olamayacağını, davacının iddiasına dayanak yaptığı sözleşmenin 8.1. ve 8.6 maddesinin açıkça davacının geçici kabul ve kesin kabul işlemlerini müvekkili şirket ile… Kimya Bakanlığı arasındaki geçici kabulün ve kesin kabulün onaylanması işlemine bağladığını, dolayısıyla davacının geçici kabulün tamamlandığı ve geçici kabulün süresinde yapılmadığı yönündeki iddiasının yerinde olmadığını, kesin kabul için sözleşmede öngörülen bir yıllık sürenin henüz işlemeye başlamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 08/03/2022 tarihli dilekçesi ile müvekkili şirketçe yapılan ve ihtirazi kayıt düşülmeden davacı tarafından da kabul edilen, davacı tarafça artık talep edilmesi mümkün olmayan 290.910,41-USD üzerinden vekalet ücreti talebinde bulunması, davacının 4721 sayılı TMK’nın 2. Ve 3. Maddelerinde yer verilen dürüstlük ve iyi niyet kurallarına açıkça aykırı hareket ettiğinin göstergesi olduğundan, davacının 290.910,41-USD üzerinden vekalet ücreti talebinin reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; projeler, sözleşmeler, yazışmalar, ihtarnameler, fotoğraflar, mailler, ticari kayıtlar, keşif, bilirkişi incelemesi, hakedişler, tanık ve er türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ekleri, işveren ile davalı şirket arasında imzalanan yapım sözleşmesi ve ekleri, tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar, hakediş tutanakları, teminat mektupları, her türlü yazışmalar, ihtarname, mail, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, yemin ve sair her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 13/09/2021 havale tarihli dilekçesi ile davalı firmanın 29/01/2021 tarihinde davaya konu ettiği 290.910,41-USD ‘yi bir mutabakat yapmadan müvekkilinin hesabına yatırdığını, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacaklarını faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, ancak sadece anapara miktarının ödenmiş olduğunu, davalı taraf ile bu aşamada ödenecek olan faiz ve yargılama gideri konusunda uzlaşamadıklarını, duruşma günü beklenilmeksizin dosyaya faiz ve yargılama gideri yönünden hesaplama yapılması içn bilirkişiye gönderilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememiz sunmuş olduğu 21/09/2021 havale tarihli dilekçesi ile; davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmuşsa da faiz başlangıç tarihi belirtilmediğinden, faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerekmekte olup davacının 10.09.2021 tarihli dilekçesinde faiz başlangıç tarihi olarak beyan ettiği tarihler basit yargılamaya tabi olan işbu davada “davanın ve iddianın genişletilmesi yasağı”na aykırı olduğundan, davacının söz konusu beyanlarına itirazla faiz başlangıç tarihine yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafından işbu dava 5.000,-USD üzerinden kısmi dava olarak ikame edilmiş olup dava değeri ıslah edilmediğinden, davacı tarafın, mahkeme nezdinde talep etmediği, müvekkili şirketçe yapılan ve ihtirazi kayıt düşülmeden davacı tarafından da kabul edilen, davacı tarafça artık talep edilmesi mümkün olmayan 290.910,41-USD için vekalet ücreti talebinde bulunması, davacının 4721 Sayılı TMK’nın 2. ve 3. Maddelerinde yer verilen dürüstlük ve iyiniyet kurallarına açıkça aykırı hareket ettiğinin göstergesi olduğundan davacının söz konusu talebinin reddini, 05.07.2021 tarihli son celsede de beyan ettikleri üzere, davacı tarafından talep edilen faizin mahkemece tespiti, sürecin uzamaması ve müvekkili şirketin faiz açısından daha fazla zarara uğratılmaması için, … Kimya Bakanlığı’na yazılacak olan yazının yazılmaması ve dosyanın dava tarihinden itibaren faiz hesaplaması yapılmak üzere bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Mahkememizin 16/09/2021 tarihli bilirkişi seçim ara kararı uyarınca; dosyaya faiz ve yargılama gideri yönünden hesaplama yapmak üzere hesap uzmanı Yrd. Doç. Dr. … ‘e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; 20.07.2019 tarihinden itibaren alacağın tamamı bakımından (290.910,41-USD) temerrüde düşmüş olduğu (TBK m.117) ve böylece bu tarihten fiili ödeme tarihi olan 29.01.2021 tarihine kadar 3095 sayılı faiz kanunu uyarınca davacının faiz tahsil etmeye hakkı bulunmakta olduğunu, huzurdaki davanın kısmi dava olarak açıldığının değerlendirildiğini,
Davacının faiz talebi bakımından ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin tahsilat yapmasından dolayı tüm ferileri gibi faiz alacağının da sona ermiş olacağı, ancak davası devam eden 5.000,00-USD için davaya devam etmeleri sebebiyle aksi sonuca varılabileceğini, taraflar arasındaki borcun asıl alacağın tamamının 290.910,41-USD olması ve 3095 sayılı Kanunun 4.a maddesi uyarınca bu miktar üzerinden temerrüt tarihinden (20.10.2019) fiili ödeme tarihine kadar (29.01.2021) işlemiş toplam faiz miktarının 11.166,18-USD olduğunu, davaya konu 5.000,00-USD kısmi talep için aynı yöntemle hesaplama yapıldığında toplam faiz alacağının 191,92-USD olduğunu, davacının tüm ana para ödemelerini aldığı, ihtilaf konusu 5.000-USD’nin de tahsil edildiği gözetilerek; işbu aşamad 191,92-USD temerrüt faizi alacağının kaldığının değerlendirildiğini, dava tarihindeki harca esas değer baz alınarak Avukatlık asgari ücret tarifesine göre 5.000,00-USD’lik talep bakımından vekalet ücretinin 4.462,50-TL olduğunu, ayrıca işbu davaya sebebiyet veren davalı yan olmakla, yargılama har ve masraflarının davalı yan üzerinde kalacağının nihai takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğuna dair rapor sunmuştur.
Mahkememizin 22/11/2021 tarihli celsesinde bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi sunmuş olduğu ek raporunda; temerrrüt tarihi 20.07.2019 olmakla birlikte 20.10.2019 tarihi esas alınarak temerrüt faizi hesabının dosya kapsamında maddi hataya dayandığını, davacı alacağı 290.910,41 USD toplam ana para bakımından ödeme tarihine kadar işlemiş faiz hesabının 13.439,27 USD tutarında olduğunu, dava konusu edilen 5.000 USD bakımından ise ödeme tarihine kadar olan işlemiş faiz hesabının 230,99 USD işlemiş faiz şeklinde yapıldığını, sair hususlarda kök rapor değerlendirme ve kanaatinin devam ettiğine dair ek rapor sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı zarar iddiasına dayalı alacak davasıdır.
Tarafların iddia, savunma ve beyan dilekçeleri, ıslah dilekçesi ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; çelik işlerinin imalat ve montajı için taraflar arasında eser sözleşmesi imzalandığı, davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu, kesin kabulün yapılmamasına bağlı olarak nakit teminat kesintisinin davacıya ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla işbu alacak davasının ikame edildiği, davacının dava dilekçesinde dava tarihine kadar faiz talep etmediği, dava dilekçesinde faiz yönünden tarih belirtilmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceği, davacı vekili 18/02/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile dava tarihinden önceki döneme ilişkin faiz talep etmiş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/9-564 esas, 2002/572 karar sayılı kararında da zikredildiği üzere dava dilekçesinde talep edilmeyen dava tarihinden önceki döneme ilişkin faiz talebinin ıslah ile talep edilemeyeceği, bu bağlamda dava tarihinden önceki döneme ait faiz talebi yönünden usulüne uygun olarak açılmış olan bir dava bulunmadığından, faiz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava dilekçesine konu 5.000,00 USD alacak yönünden ise dava açıldıktan sonra davalı tarafından davacıya ödeme yapılarak borcun ödendiği anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Dava dilekçesi ile talep edilen 5.000,00 USD alacak yönünden ödeme yapıldığı ve davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, bu hususta konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Islah ile talep edilen 8.439,27 USD faiz talebi yönünden, usulüne uygun olarak açılmış olan bir dava bulunmadığından, faiz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 508,06-TL peşin harçtan ve bilahare ikmal edilen 2.618,00-TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 3.045,36-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 18.512,74-TLvekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.014,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 150,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.14/03/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı