Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/717 E. 2022/233 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/717 Esas
KARAR NO :2022/233

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/12/2019
KARAR TARİHİ:09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … tarafından … Bankası … Şubesi aracılığıyla müvekkiline 31/10/2019 ve 30/11/2019 vade tarihli ve her biri 4.700,00’er USD bedelli iki adet bononun ödenmesi konusunda ihbarname keşide edildiğini, söz konusu bonoların müvekkili tarafından dava dışı banka kayıtlarından incelendiğini ve kendisine ait olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle senetlerdeki (dava konusu bonolardaki) imzalara itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalılarla dava konusu senetlerin keşide edilmesine yönelik herhangi ticari bir ilişkisinin de bulunmadığını, dava konusu bonolardaki imzaların kesinlikle müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek ve dilekçesinde açıkladığı nedenlerle; öncelikle dava konusu senetlerle ilgili yapılacak takiplerin durdurulmasına yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda ise dava konusu senetlerden dolayı davacı müvekkilinin davalılara borçlu bulunmadığın tespitine, davalıların haksız takip nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmelerine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … mirasçıları vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 31/10/2019 vade tarihli 4.700-USD ve 30/11/2019 vade tarihli 4.700-USD meblağlı bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığından bahisle huzurdaki davanın ikame edildiğini, tüm müvekkillerinin … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında mirasın reddine yönelik olarak dava açtıklarını, bu nedenle müvekkillerinin işbu davada taraf sıfatlarının bulunmadığını, davaya konu bonoların …’nun annesi olan … tarafından davacı … adına imzalı bir şekilde ve lehtarı da … olacak şeklinde tanzim ederek müteveffanın kardeşi …’e teslim edilmek istendiğini, …’in davacı …’nun imzasının huzurunda atılmaması sebebiyle davacının annesi …’in bonolara cirosunu huzurda alarak bonoları teslim aldığını, davacının dava konusu bonoların annesi tarafından düzenlediğini bildiği halde diğer müvekkili … aleyhine davalar ikame ettiğini, davacı ve annesinin dolandırıcılık kastıyla hareket ederek kişileri mağdur ettiklerini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’ye dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, bu davalı tarafından davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Ancak davalı … vekili Av. Av. …, 09/06/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında; davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, davacı ile diğer davalıların murisi … arasında muvazaalı bir işbirliği olduğunu düşündüklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; düzenleyeni …, lehtarı … olan, 31/10/2019 vade tarihli 4.700,00-USD meblağlı bono ile yine düzenleyeni …, lehtarı … olan 30/11/2019 vade tarihli 4.700,00-USD meblağlı bonolardan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak İİK.’nun 72/2 maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın; dava konusu bonolarda davacı adına atılmış keşideci imzalarının, davacı …’nun eli ürünü olup olmadığının ve dava konunu bonolardan dolayı davacının davalılara borçlu olup olmadığının tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; dava konusu bono asılları, … Bankası A.Ş … Şubesi aracılığıyla müvekkiline gönderilen 23/07/2019 tarihli … nolu ve 23/09/2019 tarihli … nolu ihbarnameler, arabuluculuk son tutanağı, bilirkişi (imza) incelemesi, işyeri kayıtları ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalılardan … mirasçıları vekili delil olarak; … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyası ve ikamesi mümkün olan her türlü delile dayanmıştır. Davalılardan … ise dosyaya herhangi bir delil sunmamıştır.
Eldeki dava; dava konusu bonolardaki keşideci imzasının dosya davacısına ait olmadığı iddiasına dayalı olarak İİK.’nun 72. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davası olup, uyuşmazlığın niteliği itibariyle yaptırılacak imza incelemesi için mutlaka dosyaya kazandırılarak mahkeme kasasına alınması gerekli olduğundan, mahkememizce davaya konu bono asılları davacıya ihbarname gönderen … Bankası’ndan istenmiştir.
… Bankası … Şubesi tarafından mahkememize gönderilen 23/06/2020 tarihli cevabi yazıda; … barkod nolu, 31/10/2019 vadeli ve 4.700-USD tutarlı senet (bono) aslının 08/11/2019 tarihinde; … barkod nolu, 30/11/2019 vadeli ve 4.700-USD tutarlı senet (bono) aslının ise 09/01/2020 tarihinde “hamilin talimatı ile” … adlı kişiye teslim edildiği bildirilmiştir.
Yargıtay kararlarına uygun olarak dava konusu bonoların tanzim tarihine yakın tarihlerdeki ve bonoların tanzim tarihi öncesine ait davacının mukayeseye yarar imzalarının bulunduğu belge asıllarının temini bakımından ilgili yerlere gerekli müzekkereler yazılmıştır.
Mahkememizce 09/06/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında; davacı vekilinin talebi üzerine davanın …’ye ihbarına, ayrıca dosyaya bankadan gelen yazı cevabı dikkate alınarak dava dışı …’ye dava konusu bonoları mahkememize teslim etmesi konusunda ihtarat yapılmasına karar verilmiştir. Dava dışı … kendisin dava konusu bonoları mahkememize teslim etmesi için gönderilen tebligata cevap vermediği gibi, bono asıllarını da sunmamıştır.
Mahkememizce 27/10/2021 tarihli duruşmada; …. İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya içerisinde bulunan ve dosyamız davacısı …’na ait olan ıslak imzalı belgelerin gönderilmesinin istenilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında ise yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sonrasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre farklılık gösterir. Zira menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak ispat yükünün davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır.
İmza inkârına dayalı olarak İİK.’nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit davalarında imzanın davacı borçluya ait olup olmadığını ispat yükü de, alacağını senede dayandıran ve dolayısıyla senetteki (somut olayda bonolardaki) imzanın davacı borçluya ait olduğunu ileri süren davalı alacaklı tarafa düşmektedir. (Yargıtay HGK.’nun 26/04/2006 tarihli, 2006/12-259 E. ve 2006/231 K. sayılı kararı) Bir başka ifade ile dava konusu bonolardaki imzanın inkarı halinde, imzanın davacı borçluya ait olduğunu ispat yükü belgeyi elinde bulunduran senet alacaklısına aittir.
Diğer taraftan imzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak def’i olup, bu def’i lehtara, ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2021 tarihli, 2020/5093 E. ve 2021/5318 K. sayılı ilamı)
Dosya kapsamındaki bilgi, belge ve bankadan gelen müzekkere cevaplarına göre; dava konusu bonoların elinde olduğu anlaşılan davalılardan …’ye dava konusu bono asıllarını mahkememize sunması, aksi halde 6100 sayılı HMK.’nun 220/3. maddesine göre değerlendirme yapılacağı hususu açıkça ihtar edilmiştir. Ancak yapılan ihtarata rağmen uyuşmazlığın çözümü bakımından yaptırılması zorunlu olan imza incelemesine esas dava konusu bonolar davalı tarafından mahkememize sunulmamıştır. Böylece yargılama sırasında takibe konu bono asıllarını mahkememize sunmayan davalılar, dava konusu bonolardaki imzaların davacı borçluya ait olduğunu ispatlayamamışlardır. İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak def’i olduğundan, somut olayda tüm davalılara karşı ileri sürülebilir. Sonuç olarak; ispat yükü kendisinde olan davalı taraf, dava konusu bonoları imza incelemesine esas olmak üzere mahkememize sunmamış ve ispat yükünü yerine getirememiş olduğundan, davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. Ayrıca her ne kadar davacı tarafça davalılardan tazminat talep edilmiş ise de; yasal şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatına yönelik isteminin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; düzenleyeni …, lehtarı … olan 31/10/2019 vadeli 4.700,00-USD meblağlı bono ile yine düzenleyeni …, lehtarı … olan 30/11/2019 vadeli 4.700,00-USD meblağlı bonodan dolayı davacı …’nun davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatına yönelik isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 3.814,16-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 953,54-TL harcın mahsubu ile 2.860,62-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu 1.286,04-TL (44,40-TL başvuru harcı, 953,54-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 281,70-TL tebligat, posta gideri) yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 8.058,68-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır