Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/715 E. 2020/783 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/715 Esas
KARAR NO:2020/783

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/12/2019
KARAR TARİHİ:24/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …. İcra Müdürlüğünün … Es.sayılı dosyası ile borçlu … ve … Şti.adına başlatılan icra takibinde …. İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası ile müvekkili davacının eski yetkilisi olduğu üçüncü şahıs …. Dış Tic. Ltd.Şti.adresinde 09/03/2017 tarihinde davalı tarafından haksız haciz işleminin gerçekleştirdiğini, haksız haciz nedeni ile müvekkili … eski yetkilisi olduğu şirket … … Şti.istihkak hakkı savunmasında bulunmuş olup, …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Es. … Kar. Sayılı dosyası ile istihkak davasının açıldığını, istihkak davasında müvekkili davacının eski yetkilisi olduğu firmanın haklı bulunduğunu, lehlerine karar verildiğini, müvekkili davacının eski yetkilisi olduğu …. Şti.iş bu davaya sebep teşkil eden haksız hacizden kaynaklı alacaklarını 01/03/2019 tarihli temlikname ile müvekkili davacıya devrettiğini, temlik alacaklısının alacak hakkını haiz olduğu ve … Şti.tarafından davalı tarafa haciz baskısı altında ödenmek zorunda kalınan 33.189,89 TL ‘ nin iadesi için iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının alacaklı bulunduğu 33.189,89 TL ‘ nin davalı tarafından ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacaklı olduğu iddiasıyla açmış olduğu 33.189,00 TL’ nin tahsiline yönelik iş bu dava haksız ve kötü niyetli olup reddi gerektiğini, davacının talepleri yönünden taraf sıfatının bulunmadığını, huzurdaki dava istirdat davası olduğu düşünüldüğünde, taraflarına yapılan ödeme Haziran 2018 tarihinde olduğundan dava bir yıllık yasal hak düşürücü sürede açılmadığından reddi gerektiğini, somut olayda haciz baskısı gibi bir durum söz konusu olmayıp davacı ile iş bu davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasına yönelik karşılıklı anlaşmaya varılarak protokol imzalandığını, dilekçe ekinde sunmuş oldukları protokolden de anlaşılacağı üzere protokolde davacının imzasının bulunduğunu, davacı iş bu protokole konu senede ve 10.000,00 TL ‘ lik ödemeye yönelik taraflarına borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit ve istirdat davası ikame etmiş olup iş bu dava …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Es.sayılı dosyasından reddedildiğini, davacı ihtirazi kayıt ileri sürmeden parayı ödemiş olup dava açma hakkının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine, lehlerine tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava haciz baskısı altında ödendiği iddia edilen paranın icra dosyası alacaklısından tahsili istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından dava dışı borçlu … … Ltd. Şti. hakkında yapılan icra takibinde 09.03.2017 tarihinde … mah … sok… … adresinde haciz yapıldığı davacı şirket yetkilisi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, alacaklı vekili tarafından istihkak iddiasının kabul edilmediği, davacı tarafından istihkak iddiası ile açılan dava da mahkemece davanın reddine karar verildi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. HD’nin 25.12.2018 tarih 2018/2177 E-2018/3119 K sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacı yanın istihkak iddiasının kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Ödeme yapan 3. Kişi şirketin alacağını eski temsilcisi olan davacı yana temlik etmiştir.
Somut olayda davacı, davasını dayandırdığı hukuki temeli açıkça belirtmiş değildir. Somut olay tüm özellikleri birlikte değerlendirildiğinde , davanın niteliği itibariyle İİK.’nın 72. maddesinde tarif edilen istirdat davasından farklı olup, davacı yanın isteği ile temlik eden şirketin istihkak iddiası kesinleşene kadar haciz yapılacağı endişesi ile üçüncü kişinin toplam 33.189,89 TL borcunu ödemek zorunda kaldığını, beyan etmiş, davalı ise davacının borcu haciz baskısı ile değil imzalanan protokol nedeni ile ödeme yapıldığını beyan etmiş, imzalanan protokol suretini cevap dilekçesine eklemiştir. Sunulan tarihsiz protokol incelendiğinde davacı ile davalı arasında protokol başlığı ile düzenlenen belgeye göre dava dışı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında ki borcuna mahsuben 29.874,00 TL bedelli 01.06.2017 vade ve 03.05.3017 düzenleme tarihli senedin verildiği , senedin ödenmesi halinde dosya borcunun ödenmiş kabul edileceğinin imza altına alındığı anlaşılmıştır. Tarihsiz protokolün atıf yaptığı senedin düzenleme tarihi olarak 03.05.2017 tarihinin yazılı olduğu göz önüne alındığında protokolün en erken bu tarihte düzenlendiğinin kabulü gerekmiştir. Dava dilekçesinde ödendiği beyan edilen 13.06.2018 tarihli 20.000 TL, 13.06.3018 tarihli 9.813,00 TL ve 22.06.2018 tarihli 3.376,89 TL’ye düzenlenen protokolde atıf yapılmadığı ayrıca davacı tarafından 11.11.2017 tarihinde ” … ” açıklaması ile 10.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Temlik eden şirket iş yerinde haciz işleminin 09.03.2017 tarihinde yapıldığı, davacının dava dilekçesinde bahsettiği ödemelerin ise 2018 yılı haziran ayı içerisinde olduğu, bir kimsenin haciz baskısı altında ödeme yapması hayatın olağan akışını uygun olsa da davacı yanın ödemelerinin haciz işleminden yaklaşık 15 ay sonrasına isabet edip, banka hesabına havale yapmak suretiyle ödeme yaptığı, davacının bu havale işlemi sırasında sadece 3.371,64 TL ödeme yönünden ” borçlu …. Ltd.şti 2018/20910 e icra dosyasına her türlü dava ihtirazi kayıt ve başvuru hakkım saklı kalmak üzere ” kaydının düşüldüğü dekontta alıcının 31. İcra dairesi olduğunun yazılı olduğu bu ödemenin kimin borcuna istinaden yapıldığının anlaşılamadığı, davacı tarafından görülen istihkak davasının kesinleşmesinin beklenmediği dikkate alındığında yapılan ödemelerin 3.kişinin borcunu ödeme kapsamında olup, davacı ödediği miktarı borcunu ödediği dava dışı … Ltd. Şti’den talep edebilecektir.
Yukarıda yapılan açıklamalar gereği davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE;
2-)Alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 566.81 TL harçtan mahsubu ile bakiye 512,41 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine
3-)Yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.978,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran taraf iadesine
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinef kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır