Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/711 E. 2021/517 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO:2019/711 Esas
KARAR NO:2021/517

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/12/2019
KARAR TARİHİ:23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firmanın 11/12/2017 tarihinde karşılıklı olarak … Veri Tabanı Yönetimi ve E-mail Marketing Platformu Taahhütlü Hizmet Anlaşması imzaladıklarını, bu anlaşmaya göre davalı firmanın müvekkilinden hizmet aldığını ve karşılığında davalı adına hizmet bedeli faturası kesildiğini, davalının bazı faturaları müvekkiline ödediğini, daha sonra ise ödeme yapmayı kestiğini, bunun üzerine ödenmeyen fatura bedellerinin tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafın herhangi bir borcu olmadığını söyleyerek borca itirazı üzerine takibin durduğunu, oysa davalı ile müvekkili şirket arasında hem yazılı sözleşmenin hem de gönderilen faturaların mevcut olduğunu, dolayısıyla davalı tarafın itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek; davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin ise davalı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket adına yetkilisi tarafından 30/06/2020 tarihinde sunulan imzalı ve kaşeli cevap dilekçesinde ise özetle; şirketleri ile davacı firma arasında 11/12/2017 tarihinde … Veri Tabanı Yönetimi ve E-mail Marketing Platformu Taahhütlü Hizmet Anlaşması imzalandığını, anılan anlaşmaya göre davacı firmadan hizmet alamadıklarını, aldıkları hizmetin ise bedelini ödediklerini, hizmet alamadıkları dönemi e-maillerin yollanmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırılarak hizmetin alınmadığının ve e-maillerin yollanmadığının tespit edilmesini ve netice olarak ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında 11/12/2017 tarihinde akdedilen … Veri Tabanı Yönetimi ve E-mail Marketing Platformu Taahhütlü Hizmet Anlaşması gereğince davacı şirketçe davalıya verildiği iddia edilen hizmete karşılık olarak düzenlenen hizmet bedeli faturalarından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak davacı tarafça davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın İİK’nın 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası, … Veri Tabanı Yönetimi ve E-mail Marketing Platformu Taahhütlü Hizmet Anlaşması (hizmet sözleşmesi), kesilen hizmet bedel faturaları, ticari defterler, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; hizmet sözleşmesi, e-maillerin yollanmadığına dair kanıtlara dayanmıştır.
Mahkememizce davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 24/04/2019 tarihinde davalı şirket aleyhine 6.608,00-TL. asıl alacak, 371,50-TL. işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 6.979,50-TL. tutarındaki alacağının tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 30/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket adına vekili Av. … tarafından 06/05/2019 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde ödeme emrine, icra takibine, faize, faiz oranına ve borca itiraz edildiği, davalı yanın itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında ise davacı şirket vekili tarafından 26/12/2019 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi ile … Vergi Dairesi’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak; dava ve takip konusu faturaların ilişkin olduğu döneme ait BA ve BS formlarının gönderilmesi istenilmiştir. Müzekkerelere ilgili vergi daireleri tarafından cevaplar verilmiş, böylelikle tarafların ilişki dönemine ait BA ve BS formları dosyaya kazandırılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, icra takip dosyası getirilerek incelenmiş, tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerinden taraflar arasında dava konusu ticari ilişki dönemine ait BA ve BS formları celbedilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ile cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüştür.
Sonrasında mahkememizce uyuşmazlığın niteliği itibariyle çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, 15/03/2021 tarihli ara karar ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, 09/04/2021 günü, saat:13.50 inceleme günü ve saati olarak belirlenmiştir.
Taraflara gönderilen ara karar ve tebligatta; taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri, eğer inceleme günü ve saatinde hazır edemeyeceklerse en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Gerekli ihtaratı içeren tebligat, davalı şirkete 19/03/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket incelemeye katılmadığı gibi ticari defter ve belgelerini mahkememize ibraz etmemiş, yerinde inceleme talebinde de bulunmamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 16/04/2021 tarihli sunulan bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde, TTK. Hükümlerine göre ve usulüne uygun olarak tasdik edildiği, davalı şirketin ise inceleme günü olan 09/04/2021 günü saat:13:50’deki incelemeye katılmadığı, davacı şirketin incelenen 2018 yılı ticari defterlerinde davalı yan ile olan hesap hareketlerini ilgili 120 01 658 no’lu cari hesap kodunda takip etmekte olduğu, düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna, yapmış olduğu tahsilatları ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre davalı yandan 31/12/2018 tarihi itibariyle 6.608,00-TL. alacaklı olduğunun görüldüğü, davalı … A.Ş.’nin inceleme esnasında ticari defterlerini ibraz etmemesinden dolayı icra takibine konu olan cari hesap ektresi içeriğinde bulunan faturaların ve ödemenin ticari defterlerinde kayıt altına alınıp alınmadığının tespit edilemediği, davacı şirket tarafından 2018 yılında davalı yana toplam 8.496,00-TL. bedelinde dokuz (9) adet fatura düzenlenmiş olduğu, düzenlenen faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğunun görüldüğü, davalı yanın da tarafına düzenlenen faturalara karşılık olarak banka aracılığı ile davacı şirkete toplam 1.888,00-TL. EFT göndererek ödeme yaptığı, davacı yanın gelen EFT tahsilatlarını ticari defterlerinde kayıt altına alarak davalı şirketin cari hesabından mahsup ettiğinin tespit edildiği, davacı yanın sözleşmeye istinaden düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak 31/12/2018 tarihi itibariyle davalı yandan 6.608,00-TL. alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davalı yanca adına düzenlenen fatura bedellerinin ödendiğine dair dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediği, dava dosyasına celp edilen davalıya ait 2018 yılı BA formu incelendiğinde; davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların (KDV hariç) tutar toplamının 5.000,00-TL.’nin altında olduğu tespit edildiğinden, davalı yanın 2018 dönemi BA formunda işbu faturaları bildirme zorunluluğunun bulunmadığı, somut uyuşmazlık konusunun toplu elektronik posta gönderim sistemi kullanımı kapsamında verildiği iddia olunan hizmete ve servislere ilişkin olduğu, davacı şirketin sisteminde yapılan teknik incelemeler neticesinde; davacının anılan sistemde “Servis Sağlayıcı” olarak rol üstlendiği ve “…” internet alan adına bağlı yer sağlayıcı sistemine yüklü aynı adlı ve toplu elektronik posta gönderimine odaklı web uygulamasının çalışır halde bulunduğu, atıfta bulunulan ve iddia olunan toplu elektronik posta hizmetinde “Servis Sağlayıcı” rolü üstlendiği değerlendirilen “…” internet alan adına dair kütük kaydı incelemesi sonuçlarına göre “…” marka veya marka benzeri ibare adı ile içerik sağlayıcının davacı yan olarak değerlendirildiği, davacı sisteminde halihazırda davalı namına (… A.Ş.) açılmış bir hesabın bulunduğu, hesabın aktif ve girilebilir olduğu, hesap üzerinde yapılan incelemede davalı yan namına ve davalı faaliyet alanı ile uyumlu içerikte olmak üzere ilki 18/01/2018 ve sonuncusu 09/10/2018 tarihli olmak üzere, toplam 49 toplu gönderim (kampanya) etkinliğinin gözlendiği ve böylece etkin hesap kullanımın yaklaşık 9 aylık bir dönemi kapsadığının değerlendirildiği, gerçekleşmiş gönderilerde yanıt adresi olarak davalıya ait olduğu değerlendirilen “…” internet alan adına bağlı “…” elektronik posta adresinin alıcılara ulaştırıldığı, kampanya gönderimlerinin tamamına yakınında (47 adet) sisteme tanımlanmasını sağlayan kullanıcının “…” olarak kayda işlendiği, istisna olarak ilk gönderimin davacı teknik birimince test olarak gönderildiği ve sonuncu gönderimin “…” isminde bir kullanıcı adıyla sağlandığının gözlendiği, gönderilerin genelinin “…” ibaresiyle sağlandığı ve içeriklerin davalının faaliyet alanıyla uyumlu olduğu ve …, …, …, …, …, …, … gibi dünyada ve …’de çeşitli gayrimenkul satışı, oturum izni ve vatandaşlık gibi değişik başlıklar altında gerçekleştiği, teknik-analitik yönden yapılan incelemeler sonucunda davacı ile davalı taraf arasında toplu elektronik gönderimi konusunda ticari bir ilişki olduğu ve yaklaşık 9 (dokuz) ay etkin gönderimlerin davacı şirketin sistemi kullanılmak suretiyle gerçekleştiği, gönderim içeriklerinin davalı şirketin faaliyet konusu ile uyumlu olduğunun değerlendirildiği, sonuç olarak servis ve hizmet sağlayıcılık eyleminin davacı yanca davalı tarafa sağlandığı yönünde kanaate varıldığı, davacı şirketin TTK. hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde, davalı … A.Ş. adına düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak davalıdan icra takip tarihi olan 24/04/2019 tarihi itibariyle 6.608,00-TL. alacağının bulunduğu, davalı şirketin icra takip tarihi olan 24/04/2019 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü, davacı yanın 6.608,00-TL. asıl alacağı için icra takip tarihi olan 24/04/2019 tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz talep edebileceği, icra inkar tazminatı, işlemiş faiz ve diğer hususlardaki takdirin münhasıran mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır. Bilirkişi kurulu raporu davalı şirkete 27/05/2021 tarihinde tebliğ edilmesine ve gönderilen tebligat parçası üzerinde “Bilirkişi raporuna HMK 281. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde itiraz etmediğiniz taktirde bilirkişi raporuna itiraz etme hakkından vazgeçmiş sayılacağınız ihtar ve tebliğ olunur.” şeklinde açık ihtarat bulunmasına karşın davalı şirket yasal süresi içerisinde rapora karşı beyan ve itirazda bulunmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Davalı şirket, mahkememizde görülen huzurdaki davada; yargılamanın başından itibaren herhangi bir vekil görevlendirmemiş, davaya karşı cevap dilekçesini dahi bizzat şirket yetkilisi sunmuş, dosyaya herhangi bir delil sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır. Davalı şirket, inceleme günü ve saatinden haberdar olmasına rağmen incelemeye katılmamış, ticari defter ve belgelerini mahkemeye ibraz etmemiştir. Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu 27/05/2021 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmesine karşın davalı yasal süresi içerisinde rapora karşı beyan ve itirazda bulunmamıştır.
Davalı şirket adına Av. … tarafından 16/06/2021 tarihinde harçlandırılmak suretiyle dosyaya vekaletname sunulmuştur. 23/06/2021 tarihli duruşmaya katılan davalı şirket vekili; dosyayı yeni aldıklarını, beyanda bulunmak üzere kendilerine süre verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bunun üzerine mahkememizce 23/06/2021 tarihli duruşmada; gerek bilirkişi raporuna karşı davalı şirketin yasal itiraz süresi içerisinde beyan ve itirazda bulunmamış olması, gerekse dosyanın geldiği aşama dikkate alınarak davalı vekilinin talebi görülmeyerek reddine karar verilmiştir.
Dosyada alınan ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu hususlar hakkında teknik yönden tespitleri de içeren bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi kurulu raporunun birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında 11/12/2017 tarihinde akdedilen … Veri Tabanı Yönetimi ve E-mail Marketing Platformu Taahhütlü Hizmet Anlaşması’na dayalı ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde davacı şirketin servis sağlayıcı olarak toplu elektronik posta gönderim sistemi kullanımı kapsamında davalı şirkete hizmet ve servis vermeyi, davacının ise aldığı hizmet karşılığında bedelini ödemeyi üstlendiği, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmasından itibaren yaklaşık 9 (dokuz) ay boyunca davacı şirketin sistemi kullanılmak suretiyle etkin gönderimlerin gerçekleştiği, gönderim içeriklerinin sözleşme ve davalı şirketin faaliyet alanları ile uyumlu olduğu, dosya kapsamına göre davacı şirketin sözleşme gereği servis ve hizmet sağlayıcı olarak davalı şirkete karşı edimlerini yerine getirdiği, buna göre davacı şirketin fatura konusu hizmetleri davalı şirkete vermiş olduğu ve fatura konusu hizmetlerin davalı tarafça davacıdan eksiksiz şekilde alındığının kabulünün gerektiği, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için defter, kayıt ve belgelerini dosyaya ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, davacı şirketin TTK. hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde davalı şirket adına düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak davalıdan icra takip tarihi olan 24/04/2019 tarihi itibariyle 6.608,00-TL. alacağının bulunduğu, davalı şirketin ise davacıya olan borcunu ödediğini kanıtlayamadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 6.608,00-TL. tutarında alacaklı olduğu, davacı şirketçe takip öncesinde ihtarname keşide edilerek davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden, davacının takip öncesi için davalıdan işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, sonuç olarak bilirkişi raporu ile tespit edilen asıl alacak miktarına yönelik davalı itirazının haksız olduğu anlaşılmakla itirazın 6.608,00-TL. asıl alacak bakımından iptaline, asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan ve mahkememizce kabul edilen faturaya dayalı alacak likit ve itiraz da haksız olduğundan, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatını da kapsayacak şekilde davanın kısmen kabulüne, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 6.608,00-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.321,60-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 451,39-TL karar ve ilam harcından, 128,09-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 323,30-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 128,09-TL. peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti ve 84,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.063,39-TL yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 1.817,98-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 gereğince hesap ve takdir olunan 892,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalanın kesinleşme şerhi yazıldıktan sonra davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır