Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/697 Esas
KARAR NO :2022/378
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:20/12/2019
KARAR TARİHİ:13/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait … plakalı lastik yüklü kamyonun, 27/11/2017 tarihinde saat:13.08 civarında, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde … istikametine doğru seyir halindeyken, köprü üzerinde alevler içinde kalarak yandığını, çıkan yangın nedeniyle işletmesi müvekkili şirkete ait köprünün hasara uğradığını, köprüye ait 2 adet eğik askı halatının, 1 adet askı halatı sönümleyicisinin, 10 adet rüzgar panelinin, 4 adet oto korkuluk rayının, 12 adet oto korkuluk dikmesinin, 15 metre çelik tabliye boyası hasarının, 25 metre mimarı aydınlatma kablo tavasının, 1 adet hidrant sistemi koruyucusunun ve köprü asfalt zemin üzerinde 20 metre karelik asfalt alanın yangın sonucu zarar gördüğünü, meydana gelen hasarın davalıdan tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından vekili aracılığıyla haksız bir şekilde borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalının itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça icra takip dosyasından müvekkiline gönderilen tebligat ekinde takibe dayanak herhangi bir belge gönderilmediğini, bu nedenle davacı tarafça müvekkiline karşı hangi nedene dayanarak ilamsız icra takibi başlatıldığının taraflarınca bilinemediğini, bu nedenle icra takibine itiraz etmek zorunda kaldıklarını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin iptali için şikâyet yoluna gittiklerini, ancak…. İcra Hukuk Mahkemesi’nce … Esas sayılı dosyada şikâyetin reddine karar verildiğini, bunun üzerine söz konusu kararı istinaf ettiklerini, dosyanın halen istinaf incelemesinde olduğunu, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin birinci şartının takibe haksız yere itiraz edilmesi olduğunu, ancak somut olayda taraflarınca takibe haksız yere itiraz edilmediğini, alacak kalemleri net olarak belirlenemediğinden borca itiraz edildiğini, müvekkilinin sigortacısı tarafından davacı şirkete 96.000,00-TL. tutarında ödeme yapıldığını, ancak bakiye zararın neden kaynaklandığının taraflarınca bilinmediğini, davacının işlettiği köprüde çıkan yangın nedeniyle davacı şirkete bir zarar verdiklerinin aşikar olduğunu ve müvekkili şirketin bu zararı karşılamaya hazır olduğunu, ancak yangınla hiçbir ilgi ve alakası olmayan kalemlerin fatura edilerek bunların bedelinin takipte müvekkilinden talep edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca icra inkar tazminatı talebinde bulunulabilmesi için alacağın likit ve önceden belirlenebilir olması gerektiğini, oysa dava konusu yapılan alacak miktarının ancak yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağını belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesi’nin 2019/2137 Esas sayılı dosyasının mahkemece bekletici mesele yapılmasına, yapılacak yargılama soncunda ise davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ait … plakalı lastik yüklü kamyonun (aracın) davacı şirket tarafından işletilen … üzerinde seyir halinde iken meydana gelen yangın sebebiyle köprüde oluştuğu ileri sürülen zarar bakiyesinin davalıdan tahsiline yönelik olarak davacı şirketçe …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, zarara ilişkin hasar ve görüntüler, hasar föyü, olay sonrası alınan ifadelere ilişkin tutanaklar, yangın raporları, ticari defter ve kayıtlar, mali kayıtlar, faturalar, hasarlı geçişi gerçekleştirilen … plakalı aracın trafik sicil kaydı, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesi’nin 2019/2137 Esas sayılı dosyası, İstanbul CBS’nın … sayılı Soruşturma sayılı dosyası, keşif, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 08/05/2019 tarihinde davalı/borçlu şirket aleyhine 24.562,58-TL. asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin borçlu şirkete 18/05/2019 tarihinde tebliği üzerine davalı şirket tarafından vekili aracılığıyla 21/05/2019 tarihli dilekçe ile borca ve yetkiye itiraz edildiği, borçlu şirketin itirazı üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde ve 20/12/2019 tarihinde harca esas değer olarak 24.562,58-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; icra takip dosyasında borca itirazın vekil olarak tarafınca yapıldığını, icra dosyasında vekaletnamesi bulunmasına karşın dava dilekçesi ve tensip zaptının vekil yerine asile tebliğ edilmiş olmasının usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de; vekilin umumi vekaletname ile yetkilendirilmiş olması asilin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve zorunluluğunu vekile yüklemeyeceğinden, ayrıca hakkında icra takibi yapılan borçlu tarafından vekili aracılığıyla takibe itiraz edilmiş olsa dahi alacaklı tarafça açılan itirazın iptali davası yönünden borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin açılan bu dava yönünden yetkili bulunup bulunmadığı hususu davanın açılması sırasında belirli olmadığından, mahkememizce dava dilekçesinin doğrudan icra dosyasındaki vekili yerine davalı asile tebliğinde herhangi bir usulsüzlük görülmemiştir. İtirazın iptali davası icra takibine itiraz üzerine takibin devamını sağlamaya yönelik bir dava olsa da, yeni bir dava olması sebebiyle dava dilekçesinin asile tebliği gerekir. Borca itiraz eden vekile tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanamaz. Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02/11/2004 tarihli, 2004/2041 E. ve 2004/5550 K. sayılı kararı da bu yöndedir.
Mahkememizce işin esasına girilmeden önce davalı/borçlu şirketin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazları da değerlendirilmiştir. Şöyle ki; 2004 sayılı İİK.’nun 50. maddesinin yollamasıyla HMK.’daki yetki kuralları, icra takiplerindeki yetki bakımından da uygulanır. 6100 sayılı HMK.’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” HMK.’nun 16. maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre; her ne kadar davalı-borçlu şirket tarafından borca itirazla birlikte icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edilerek, İstanbul Anadolu İcra Daireleri’nin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; huzurdaki davaya konu uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanan zararın tazminine yönelik olduğundan, davalıya ait kamyonda çıkan yangın sonucu hasar gören davacı şirketin işletmekte olduğu … de İstanbul (Çağlayan) Adliyesi’nin yetki alanı içerisinde bulunduğundan, yine haksız fiilden doğan davalarda zarar görenin yerleşim yeri de yetkili olduğundan (haksız fiil sonucu zarar gören davacı tüzel kişinin yerleşim yeri İstanbul-Çağlayan Adliyesi yetki sınırları içindedir) takibin yapıldığı İstanbul İcra Daireleri’nin yetkili olduğu, davalı borçlunun yetki itirazının ise yerinde olmadığı kanaatine varılarak işin esasına girilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, icra takip dosyası celbedilmiş, sonrasında 01/10/2021 tarihli ara kararla; uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden, iddia, savunma, toplanan deliller, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile celbedilen hasar dosyası ve toplanan tüm deliller üzerinde konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda özetle; dava konusu yangın raporunun, olay yeri tespit tutanağının, hasar föyünün, trafik sigorta poliçesinin, … A.Ş. nezdindeki hasar dosyasının, ekspertiz raporunun, icra dosyasının ayrı ayrı incelenmesi sonucunda, İnşaat Mühendisi … tarafından köprü üzerindeki tahmini hasarın tespitine yönelik düzenlenen hasar föyüne göre; malzeme ve işçilik bedeli olarak 120.562,58-TL. hasar tespiti yapıldığı, dava dışı … A.Ş. tarafından 16/09/2021 tarihinde dosyaya sunulan cevabi yazıda … plakalı araca ait hasar dosyasının açıldığı, belgelerin dosyaya gönderildiği, hasar dosyasında alınan ekspertiz raporunda tespit edilen KDV hariç 102.172,68-TL. tutarındaki hasar miktarının sigorta teminatı oranında 12/03/2019 tarihinde davacı şirkete 66.000,00-TL. olarak ödendiği, ödemenin yapıldığını gösteren banka dekontunun yazı ekinde sunulduğu, … Sigorta A.Ş. tarafından dosyaya gönderilen cevabi yazıda ile olaya karışan … plakalı aracın … numaralı Kasko Sigorta Poliçesi’ne istinaden … sayılı hasar dosyasının açıldığı, 01/04/2019 tarihinde davacı şirkete 30,000,00-TL. ödeme yapıldığının bildirildiği, davacı şirket tarafından işletilen üçüncü köprü ve bağlantılı otoyollarından davalıya ait … plakalı aracın 27/11/2017 tarihinde… üstü … istikametinde seyrederken alevler içinde kalarak köprü üzerindeki hasara sebebiyet verdiği, ortaya çıkan yangın neticesinde köprüye ait 2 adet eğik askı halatının, 1 adet askı halatı sönümleyicisinin, 10 adet rüzgar panelinin, 4 adet oto korkuluk rayının, 12 adet oto korkuluk dikmesinin, 15 metre çelik tabliye boyası hasarının, 25 metre mimarı aydınlatma kablo tavasının, 1 adet hidrant sistemi koruyucusu ve köprü asfalt zemin üzerinde 20 metrekarelik asfalt alanın zarar gördüğü, oluşan toplam hasarın maddi değerinin inşaat mühendisi … ve … A.Ş.’nin hasar dosyasından sunulan eksperiz raporu ile tespit edildiği, her iki tespitin de birbiri ile aynı olduğu, buna göre köprüde oluşan toplam hasarın KDV dahil 120.562,58-TL. olduğu, davalı şirkete ait … plakalı aracın olay tarihi itibariyle … A.Ş. tarafından ZMMS sigortalanmış olduğu, poliçedeki maddi tazminat teminat limitinin kaza başına 66.000,00-TL. olduğu ve teminatın tamamının davacı şirkete ödendiği, ayrıca … plakalı aracın Kasko Sigortası’nın dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlendiği, ihtiyari mali mesuliyet sigortası teminatının 30.000,00-TL. olduğu ve maddi tazminatın tamamının davacıya ödendiğinin tespit edildiği, bu durumda davacının maddi zararının toplam 120.562,58-TL. olduğu, zorunlu trafik sigortası teminat limiti gereğince ödenen tazminatın 66.000,00-TL., kasko sigortası ihtiyari mali mesuliyet sigortası teminatı gereği ise 30.000,00-TL. olmak üzere sigorta şirketlerince davacıya 96.000,00-TL. ödeme yapıldığı, bu durumda davalı şirket tarafından davacı şirkete ödenmesi gereken bakiye tazminatın 24.562,58-TL. olduğu, davacı tarafın takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi talep edebileceği, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının 08/05/2019 takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceğinin değerlendirildiği, sonuç olarak dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde; davacı şirketin işleteni olduğu …’nde davalı şirkete ait … plakalı aracının yanması sonucunda köprüde toplam 120.562,58-TL. tutarında hasar meydana geldiği, hasarın 96.000,00-TL.’lik kısmının davalıya ait aracın sigortacıları tarafından tazmin edildiği, bakiye 24.562,58-TL.’nin ise davalı tarafından davacıya ödenmesinin gerektiği, davacı tarafın 08/05/2019 tarihinden itibaren işleyen avans faizi talep edebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı 05/04/2022 tarihli dilekçe ile yazılı beyanda bulunulmuştur. Davalı şirket tarafından ise rapora karşı 27/03/2022 tarihli dilekçe ile itiraz edilerek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dosyada toplanan ve celbedilen deliller ile dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, alınan raporun dosyada toplanan delillere, dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere, hasar dosyaları içeriğine uygun olduğu, raporun detaylı olarak hazırlandığı, yargısal denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Eldeki dava; 27/11/2017 tarihinde davacı şirketin işletmekte olduğu … üzerinde davalı şirkete ait lastik yüklü kamyonda çıkan yangın sonucunda anılan köprünün hasar görmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarar bakiyesinin davalıdan tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; davalı şirkete ait … plakalı aracın, davacının işlettiği köprüden geçişi esnasında ön kaputundan dumanlar çıktığı, sonrasında dava dışı araç sürücüsü …’ın araçtan indiği ancak yangını engelleyemediği, sonuç olarak davalı şirkete ait … plakalı lastik yüklü araçta çıkan yangın neticesinde davacının işletmesinde olan köprüde maddi hasar meydana geldiği tarafların kabulündedir.
Kusursuz sorumluluk; herhangi bir kusur unsuruna bağlı olmaksızın, kanunun öngördüğü hallerde kusur aranmadan haksız fiil sebebiyle doğan bir sorumluluk halidir. Bir başka ifade ile; haksız fiildeki kusur unsuru olmadan, yani kişinin kusuru bulunmadığı halde başka bir kişinin şahıs varlığına ya da mal varlığına verilen zararlardan dolayı sorumlu tutulabilmesidir.
Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk nedenleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk halleri: olağan sebep sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutulurken, 6098 sayılı TBK.’nda yapılan düzenlemelerde, hakkaniyet sorumluluğu (özen, sebep) ve tehlike sorumluluğu şeklinde bir ayrıma tabi tutulmuştur. Özen sorumluluğu veya tehlike sorumluluğunda, denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, tazminat sorumluluğu için kusur unsuru aranmaz (Gökhan ANTALYA, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt, 1, İstanbul, 2012, s.533-535).
Sorumlu kişi veya işletmenin kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya eksiklik olup olmaması meydana gelen zararın tazmin edilmesi borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, zararın meydana gelmesine engel olmak mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olay veya olgu ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğunda, sorumluluk şartları gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahibi veya işletenleri, meydana gelen zararı gidermek zorundadır. ( EREN, Fikret, Genel Hükümler,)
Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işleten zarara uğrayan 3. kişilere karşı tehlike sorumluluğu esasına göre, araç sürücüsü de haksız fiil sorumluluğu esasına göre sorumludur.
Somut olayda; davalı şirket, sebebi ne olursa olsun 27/11/2017 günü çıkan yangında yanmak suretiyle ortaya çıkan yoğun sıcaklığın ve alevlerin etkisiyle davacı şirketin işlettiği köprüde oluşan hasara neden olan … plakalı aracın maliki ve işletenidir. Davalı şirket, … plakalı aracın işleteni sıfatıyla kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın aracında çıkan yangın nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olup, kusursuz sorumluluk (tehlike sorumluluğu) ilkesi gereğince zarara uğrayan davacı şirketin takip ve dava konusu bakiye zararını tazminle yükümlüdür.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, icra takip dosyası, yangın raporu, olay sonrası alınan ifadeler, sigorta hasar dosyaları, dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davalı şirkete ait … plakalı lastik yüklü kamyonun 27/11/2017 tarihinde … üstünde … istikametine doğru seyrederken yanmak suretiyle asfalta ve yol muhteviyatına hasar verdiği, meydana gelen yangın neticesinde davacı şirketin işlettiği ve onun sorumluluğundan bulunan köprüye ait 2 adet eğik askı halatının, 1 adet askı halatı sönümleyicisinin, 10 adet rüzgâr panelinin, 4 adet oto korkuluk rayının, 12 adet oto korkuluk dikmesinin, 15 metre çelik tabliye boyası hasarının, 25 metre mimari aydınlatma kablo tavasının, 1 adet hidrant sistemi koruyucusunun ve köprü asfalt zemin üzerinde 20 metrekarelik asfaltın alan zarar gördüğü, dosyada mevcut ekspertiz raporları ile mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda tespit edildiği üzere davacının işlettiği köprüde yangın nedeniyle oluşan hasarın KDV dahil 120.562,58-TL. olduğu, davalı şirkete ait aracın ZMMS ve Kasko sigortacısı dava dışı şirketlerce davacı şirkete ödenen toplam 96.000,00-TL. tutarındaki hasar ödemesi düşüldükten sonra davacı şirketin ödenmeyen bakiye zararının ise 24.562,58-TL. olduğu, bu tutarın davalı şirketçe davacıya ödenmediği, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 24.562,58-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, mahkememizde görülen huzurdaki davanın İİK.’nun 67. maddesi gereğince 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dosyada alınan 17/03/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 24.562,58-TL. tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu miktarın dosya kapsamındaki belgelerle uyumlu ve kadri marufunda bulunduğu, davalı şirketin maliki ve işleteni olduğu … plakalı araçta çıkan yangın nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, sonuç itibariyle takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete 24.562,58-TL. bakiye borcu bulunduğu, davalı borçlunun bu miktara yönelik itirazının haklı ve yerinde olmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen miktara göre davanın kabulüne, dava konusu “bakiye hasar bedeli” niteliği itibariyle likit ve önceden belirlenebilir olmayıp, yapılacak yargılama sonucunda belirlenebilecek nitelikte olduğundan, davacı yanın icra inkar tazminatına yönelik talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak, aşağıdaki karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 24.562,58-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi yürütülmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olmayıp yargılama sonucu ortaya çıktığından, davacı yanın icra inkar tazminatı istemine yönelik talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 1.677,87-TL karar ve ilam harcından 419,47-TL. peşin harcın mahsubu ile 1.258,40-TL harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.631,07-TL. yargılama giderinin (44,40-TL başvuru harcı,419,47-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 160,80-TL tebligat, posta ücreti olmak üzere toplam:3.631,07-TL) davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2022
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır