Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/69 E. 2020/218 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/69 Esas
KARAR NO : 2020/218

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 27/01/2015 tarihinde gayrimenkul danışmanlığı tali bayisi olabilmek için gayrimenkul hizmetleri tali lisans sözleşmesi tanzim edilerek imza altına alındığını, davalı tarafından “sözleşme için gerekli” şeklinde ifadelerle müvekkiline bir sürü evrak imzalatıldığını, imzalatılan evreklerden birinin de tamamen prosedür gereği yapılması zorunlu olduğu hiçbir zaman kullanılmayacağı beyan edilen dava konusu senet olduğunu, karşı yanla akdedilen sözleşme nedeniyle sözleşme gereği davalı tarafa verilen 27.01.2015 tanzim – 27.01.2019 vade tarihli 640-$ bedelli senetten dolayı … Bankası A.Ş. … Şubesi tarafından … 65. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye sayılı ödememe protestosu müvekkiline protesto keşide edildiğini, müvekkilin işbu senede dayalı davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkil ile davalı arasında imzalanan işbu sözleşmenin karşılıklı feshedildiğini, müvekkilinin davalı tarafa sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen davalı tarafça müvekkili aleyhine … 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın işbu iitrazın iptali amacıyla İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ve bu davanın halen derdest olduğunu, davalının müvekkili aleyhine kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olması da nazara alınarak davaya konu edilen senet ile ilgili olarak davalı tarafından herhangi bir yasal işlem başlatılmasına engel olunması amacı ile öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini belirterek dava konusu 27.01.2015 tanzim – 27.01.2019 vade tarihli ve 640-$ bedelli senet ile ilgili olarak müvekkilinin davalı karşı tarafa borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında 27/01/2015 tarihinde Gayrimenkul Hizmetleri Tali Lisans Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından davacı şirkete … markasını ve … iş sistemini bir franchise olarak kullanma hakkı verildiğini, davacının borçlarını ödemekten kaçınmak amacıyla talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, davacının işbu davayı açmadan önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurma şartını (dava şartını) yerine getirmediğini, davacının basiretli bir tacir olması gerekirken sözleşme yapma özgürlüğü içerisinde imzaladığı ve mevcudiyetini kabul ettiği sözleşme edimlerini yerine getirmemek için davayı açtığını, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmaması nedeniyle de davanın usulden reddi gerektiğini, basiretli bir tacirin bir bonoyu prosedür gereği imzalamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taraflarca yapılan anlaşma gereğince sözleşme içerisinde ödenecek 32.000-USD+KDV tutarındaki franchise bedeline karşılık davacı tarafından ödenmesi gereken hizmet bedellerinin müvekkiline hiçbir şekilde ödenmediği, davacının dava konusu bonoya ilişkin tüm taleplerinin esastan reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE:
Dava; davacının taraflar arasında 27/01/2015 tarihinde akdedilen Gayrimenkul Hizmetleri Tali Lisans Sözleşmesi gereğince davalı tarafa teslim ettiği 27.01.2015 tanzim ve 27.01.2019 vade tarihli 640-$ bedelli bono ile ilgili olarak davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Davacı şirket delil olarak; davalı tarafın ticari defter kayıtları, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas sayılı dosyası, müvekkili şirketin ticari defter kayıtları, davalı tarafın vergi dairesi kayıtları, sözleşmeler, dava ve takipler, … 65. Noterliği’nin … tarih … yevmiye sayılı ödeme protestosu, tanık, keşif, bilirkişi yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; 27/12/2015 tarihli sözleşme, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas sayılı dosyası, … 23. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. HD.’nin E. 2019/531 K. 2019/549 T. 27/03/2019 sayılı kararı, takibe konu edilen faturalar, ticari defter, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin, Franchise Sözleşmeleri, Yargıtay İçtihatları vs. delillere dayanmaştır.
Davacı vekili 04/03/2020 tarihli duruşmadaki beyanında; huzurdaki davanın taraflar arasında 27/01/2015 tarihinde akdedilen tali lisans sözleşmesi nedeniyle davalı tarafın müvekkilden aldığı KDV senedinden dolayı müvekkilin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğunu, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas sayılı dosyasında tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarının da bu sözleşmeye dayandığını, dolayısıyla huzurdaki dava ile İstanbul 15. ATM’ndeki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunu belirterek her iki davanın birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
“Davaların Birleştirilmesi” başlıklı HMK.’nun 166. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
HMK.’nun 166. maddesinin 2. fıkrası ise şöyledir: “Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bununla bağlıdır.
14/02/1992 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da ifade bulduğu üzere; bir yargı çevresi içinde kurulmuş bulunan aynı düzeydeki mahkemeler, davaların birleştirilmesi açısından aynı mahkeme sayılırlar. Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı ve irtibat varsayılır. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, ikinci mahkemeyi bağlar. Kanun bu gibi durumlarda gerçeğin daha iyi ortaya çıkması ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin daha iyi karara bağlanmasını sağlamak için davaların birleştirilmesine imkan sağlamıştır. (Yargıtay HGK. 03.10.2001, 14-929/679).
Mahkememizce İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas sayılı dosyasının UYAP örneği celbedilip dosya içerisine alınarak incelenmiştir. Dosya kapsamındaki dilekçe ve belgelerin incelenmesinden; taraflar arasında 27/01/2015 tarihinde Gayrimenkul Hizmetleri Tali Lisans Sözleşmesi akdedildiği, akdedilen bu sözleşme kapsamında davalı şirket tarafından davacı şirkete … markası ve … iş sistemini bir franchise olarak kullanma hakkının verildiği, davalı şirket tarafından taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacı şirketin ödemesi gereken faturaları ödemede temerrüde düştüğü ve borçlarını ödemediği iddiasıyla davacı şirket aleyhine icra takibine başlanıldığı, itiraz sonucu takibin durması sonrasında davalı şirketçe davalı aleyhine İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2018/82 Esas sayılı dosyayla itirazın iptali davası açıldığı, huzurdaki davaya konu bononun taraflar arasında 27/01/2015 tarihinde akdedilen Gayrimenkul Hizmetleri Tali Lisans Sözleşmesi gereğince davalı tarafa teslim edilen bir bono olduğu, bu yönleriyle İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyası ile arasında bağlantı bulunduğu, her iki davanın taraflarının, kaynağının ve hukuksal nedeninin aynı olduğu, buna bağlı olarak her iki dava arasında bağlantı (irtibat) bulunduğu, aralarındaki bağlantı nedeniyle davaların birlikte görülmesinin uygun olacağı anlaşılmakla dosyaların birleştirilmesi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin işbu dava dosyası ile İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas Sayılı dosyası arasında bağlantı bulunduğu anlaşıldığından, HMK.’nun 166/1 maddesi gereğince işbu davanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas Sayılı dosyasındaki dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2- Yargılamanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 E., sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Birleştirme kararının HMK.’nun 166/3 maddesi gereğince derhal ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilmesine;
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ilgili olarak birleştirilen dosya üzerinden karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı birleşen dosyada esas hakkında verilecek karar ile birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 04/03/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır