Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/670 E. 2022/935 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/670 Esas
KARAR NO:2022/935

DAVA:Sorumluluk – Tazminat
DAVA TARİHİ:08/01/2004
KARAR TARİHİ:03/11/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirketin 22/12/1999 tarihinde …’ne devredilen … A.Ş. ve … ile bağlantılı olduğunu ve 19/12/2001 tarihinde … yönetim kurulunun 397 sayılı kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin devir alındığını, yönetim ve denetimin …’ye geçmesinden sonra şirketin bilgi ve dökümanlarına ulaşılmaya çalışıldığını, kanunen tutulması gereken defterlere ulaşamadıklarını, yeni yönetim kurulu üyelerince ulaşılan belgelerden de şirketin aciz içinde olduğunun anlaşıldığını, şirkette en son 1998 hesap yılı olağan genel kurul toplantısının yapıldığını daha sonraki toplantıların yapılmadığını, şirketin 14/3/2003 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına sunulan denetçi raporu ile şirketin trilyonlarca zarara uğratıldığı ve bu zarardan 1998-2001 tarihleri arasında görev yapmış olan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yerine getirmeleri gereken özen borcu nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 5.000,00 TL’nin faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş; 14/03/2005 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini,
… yönünden 1.583.231,19 TL’ye
… yönünden 1.583.231,19 TL’ye
… yönünden 1.583.231,19 TL’ye
… yönünden 549.158,78 TL’ye
… yönünden 1.034.072,41 TL’ye
… yönünden 1.583.231,19 TL’ye
… yönünden 549.158,78 TL’ye
E. … yönünden 1.583.231,19 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …, davalı … ve … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … ve …, davalı … vekili, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Kapatılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2012 tarih ve 2011/13 Esas 2012/230 Karar sayılı kararıyla;
Davalılar … ve … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
Davalılar … yönünden davanın HMK’nin 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına,
Davalı … hakkındaki davada, bu davalı yönünden iflas kararı verildiği ve karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına,
Diğer davalılar yönünden ise, davanın reddine karar verilmiş; verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay. 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/3131-7391 E-K sayılı kararıyla;
“1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı sorumluluk davasıdır.
Kural olarak, yönetim kurulu üyeleri şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da, 6762 sayılı TTK’nin 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticiler oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olurlar. Yani yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucunda meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesini kabul etmiştir (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, s:1941, 1942, 1999). Nitekim TTK’nin 338. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Denetim kurulu üyelerinin de kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumlu bulundukları, TTK’nin 359. maddesinde düzenlenmiştir. Denetçiler yönünden de yönetim kurulu üyelerinde olduğu gibi ispat yükü ters çevrilmiş kusur sorumluluğu esası bulunmaktadır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, davacı tarafça genel olarak şirket zararının kötü yönetim ve denetim, 14/06/2007 tarihli dilekçe ile de, … A.Ş’nin … A.Ş’den 15/10/1999 tarihinde kullandığı kredi borcu ile 1999/09, 1999/12 ve 2000/3 tarihlerinde gerçekleşen vergi dairesi borcundan kaynaklandığının açıklandığı ve davalıların sorumlu oldukları miktarların belirtilerek kredi ve vergi borcuna ilişkin belgelerin ibraz edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, davacının bu kredinin şirket amaçlarının dışında kullanıldığını ispatlayacak bilgi ve belgeyi sunmadığı, bu durumda sorumluluk iddiasının hiçbir dayanağının bulunmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de, işbu kredi ve vergi borcu ödenmemesi nedeniyle tahakkuk ettiğine göre, bu işlemler nedeniyle zararın gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durum karşısında, anılan işlemler dolayısıyla yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun bulunmadığı, işlemlerin şirketin menfaatine olduğu, ya da şirketin bir zararının bulunmadığını ispat külfetinin davalılara ait olduğu nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı vekilinin, davalı … hakkında verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise, davalının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/12/2008 tarihli kararı ile şahsi iflasına karar verildiği ve bu kararın 14/07/2010 tarihinde kesinleştiği, ikinci alacaklılar toplantısının 16/02/2012 tarihinde gerçekleştirildiği, her ne kadar mahkemece davacı tarafa iflas masasına başvurması için süre verildiği ve başvurunun iflas masasınca gerekçelendirilerek reddedildiği gerekçesine yer verilmiş ise de, dosya kapsamında bu yönde bir karar ya da bilgiye rastlanılamadığı gibi, İflas İdaresi vekilince verilen temyize cevap dilekçesinde de bu yönde bir başvuru ve red kararının bulunmadığının bildirildiğinin anlaşılması karşısında, anılan davalı yönünden davaya İİK’nin 235. maddesi uyarınca kayıt kabul davası olarak bakılması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru olmamış,…” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş; bu kez davalı … vekili, davalı … vekili, davalı …, davalı … vekili ve davalı … karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Kapatılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda bilgileri yazılı dava dosyası, mahkemelerin birleştirilmesi nedeniyle mahkememize tevzi edilmiş; mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların şirketi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı sorumluluk hukuksal nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin olup;
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında vurgulandığı üzere kural olarak, davalılara yüklenen eylemlerin gerçekleştiği tarih itibariyle olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK’nın ilgili hükümleri gereğince, yönetim kurulu üyeleri şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da, 6762 sayılı TTK’nin 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticiler oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olurlar. Yani yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucunda meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesini kabul etmiştir (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, s:1941, 1942, 1999). Nitekim TTK’nin 338. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Denetim kurulu üyelerinin de kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumlu bulundukları, TTK’nin 359. maddesinde düzenlenmiştir. Denetçiler yönünden de yönetim kurulu üyelerinde olduğu gibi ispat yükü ters çevrilmiş kusur sorumluluğu esası bulunmaktadır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olay bakımından;
Davalılar … mirasçısı ve … mirasçısı), … ve …’a yönelik açılan davadan feragat edildiği ve bu konuda daha önce verilen kararın hükmüne uyulan bozma ilamındaki bozulan hususların kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından, anılan davalılara yönelik açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
Davalılar … yönelik açılan ve davacı tarafça takip edilmeyen davanın HMK’nin 150/6. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına ilişkin daha önce verilen kararın, yine hükmüne uyulan bozma ilamındaki bozulan hususların kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından, bu davalılara yönelik açılan davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalılar yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Hükmüne uyulan Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 19/12/2017 tarihli bozma ilamının 2 ve 3 nolu bentleri gereği ….ATM.nin 07/11/2012 tarihli kararın hüküm fıkrasının 5 nolu bendinde zikredilen davalılar (Yönetici ve Denetçiler) yönünden sorumluluğa dayalı tazmini gereken bir alacağın bulunup bulunmadığının, var ise miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; bu yönden dosya Bankacı …, YMM Prof. Dr. …, Özel Hukuk’da nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Prof. Dr. … ve İcra İflas Hukuku’nda nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Prof. Dr….’a tevdi edilmiş; adın geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 24/06/2021 tarihli raporun ve davacı vekili ile davalı … vekilinin itirazı üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 28/03/2022 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; anılan davalıların … A.Ş.’de davacı fona devir öncesinde yönetim ve denetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, bu nedenle dava konusu zarardan sorumlu oldukları;
En son alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; kullanılan kredi borcundan ve vergi borçlarından dolayı davacının uğramış olduğu zarar yönünden taleple bağlı olarak 14/03/2005 ıslah tarihi itibariyle davalılardan;
Davalı …’den 814.721,52 TL asıl alacak, 768.509,67 TL faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL,
Davalı …’den 814.721,52 TL asıl alacak, 768.509,67 TL faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL,
Davalı …’ten talebiyle bağlı olarak; 13.402,37 TL asıl alacak 530.075,41 TL faiz olmak üzere toplam 544.158,378 TL,
Davalı …’dan 813.292,92 TL asıl alacak, 766.558,24 TL faiz olmak üzere toplam 1.579.851,16 TL,
Davalı …’den 814.721,52 TL. asıl alacak, 768.509,67 TL. da faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL,
Davalı …’dan 504.654,59 TL asıl alacak, 44.504,19 TL faiz olmak üzere toplam 549.158,78 TL,
Davalı … …’dan 814.721,52 TL asıl alacak, 768.509,67 TL faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL talep edebileceği;
İflas eden diğer davalı, …’den iflas tarihi olan 31.12.2008 tarihi itibarıyla 814.721,52 TL asıl alacak, 1.568.945,66 TL faiz olmak üzere toplam 2.383.667,18 TL,
Yine iflas eden davalı … …’dan ise iflas tarihi olan 17.12.2019 tarihi itibarıyla 814.721,52 TL asıl alacak, 768.509,67 TL ıslah tarihine kadar işlemiş faiz ile 1.994.611,27 TL ıslah tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş faiz toplamı 2.763.120,94 TL (raporun bu kısmında maddi hata ile asıl alacak ve faiz toplam tutarı olan 3.577.842,46 TL yazıldığı tespit edilmiştir) faiz olmak üzere toplam 3.577.842,46 TL’nin iflas masalarına kaydı istenebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
En son alınan bilirkişi kurulu ek raporu; daha önce aynı heyetten alınan bilirkişi kök raporuna nazaran daha ayrıntılı gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden ve hükmüne uyulan bozma ilamının gereklerini yerine getirdiğinden daha önce alınan kök rapora göre üstün tutulmak suretiyle mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde;
Bozma ilamı sonrasında alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle tartışılıp değerlendirildiği üzere; davalıların … A.Ş.’de yönetici ve denetici olarak görev yaptıkları o dönemde, adı geçen şirketin 15/10/1999 tarihinde … A.Ş.’den kullanılan kredinin şirket amaçları dışında kullanılması ve yine bu şirketin 1999/09, 1999/12 ve 2000/3 dönemlerine ait vergilerinin ödenmemesinden kaynaklı olarak 814.721,52 TL asıl alacak ve ıslah tarihi olan 14/03/2005 tarihine kadar 768.509,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL zararının bulunduğu; az yukarıda değinildiği üzere olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 336.md gereğince adı geçen davalıların, zararın meydana gelmesinde kusursuz olduklarını kanıtlayamadıklarından, görev yaptıkları dönemlerle sınırlı olmak kaydıyla sorumluluklarının söz konusu olduğu; iflas eden davalıların kendileri yönünden belirlenen alacağın iflas masasına kayıt ve kabullerinin gerektiği; davalı … yönünden ise yine denetçi görevini kabul etmediğine ilişkin herhangi bir kanıt sunmadığı, dolayısıyla sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmış olup, buna göre;
Davalılar …, …, …, …, …, … yönünden; anılan davalıların görev yaptıkları dönemlere isabet eden sorumlulukları dahilinde davacının, …’den 814.721,52 TL asıl alacak, 768.509,67 TL faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL, …’ten talebiyle bağlı olarak; 13.402,37 TL asıl alacak 530.075,41 TL faiz olmak üzere toplam 544.158,378 TL, …’dan 813.292,92 TL asıl alacak, 766.558,24 TL faiz olmak üzere toplam 1.579.851,16 TL, …’den 814.721,52 TL. asıl alacak, 768.509,67 TL faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL, …’dan 504.654,59 TL asıl alacak, 44.504,19 TL faiz olmak üzere toplam 549.158,78 TL, … …’dan 814.721,52 TL asıl alacak, 768.509,67 TL faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından bu davalılar yönünden teselsül sorumluluk esaslarına göre davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı müflis … yönünden; anılan davalının iflası nedeniyle, iflas tarihi olan 31/12/2008 tarihi itibariyle davacının anılan davalıdan görev yaptığı döneme yönelik, 814.721,52 TL asıl alacak ve iflas tarihine kadar 1.568.945,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.383.667,18 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu miktarın davalı müflisin iflas masasına davacı alacağı olarak kayıt ve kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalı müflis … yönünden; anılan davalının iflası nedeniyle, iflas tarihi olan 17/12/2019 tarihi itibariyle davacının anılan davalıdan görev yaptığı döneme yönelik, 814.721,52 TL asıl alacak ve iflas tarihine kadar işlemiş faiz toplamı 2.763.120,94 TL (768.509,67 TL ıslah tarihine kadar işlemiş faiz ile 1.994.611,27 TL ıslah tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş faiz toplamı) olmak üzere toplam 3.577.842,46 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu miktarın davalı müflisin iflas masasına davacı alacağı olarak kayıt ve kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalılar …’a yönelik açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalılar …’e yönelik açılan davanın 150/6 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Diğer davalılara yönelik açılan ve ıslah edilen davanın KABULÜ ile;
814.721,52 TL asıl alacak ve ıslah tarihi olan 14/03/2005 tarihine kadar 768.509,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.583.231,19 TL’nin;
(a-Davalı …’in bu miktarın tamamından,
b-Davalı …’nin bu miktarın tamamından,
c-Davalı …’nın bu miktarın tamamından,
d-Davalı …’in bu miktarın 13.402,37 TL asıl alacak ve 535.756,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 549.158,78 TL’sinden,
e-Davalı …’ın bu miktarın 813.292,92 TL asıl alacak ve 766.558,24 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.579.851,16 TL’sinden,
f-Davalı …’ın bu miktarın 504.654,59 TL asıl alacak ve 44.504,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 549.158,78 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla)
Davalıların yukarıda belirtilen sorumlu oldukları asıl alacak miktarlarına ıslah tarihi olan 14/03/2005 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Yukarıda 3 nolu bentte belirtilen alacakla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
a-Davalı müflis …’in iflas tarihi olan 31/12/2008 tarihi itibariyle 814.721,52 TL asıl alacak ve iflas tarihine kadar 1.568.945,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.383.667,18 TL’nin davalı müflisin iflas masasına davacı alacağı olarak kayıt ve kabulüne,
b-Davalı … …’nın iflas tarihi olan 17/12/2019 tarihi itibariyle 814.721,52 TL asıl alacak ve iflas tarihine kadar işlemiş faiz toplamı 2.763.120,94 TL (768.509,67 TL ıslah tarihine kadar işlemiş faiz ile 1.994.611,27 TL ıslah tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş faiz toplamı) olmak üzere toplam 3.577.842,46 TL’nin davalı müflisin iflas masasına davacı alacağı olarak kayıt ve kabulüne,
5-Alınması gerekli 108.150,52-TL karar ve ilam harcından 23.457,95‬-TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 84.692,57-TL harcın (davalılar …, …, …, … … ve …’in bu miktarın tamamından, … ve …’ın 14.055,08 TL’sinden, …’ın 84.461,68 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) anılan davalılardan alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, …, …, …, … ve … …’dan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalılar … (… mirasçısı ve … mirasçısı) ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp anılan davalılara verilmesine,
8-Davalılar … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp anılan davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan 23.457,95‬-TL peşin ve ıslah harcının ile bozma sonrası 12.700 TL bilirkişi ücreti, 2.017,70 TL tebligat gideri 38.175,65 TL yargılama giderinin davalılar …, …, …, …, …, …, … ve … …’dan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davalı … tarafından yapılan 100 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp anılan davalıya verilmesine,
11-Davalı … … tarafından yapılan 11 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp anılan davalıya verilmesine,
12-Taraflaraca yatırılan gider avansından kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilini, oavalı … İflas İdaresi memurunun, davalı … ve vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 03/11/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı