Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/635 E. 2022/715 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/279 Esas
KARAR NO : 2022/719
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 10.10.1978 tarihinde davalı … Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş.’nin kurulduğunu, müvekkili …’dan davalı … A.Ş.’nin, şu an 52/100 hissesinin … … …’a ve 48/100 hissesinin …’a geçtiğini, müvekkili tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E sayısına kayıtlı olarak açılan davada; … ‘a ait görünen 48/100 hissenin, …’a aidiyetinin tespitinin talep ve dava edildiğini, davalı … A.Ş.’nin tek varlığı olan İstanbul ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Pafta, … ada, … parselde kayıtlı olan taşınmazın (yalı), yeni kurulan davalı … … A.Ş.’ne, 25.02.2022 tarihinde, tapuda 250 milyona yakın bir değer gösterilerek devir edildiğini, bu taşınmaz devir işleminin müvekkili tarafından açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davanın altını boşaltmak amacıyla, muvazaalı ve TTK hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, davalı … … A.Ş.’nin, taşınmazın devir işlemi için TTK m. 408 kapsamında herhangi bir genel kurul kararı almadığını, yeni kurulan 75 milyon TL sermayeli davalı … … A.Ş.’nin de sermayesinin onda birini aşan bir bedel ile bir taşınmaz devralmasına rağmen TTK m. 356 hükmüne aykırı şekilde, genel kurul kararı almamış ve ticaret siciline tescil ettirmemiş olduğunu, davalılar arasında yapılan bu taşınmaz devir işleminin muvazaalı olduğu kadar TTK m. 356 hükmü ile TTK m. 408 hükmüne açıkça aykırı olarak yapıldığını ve geçersiz/batıl/kesin hükümsüz olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle … A.Ş.’nin mevcut malvarlığının muvazaalı olarak ve ayrıca TTK m.356 hükmü ile TTK m.408/2.hükmüne aykırı olarak devir edildiğinin ve devir işleminin geçersiz/batıl/kesin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, taşınmaz alım-satımı ve taşınmaz alım satımlarına aracılık yapılması amacıyla kurulmuş gayrimenkul şirketi olduğunu ve tek hissedarının dava dışı … ünvanlı İngiltere merkezli yabancı şirket olduğunu, davacının müvekkili şirkette ve diğer davalı şirkette herhangi bir pay sahibi olmadığını, davacının davada hukuki menfaati olmadığını, aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, … ATM’nin 2020/… E sayılı davanın müvekkili şirket ile herhangi bir bağı bulunmadığını, müvekkilinin bu davada taraf olmadığını, davacı tarafın satışın geçersizliğine yönelik olarak ileri sürdüğü TTK m 356 ve TTK m 408/2-f hükmünün madde metinlerinde, öğretide ve Yargı kararında davada uygulanma niteliği bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket genel kurul toplantısında taşınmaz satıcı için … yetki verilmesine dair karar alındığını, davacı tarafın bu yöndeki iddialarının yerinde olmadığını, davacı tarafın kendisi tarafından devrolunmayan, başka hissedarlarca devredilmiş hisselerin aidiyetine ilişkin istemlerinin yerinde olmadığını, bu yönde söz konusu genel kurul kararlarına karşı açılmış herhangi bir dava bulunmadığını; davacının şirkette ortaklık sıfatı bulunmadığını, bu nedenle aktif husumet ehliyeti olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; dilekçede ileri sürülen nedenlerle davalı … A.Ş. tarafından diğer davalıya yapılan taşınmaz devrinin geçersiz, batıl, kesin hükümsüz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, eda davası açılması mümkün olan hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.
Bunun yanında, görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesine göre, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunması dava şartları arasında sayıldığı gibi, HMK’nın 106/2 maddesine göre de, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
Somut olayda, davacının eda istemli bir talebi bulunmamaktadır. Taşınmaz devrinin geçersiz, batıl veya kesin hükümsüz olduğunun tespiti yönündeki istemin, açılacak eda davasında tartışılacağı ve davacının müstakilen tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı kuşkusuzdur. Hukuki yarar da dava şartı olduğundan, açıklanan nedenlerle HMK’nın 114. ve 115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın Hukuki Yarar Dava Şartı Yokluğu Nedeni ile Usulden Reddine,
2-Peşin harç karar harcını karşıladığından başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
4-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 66,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2022

Başkan …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Üye …
¸e-imzalı

Katip …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.