Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/634 E. 2021/824 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/634 Esas
KARAR NO:2021/824

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:28/11/2019
KARAR TARİHİ:04/11/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin 10/10/2019 tarihli genel kurul toplantısında esas sözleşmenin “Sermaye” başlıklı 6.maddesinin değiştirildiğini ve “Madde 6/son-Genel Kurulca sermaye artırımına karar verildiğinde (B) grubu hisse senetleri sahiplerinin rüçhan hakları kısmen veya tamamen sınırlanabilir.” hükmü eklendiğini; alınan kararın TTK amir hükümlerine aykırı nitelikte olduğunu, müvekkilinin pay sahipliğinden kaynaklı haklarının sınırlandırdığını, sınırlamanın B grubu paylara yönelik yapıldığını, A grubu paylar için söz konusu olmadığını, pay sahipleri arasında eşit işlem ilkesine aykırı davranıldığını, genel kurul kararının hiçbir haklı sebebe dayanmadığını, esas sözleşmeye rüçhan hakkının sınırlandırılabileceğine ilişkin hüküm konulamayacağını, hükümsüz olduğunu, diğer yandan genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirket dava konusu davalı şirket 10/10/2019 tarihli dava konusu genel kurul kararının yokluğuna, aksi takdirde butlanına, olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket 10/10/2019 tarihli genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun yapıldığını, genel kurul toplantısında “Genel Kurulca sermaye artırımına karar verildiğinde (B) grubu hisse senetleri sahiplerinin rüçhan hakları kısmen veya tamamen sınırlanabilir” şeklinde karar alındığını, B grubu paydaşlar arasında eşitlik ilkesine aykırı bir durum olmadığını, genel kurul kararının eşit işlem ilkesine uygun olduğunu, davacının dava dışı şirkette müdür olduğunu, şirket ile haksız rekabete girdiğini ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; davalı şirket 10/10/2019 tarihli genel kurul toplantısında, sermaye başlıklı 6.maddesinde yapılan değişikliğe ilişkin alınan kararın “Genel Kurulca sermaye artırımına karar verildiğinde (B) grubu hisse senetleri sahiplerinin rüçhan hakları kısmen veya tamamen sınırlanabilir.” kısmının iptali istemine ilişkindir.
Olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 445.maddesi; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmünü içermekte olup;
Aynı yasanın 446.maddesi; “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun yada olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, Yönetim Kurulu, Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri iptal davası açabilir” hükmünü içermektedir.
Anılan madde hükmü gereğince iptal davası açabilmek için toplantıda hazır bulunan ilgilinin karara olumsuz oy vermesi ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmesi veya divan başkanlığına vermesi yasal zorunluluktur. Ancak, TTK’nın 414.maddesi gereğince usulüne uygun toplantı davetinin yapılmadığının ileri sürülmesi durumunda, TTK’nın 446.maddesi gereği ilgililer dava açmaya hak kazanır.
Davacı taraf, 10/10/2019 tarihli Genel Kurul Toplantısına çağrının usulsüz olduğunu ileri sürerek davaya konu kararın butlanını, olmadığı takdirde kararın iptalini istemiş; davalı taraf ise, toplantıya çağrının usulüne uygun yapıldığını, alınan kararların yasaya uygun olduğunu savunmuştur.
Davacı ortak, toplantıya usulüne uygun davet edilmediğini ileri sürdüğüne ve dosya kapsamına göre davacı ortağın toplantıya usulüne uygun davet edilmediği, davacı ortağa gönderilen çağrının toplantı tarihinden sonra tebliğ edildiği sabit olduğuna göre; TTK’nın 446.maddesi gereğince davacının dava açmaya hakkı olduğu kuşkusuzdur. Diğer yandan, davalı şirketin merkez adresi itibariyle (…) iş bu davaya bakmaya TTK’nın 445.maddesi gereğince mahkememiz yetkilidir.
İddia ve savunmaların ileri sürülüş biçimine göre, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden dava konusu yapılan genel kurul kararının iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, davalı şirket ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi SMMM … ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Doç. Dr. …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 19/08/2021 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacının davalı şirketin ortağı olduğu, davalı şirketin 10/10/2019 tarihli genel kurul toplantısına yapılan çağrıda, davacının Türkiye’deki adresine gönderilen tebligatın bila döndüğü, yurt dışındaki adresine gönderilen çağrının ise genel kurul toplantı tarihinden sonra tebliğ edildiği, oysa genel kurul toplantı çağrısının tüm pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektupla toplantı gününden önce ulaşması gerektiği, eldeki davada bu gerekliliğin yerine getirilmediği, başka bir ifadeyle toplantıya çağrının usulüne uygun olmadığı, bu nedenle davacının iptal davası açmaya hak kazandığı;
Davaya konu davalı şirket pay sahibinin rüçhan hakkının sınırlandırılmasının, TTK 461. md gereğince haklı sebeplerin varlığı halinde mümkün olduğu; bu kapsamda davalının rüçhan hakkının kısıtlanması için haklı sebepler olarak ileri sürdüğü davacı pay sahibinin haksız rekabette (TTK m. 54 vd.) bulunduğu, yönetim kurulu üyesi olarak şirket özen borcuna (TTK m. 369) aykırı davrandığı, rekabet yasağını ihlal ettiği, TTK 553 vd.maddeleri gereği yönetim kurulu üyesinin sorumluluğunu doğuracağı iddiasının, rüçhan hakkının sınırlandırılması için haklı sebep teşkil etmeyeceği; şirkete verilen zararların tazmininin TTK hükümleri gereği her zaman talep edilebileceği, rüçhan hakkının kullanılmasının sınırlandırılması için gerekçe olmayacağı; davaya konu kararın TTK 445.md aykırı olduğu, dolayısıyla iptali gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, davalı taraf vekilinin itirazı yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacının, ortağı olduğu davalı şirketin 10/10/2019 tarihli genel kurul toplantısına yapılan çağrının TTK 414.md gereğince usulüne uygun yapılmadığı, bu nedenle TTK’nın 446.maddesi gereğince davacının dava açmaya hakkı olduğu kuşkusuzdur.
Davacı taraf, her ne kadar toplantıya çağrının usulsüz olduğunu iddia ederek alınan kararların butlanını talep etmiş ise de; toplantıya çağrının usulsüzlüğünün tek başına alınan kararların doğrudan butlanı sonucunu doğurmayacağı, dava konusu kararların ancak iptalinin istenebileceği, genel kurula çağrıdaki usulsüzlük ispat edilse dahi genel kurul toplantısı yapılıp alınan kararlar bulunduğundan, genel kurulda alınan kararın yokluk ve butlanının talep edilemeyeceği anlaşıldığından bu konudaki istem yerinde görülmemiştir.
Davaya konu genel kurul kararının iptali istemi yönünden yapılan yargılama sonrasında; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, rüçhan hakkının kısıtlanması için davalı tarafça haklı sebep olarak ileri sürülen özen borcuna ve rekabet yasağına aykırı davranma gibi nedenlerin, ortağın bu hakkının kısıtlanması veya sınırlandırılması için haklı neden olarak değerlendirilemeyeceği; ileri sürülen bu nedenlerin ortağa karşı açılacak başka davanın konusunu oluşturabileceği, bu nedenle rüçhan hakkının kısıtlanmasını gerektirecek haklı sebeplerden sayılamayacağı; dolayısıyla alınan kararın kanuna aykırı olduğu kanaatine varıldığından; davalı şirketin 10/10/2019 tarihli genel kurul toplantısında, sermaye başlıklı 6.maddesinde yapılan değişikliğe ilişkin alınan kararın “Genel Kurulca sermaye artırımına karar verildiğinde (B) grubu hisse senetleri sahiplerinin rüçhan hakları kısmen veya tamamen sınırlanabilir.” kısmının iptaline ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalı şirketin 10/10/2019 tarihli genel kurul toplantısında, sermaye başlıklı 6.maddesinde yapılan değişikliğe ilişkin alınan kararın “Genel Kurulca Sermaye Artırımına Karar Verildiğinde (B) Grubu Hisse Senedi Sahiplerinin Rüçhan Hakları Kısmen veya Tamamen Sınırlanabilir” kısmının İptaline,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 14,90-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 186,40 TL tebligat giderlerinin toplamı 3.781,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
04/11/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı