Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/609 E. 2022/205 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/609 Esas
KARAR NO:2022/205

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/11/2019
KARAR TARİHİ:02/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/05/2019 tarihinde … İşletme Müdürlüğü sorumluluk sahası içinde bulunan … İlçesi, … 1. Kısım Mahallesi, … Çıkmazı Sokakta … Grup tarafından yapılan çalışmalar sırasında 1×240 OG kablosuna ilgili firma tarafından hasar verildiğini, kesinti ile ilgili olarak müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesini müteakip davalı aleyhine hasara maruz kalan şirket altyapısının onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 4.035,61-TL. ve 726,41‬-TL. KDV bedelinden toplam 4.761,02-TL. borç tahakkuk ettirildiğini, davalı/borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 4.762,02-TL. hasar bedeli ile 84,54-TL. işlemiş faizi olmak üzere toplam 4.846,56-TL.’nin tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve yetkiye itiraz ettiğini, ancak itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin …/İstanbul’da bulunduğunu, icra takibinin yetkisiz yerde başlatıldığını, yetkili icra dairelerinin Büyükçekmece İcra Daireleri olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, davaya bakmaya yetkili mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, müvekkili şirketi sorumluluğunu gerektirir bir hasar söz konusu olmadığını, hasar tespit tutanakları ile icra takibinde talep olunan hasar tutarlarına ilişkin kayıt ve hesaplamaları kabul etmediklerini, müvekkilinin icra takibine itirazının haklı ve yerinde bir itiraz olduğunu, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddini, hakkı olmayan bir alacağı müvekkilinden talep eden davacının takip tutarının %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatın mahkum edilmesini, ayrıntılı olarak açıklanan tüm nedenlerle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, adi ortaklığın proje alanı içinde gerçekleşene hasar iddiaları yönünden yalnızca müvekkili şirket hakkında dava açılamayacağından husumet itirazında bulunduklarını, davanın usulden reddine karar verilmesini, davanın tümden reddine karar verilmesini, davacı tarafın icra inkar tazminatı taleplerinin reddini, haksız takip ve dava nedeniyle davacının takip tutarının %20’nden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 30/05/2019 tarihinde … İşletme Müdürlüğü sorumluluk sahası içinde bulunan … İlçesi, … 1. Kısım Mahallesi, … Çıkmazı Sokakta … Grup tarafından yapılan çalışmalar sırasında 1×240 OG kablosuna davalı firma tarafından hasar verildiği iddiasıyla oluştuğu ileri sürülen hasar onarım bedelinin tahsiline yönelik olarak davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazların İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptaline ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, ödeme emri, hasar tespit tutanakları, hasar keşif tutanakları, sair şirket kayıtları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, … Belediyesi ile imzalanan 12.05.2015 tarihli … Ada 2-5-6-8-9 ve 10 Sayılı Parsellerin İmar Hakkı Kullanılarak Söz Konusu Parseller Üzerinde Yapılacak Taşınmazların Hasılat Paylaşımı Yöntemiyle Satılması, Dere Islahı ve Rekreasyon Alanı Düzenlenmesi İşine Ait Sözleşmesi, … Dağıtım A.Ş. 30.05.2019 tarihli ve 26904 sayılı borç tahakkuk yazısı, borç tahakkuk yazısına binaen müvekkil şirket tarafından … a.ş.’ye sunulan 16.07.2019 tarih ve 62416 evrak numaralı itiraz dilekçesi, Ortaklık adına… Ltd. Şti. Nin vermiş olduğu dilekçe ile …’ ın …’a yazmış olduğu yazısı, müvekkil Şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, tanık, keşif, bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekili tarafından 10/08/2019 tarihinde davalı aleyhine 4.762,02-TL. asıl alacak, 84,54-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.846,56-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek 7 no’lu ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 09/09/2019 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğünün yetkisine, borcun tamamına, faize ve borcun tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, akabinde davacı şirket vekili tarafından 19/11/2019 tarihinde, 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde ve harca esas değer olarak 4.846,56-TL. gösterilmek suretiyle huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili tarafından borca itiraz dilekçesinde takip konusu hasarın meydana geldiği yerin İstanbul ili, … İlçesi sınırlarında olduğu, bu nedenle yetkili İcra Dairesi’nin Büyükçekmece İcra Daireleri olduğu belirtilerek yetki itirazında bulunulmuş ise de; 6100 sayılı HMK.’nun 16. maddesine göre; “haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili” olduğundan ve davacı takip alacaklısı (zarar gören) şirketin yerleşim yeri adresi de …/İSTANBUL’da bulunduğundan, bu adres ise İstanbul (Çağlayan) İcra Daireleri’nin yetki alanında olduğundan, davalının (borçlunun) İcra Dairesi’nin yetkisine yönelik itirazı mahkememizce yerinde görülmeyerek işin esasına girilmiştir.
Mahkememizce … Belediyesi Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; 30/05/2019 tarihinde “… İlçesi, … 1. Kısım Mahallesi, … Çıkmazı Sokakta” altyapı çalışmalarına ait altyapı ruhsat formunun (kazı izin belgesinin), spot (kazı krokisinin) ve çalışma yapılan yerin fotoğraflarının gönderilmesi istenmiş, müzekkereye İBBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı tarafından cevap verilmiş ve gelen müzekkere cevabı dosya içerisine alınmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce 11/03/2021 tarihli ara karar ile iddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenerek 28/05/2021 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; dosyaya sunulan hasar tespit tutanağından ve yazışmalardan davacı şirkete ait alt yapı tesislerinin hasara uğradığının sabit olduğu, tesislerinin standartlar çerçevesinde tesis edildiği, davalı tarafça bu durumun aksini ispat eden herhangi bir tespitin dosyada bulunmadığı, tutanak kayıtlarına da bu hususta herhangi bir şerhin düşülmemiş olduğu, davacı şirketin müterafik kusuru bulunduğuna dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı, kopartılan kablo için kullanılan kablo ve Ek mufu teknik anlamda mutlaka kullanılması gereken malzeme olduğu, hasar için talep edilen 467,82-TL + KDV malzeme bedelinin kadri maruf bir değer olduğu, … Birim fiyatlarının dikkate alındığının anlaşıldığı, … bünyesinde çalışan AOB (Arıza Onarım Bakım) görevlilerince arızanın giderilmiş olduğu, dosya kapsamında yer alan … Sistem İşletme Müdürlüğü’nce davalıya gönderilen 21/06/2019 tarihli yazı içeriğinde hasarın ekiplerince tamir edildiğinin açıkça belirtilmiş olduğu, arızayı gideren AOB (Arıza Onarım bakım) tarafından davacı …’a kesilmiş herhangi bir faturanın bulunmadığı, dosyaya sunulan 22/02/2019 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi’nin tarafı olan şirketçe (… Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi) dava konusu hasar ile ilgili olarak kullanılan malzeme ve yapılan işçilik bedelini gösterir davacı …’a kesilmiş herhangi bir faturaya, iş emrine veya belge örneğine rastlanmadığı, zira sözleşmenin 10. maddesinde “Yüklenici her ayın sonunda şirketin belirlediği kriterlerde yapılan işi bildirerek şirketin onayını almasından sonra fatura düzenleyecek ve ödeme ertesi ay içerisinde yapılacaktır.” şeklinde açık hüküm bulunduğu, dosya kapsamında yer alan hasar tespit tutanak formu, iş görev emri ve hasar süreci bilgilendirme formunda 22/02/2019 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi’nin tarafı şirket (… Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi) yetkili imzasına da rastlanmadığı, açıklanan nedenlerle davacı … tarafından arızanın kendi elemanları dışında özel adam tutularak onarımının yapıldığı hususunun belgelendirilemediği, işçilik, montaj, araç ücreti ve personel gideri talep edemeyeceği, açıklanan nedenlerle takibin 467,82-TL ( malzeme) + 313,92-TL (şebeke yıpranma bedeli) + KDV = 922,45-TL + 16,38-TL ( takip tarihine kadar işlemiş fazi) = 938,83-TL üzerinden davalı … Gayrimenkul A.Ş. Adına devam edebileceğini, … Alt Yapı Koordinasyon Müdürlüğünce davalı şirkete altyapı kazı ruhsatı verilmediğini, davalı şirketin hasar öncesinde davacı şirkete kabloların deplasesine yönelik 10/04/2019 tarihli yazı içeriği dosyada mevcut bu yazıya verilen cevap dilekçesi görülmediğini, hasara konu kablolar orta gerilim kabloları olup deplase işleminin planlama (uzun süreli elektrik kesintesi- işin ihale edilmesi vb) ve zaman gerektirir nitelikte olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 21/06/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuş ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı … vekili tarafından ise 14/06/2021 tarihli dilekçe ile rapora itiraz edilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınması talep edilmiştir.
Mahkememizce 23/06/2021 tarihli duruşmada; dosyanın davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmek üzere kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenerek 09/11/2021 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda ise özetle; kök rapor sonrasında davacı şirket vekilince yeni belge sunulmadığı, arıza onarım bedeline ilişkin olarak davacı … adına kesilmiş herhangi bir faturanın bulunmadığı, dosyaya sunulan 22/02/2019 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi’nin tarafının dava dışı … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi olduğu, bu şirket tarafından da dava konusu hasar ile ilgili olarak kullanılan malzemeye veya yapılan işçiliğe ait davacı adına kesilmiş herhangi bir fatura, iş emri veya benzeri bir belgeye rastlanmadığı, davacı … tarafından arızanın kendi elemanları dışında özel adam tutularak onarımının yapıldığı hususunun belgelendirilemediği yönündeki kanaatin değişmediği, eşik kesinti süre aşım bedeli bakımından Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği kapsamında davacı şirketin orta gerilimde bildirimsiz kesintilerde 24 saate kadar, alçak gerilimde bildirimsiz kesintilerde 48 saate kadar abonelerine tazminat ödememe hakkına sahip olduğu, dava konusu orta gerilim arızasının bu süreler dahilinde (1,21saat çalışma yapılmış) elektrik kesintisine sebep olduğu, bahse konu arıza için davacı şirketin davalıdan eşik kesinti süre aşım bedeli talep edemeyeceği kanaatinin devam ettiği, üstelik dosyada davacı şirketin kesinti kaynaklı herhangi bir abonesine tazminat ödediğine dair herhangi bir belgenin de bulunmadığı, şebeke yıpranma bedeli zaten toplam hasar bedeline eklendiğini, tüm bu kalemler için kanaatinin kök raporunda belirttiği üzere emsal ilamlar doğrultusunda olduğu, kök raporunda hesap edilen faiz hususunda eksiklik bulunmadığı, asıl alacak bedeli sadece (malzeme bedeli + şebeke yıpranma bedeli) + KDV tutarına indirgendiğinden doğal olarak faiz tutarının da düşük çıktığını, faiz başlangıç tarihi olarak hasar tarihinin dikkate alındığını, kök raporunda hesap edilen KDV hususunda eksiklik bulunmadığını, davacı tarafça sadece (malzeme bedeli + şebeke yıpranma bedeli) talep edilebileceği kanaatine varıldığını, bu bedelleri için KDV hesaplandığını, icra inkar tazminatına ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacı vekilinin itirazlarının açıklanan nedenlerle kök raporundaki kanaatinin aynen devam ettiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı … vekili tarafından ise 24/11/2021 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınması, mahkeme aksi kanaatte ise ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur.
Mahkememizce 02/03/2022 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle davacı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması ve/veya ek rapor alınması yönündeki taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava; haksız fiil nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararların (hasar bedelinin) davalıdan tahsiline yönelik olarak başlatılmış icra takibine vaki itirazların iptaline yöneliktir.
İtirazın iptali davaları; icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. İtirazın iptali davalarında ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda yani davacıdadır. Davacı/alacaklı, alacağının varlığını ve haklılığını ispat la yükümlüdür.
Davacının talebi; Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davalıların alt yapı çalışmaları sırasında ihmale dayalı kusurlu eylemleri ile neden oldukları maddi zararların ödetilmesine yönelik icra takibinin devamına ilişkindir.
TBK.’nın 49. maddesinde haksız fiil hükümleri düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Haksız fiile dayanan sorumlulukta dört unsur söz konusudur. Bunlar, hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağıdır. Bir başka anlatımla haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir.
Öte yandan hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Haksız fiile maruz kalan şahsın mal varlığında haksız fiil sonucu meydana gelen durum ile bu eylemden önce mevcut olan durum arasındaki fark davacının zararını oluşturur.
Ancak zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderleri gibi giderler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi yapılması gereken giderlerdir. Bunların ise haksız fiil sonucu oluştuğu ileri sürülen zararla ilgisi bulunmamaktadır. Davacı şirket, özel olarak adam tutup çalıştırdığını kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak olan bu nitelikteki giderlerini zarar kapsamına dâhil edilemez. (Nitekim Yargıtay Genel Kurulu’nun 08/12/2010 tarihli, 2010/7-530 E. ve 2010/636 K. sayılı, 10/07/2013 tarihli, 2013/7-88 E. ve 2013/1058 K. sayılı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2018 tarihli, 2016/14830 E. ve 2018/8212 K. sayılı ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13/07/2010 tarihli, 2010/194 E. ve 2010/4477 K. sayılı ve ilamları da bu yöndedir.)
Somut olayda; davacı şirketçe takipte talep edilen asıl alacak kalemlerden bir bölümünün araç ve personel giderleri, bir bölümünün ise etüt koordinasyon bedeli gibi davacının kendi çalıştırdığı işçilerine ve personeline ödediği ücretler olduğu, davacının davalıdan genel yönetim giderlerini de istediği anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacı tarafın davalılardan satılamayan enerji bedeli ile eşik kesinti süresi aşımı bedeli gibi kalemleri de talep ettiği görülmüştür.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 10/05/2012 tarihi, 2011/4907 E. ve 2012/3324 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; tüketilmeyen elektrik, santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan, kesinti (ınkıta) süresi belirlenemez ve bu nedenle de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez.
Dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporları, dosyaya İBBB’den celbedilen yazı ve ekleri ile tüm belgeler değerlendirilmiş, dosyada mevcut delil durumu itibariyle toplanan delillerin uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
İddia, savunma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Yol Bakım ve Alt Yapı Koordinasyon Müdürlüğü’nün cevabi yazısı, hasar tespit tutanağı, hasar keşif formu, fotoğraflar, emsal Yargıtay kararları, dosya kapsamında alınan ve yargısal denetime elverişli teknik bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; 30/05/2019 tarihinde davalı şirketçe … İlçesi, … 1. Kısım Mahallesi, … Çıkmazı Sokak davalı tarafından yapılan çalışmalar sırasında müvekkili şirketin enerji dağıtım alt yapısına hasar verildiğini, hasara davalının sebep olduğu, hasara neden olan haksız fiilden ve haksız fiilin neticelerinden sorumlu tutulması gerektiği, ancak her ne kadar davacı şirketçe davalıdan araç ve personel gideri, etüd koordinasyon bedeli, satılamayan enerji bedeli ve eşik kesinti süresi aşımı bedeli gibi kalemler yönünden de talepte bulunulmuş ise de; gerçek zarar ilkesi gereğince davacı şirket ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceğinden bu alacak kalemlerini davalıdan talep edemeyeceği, bilirkişi kök raporunda yapılan hesaplamaya göre davacı şirketin davalıdan ancak 467,82-TL ( malzeme) + 313,92-TL (şebeke yıpranma bedeli) + KDV = 922,45-TL + 16,38-TL ( takip tarihine kadar işlemiş fazi) = 938,83-TL talep edilebileceği, kök raporda da ifade edildiği üzere davacı şirkete müterafik kusur atfedilebilmesi için dosyada yeterli delil bulunmadığı, davalı yüklenicinin alt yapı kazı ruhsatı alınmadan işe başladığı, dava konusu hasarın da kazı ruhsatı alınmadan önce meydana geldiği, davalıların da davacı şirketin müterafik kusurlu olduğunu somut delillerle ispat edemediği, dava konusu 922,45-TL hasar bedeli (467,82-TL malzeme + 313,92-TL şebeke yıpranma bedeli + 140,71-TL KDV), 16,38-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 938,83-TL talep etmekte haklı olduğu, davacının fazlaya dair isteminin ise reddinin gerektiği, alacağın likit olmaması ve yargılama esnasında yapılan bilirkişi incelemesi ile gerçek zararın tespit edilmesi nedeniyle davacının icra inkâr tazminatı talebinin de reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 922,45-TL hasar bedeli (467,82-TL malzeme + 313,92-TL şebeke yıpranma bedeli + 140,71-TL KDV), 16,38-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 938,83-TL’ye yönelik itirazının iptali ile asıl alacağa (922,45-TL’ye) takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olmayıp yargılama sonucunda tespit edildiğinden davacının icra inkar tazminatına yönelik isteminin reddine,
3-Reddedilen kısım yönünden şartları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatına yönelik isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 64,13-TL karar ve ilam harcından 82,77-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile 18,64-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 64,13-TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 uyarınca hesap ve takdir olunan 938,83-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/3. maddesinde yer alan “Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü uyarınca 938,83-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.092,70-TL (44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 141,90-TL tebligat posta ücreti) yargılama giderinin, kabul ve ret oranına göre 211,67-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin 1.064,30-TL’sinin davacıdan, 255,70-TL’sinin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
Dair, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/2 vd. maddeleri uyarınca ve miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır