Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/6 E. 2022/81 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/6 Esas
KARAR NO:2022/81

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/01/2019
KARAR TARİHİ:02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan kambiyo senetlerinden kaynaklı “Menfi Tespit” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Tic. Ltd. Şti. yetkililerince 13/07/2019 vade tarihli 7.500,00-USD tutarlı, 10/08/2019 vade tarihli 10.000,00-USD tutarlı ve 07/09/2019 vade tarihli 12.500,00-USD tutarlı 3 (üç) adet bononun sahte olarak düzenlendiğini, bahsi geçen bonolarda müvekkili şirketin keşideci (borçlu) olarak gösterildiğini, senetlerin takip için diğer davalı …Ş.’ye verildiğini, müvekkili şirketin bonoların varlığından davalı …Ş. tarafından kendilerine gönderilen ihbarname sonucunda haberdar olduğunu, dava konusu bonolar üzerindeki yazı ve imzaların kesinlikle müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davaya konu senetlerin protesto edilmesinin müvekkili şirketin ticari hayatını olumsuz etkileyeceğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle dava konusu senetlerin protesto edilmemesi, ödenmesinin engellenmesi ve olası bir icra takibi neticesinde müvekkilinin uğrayacağı muhtemel zararların önlenmesi bakımından mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yapılacak yargılama sonucunda müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, takip konusu bonoların iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın dava öncesinde dava şartı olan arabuluculuğa gitmemiş olması nedeniyle huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, dava konusu senetlerin müvekkili şirkete diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından ciro edilerek verildiğini, müvekkilinin iyi niyetli son hamil olduğunu, müvekkili banka ile diğer davalı arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri kapsamında … Ltd. Şti.’ne krediler kullandırıldığını, davalı tarafça kredi borçları karşılığında müvekkili bankaya dava konusu senetlerin ciro edilmek suretiyle teslim edildiğini, müvekkili bankanın davacı keşidecinin dava konusu bonolarda bulunan imzalarının gerçekliğini inceleme şansının bulunmadığını, davacı tarafça müvekkili bankanın bonoları kötüniyetli olarak ciro yoluyla aldığına dair dosyaya sunulmuş somut bir delil ve belgenin de bulunmadığını, bu nedenle mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine, bu talebin mahkemece kabul edilmemesi halinde ihtiyati tedbir talebinin reddine, esasa yönelik yapılacak inceleme neticesinde müvekkili banka yönünden davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında … Yönetimi A.Ş. vekilince dosyaya sunulan dilekçede özetle; davaya konu alacağın …’den devir ve temlik alındığı bildirilerek, bu aşamadan sonra huzurdaki davanın taraflarınca takip edileceği beyan edilmiştir. İlgili temlik belgeleri de dosyaya sunulmuştur.
Davalılardan …’ne dava dilekçesi, tensip tutanağı ve ekleri ile duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, bu davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davaya konu 3 (üç) adet bonodaki keşideci imzasının, davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına ve dolayısıyla imza inkarına dayalı olarak, 2004 sayılı İİK.’nun 72/2. maddesine göre icra takibinden önce açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; şirket ticari defter ve kayıtları, ticaret sicil kayıtları, imza sirkülerleri, bono örnekleri, banka kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalılardan … delil olarak; banka ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Diğer davalı … ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Her ne kadar davalılardan … vekili tarafından cevap dilekçesinde davacı tarafça dava öncesinde arabuluculuğa başvurulmadığı ileri sürülerek, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuş ise de; mahkememizce 25/12/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve menfi tespit davalarında arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak, davalı banka vekilinin dava şartı yokluğuna yönelik itirazlarının reddine karar verilmiş ve işin esasına girilmiştir.
Mahkememizce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, davacı şirketin ortaklarını ve yetkililerini gösterir şekilde ticaret sicil kayıtlarının gönderilmesin istenmiştir. … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/… Soruşturma ve … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyalarının UYAP örnekleri, davacı şirketin yetkilisine ait ve imza incelemesine esas ıslak imzalı belge örnekleri, … 10. Noterliği’nin 14/12/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı imza sirküleri, … Tapu Müdürlüğü’nün cevabı yazısı, davacının … Tapu Sicil Müdürlüğü’ndeki ıslak imzalı başvurusuna dair yazı aslı, dava konusu 3 (üç) adet bononun aslı celbedilerek dosyaya kazandırılmıştır. Ayrıca 28/10/2020 tarihli duruşmada hazır bulunan davacı … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan …’ın imza örnekleri mahkememiz kaleminde usulüne uygun olarak alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında ise yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir. Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sonrasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre farklılık gösterir. Zira menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak ispat yükünün davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır.
İmza inkarına dayalı olarak İİK.’nun 72. maddesine göre menfi tespit davalarında imzanın davacı borçluya ait olup olmadığını ispat yükü de, alacağını senede dayandıran ve dolayısıyla senetteki (somut olayda bonolardaki) imzanın davacı borçluya ait olduğunu ileri süren davalı alacaklı tarafa düşmektedir. (Yargıtay HGK.’nun 26/04/2006 tarihli, 2006/12-259 E. ve 2006/231 K. sayılı kararı)
Eldeki dava; davaya konu 3 (üç) adet bonodaki yazı ve imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla açılmış menfi tespit davası olup; bu bağlamda mahkememizce Yargıtay kararlarına uygun olarak dava konusu bonoların tanzim tarihine yakın tarihlerdeki ve bonoların tanzim tarihi öncesine ait davacı şirketin yetkilisinin mukayeseye yarar imzalarının bulunduğu belge asıllarının temini bakımından ilgili yerlere gerekli müzekkereler yazılmıştır.
Davacı şirket yetkilisinin ıslak imzasının bulunduğu belge asılları dosyaya kazandırıldıktan sonra, konunun teknik bilgi ve inceleme gerektirmesi nedeniyle mahkememizce 25/11/2021 tarihli ara karar ile; dava konusu bonolardaki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı hususunda mukayeseli bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, dosya grafolog bilirkişi …’ye tevdi edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İnceleme İhtisas Dairesi’nden emekli belge inceleme uzmanı grafolog bilirkişi … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 13/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tetkik konusu alacaklıları … Tic. Ltd. Şti., borçluları … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. olan 08/08/2018 düzenleme tarihli, 13/07/2019 ödeme günlü, 7.500-USD meblağlı, 10/08/2019 ödeme günlü, 10.000-USD meblağlı ve 07/09/2019 ödeme günlü, 12.500-USD meblağlı 3 (üç) adet senet (bono) aslında bulunan imzaların …’ın ve …’nun elleri mahsulü olmadığı, senetlerdeki yazıların …’ın eli mahsulü olmadığı, …’nun yazılarının temini halinde bu yönde ayrıca bir inceleme yapılabileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından 29/12/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Davalı temlik alan … Yönetim A.Ş. vekili tarafından ise 21/12/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı itiraz dilekçesi sunularak, itirazları doğrultusunda ek rapor alınması talep etmiştir.
Mahkememizce 02/02/2022 tarihli duruşmada; dosyada grafolog bilirkişiden alınan raporun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu, ayrıca davacı şirketin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden mahkememizce celbedilen sicil kayıtlarına göre “tek yetkilisinin … olduğu”, dosyada davacı şirketin yetkilisi …’ın imzalarına yönelik olarak yeterli incelemenin yapılmış olduğu ve böylece başkaca yaptırılacak bir inceleme kalmadığı anlaşılmakla, davalı temlik alan … Yönetim A.Ş. vekilinin bilirkişiden ek rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir. Zira, mahkememizce dosyada alınan ve benimsenen grafolog bilirkişi raporuna göre; davaya konu bonolardaki keşideci imzalarının davacı şirketin tek yetkilisi olan …’a ait olmadığı net olarak belirlenmiştir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, kambiyo senetlerinde senet metninden anlaşılan tüm def’iler herkese karşı ileri sürülebilir. Bir başka ifade ile dava konusu bonolardaki keşideci imzasının sahte olduğuna ilişkin def’i (imza inkarı), senedin hükümsüzlüğüne yönelik mutlak bir def’i olduğundan, herkese karşı ileri sürülebilir.
Somut olayda; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, dava konusu bono asılları ile dosyada alınan ve mahkememizce benimsenen grafolog bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirilmiş, davaya konu bonolar üzerinde davacı şirket adına atılan imzaların hiçbirinin davacı şirketin tek yetkilisi olan …’ın eli mahsulü olmadığı, davacı tarafça bonolardaki keşideci imzalarının sahte olduğuna yönelik olarak ileri sürülen def’inin dava konusu bonoların hükümsüzlüğüne yönelik mutlak bir def’i nieliğinde olduğu, bu nedenle herkese karşı (yani tüm dosya davalılarına karşı) ileri sürülebileceği kanaatine varılmış, böylece davanın kabulü ile dava konusu bonolar nedeniyle davacı şirketin davalılara ayrı ayrı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; dava konusu keşidecisi … Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti., lehtarı … Ltd. Şti. olan, 08/08/2018 tanzim, 13/07/2019 vade tarihli, 7.500,00 USD meblağlı, keşidecisi … Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti., lehtarı … Ltd. Şti. olan, 08/08/2018 tanzim, 10/08/2019 vade tarihli, 10.000,00 USD meblağlı ve keşidecisi … Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti., lehtarı … Ltd. Şti. olan, 08/08/2018 tanzim, 07/09/2019 vade tarihli, 12.500,00 USD meblağlı bonolardan dolayı davalılara ayrı ayrı borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gerekli 10.926,04-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 2.731,52-TL harcın mahsubu ile kalan 8.194,52-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu 4.071,52-TL (44,40-TL başvuru harcı, 2.731,52-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 289,20-TL tebligat, posta gideri) yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 19.145,06-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalılardan … Yönetim A.Ş. vekilinin yüzüne karşı diğer davalı … Ltd. Şti.’nin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır