Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/590 E. 2020/236 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/590 Esas
KARAR NO : 2020/236

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Şti. tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dava dışı … isimli şirket ile bu şirketin Bulgaristan’ın Sofya kentinde yapacağı konut inşaatındaki taşınmazın KDV dahil 75.540-EURO bedelle satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, takibe konu yapılan senetlerin bu satış kapsamında düzenlenerek dava dışı … şirketinin yetkililerine verildiğini, … şirketinin inşaatları taahhüt ettiği sürede tamamlamadığını, bu gecikme nedeniyle müvekkilinin senetlerin ödemesini durdurduğunu, takibe konu senetlerin müvekkilinden davalılardan … A.Ş. adına alındığının ve bu şirketçe piyasaya ciro ederek kullanmış olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin davalılardan … A.Ş.’ye herhangi bir ticari ilişkiden veya sözleşmeden kaynaklı bir borcu veya yükümlülüğünün bulunmadığından bu şirkete ve dolayısıyla diğer davalı … Şti.’ne borçlu bulunmadığının tespiti ile … A.Ş. adına düzenlenen ve henüz ödenmeyen 1. sıra 12. sıra ve mevcut icra takibindeki 15,16,17,18 ve 19. sıradaki senetler hariç olmak üzere diğer tüm senetlerin dava sonuna kadar ödemelerinin teminatsız olarak durdurulmasına, müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin teminatsız veya uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına ya da ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …A.Ş. vekili ise cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki menfi tespit davasının görevsiz mahkemede açıldığını, huzurdaki dava ticari nitelikte bir dava olmadığından HMK.’nun mahkemelerin görevi konusundaki genel hükümleri gereğince genel görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde değil Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğini, öncelikle davanın görev dava şartı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin senedi alacaklarına karşılık olarak … A.Ş.’nen aldığını, dolayısıyla müvekkilinin davaya konu olan sözleşmenin tarafı olmadığı gibi, borçluyla aralarında herhangi bir ticari ilişkinin de bulunmadığını, davacının diğer davalı … A.Ş. ile aralarındaki ilişkinin müvekkili şirketi ilgilendirmediğini, bu nedenle davanın müvekkil şirket yönünden pasif husumet eksikliği nedeniyle reddi gerektiğini, davacının davaya konu ettiği senetleri dava dışı … şirketiyle imzaladığı taşınmaz alımı sözleşmesi gereğince imza ettiğini, … şirketinin diğer davalı … A.Ş. tarafından Bulgaristan’daki işlerin yürütülmesi için kurulduğunu, taraflar arasında imzalanan taşınmaz alımı sözleşmesine konu olan projenin adının … olduğunu, bu projenin … A.Ş.’nin başladığı ve devam ettirdiği bir proje olduğunu, müvekkili şirketin iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre davacı keşidecinin lehdar ile aralarındaki ilişkiden kaynaklanan def’ileri iyiniyetli 3. kişi olan hamile karşı ileri süremeyeceğini, davacı tarafın dava dilekçesindeki tüm iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri diğer davalı … A.Ş.’ye 02/12/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın bu davalı tarafından davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; konut satışına ilişkin sözleşme kapsamında verilen ve icra takibine konu edilen bonolardan dolayı davacının davalılara borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; 12/12/2014 tarihli dava dışı … isimli şirketle imzalanan sözleşme ve eki senet tablosu, davalı … A.Ş. elinde bulunan senetler, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyası, Bakırköy… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, Yargıtay Kararları ve sair tüm delillere dayanmıştır. Davalılardan …A.Ş. ise delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, tanık beyanı, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin, ilgili Yargıtay Kararları ve sair delillere dayanmıştır. Diğer davalı … A.Ş. ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-1 maddesinde ise tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 83/2. maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde, 4/5. maddesinde ise “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” Şeklinde düzenleme mevcuttur.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı kanunda düzenlenmiş olması, o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tek başına tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Dosya kapsamına göre somut olayda, davacının keşide ederek verdiği bonoların davacının Bulgaristan’ın Sofya kentinde yapılacak olan konut inşaatından satın almak istediği “konut statüsündeki taşınmazın” alım-satımı kapsamında düzenlenmiş bonolar olduğunun ve konut edinmek amacıyla sözleşme ile birlikte dava konusu bonoları imzalayan davacı tarafından ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket edildiğinin anlaşılmış olması karşısında, davacının somut uyuşmazlık bakımından tüketici sıfatını haiz olduğu açıktır. Davalılar ise konut alım-satımı nedeniyle düzenlendiği anlaşılan bonoların lehtarı olduğundan taraflar arasındaki uyuşmazlık tipik bir tüketici işlemi niteliğindedir.
Mahkemelerin görevi hususu kamu düzenine ilişkin olup, HMK.’nın 114. maddesine göre aynı zamanda dava şartıdır. Dava şartları ise taraflarca ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir.
İddia, savunma, dosya kapsamındaki tüm belgelere ve davacı tarafça dava dilekçesinde iddianın ileri sürülüş biçimine göre; davacının davalılardan … A.Ş. tarafından Bulgaristan’daki işlerin yürütülmesi için kurulduğu anlaşılan … adlı şirket tarafından Bulgaristan’ın Sofya kentinde yapılacak konut inşaatı projesinden konut statüsündeki taşınmazı almak üzere … şirketi ile yazılı sözleşme akdettiği, dava konusu bonoların davacı tarafından konut edinmek amacıyla dava dışı … isimli şirketle akdedilen sözleşme gereğince davalılardan … A.Ş. lehine imzalanarak keşide edildiği, akdedilen bu sözleşmeye istinaden dava konusu bonoların tanzim edildiği hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, dava konusu bonoların (senetlerin) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4/5. maddesi gereğince tüketici senedi vasfında oldukları, bu haliyle uyuşmazlığın temelde tüketici hukukundan kaynaklandığı, davacı tarafça her ne kadar uyuşmazlığın kambiyo hukukundan kaynaklandığı iddia edilmiş ise de taraflar arasındaki temel ilişkinin konut satışından kaynaklandığı, davacının yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen yasa maddeleri gereğince tüketici tanımına girdiği, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k, 73/1. ve 83/2. maddeleri ile TTK.’nun 4. ve 5. Maddeleri gereğince Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğu, HMK.’nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartlarından olduğundan ve dava şartları taraflarca ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceğinden davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK’nun 345. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca Mahkememize veya başka bir Mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak, davacı vekili ve davalı …Şti. Vekilinin yüzlerine karşı diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.