Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/580 E. 2020/422 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/580 Esas
KARAR NO:2020/422

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/11/2019
KARAR TARİHİ:16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi tarafından dava dışı … lehine davalı-borçlu …’un müşterek ve müteselsil kefaletiyle kredi hesapları açılarak kredi kullandırıldığını, borçlular tarafından kredi geri ödemelerinin yapılmaması nedeniyle …. Noterliği aracılığı ile keşide edilen 16/01/2019 tarih – … yevmiye nolu ihtarname ile 14/01/2019 tarihi itibariyle hesabın kat edildiğini, anılan ihtarname ile kredi borçlarının ödenmesinin talep edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek ve harca esas değer olarak “2.436,27-TL. Nakit + 8.460,00-TL. Gayrinakit çek deposu” göstermek suretiyle borçlular tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma günü ve saati davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davalı tarafça davaya cevap verilmediği gibi, davalı duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafın, davalının kefaletinin mevcut ve geçerli olup olmadığı, davacı bankanın davalıdan davaya konu Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nden kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle fer’ileri ile birlikte miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı banka delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi ile hesap özeti, banka defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ile diğer tüm kanıtlara dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davacı banka tarafından 21/05/2019 tarihinde 1.692,09-TL. asıl alacak, 241,76-TL. İşlemiş faiz, 12,08-TL. BSMV, 113,58-TL. masraf, 376,76-TL. noter masrafı olmak üzere 2.436,27-TL. nakit toplamı, 8.460,00-TL. gayrinakit toplamı (depo talep edilen) olmak üzere toplamda 10.896,27-TL. üzerinden takip başlatıldığı, davalı borçlu tarafından yasal süresi içerisinde borcun tamamına, faize ve borcun tüm fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, daha sonra davacı banka tarafından 06/11/2019 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı bankaya ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi, ihtarname, müşteri hesap özeti, TCMB yıllık azami faiz oranları bildirim formu ile faiz oranlarına ilişkin tebliğler, çek sorumluluk tutarının ödendiğine ilişkin dekont, çek fotokopisi ve kredi kartı hesap ekstrelerinin dosya arasında olduğu görülmüştür. Sonrasında mahkememizce 11/03/2020 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, davacı taraf iddiası, davalı tarafın takip dosyasındaki itirazları ve tüm dosya kapsamına göre konusunda uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilerek dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 10/07/2020 tarihli raporda özetle; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu vakıf (…) arasında 13/04/2016 tarihinde 50.000,00-TL. limitli “Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi” imzalandığı, davalı …’un işbu sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil olarak imzaladığı ve doğan borçtan kefalet limiti ile sorumlu olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 01/07/2012 tarihinde ve yeni TBK yürürlüğe girdikten sonra imzalandığı, sözleşmede yasaya uygun olarak kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil ibaresinin yazılı olduğu, davalı kefilin sözleşmenin imzalandığı tarihte evli olmadığı (boşanmış olduğu), takip tarihi (2019 yılı) itibariyle her bir çek karnesi yönünden sorumluluk bedelinin 2.030.00-TL. olduğu, davacı bankanın 5 (beş) adet çek karnesi için sözleşme şartlarına göre davalı kefilden 10.150,00-TL. (2.030,00-TL. x 5 = 10.150.00-TL.) çek depo bedeli talebinde bulunabileceği, ancak davacı (alacaklı) banka tarafından takip talebinde 8.460,00-TL. talepte bulunulduğu, bu nedenle davacının talebiyle bağlı olduğu, davalı kefil …’un davacı banka ile dava dışı asıl borçlu vakıf arasında imzalanan 50.000,00-TL. limitli sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamakla sözleşmeden doğan borçtan kefalet limiti dahilinde sorumlu olduğu, davacı bankanın yapılan hesaplamalar sonucunda bulunan borç tutarının davalı kefilin kefalet limiti kapsamında kaldığı, dava dışı asıl borçlu ve kefilin temerrüt tarihlerinin aynı olduğu, bu nedenle davacı bankanın davalı kefilden takip tarihi itibarı ile çek sorumluluk bedelinden dolayı 1.692,09-TL. asıl alacak, 237,32-TL. işlemiş faiz, 11,87-TL. BSMV, 113,58-TL. masraf, 376,76-TL. noter masrafı olmak üzere toplam 2.431,61-TL. alacaklı olduğu, borç tamamen ödeninceye kadar 1.692,09-TL. asıl alacak üzerinden %40,50 oranında temerrüt faizi istenebileceği, kredi kartı bedelinden ise 662,55-TL. asıl alacak, 76,36-TL. işlemiş faiz, 3,82-TL. BSMV olmak üzere toplam 742,73-TL. alacaklı olduğu, borç tamamen ödeninceye kadar 662,55-TL. asıl alacak üzerinden %33 ve TCMB tarafından deklare edilen değişen oranlarda temerrüt faizi istenebileceği, davacı bankanın davalı kefilden 8.460,00-TL. çek depo bedeli (gayrinakdi) talebinde bulunabileceği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamış, davacı banka vekili tarafından ise 10/07/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanda bulunulmuştur.
Kefalet sözleşmesi; kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet Sözleşmesi asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşmedir.
Bir kefaletin geçerli olabilmesi için; 1-yazılı şekilde yapılması, 2-kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, 3-kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması ve 4-kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması gerekir.
Kefalet sözleşmesi, kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Kefalet sözleşmesiyle kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi durumda, söz konusu borçtan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir. (Fahrettin ARAL – Borçlar Hukuku – Özel Borç İlişkileri – Ankara 2007, s. 437). Daha yalın bir anlatımla bu sözleşme ile kefil, borçlunun asıl borcu ifa edememesi riskini üzerine alır. (Özen, B.: Kefalet Sözleşmesi, İstanbul 2008, s. 6.)
Dosyada alınan bilirkişi raporu incelenip denetlenmiş, raporun bankacılık uygulamalarına, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği, toplanan delillere, dosya kapsamına ve taraflar arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’ne uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Somut olayda; yukarıdaki açıklamalar ışığında taraflar arasında geçerli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi akdedildiği, akdedilen sözleşmeyi müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalının mevcut kefaletinin geçerli olduğu, kefilin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu sözleşme kapsamında kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle kefalet limiti içerisinde sorumlu olduğu kanaatine varılmış, davada tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen birleşen davaya dayanak takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp hep birlikte değerlendirilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen icra takip dosyası, dosyada alınan ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi kapsamında, davacı bankanın … Şubesi tarafından dava dışı …’na Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi kapsamında ticari nitelikli krediler kullandırıldığı, davalı-borçlu …’un kredi sözleşmesini müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, dava dışı vakfa kullandırılan ticari kredilerin geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine davacı banka tarafından ihtarname keşide edilerek hesabın kat edildiği, ödenmeyen ticari nitelikteki nakdi ve gayrinakdi kredi borçlarının tahsiline yönelik olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere; davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan nakdi alacak niteliğindeki ödenmiş çek sorumluluk bedelinden dolayı 1.692,09-TL. asıl alacak, 237,32-TL. işlemiş faiz, 11,87-TL. BSMV, 113,58-TL. masraf, 376,76-TL. noter masrafı olmak üzere toplam 2.431,61-TL. tutarında, kredi kartı bedelinden ise 662,55-TL. asıl alacak, 76,36-TL. işlemiş faiz, 3,82-TL. BSMV olmak üzere toplam 742,73-TL. tutarında alacaklı olduğu, ayrıca gayrinakdi alacak kalemi olan çek depo bedelinden de davacı bankanın 8.460,00-TL. talepte bulunabileceği, kefalet sözleşmesinin yasal unsurları taşıması nedeniyle geçerli olduğu, Genel Kredi ve Teminat sözleşmesini 50.000,00-TL. kefalet limitiyle müşterek borçlu – müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalı gerçek kişi …’un borcun tamamından kefalet limiti ile sorumlu tutulması gerektiği, ancak davacı bankanın takipte talep ettiği, dava konu ederek harcını ikmal ettiği alacak kalemleri dikkate alınarak bilirkişi raporu ile tespit edilen alacak kalemlerinden taleple bağlılık ilkesi gereğince, çek sorumluluk bedeline yönelik olarak hesaplanan alacak miktarına yönelik davalı borçlunun vaki itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince itirazın iptalinin gerektiği anlaşılmış; kabul edilen nakdi alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan, kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin ise reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
a) Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında; 1.692,09-TL. asıl alacak, 237,32-TL. işlemiş faiz, 11,87-TL. BSMV, 113,58-TL. masraf ve 376,76-TL. noter masrafı olmak üzere toplam 2.431,61-TL. nakdi alacağa yönelik itirazlarının iptali ile asıl alacağa (1.692,09-TL.’ye) takip tarihinden itibaren yıllık %40,50 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer koşullarla aynen devamına,
b) Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 486,32-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
c) Nakdi alacak yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Davacı bankanın gayrinakdi alacak yönünden açtığı davanın kabulü ile;
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında; 8.460,00-TL. gayrinakdi alacak istemine yönelik davalı borçlunun itirazlarının iptali ile takibin gayrinakdi alacak yönünden talepnamedeki koşullarla aynen devamına,
3-Alınması gerekli 210,50-TL karar ve ilam harcından 60,30-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 150,20-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve icraya yatan harç toplamı 60,30-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 gereğince hesap ve takdir olunan 5.831,16-TL ( 2.434,61-TL nakdi ve 3.400,00-TL gayri nakdi =5.831,16-TL) vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 973,30-TL. yargılama giderinin, kabul ve red oranına göre 971,44-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı taraflara iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır