Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/577 E. 2020/888 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/577 Esas
KARAR NO:2020/888

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:01/10/2018
KARAR TARİHİ:10/12/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili …. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkemesize gönderilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında müvekkilinin de %60 oranında hisseye sahip olduğu dava dışı … A.Ş.’nin davalıya ait olan %30 oranındaki hissesinin müvekkili şirkete devri hususunda anlaşma sağlandığını ve bu kapsamda davalıya 1.500.000 USD ödeme yapıldığını ancak, hisse devrinin gerçekleşmediği gibi hisse devri için ödenen bedelin de yapılan ihtara rağmen ödenmediğini, hisse devri için ödenen bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini ileri sürerek 1.500.000 USD asıl alacak ve 8.603,42 USD işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili …. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkemesize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını; davacının, dava dışı şirkette bulunan müvekkilinin hissesini satın almak istemesi üzerine, Yap-İşlet-Devret sözleşmesinin kalan 3 yılı ile sınırlı olmak üzere müvekkiline ait %30 oranındaki hissenin %25’inin 4.000.000 USD karşılığında devredilmesi hususunda mutabakat sağlandığını ancak, davacı tarafça 1.500.000 USD ödeme yapıldığını, bakiye 2.500.000 USD’nin ödenmediğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, aksine davacı taraftan bakiye bedel ve bakiye hisse bedelinin yeniden değerlendirilmesi sonucu bulunacak bedel farkı kadar alacağı olduğunu, herhalükarda faiz isteminin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini istemiştir.
Takibin başlatıldığı, …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında dava konusu hisse devrine karşılık ödenen bedelin faiziyle birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava; dava dışı … A.Ş’ndeki davalı hissesinin karşılığı olarak ödenen 1.500.000,00 USD’nin hisse devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava dışı şirketteki davalı hisselerinin devrine ilişkin bedelin ödendiğini ancak, hisse devrinin yapılmadığını ileri sürmüş; davalı ise, dava dışı şirkette bulunan %30 hissesinin %25’inin davacıya 4.000.000 USD karşılığında devri için mutabakat sağlandığını, davacı tarafça 1.500.000 USD ödeme yapıldığını, bakiyenin ödenmediğini, bu nedenle hisse devrinin gerçekleşmediğini savunmuştur.
Taraflar arasında dava dışı … A.Ş’ndeki davalı hisselerinin davacıya devri hususunda anlaşma sağlandığı ve hisse devrine karşılık karşılık davacı tarafça davalıya 1.500.000 USD ödeme yapıldığı her iki tarafın da kabulünde olup; anonim şirketlerde pay devri sözleşmesi herhangi bir şekle tabi tutulmadığından, taraflar arasındaki sözleşme geçerlidir. Bu durumda eldeki davaya ilişkin olarak, yasalarda özel bir düzenleme bulunmadığından, 6098 sayılı TBK’nın 146.maddesi gereğince uygulanması gereken zamanaşımı süresi 10 yıldır. Somut olayda, dava 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığından, davalı tarafın zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Esasa ilişkin olarak taraflar arasında çözümlenmesi gerekli uyuşmazlık; takipte talep edilen alacağın, karşı taraftan tahsilinin gerekip gerekmeyeceği noktasındadır.
Yukarıda değinildiği gibi dava dışı şirketteki davalı tarafa ait payların davacıya devri konusunda taraflar arasında yapılmış bir sözleşmenin bulunduğu ve bu paylara karşılık 1.500.000 USD’nin davalıya ödendiği, pay devrinin taraflarca kararlaştırıldığı şekilde gerçekleşmediği konusunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır.
Her ne sebeple olursa olsun pay devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle davacı taraf bunun için ödemiş olduğu ve karşı tarafın da kabulünde olan 1.500.000 USD’nin (gönderdiği ihtarname ve başlattığı takiple) iadesini istediğine göre, pay devri sözleşmesinden dönmüştür.
TBK’nın 125/3.madde hükmü gereğince sözleşmeden dönme halinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler.
Somut olayda; taraflar arasında kararlaştırılan anonim şirket pay devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle buna ilişkin sözleşmeden dönüldüğünden TBK’nın 125/3.maddesi gereğince davacı tarafın, daha önce karşı tarafa ödediği 1.500.000 USD’nin temerrüt faizi ile birlikte karşı taraftan tahsilini istemesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı taraf, karşı tarafa gönderdiği 10/04/2018 tarihli ihtarname ile daha önce ödenen 1.500.000 USD’nin iadesi için karşı tarafa 5 iş günü süre vermiş olup, verilen süre sonu olan 20/04/2018 tarihinde temerrüt gerçekleşmiştir.
Yaptırılan bilirkişi incelemesinde düzenlenen 10/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda, temerrüt tarihinden, takip tarihi olan 06/07/2018 tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 15.893,84 USD olduğu belirlenmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraflar arasında yapılmış ve daha sonra dönülmüş sözleşme kapsamında davalı tarafa ödenen 1.500.000 USD’nin temerrüt faizi (taleple bağlı kalınarak 8.603,42 USD) ile birlikte tahsili için başlatılan takipteki davalı borçlunun itirazının İİK’nın 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği kanaatine varılmış; alacak likit itiraz haksız olduğundan bu miktar üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalı borçlunun ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında 1.500.000,00 USD asıl alacak ve 8.603,42 USD işlemiş faize yönelik itirazının iptali ile, asıl alacağa yıllık %7 oranını geçmemek kaydıyla takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a.maddesi gereğince faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.405.414,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 613.314,50-TL karar ve ilam harcından 153.459,73-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 459.854,77-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 178.409,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 153.459,73 TL peşin ve icraya yatan harç, 5,20 TL vekalet harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 376,50 TL tebligat giderlerinin toplamı 154.377,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2020

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı