Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/564 E. 2021/265 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/564 Esas
KARAR NO:2021/265

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :30/10/2019
KARAR TARİHİ:07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıdan fatura ve cari hesaba dayalı alacağı bulunduğunu, bunun tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının borçlu olmadığını iddia ederek yasal süresi içinde borca itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının borca ve fer’ilerine yönelik itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, delil listesi ile tensip zaptı davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; fatura ve cari hesaba dayalı olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla girişilen ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, faturalar, sevk irsaliyeleri, … Arabuluculuk Bürosu’nun … dosya numaralı, 13/09/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağı, bilirkişi incelemesi, tanık beyanı, Yargıtay kararları ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil bildirmemiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından borcun sebebi olarak cari hesap alacağı gösterilmek suretiyle 23/05/2019 tarihinde davalı aleyhine 43.725,29-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalıya 29/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu asil tarafından yasal süresi içerisinde 31/05/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, sonrasında 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı tarafça huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce … Vergi Dairesi ile … Vergi Dairesi’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak, dosya taraflarının ticari ilişki dönemi olan ve 01/01/2017 ve 31/12/2019 tarihlerini kapsayan BA ve BS formlarının gönderilmesi istenmiştir. İlgili yazı cevapları ve ekleri dosya içerisine alınmıştır.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra davacı taraf iddiası, davalı taraf itirazı, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi tarafından düzenlenen 21/01/2021 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 2018 yılına ait ticari defterlerinin TTK ve VUK’nun ilgili hükümlerine ve usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı şirketin 2018 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, bu nedenle davacı şirketin 2018 yılına ait ticari defterlerinin TTK.’nun 85. ve HMK.’nun 222. maddeleri gereğince lehine delil niteliğini haiz olabileceği, davacı tarafın 2018 yılına ait yasal defter ve ticari münasebet kayıtlarında; davacının davalı tarafa toplam 89.975,29-TL. tutarında hizmet verdiğinin, davalı tarafından ise davacıya 46.250,00-TL. tutarında ödeme yapıldığının ve davacı şirketin davalıdan kaydi olarak 43.725,29-TL. tutarında alacaklı olduğunun göründüğü, davacı tarafından dava konusu faturaların teslim alan kısımlarda isim ve imzanın bulunduğu, söz konusu fatura ve sevk irsaliyeleri düzenlenirken VUK.’nun 231/4 maddesine göre fatura düzenleme kurallarına uyulduğu, davacı tarafından davalı adına keşide edilen 2018 yılına ait 32 adet fatura tutarının KDV hariç 222.606,00-TL. olduğu ve davalı tarafın BA formlarında yer aldığı, davalı tarafça takip konusu faturalara 8 (sekiz) günlük yasal süre içerisinde itiraz da edilmediği, sonuç olarak davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak 43.725,29-TL. (asıl alacak) tutarında alacaklı olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 27/01/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunularak, bilirkişi raporu ile iddialarının doğruluğunun kanıtlandığı belirtilmiştir. Davalı taraf ise rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; BA ve BS formları, ticarî defter kavramı içerisine girmektedir. Mahkememizce … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celbedilen davalı …’a ait BA ve BS formları incelenmiş, gelen BA formlarına göre davalının dava konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri ile dayanağı yardımcı defterlerin birbirini teyit ettiği görülmüş, sonuç olarak mahkememizce davalı …’ın dava konusu faturalara konu mal ve hizmeti davacı şirketten eksiksiz olarak aldığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan 2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamının, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun ve davalıya ait BA formlarının birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı adına faturalar düzenlendiği, düzenlenen faturaların irsaliyeli faturalar olduğu ve faturaların teslim alan kısımda isim ve imzaların bulunduğu, bu faturaların davacının resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerine kayıtlı olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen BA formlarına göre davalı …’ın dava konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, böylece davacı şirketin fatura konusu mal ve hizmeti davalıya teslim ettiğinin ve fatura konusu mal ve hizmetlerin davalı tarafça davacıdan eksiksiz olarak alınmış olduğunun kabulünün gerektiği, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 43.725,29-TL. alacağı bulunduğu, davalının bu alacak miktarına yönelik itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, her iki taraf da tacir olduğundan ve davacı yanın talebi ile de bağlı kalınarak yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacakları da likit, önceden belirlenebilir olduğundan ve davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 43.725,29-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 8.745,06-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.986,87-TL karar ve ilam harcından 746,72-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 2.240,15-TL’nin davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.484,29-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 746,72-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti ve 92,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.690,02-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.