Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/558 E. 2020/156 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/558
KARAR NO : 2020/156

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/11/2014
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizin 02/11/2015 gün ve… esas sayılı … karar sayılı 02/11/2015 tarihli kararı davalı vekilince temyiz edilmiş ve Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 23/10/2018 gün ve 2016/6244 Esas 2018/7042 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 19/09/2019 tarih, 2019/324 Esas ve 2019/5551 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmakla, yeniden mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkilinin … 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununa göre kurulmuş ve Bakanlık tarafından onaylı sınırları içerisinde aynı kanun gereği işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleyen ve denetleyen , yapı kullanma izin belgesi düzenleme yetkisine sahip, elektrik dağıtım yetkisi bulunan özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, müvekkilinin … onaylı sınırları içerisinde davalı ile birlikte 3 GSM şirketinin bazısı kamuya ait alanda bazısı araç üzerlerinde, bazısı reklam panosu arkasına gizlenmiş 110 adet baz istasyonu tespit edildiğini, cami minaresine yerleştirilmiş baz istasyonu dahi bulunduğunu, bu istasyonların bir kısmının kira sözleşmesi yapılmadan işletilen yani işgalci konumunda olan işletme olduğunu, bir kısmının süzme sayaç denilen yöntemle ve EPDK mevzuatına göre yasal olmayan bir şekilde enerji kullanıldığının tespit edildiğini, dava konusu 10 adet istasyonun kamuya ait arazi üzerinde kurulmuş olmasına rağmen hüküm ve tasarruf yetkisini elinde bulunduran OSB ile sözleşme yapılmadan kullanılan istasyonlar olduğunu belirterek, 10 adet istasyondaki elatmanın önlenmesine 21/05/2014 tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil bedelinin tespiti ile fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 TL ecrimisile hükmedilmesini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; davacı tarafça ileri sürülen beyan ve iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların yasal dayanağının bulunmadığını ecrimisilin 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, bu sürenin davanın açıldığı tarihten itibaren geriye doğru işletilebileceğini, ihtarname gönderilmesinin zamanaşımını kesen sebeplerden biri olmadığını ,zaman aşımı süresinin hesaplanmasında davanın açıldığı tarihin dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafın iddiasının aksine müvekkili şirket tarafından kurulan baz istasyonlarının tamamı için ilgili hak sahilerin ile kira sözleşmesi imzalanmış olduğunu, kira bedellerinin eksiksiz ödenmiş olduğunu, ecrimisil talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; ihtarname, …Organize Sanayi Bölgesi Baz İstasyonu raporu, keşif, bilirkişi incelemesi, tapu kaydı, bakanlık yazıları,…, … , … vs. İle yapılan iş birliği anlaşmaları, K.Çekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden davalar ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Dava; El atmanın önlenmesi ve ecri misil alacağına ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 02/11/2015 tarih, … Esas,… Karar sayılı kararında taraflar sulh olmakla dava konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2018 tarih, 2016/6244 Esas, 2018/7042 Karar sayılı kararıyla; “6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK’nin 304. maddesi gereğince sadece hükümdeki yazı ve hesap hataları mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. HMK’nin 305. maddesinde de hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bir başka anlatımla hükmü değiştirici nitelikte ve taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar değiştirilerek genişletilemez ve sınırlanamaz (HMK m. 305/2).
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı vekili 09/11/2015 tarihli dilekçesi ile gerekçeli kararının 2. bendindeki vekalet ücretindeki hesap hatasının tashihini talep etmiş, mahkemece davacı vekilinin talebi kabul edilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmının 2. bendi “Davacı kendini vekil ile temsil ettirip, dava konusuz kalmış olmasına rağmen AAÜT 6. maddesi uyarınca dava değerinin tamamından 100.000,00TL üzerinden 10.400,00TL vekalet ücretine hükmedilerek davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde tashih edilmiştir.
Hükmün tashih veya tavzihinin nasıl ve hangi durumlarda yapılacağı HMK’nin 304 ve 305. maddelerinde açıklanmıştır. Madde hükmüne aykırı olarak hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlarda değişiklik yapılması mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece, belirtilen ilkeler gözetilmeksizin tashih niteliğinde olmayan, hükmün esasına yönelik, hüküm sonucu değiştirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” neden ve gerekçeyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 19/09/2019 tarih, 2019/324 esas sayılı ve 2019/5551 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava; Elatmanın önlenmesi ve ecri misil alacağına ilişkindir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak, yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ile yapılan incelemede, mahkememizin …E…K sayılı gerekçe ve düşüncesi aynen muhafaza edilmiş olup; 02/11/2015 tarihli duruşmada davacı vekili beyanında, taraflar arasındaki anlaşmalara istinaden dava konusuz kalmış olduğunu, ancak davalı taraf dava açıldıktan sonra faaliyetlerini yasal hale getirdiklerini, gerekli izin ve aboneliklerin dava tarihinden sonra olduğunu bu nedenle de lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesini talep ettiklerini, ayrıca protokolde davalardan da bahis olmadığını içeren beyan sundukları, 02/11/2015 tarihli duruşmada davalı vekili beyanında, sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığından dolayı reddine karar verilmesi gerektiğini, gerekli izinler yapılarak ve sözleşmeler yapılmak suretiyle baz istasyonu kurulmuş olduğunu, lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesini içeren beyan sundukları görülmüştür.
Tarafların sulh olduğu ve sulhun da davayı sona erdiren tek taraflı işlem olması nedeniyle, HMK 315/1 maddesi gereğince davayı sona erdiren kesin hüküm sonucu doğuran etkisi nedeniyle, mahkememizce sulh dolayısı ile bir karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiştir.
Dava konusuz kalmış olmasına rağmen, dosyaya sunulan belgelerden dava açılışına davalının sebebiyet verdiği, zira davadan sonra davalı ile izin ve kiralama konusunda sözleşmeler imzalandığı, ön inceleme safhasına geçilmiş olduğu da sabit olup tüm bu nedenlerle davacı lehine vekalet ücreti takdirine ve davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinden de davalının sorumlu olduğuna hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ilam harcının peşin yatırılan 1.707,75 TL den mahsubu ile geriye kalan 1.653,35 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine
3-Davacı tarafça yapılan 25,20 TL başvuru harcı, 54,40 TL karar red harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 6,00 TL vekalet pulu 0,60 TL dosya masrafı ve 160,20 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 250,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.