Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/550 E. 2020/492 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/550 Esas
KARAR NO:2020/492

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/09/2013
KARAR TARİHİ :01/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalılardan … ile birlikte ihaleye katılacak olması nedeni ile lehtarı … olan … Şubesi’ne ait … çek numaralı, 15/02/2013 tarihli, 27.900,00 TL bedelli çeki tanzim ederek …’a teslim ettiğini, ihaleye katılma teminatı olarak …’a çek keşide edilerek teslim edilmiş ise de ihaleye katılımın gerçekleşmediğini, davacının ihaleye katılmak dışında lehtar … ile hiçbir alacak – borç ilişkisinin olmadığını, dava konusu çekin teminat dışında herhangi bir hukuki sebebinin bulunmadığını, ihaleye katılınmadığından dolayı davalıdan teminat olarak kendisine verilen dava konusu çekin iadesinin talep edildiğini, ancak davalının çeki müvekkiline teslim etmeyerek müvekkili davacıyı uzunca bir süre oyaladığını, daha sonra çekin tarihi 15/02/2013 iken bu tarihi tahrif edilerek 15/03/2013 olarak değiştirdiğini ve ciro yolu ile tedavüle soktuğunu, dava konusu çekin gerçek tarihinin 15/02/2013 olduğunu, bunun bizzat …’ın ıslak imzası ile teslim aldığı belge ile de sabit olduğunu, çekin diğer davalı …’a ciro edildiğini, davacı ile davalı … arasında da herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, yine diğer davalı cirantalar ile … arasında çekin ciro edilmesini temin edecek ve yazılı delillerle ispatlanabilecek ticari – hukuki bir ilişki bulunmadığını belirterek ve dilekçedeki diğer nedenlerle davacı tarafından tanzim ve keşide edilerek ihaleye katılma teminatı olarak lehtar …’a teslim edilen çekin müvekkiline iade edilmesi gerekirken hiçbir borç ilişkisine dayanmadan ve tahrif edilerek tedavüle konulan çekin geçersizliğinin tespiti ile davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı … vermiş olduğu 11/06/2014 Muh. havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin, adına trafikte kayıtlı olan … plakalı aracı davalı …’ya satması sonucunda … tarafından ciro edilmek sureti ile kendisine teslim edildiğini, çekin karşılıksız çıkması üzerinde aracı …’dan geri aldığını ve çeki kendisine geri iade ettiğini, kendisinin hukuki sorumluluğunun sona erdiğini, bu nedenle haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili vermiş olduğu 31/10/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; huzurda açılan davanın dayanağının TTK.’nun 792. maddesi olduğunu, davacı tarafın bu maddeye göre çekin çalıntı olduğunu bilerek iktisap edildiğini ispatlamakla mükellef olduğunu, ispat yükünün kendilerinde olmadığını, yine davalı şirketin uzun yıllardır … ve …’da süt ürünleri işletmeciliği yapan köklü ve büyük firma olduğunu, müşterisi olan … ve kardeşine ayran vs. mallar verdiğini ve bu ürünler karşılığında fatura tanzim edilerek ürün teslimi yapıldığını, hem ticari hem de fiili ilişki nedeni ile müvekkilinin bu kimselerden alacağı olduğunu, çeki de bu şekilde aldıklarını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından tanzim ve keşide edilerek “ihaleye katılma teminatı” olarak lehdar …’a teslim edilen, 15.02.2013 tarihli ve 27.900,00-TL. meblağlı çekin, ilgili ihaleye katılım gerçekleşmediğinden iadesi gerekmesine karşın iade edilmeyerek tedavüle sürüldüğü, bu nedenle alınan çekten dolayı davacının davalılara borçlu bulunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı HMK’nun “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlıklı 150. maddesinin; 1. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.”, 2. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.”, 3.fıkrası; “Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.”, 4. fıkrası; “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükümlerini içermektedir.
HMK’nun 150/5 maddesinde ise; “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Buna göre; HMK’nun 150. maddesinin yukarıda zikredilen ilk üç fıkrasında belirtilen nedenlerle dosya işlemden kaldırılmış ise, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içerisinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Mahkememizde görülen menfi tespit davasının 17/06/2020 tarihli duruşmasına davacı taraf katılmamış, duruşma önceside herhangi bir mazeret sunmamış, bu şekilde dosya taraflarca takip edilmediğinden mahkememizce dosya işlemden kaldırılmış ve hak düşürücü nitelikte olan 3 aylık süre içerisinde de dosyanın yenilenmesi için taraflarca başvuru yapılmadığından HMK.’nun 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan dava süresinde yenilenmediğinden HMK 150/5 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin yatırılan 476,50-TL harçtan mahsubu ile kalan 422,10-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … .. Ltd. Şti. vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
5-Davalı … .. Ltd. Şti. Tarafından yapılan 100,00-TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınıp davalı tarafa iadesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 147,75-TL tebligat ve posta giderinin davacıdan alınıp davalı tarafa iadesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ile karar verildi.01/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır