Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/544 E. 2021/701 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/544 Esas
KARAR NO:2021/701

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 15/12/2010

BİRLEŞEN …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/376 E (Eski Esas: … E)
BİRLEŞEN DAVA:Alacak
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:30/01/2013
KARAR TARİHİ:30/09/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin tarihi eserlerin restorasyon işlerini yaptığını, müvekkili şirketin, davalı idarenin 2006 yılında açtığı … … restorasyon işi ve 2008 yılında açtığı aynı caminin çevre düzenlemesi işi ihalelerini kazandığını, çevre düzeni ve restorasyon işlerine ilişkin birinci ve ikinci ihale sonucunda yaklaşık maliyet ve iş artışından ödenmesi yapılmayan imalat tutarlarının ve imalat tutarları dışında müvekkilinin yaptığı sözleşme dışı imalat bedellerini alamadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 1.000.000 TL’nin değişen oranlarla avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23/12/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 5.634.238,26 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında … …’nin restorasyon, tamamlama ve çevre düzenlemesi işlerinde anahtar teslimi götürü bedel usulü ile yapılan ihale sonrasında sözleşme imzalandığını, restorasyon projesinde öngörülmeyen ancak onarım dahilinde yapılması zorunlu görülen çeşitli imalatlardan dolayı işin sözleşme dahilinde tamamlanamayacağının anlaşıldığını, söz konusu projenin tamamlanmasına yönelik ilave iş artışı düzenlendiğini, yüklenicinin hak ediş ödemelerinde ve geçici kabul esnasında sözleşme artışı dışında fazla imalat yaptığına ilişkin herhangi bir beyan ve talepte veya bir itirazda bulunmadığını, yasada öngörülen süre içinde herhangi bildirimde bulunmadığından davacının davasının süre yönünden reddi gerektiğini, yüklenicinin bugün itibari ile ek iş yaptığı hususundaki beyanlarının, anahtar teslim götürü bedel esasına dayalı olarak yapılan onarım kapsamında değerlendirmeye alınmasının olanaksız olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 23/01/2014 tarih, 2010/764 E, 2014/7 K sayılı ilk kararla davanın reddine karar verilmiş; verilen bu karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24/06/2015 tarih, 2014/4837 E, 2015/3626 sayılı kararıyla “Taraflar arasında 08.11.2006 tarihli … … … 2006-2007 yılı uygulama işi ve 06.08.2008 tarihli … … Tamamlama ve Çevre Düzenlemesi 2008 yılı uygulama işine ilişkin iki ayrı sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşmeler niteliği itibarıyla yapıldığı yıl yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerindendir. Davacı bu sözleşmelerin yüklenicisi, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici eldeki davada, 08.11.2006 tarihli sözleşme uyarınca … Cami onarım işinin bedeli ile %49,9410 oranındaki iş artışı bedelinin, 06.08.2008 tarihli sözleşme uyarınca da … …’nin tamamlanma ve çevre düzenlemesi restorasyon işinin bedeli ile %49,992672 oranındaki iş artışı bedellerinin ödendiğini, ancak her iki işte de bu oranların üzerinde sözleşme dışı iş yaptığını belirterek bedellerinin tahsilini istemiş, mahkemece; Uygulama İşleri Genel Şartnamesi’nin 22. maddesi ile ilgili Yönetmeliğin 33. maddesi uyarınca, sözleşme dışı yapılan işlerde, sözleşme bedelinin %50’sine kadar artan kısmın istenebileceği, daha fazla iş artışı varsa bu kısmın bedelinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay uygulamalarına göre, sözleşme dışı iş yapılması halinde iş bedeli, sözleşmede yada eki şartnamelerde herhangi bir hüküm varsa bu hükümler çerçevesinde, şayet, herhangi bir hüküm yoksa ve yapılan iş, iş sahibinin emir ve talimatlarıyla yapılıp, onun yararına olması şartıyla “vekâletsiz iş görme” hükümlerine göre yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre hesap edilir. Somut olayda, taraflar arasında yapılan ve yukarıda bahsedilen her iki sözleşmede Vakıf Kültür Varlıkları Uygulama İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki sayılmıştır. Bu hüküm sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 287.maddesi uyarınca delil sözleşmesi mahiyetindedir ve mahkemece re’sen dikkate alınmak zorundadır. Bu şartnamenin “Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi” başlıklı 22.maddesinde aynen;
“Uygulama sözleşmelerinde, öngörülmeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde, artışa konu olan iş;
a-Sözleşmeye esas proje içerisinde kalması,
b-İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması halinde yüklenici sözleşme bedelinin %50’si (yüzde ellisi) içinde kalan fazlasını veya eksiğini aynı sözleşme hükümleri çerçevesinde yapmaya mecburdur. Değiştirilen veya ilave edilen iş oranında ek teminat almak kaydıyla arttırılacak işe gerekli süre verilir.
Yüklenici bu suretle işin artmış veya eksilmiş olmasından dolayı süre hariç hiçbir istek ve iddiada bulunamaz.
İşin bu şartlar dahilinde tamamlanamayacağının anlaşılması durumunda ise artış yapılmaksızın hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. Ancak bu durumda, işin tamamının ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesi zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanun’u Kapsamındaki Kültür Varlıklarının Rölöve, Restorasyon, Restitüsyon Projeleri, Sokak Sağlıklaştırma, Çevre Düzenleme Projeleri ve Bunların Uygulamaları ile Değerlendirme, Muhafaza, Nakil İşleri ve Kazı Çalışmalarına İlişkin Mal ve Hizmet Alımlarına Dair Yönetmeliğin 33.maddesinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir. Gerek şartnamenin 22. maddesi, gerekse ilgili Yönetmeliğin 33. maddesinde, iş bedelinin %50 oranından daha fazla oranda artması halinde işin genel hükümlere göre tasfiye edileceğine dair düzenlemeye yer verilmiş olup, idarece iş tasfiye edilmeyip devam edilmesi halinde iş bedelinin ödenmeyeceğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Yine şartname ve yönetmeliğin sözü edilen maddelerinde, sözleşme bedelinin %50’sine kadar olan iş artışlarında iş bedelinin sözleşme fiyatlarına göre belirlenmesine dair düzenlemeler yer almasına karşın, %50 oranının üzerinde gerçekleşen iş artışlarında artan bu kısım için iş bedelinin nasıl hesaplanacağına dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda, %50 oranının üzerinde gerçekleşen iş artışlarında iş bedelinin zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 410 ve devamı maddeleri uyarınca ve vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda sözleşme dışı olarak ve sözleşme bedelinin %50’sinin üzerinde bulunan işlerin nelerden ibaret olduğu ve bu işlerin bedeli sözleşme hükümlerine göre saptanmıştır. Bu itibarla mahkemece, aynı bilirkişi kurulundan sözleşme dışı olan ve sözleşme bedelinin %50’sinin üzerinde bulunan işlerin bedelini yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre hesap eden ek rapor alarak oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir.” neden ve gerekçeyle mahkememizce verilen 23/01/2014 tarihli karar bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş ve yargılamaya devam olunmuştur.
İlk bozma ilamı sonrası mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 15/03/2018 tarih, 2016/821 E, 2018/199 K sayılı kararla asıl davanın kısmen kabulü ile 1.000.000 TL’nin davanın açıldığı tarih olan 15/12/2010 tarihinden, 3.523.105,78 TL’nin ıslah tarihi olan 26/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş; verilen bu karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 23/05//2019 tarih, 2018/3414 E, 2019/2466 sayılı kararıyla; “6100 sayılı HMK’nın 166. maddesine göre aralarında bağlantı bulunması durumunda dosyaların birlikte görülmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Eldeki dosyada birinci ve ikinci ihale sonucunda yaklaşık maliyet ve iş artışından ödenmesi yapılmayan imalât tutarlarının ve imalât tutarları dışında yüklenicinin yaptığı sözleşme dışı imalât bedellerinin tahsili talep edilmekte olup, bu dosya ile birleştirilen ve sonrasında mahkemenin 28.12.2017 tarihli celsede verilen karar ile tefrikine karar verilen dosyada aynı sözleşmeden dolayı fazla ödeme yapıldığı iddiasına dayalı olarak iş sahibi tarafından yüklenici aleyhine …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayısında açılan dava bulunduğu, her iki davanın temeline taraflar arasında imzalanan 08.11.2006 ve 06.08.2008 tarihli tarihli sözleşmeler oluşturmaktadır. Bir başka deyişle her iki dava aynı sözleşmeden kaynaklandığından bu iki dosyada verilecek kararlar birbirlerine etki edecek niteliktedir. Özetle; her iki dosya arasında sıkı bir fiili ve hukuki irtibat bulunmaktadır.
Öte yandan; davalı iş sahibi idare tarafından yapılan müfettiş soruşturmasına istinaden ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından …. Asliye Ceza Mahkemesi’ne edimin ifasına fesat karıştırmak suçundan kamu davası açıldığı ve dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 165/1 maddesinde “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmü bulunmaktadır. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi) uyarınca ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Bir başka deyişle ceza davasında, sübuta eren maddi vakıaların hukuk davasında nazara alınacağı açıktır. Görülmekte olan ve henüz kesinleşmediği anlaşılan ceza davasının sonuçları eldeki hukuk davasını etkileyecek niteliktedir.
6100 sayılı HMK’nın 165/1. maddesi hükmü gereğince ceza davası bekletici mesele yapılmadan ve sonuçları değerlendirilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Kaldı ki mahkemece verilen kararda bahsi geçen ceza dosyasının bekletici sorun yapılıp yapılmayacağı da tartışılmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; eldeki dosya ile …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas Esas sayılı dosyanın aralarında irtibat bulunması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve her iki davanın birlikte değerlendirilmesi, ayrıca …. Asliye Ceza Mahkemesi’nde derdest olan ceza dosyasının eldeki davaya etkisi belirlenerek gerektiğinde ceza davasının kesinleşmesini beklemek, ceza davası kesinleştikten sonra ceza yargılamasında sübuta eren maddi olguları ve toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirerek bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı tartışılarak hüküm kurulmasından ibarettir.” neden ve gerekçesiyle mahkememizce verilen 15/03/2018 tarihli karar bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… E (Eski Esas No:… E) sayılı dosyasının hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve bu dosyaya ilişkin olarak da yargılamaya mahkememiz dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Asıl dava yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Mahkememizce bir önceki karar olan 15/03/2018 tarih, 2016/821 E, 2018/199 K sayılı karar gerekçesinde tartışılıp değerlendirildiği üzere;
Dava; davacı yüklenicinin davalı iş sahibi ile yaptığı 08/11/2006 ve 06/08/2008 tarihli iki ayrı eser sözleşmesi gereği, sözleşme dışı yaptığı ve ödenmeyen iş bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki her iki sözleşmede de, Vakıf Kültür Varlıkları Uygulama İşleri Genel Şartnamesi, sözleşmelerin eki olarak kabul edilmiş olup, şartnamenin 22.md.ve ilgili yönetmeliğin 33.md. gereğince iş bedelinin %50 oranından daha fazla artması halinde, iş bedelinin ödenmeyeceğine ilişkin hükme yer verilmemiştir. Bu durumda, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında da işaret edildiği üzere, sözleşme dışı sözleşme bedelinin %50’sinin üzerinde yapıldığı anlaşılan işlerin nelerden ibaret olduğu belirlenerek, vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde işin yapıldığı yıldaki piyasa rayiç fiyatlarına göre hesaplanıp belirlenmesi gerektiğinden, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmıştır.
Hükmüne uyulan bir önceki bozma ilamı gereği alınan bilirkişi kurulu 28/11/2017 tarihli ek raporunda; yapılan 2. ihaleye ilişkin hesaplama yapılarak davacının davaya konu … … ve Külliyesinde 9 bölümde sözleşme bedelinin %50 fazlasını aşan imalat miktarlarının sözleşme bedelinin %150’sini aştığı, ödenemeyen miktar 5.079.544,48 TL olduğu, imalatın 2008 yılında yapıldığı, ana imalat içindeki imalat kalemlerinin çok sayıda ve çeşitte olması nedeni ile 2008 yılında serbest piyasa rayiç bedellerinin bilinmesine imkan olmadığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim fiyatları ve diğer kurum ve kuruluşların belirlediği birim fiyatların serbest piyasa rayiçlerinden bir miktar daha yüksek olduğunun bilindiği, yüklenici resmi fiyatlar üzerinden indirim yaparak ihaleleri aldığı, serbest piyasa rayiçlerinin ortalama olarak kurum birim fiyatlarından %15 oranında düşük olabileceği, sözleşme ve artış bedelinin üstünde imalatın serbest piyasa rayiçlerine göre karşılığının 4.317.612,81 TL olarak hesaplandığı ve 2008 yılı serbest piyasa rayiçlerinin karşılığı olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Kök raporda ise, 1. ihalede yapılan ek iş miktarı (raporun 13.ve 16.sayfalarında) %15 oranında indirimle birlikte 205.492,97 TL olarak belirtilmiştir. Davacı tarafın 25/12/2017 tarihli dilekçesi de bu yönde olduğundan, yeniden ek rapor alınmasına ihtiyaç duyulmayıp, bu yön itibariyle kök ve ek raporlar birlikte değerlendirilmiştir. Bu durumda her iki sözleşme dışı yapılan imalat bedeli toplam 4.523.105,78 TL’dir.
Alınan kök ve ek bilirkişi kurulu raporları gerekçeli, denetlenebilir, önceki Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24/06/2015 tarih, 2014/4837 E, 2015/3626 K sayılı bozma ilamında işaret edilen eksikliği giderecek yeterlilikte, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları, bozma ilamı ve bozma öncesi ve sonrası alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; taraflar arasındaki her iki sözleşme gereği, davacı yüklenici tarafça her iki sözleşme dışı imalatların yapıldığı, benimsenen bilirkişi kurulu ek ve kök raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere her iki sözleşme dışı yapılan imalat bedellerinin toplam 4.523.105,78 TL olduğu; benimsenen bilirkişi kurulu raporlarında belirlenen imalat bedellerinin, yukarıda açıklanan nedenlerle sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Yasasının 410. vd.md. düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davalı iş sahibinden tahsilinin gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Birleşen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İli, … İlçesi, 1983 ada, 4 parselde kayıtlı, mülkiyeti … Vakfına ait … … 2006-2007 Yılı Uygulama işinin yapılan ihalesi sonucunda, müvekkil idare ile davalı yüklenici firma arasında 4.950.000,00TL.(KDV hariç) bedelli 08.11.2006 tarihli sözleşme imzalandığını, ve 10.11.2006 tarihinde yer teslimi yapıldığını, davalı yüklenici firmanın 12.12.2007 tarihli yazı ile işin geçici kabulünün yapılmasını talep etmesi üzerine davalılardan …, …, … ve …’den oluşan Geçici Kabul Komisyonu, geçici kabule engel olabilecek eksik kusur ve arızanın bulunmadığı gerekçesiyle 11.03.2007 tarihinde işin geçici kabulünü yaptığını ve Geçici Kabul Tutanağı 27.03.2008 tarihinde onaylandığını, ancak, Başbakanlık Makamının 07.08.2008 tarihli ve 045 sayılı olurları uyarınca, … nezdinde yürütülen soruşturma neticesinde, Başbakanlık müfettişleri Yüksel Yılmaz ve Mete Demirci tarafından düzenlenen, Başbakanlık Makamının 19.01.2012 tarih ve B.02.0.TKB.020.02.007 sayılı olurları ile onaylanan 31.12.2010 tarih ve 42/10-149 sayılı soruşturma raporunda, dava konusu onarım işi de incelenmiş ve işin yaklaşık maliyetinin hesaplanması ile işin devamı esnasındaki ilave iş artışındaki usulsüzlükler nedeniyle davalı yüklenici firmaya 2.472.082,23TL.fazla ödeme yapılarak kamu zararına sebebiyet verildiğinin tesbitinin yapıldığını, … … onarım ilk işinde verilen iş artışının; keşif artış tutarının uygun yöntemle hesaplanmaması, keşif artışına ihale tenzilatının uygulanmaması, Koruma Kurulu tarafından onaylanmayan bir proje revizyonu ile yapılması, imalatlara İdare onayı alınmaksızın başlanılması, onayın sonradan alınması, keşif artışı sonrasında düzenlenen 5.hak edişin herhangi bir imalat olmaksızın imalat yapılmış gibi düzenlenmesi, ayrıca, iş artışına rağmen işin tamamlanamaması ve iş bitiminden sonra benzer işleri de kapsayan diğer zorunlu bazı imalat kalemleri bulunduğu için yeniden ihaleye çıkılmasının gerektiği, keşif artışı kapsamında imalat yapılmasının mevzuata uygun olmadığı, bu nedenle söz konusu artış tutarı olan 2.472.082,23 TL’nin, öncelikle işin yüklenicisi … inşaat firmasından, bunun mümkün olmaması halinde, şantiye şefleri … ve … ile iş artışı kapsamında imalat yapılmasına izin veren işin kontrolleri İnş.Müh … ve Y.Mim….’den 11.03.2008 tarihli geçici kabul tutanağını imzalamak suretiyle söz konusu imalatları kabul ettikleri anlaşılan İnş.Ab.Şb.Md.V…., Y.Mim…., Elk.Y.Tek…. ve İnş.Müh….’den yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsil olarak tazmin edilmesi gerektiği, Yüklenicilere yapılan ve detayları Raporun ilgili bölümlerinde yer alan fazla ödemelerin, 5018 sayılı Kanunun 71’nci maddesi uyarınca “kamu zararı” olarak kabul edilmesi gerektiği nedenle, … üst yöneticisi olan …’ın da bu anlamda, neden olunan kamu zararından doğrudan sorumlu olduğu, … Gn.Md.Yrd….’ın da teknik işlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olması nedeniyle, Bölge Müdürlüklerinde yaşanan sorunların çözüm mercilerinden biri olması gerekirken, bu yönde inisiyatif kullanmadığı, her ne kadar 17.02.2010 günlü ifadesinde, işler devam ederken tespit ettiği olumsuzlukları düzeltici tedbirleri aldığı beyan edilse de, inceleme sonucu tespit edilen fazla ödemeler karşısında bu savunmanın yeterli olamayacağı, bu nedenle adı geçenin de söz konusu fazla ödeme tutarlarından sorumlu olduğunu, bu nedenlerle fazla ödenen 2.472.082,23 TL+KDV’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davalı … vekili 11.10.2013 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu işin ihalesinin İstanbul Bölge Müdürlüğünce yapıldığını, hakedişlerin Bölge Müdürlüğü nezdinde düzenlenip onaylandığını, hakediş ödemelerinin Bölge Müdürlüğünce yapıldığını, müvekkilinin bu hakedişlerde bir imzasının ya da onayının bulunmadığını, bulunduğu görev icabı Bölge Müdürlüğü kademesinde düzenlenen hakedişlerde herhangi bir imzası ya da onayının söz konusu olmadığını, müvekkilinden en üst düzey yönetici olarak Bölge Müdürlüklerinde hazırlanan binlerce hakedişin içeriğinin bilinmesinin beklenemeyeceğini, herhangi bir sorumluluk atfedilmediği halde doğrudan en üst düzey yönetici olarak müvekkilinin sorumlu olarak tutulmasının hukuken mümkün olamayacağını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi diğer davalı yükleniciye usulsüz olarak ödeme yapılması söz konusu olmadığını, onarım ve inşaat işlerinde kesin hakediş ve kesin kabul yapılmadan fazla ödeme yapılıp yapılmadığının anlaşılmasının mümkün olmayacağını, ara hakedişlerde fazla ödeme yapılmış ise bunların kesin hakedişlerde kesileceği ve yüklenicinin alacağından mahsup edilebileceğini, müvekkiline dava açılmasının usule ve hukuka aykırı olduğunu, öncelikle fazla ödemenin varlığının mahkeme kararı ile tespit edilip, yüklenici firmadan iadesinin talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı … vekilinin 20.11.2013 tarihli cevap dilekçesi ile öncelikle davacı idarenin tacir olmadığını, uyuşmazlığını eser sözleşmesinden kaynaklandığı nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin Genel Müdür Yardımcısı sıfatıyla hiç bir sorumluluğu bulunmadığını, uygulama işine ait hiçbir evrakta imzasının bulunmadığını, ihale bedelinin 2.000.000,00 TL yi aştığı restorasyon işlerinde Stratejik Daire Başkanlığının onayının alınması gerektiğini, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, mevcut zararın yüklenici firmanın ihale kapsamında vermiş olduğu teminattan karşılanabileceğinin, müvekkilinin emekli olduğunu ve kurumla hiçbir bağının ve irtibatının kalmadığını, davayı esastan etkileyebilecek uygulama işine dair evraklara ulaşabilme ihtimali olmadığını, kesin hesaba bağlanmayan uygulama işi nedeniyle kamu zararından bahsedilemeyeceği, zarar var ise bile bunun yüklenici teminatından karşılanması gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalılar … ve … vekili 21.11.2013 tarihli cevap dilekçesi ile, öncelikle davacının tacir olmayıp uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı nedenle görevsizlik kararı verilmesini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkillerinin şantiye şefi olduklarını, dava konusu restorasyon işinde müvekkillerinin şantiye şefi olarak yer almadıklarını, teknik personel taahhütnamesinde işin başından sonuna kadar yüksek mimar olarak şantiye şefi görevinin Nevin Nazan Yücel’in yerine getireceğinin taahhüt edildiğini, müvekkillerinin davaya konu restorasyon işinde şantiye şefi olarak görev almadıklarını, dolayısıyla husumet yönünden davada taraf sıfatlarının olmayacağının, davaya konu restorasyon işinde kesin hesap işleminin yapılmadığını, idarenin sorumluluğunun ancak kesin hesaptan sonra başlayacağını, kesin hesabı yapılmayan bir işte kamu zararından sözedilemeyeceğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı … İnş.San.ve Tic.A.Ş vekili 21.11.2013 tarihli cevap dilekçesinde davacının tacir olmayıp uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı nedenle görevsizlik kararı verilmesini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı idarenin müvekkiline fazla ödeme yapmadığını, imalat bedellerinden müvekkilinin alamadığı kısımların bulunduğunu, söz konusu caminin birinci grup anıt eser niteliğinde olduğu için bu eserde yapılacak tüm çalışmaların anıtlar kurulu onayına ve denetimine tabii olduğunu, tüm plan proje ve onay işlemlerinin idarenin sorumluluğunda olduğunu, ihale öncesi yapılan bu çalışmalarda müvekkilinin herhangi bir dahlinin olmadığını, dava konusu işte kesin hesabın yapılmadığını, dolayısıyla kamu zararının mevcut olmadığını, iddia edildiği gibi fazla ödeme yapılmış olsa dahi müvekkil şirketin ihale kapsamında verdiği teminattan karşılanabileceğini, bu nedenlerle fazla ödeme yapıldığına ilişkin iddiaların aksine, müvekkil şirketin davaya konu ihale ile yapılması istenen işler kapsamında yaptığı imalatların bedelinin alamaması nedeniyle davacı idareden alacağının olduğunu, idarenin herhangi bir zararının doğmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı … vekilinin 04.12.2013 tarihli cevap dilekçesi ile müvekkilinin dava konusu restorasyon işinde Yapım İşleri Geçici Kabul Komisyonunda üye olarak görevlendirildiğini, geçici kabul heyetinin görevlendirilmesinden aylar önce gerçekleşen iş artışı ile ilgili olarak makam onayı alınmaksızın iş artışına gidildiği, ve bu nedenle 2.472.081,69 TL fazla ödeme yapıldığı iddialarının tamamen gerçek dışı olduğu, heyetin yapılan iş artışından sorumlu olmadığını, bu işle ilgili herhangi bir fazla ödemeden söz edilebilmesi için işin kesin hesabının henüz yapılmadığını, idare açısından maddi bir zarar oluşup oluşmadığının ancak yapılacak kesin hesap ile anlaşılabileceğinin, buna göre projeye aykırı bir geçici kabul onayı ve buna bağlı bir idari zarardan söz edilemeyeceğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı … 04.12.2013 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu restorasyon işinde Geçici Kabul komisyonunda üye olarak görevlendirildiğini, heyet görevlendirilmeden önce gerçekleşen iş artışı ile ilgili olarak makam onayı alınmaksızın iş artışına gidildiğini, ve bu nedenle 2.472.081,69 TL fazla ödeme yapıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, heyetin iş artışından sorumlu olmadığını, iş artışının makam onayı alarak yapıldığını, bu işler için …nden ödenek ayrılıp gönderildiğini, herhangi bir fazla ödemeden söz edilebilmesi için kesin kabul yapılarak onaylanması gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı … 18.12.2013 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu restorasyon işinin kesin hesabı ve kesin kabulünün yapılmadığını, tarafına verilen her türlü görevi iyi niyet çerçevesinde, görev bilinciyle amirlerinden ve makamdan gerekli onayları alarak, kamu yararını ön planda tutarak Kontrol Yönetmenliğinin ve …nün görev yetki ve sorumlulukları düzenleyen genelgesinin, inşaat Mühendisliği Kontrolü olarak yüklenen yetki ve sorumluluk bilinciyle yerine getirdiğini, vakfı zarara uğratmadığını, kesin kabulü ve kesin hesabı henüz yapılmayan işin davacı dairenin herhangi bir zarardan söz edemeyeceğini, yapılan her işin makamdan onay alınarak yapıldığını, yapılan işlemler ve ödemelerin mevzuata ve usulüne uygun yapıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı … 18.12.2013 tarihli cevap dilekçesinde dava konusu restorasyon işinde Yapım İşleri Geçici Kabul Komisyonunda üye olarak görevlendirildiğini, elektrik teknikeri olarak usul ve yasaya aykırı olmayan hiç bir işi yapmadığını, işin ilk keşfinden olmayan ancak yapılması zaruri olan elektrik imalatlarının tespiti ve geçici kabulünün yapılması hususunda verilen görevleri eksiksiz yerine getirdiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı … 18.12.2013 tarihli cevap dilekçesinde dava konusu restorasyon işinde Yapım İşleri Geçici Kabul Komisyonunda başkan olarak görevlendirildiğini, işin mahallinde incelemeler yapıldığını, geçici kabul tutanağı hazırlandığını, tüm bu çalışmaların bilimsel veriler ve kurallar gözetilerek yapıldığını, fazla ödendiği iddia edilen bedelin kabul komisyonu’nun sorumlu tutulmasının mantıkla açıklanamayacağını, imalatların kurul onayı alınmadan yapıldığı, iş artışı için makam onayı olduğu halde onaysız yapıldığı şeklindeki iddiaların asılsız olduğunu, ilgili anıtlar kurulu tarafından onayı gerçekleşmiş bir projenin uygulanmasının idare açısından bir zarar oluşturmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı … Seyhan Sengez 27.01.2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu restorasyon işinde mimari kontrol olarak görev yaptığını, kontrol olarak görevini kötüye kullanmadığını, ve idareyi zarara uğratmadığını, suclamaları kabul etmediğini, tarafına verilen görevleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dava; taraflar arasında yapılmış eser sözleşmesi kapsamında sözleşme dışı yapılan işler karşılığı fazla olarak ödendiği iddia edilen bedelin tahsiline istemine ilişkindir.
Dava konusu onarım işi ve ilave iş artışlarındaki iddia edilen usulsüzlükler nedeniyle birleşen davalılar aleyhine başlatılan ceza soruşturması sonrası, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 04/02/2020 tarih, … E ve … K sayılı kararla; restorasyon işine ilişkin ihalede ve ihale kapsamında yapılan işlerde, fiyat artışlarında ve fazladan imalatlarda güncel mevzuatlara aykırılıkların tespit edilemediği, iddia edilen aykırılıkların somut olarak ortaya konulamadığı, sanıkların atılı suçu işlediklerine ilişkin soyut iddia dışında mahkumiyetlerine yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle delil yetersizliği nedeniyle tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, katılan vekilinin istinaf talebinin, İstanbul BAM 13. Ceza Dairesi’nin 2020/578 E-1827 K sayılı kararıyla esastan kesin olarak reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı, asıl dava yönünden alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf her ne kadar taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında sözleşme dışı yapılan işler karşılığı usulsüz olarak fazla ödendiği iddia edilen bedelin tahsilini istemiş ise de; kamu zararına sebebiyet verildiği iddiasıyla birleşen davalılar aleyhine açılan ceza davasında sanıkların beraatlerine karar verildiği ve kararın kesinleştiği; sanıkların iddia edilen eylemlerle ilgili olarak atılı suçu işlediklerine ilişkin iddianın ispatlanamadığı gibi; yaptırılan bilirkişi incelemesinde fiyat artışlarında ve imalatlarda güncel mevzuatlara aykırılık tespit edilmediği, asıl dava yönünden alınan bilirkişi kurulu raporunda da imalatların piyasa rayiç bedellerine uygun olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davacı taraf isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden;
a-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1.000.000,00 TL’nin davanın açıldığı tarih olan 15/12/2010 tarihinden, 3.523.105,78 TL’nin ıslah tarihi olan 26/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 308.973,35 TL karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 93.991,25 TL peşin harç ve ıslah harcının mahsubu ile 214.982,10 TL bakiye karar harcı önceki kararda yatırılmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
c-Davacı tarafından yatırılan peşin harç ve ıslah harcı toplamı 93.991,25 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 133.856,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 71.689,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
f-Davacı tarafından yatırılan 17,15 TL başvuru harcı, 2,75 TL vekalet harcı, 4.900,00 TL bilirkişi ücreti ve 580,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 5.499,90 TL ilk kararda hesaplanan yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 110,10 TL yargılama gideri toplamı 5.610,00 TL’nin kabul ve red oranına göre 4.503,50 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
g-İlk kararda hesaplanan, davalı tarafından yatırılan 4,30 TL vekalet pulu, 164,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 168,30 TL’nin kabul ve red oranına göre 33,19 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
2-Birleşen dava yönünden;
a-Birleşen Davanın REDDİNE,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 42.217,00 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 42.157,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen davacıya iadesine,
c-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 108.322,48 TL vekalet ücretinin birleşen davacıdan alınıp birleşen davalılara verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; asıl davada davacı … İnşaat … A.Ş. ile birleşen davalılardan …, …, … ve … İnşaat … A.Ş. vekilinin, birleşen davada davalılar Abdülkadır Yıldırım, …, … vekilinin ve davalı birleşen davacı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer birleşen davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 30/09/2021

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.