Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2022/953 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/542 Esas
KARAR NO:2022/953

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:17/09/2014
KARAR TARİHİ:08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete … numaralı poliçe ile sigortalı olan dava dışı … Lojistik San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait … , … Cd., … İş Mrk., N:2006/3-4 … … adresinde bulunan işyerinde bölgede yeterli drenaj sistemi bulunmadığından 08/09/2007 tarihinde yağan aşırı yağışlara bağlı sigortalının deposundaki binanın arka cephesine göre sağ yan tarafındaki rögarların taşması sonucu sel sularının binadan içeri girdiğini ve duvarın patladığını, sigortalıya ait depoda bulunan malların hasar görmesi nedeniyle müvekkili şirketçe dava dışı sigortalıya 87.709,56 TL tazminat ödemesi yapıldığını bildirerek, ödenen miktarın fazla haklar saklı kalarak ödeme tarihi 05/02/2008’den itibaren banka reeskont faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu eylemin hizmet kusuru niteliğinde olması nedeniyle idari yargının görevli olduğunu, müvekkili şirket yönünden maddi tazminatı gerektiren haksız eylemin kamu hizmetinin yerine getirilmesi sırasında bulunması ve hizmet kusuru ile bağımlı olması nedeniyle tam yargı davasının konusunu oluşturduğunu, esas yönünden ise hasar nedeni olarak yağan aşırı yağmur sularının gösterilmesine bağlı olarak bu yağışlar nedeniyle oluşan hasarlardan yine müvekkilinin sorumlu olamayacağını, ayrıca dava konusu yere ait işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunup bulunmadığının tespitinin gerekli olduğunu, dava konusu yerin projeye uygunluğunun denetlenmesi gerektiğini bildirerek, davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava dışı şirketin organize sanayi bölgesinde lojistik faaliyette bulunmasının mümkün olmadığını, binanın ruhsatının mevcut bulunmadığını, kusurun tamamen davacı şirkette olması nedeniyle davacı ödemesinin dava açmaya yeterli olmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sel suları nedeni ile iş yeri hasar gören sigortalısına ödeme yapan sigorta şirketi tarafından halefiyet ilkesi gereği zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılara yönelik rücuen tazminat istemine ilişkindir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2012 tarihli 2011/… esas ve 2012/… karar sayılı ilam ile ;
“…Davanın davalı … yönünden idari yargı görevli olmakla, dava dilekçesinin reddine,
Davanın davalı … yönünden yerinde görülmemesi nedeniyle reddine…” dair verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28/03/2013 tarihli 2012/5902 esas ve 2013/6254 karar sayılı ilamı ile”…. 1- Dava, “Sınai-Ticari Yangın Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olan dava dışı sigortalıya ait işyerinde bölgede yeterli drenaj sistemi bulunmaması nedeniyle, aşırı yağan yağışlara bağlı olarak rögarların taşması ve sel sularının binadan içeri girmesi sonucunda davacının sigortalısının işyerinde oluşan zararın rücuan tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece davalı … bakımından yazılı gerekçeyle, davanın idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
Oysa, 6102 sayılı TTK’nın 18. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı Kanun’da bu kurumun genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formulüne göre düzenleneceği açıklandığına göre, bu kuruluşun özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca 2560 sayılı Kanun’a tabi olan … Genel Müdürlüğü’nün ”gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK’nın 18/1. maddesi anlamında tacir sayılacağı ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan (TTK’nın 3. maddesi) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiği” 21/09/1983 gün ve Esas 1980/II-2721, Karar 1983/323 sayılı kararında benimsenmiştir.
Her ne kadar 12.02.1959 gün 1958-17 Esas-1959-15 Karar sayılı idari eylemlerle ilgili bir içtihadı birleştirme kararı varsa da 23.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2560 sayılı Yasa’nın hükümleri karşısında bu içtihadı birleştirme kararının ASKİ ve … bakımından uygulama alanının kalmadığı sonucuna varılmalıdır. Nitekim bu kurallar YHGK’nın 29.11.1995 gün 1995/11-647, 1043 karar sayılı içtihadında aynen benimsenmiştir.
Bu durumda, tacir olan davalı … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Davacının davalı … San. Bölgesi hakkındaki temyiz itirazlarına gelince, bu davalı bakımından davanın yerinde görülmemesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, adı geçen davalının BK.’nın 58. maddesi gereğince sorumlu olduğu belirtilmektedir. Dava dışı sigortalının ruhsatsız çalışma iddiasının davalı … San. Bölgesi’nin sorumluluğunu kaldırmayacağı düşünülmeden, taraf delilleri toplanarak, kusur durumları da gözetilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davalı … San. Bölgesi bakımından davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği, mahkememizce uyulan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, “… 1-Davalı … yönünden davanın kabulü ile 87.709,56 TL’nin 06/03/2008 temerrüt tarihinden itibaren değişebilir oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalıdan alınıp davacıya verilmesine…2-Davalı … yönünden davanın REDDİE…” karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2019 tarihli 2018/3097 esas ve 2019/4351 karar sayılı ilamı ile ,”…1-Dava, “Sınai-Ticari Yangın Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olan dava dışı sigortalıya ait işyerinde, bölgede yeterli drenaj sistemi bulunmaması ve aşırı yağışlara bağlı olarak rögarların taşması ile sel sularının binadan içeri girmesi sonucunda davacının sigortalısının işyerinde oluşan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, rögar taşması sonucu hasarın meydana geldiği, taşan rögarın ise ana rögar olduğu ve davalı … sorumluluğunda bulunduğu belirlenmişse de; yapılan “… ana yolundaki rögar” tespitinin afaki olduğu anlaşılmaktadır. Zira rögar ve kanallara ilişkin herhangi bir proje incelemesi yapılmaksızın … ana yolundaki rögar değerlendirmesi ile …’nin sorumluluğuna hükmedilmiştir. Bununla birlikte … içerisindeki yağmur suyu atıklarının hangi kanal ile bölgeden uzaklaştırılacağı, bunun kurulum ve bakımının hangi davalının sorumluluğunda olduğu, bu sorumluluğun maddi olaya etkisi konusunda 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu, 2560 Sayılı İstanbul Su Kanalizasyon İdaresinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ve taraflar arasında akdedilen ve dosya içerisinde mevcut olan protokoller birlikte incelenerek oluşan sonuca göre sorumluluğa hükmetmek yerine, anılan mevzuat değerlendirilmeksizin ve sorumlulukların dağıtımına ilişkin farklı hükümler içeren protokollerin hangisinin somut olaya uygulanması gerektiği belirtilmeksizin, karar verilmesi doğru olmamış, anılan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
2- Ayrıca davalı … sigortalının, … içerisinde antrepo işiyle iştigalinin mevzuata uygun olmadığından bahisle kusurlu olduğunu savunmuş olup; mahkemece bu hususa ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir….” gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı gereği bilirkişi raporları alınmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 21/12/2/2021 tarihli rapor ile “… Aşırı yağan yoğun yağış sonrasında iş yerinde su baskını meydana gelmesinin , …’nin çevrede yapmış olduğu yağmur suyu kanallarının yetersizliğinden ve … sınırları içeresinde bulunan yağmur suyu ve atık su kanallarının bakım ve onarımının … Başkanlığınca yeterince yapılmamış olmasından kaynaklanmış olduğu,
Sigortalı işyerinde meydana gelen hasardan hem …’nin hem de … Başkanlığının müştereken ve eşit oranda sorumlu olduğu…” tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyet raporuna yapılan itirazlar üzerine aynı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 31/08/2022 UYAP tarihli rapor ile “… Aşırı yağan yoğun yağış sonrasında sigortalı iş yerinde su baskını neticesinde meydana gelen hasarın … sınırları içerisinde bulunan yağmur suyu kanallarının ve rögarın yetersiz kalmasından kaynaklandığı,
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 20. Maddesi ve … uygulama Yönetmeliği’ nin 114. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince; … sınırları içerisinde rögarları yapmak ve işletmek hakkının sadece Organize Sanayi Bölgesinin sorumluluğunda olduğu
… Genel Müdürlğü ile … Yönetim Kurulu arasında düzenlenip imza altına alınan 26 Şubat 2004 Tarihli protokol gereği, hasarın meydana geldiği tarihte …ne ait tesislerin devri …’ ne yapılmadığından, Organize Sanayi Bölgesi sınırları içinde oluşan Yağmur sularının uzaklaştırılmasından, 2560 Sayılı … Kuruluş ve Görevleri Hakkında’ ki Kanunun ilgili maddesi gereği …. nin sorumlu tutulamayacağı ….. sınırları içinde kalan Yağmur Suyu Kanallarının yetersiz kalmasından ve rögarların taşması neticesinde sigortalı işyerinde meydana gelen hasardan, … Başkanlığının sorumlu olduğu…” yönünde tespit yapıldığı anlaşılmıştır.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanunun (…) “Alt Yapi Tesisleri Kurma, Kullanma Ve İşletme Hakki” başlıklı 20. maddesi ; …’lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi altyapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma hakkı sadece …’nin yetki ve sorumluluğundadır. ” hükmüne,
Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 114/1 maddesi “…’lerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla elektrik, içme ve kullanma suyu, doğalgaz temini ve dağıtım şebekesi, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi, atık su arıtma tesisi, içme ve kullanma suyu arıtma tesisi, … içi yollar, haberleşme şebekesi, internet servis sağlayıcılığı, spor tesisleri, genel hizmet ve sosyal tesisler ve benzer tesislerden gerekenleri kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, bu çerçevede üretim tesisleri kurma ve işletme hakkı sadece …’nin yetki ve sorumluluğundadır. Ancak, atık suların ortak arıtma tesisinin kabul edebileceği standartlara düşürülmesi amacıyla münferiden ön arıtma tesisi yapılması zorunludur.” hükmüne havidir.
Yukarıda anılan 31/08/2022 tarihli bilirkişi raporu ile, hasarın davalı …’nin sınırları içerisinde bulunan yağmur suyu kanalları ve rögarın yetersizliğinden kaynaklandığının tespit edildiği, yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği organize sanayi bölgesinin sorumluluk sınırları içeresinde bulunan alt yapı hizmetinin sorumluluğunun sanayi bölgesinin kendisine ait olduğu, hasar konusu yağışın 09/08/2007 tarihinde gerçekleştiği, davalılar arasında ki 2004 tarihine ait protokolün f1 maddesi ile davalı …’nin davalı …’nin atık suyu ve içme suyu hatlarının bakım, onarım ve işlemesini üslendiği, yağmur suyu hatlarına ayrıca protokolde değinilmesine rağmen, bu hatlar ile alakalı davalı …’ye f1 maddesi ile sorumluluk yüklenmediği, ek protokolün 2009 yılında yapıldığı ve protokolün e.4 maddesinde … tarafından yağmur suyu hatlarının işletilmesi hizmeti yapılmaması nedeni ile sorumluluğun ve tasarrufun … yönetiminde olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmış olup dava konusu zarar nedeni ile davalı …’nin sorumlu olmadığı zarardan davalı … başkanlığının sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ilk karar üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28/03/2013 tarihli 2012/5902 esas ve 2013/6254 karar sayılı ilamının 2 numaralı bendi ile dava dışı sigortalının ruhsatsız çalışma iddiasının davalı …’nin sorumluluğunu kaldırmayacağının belirtildiği, davalı … tarafından dava dışı sigortalı … Lojistik San. ve Tic. Ltd. Şti’ye antrepo işletmeciliği faaliyet alanında 19/08/2006 tarihli çalışma ruhsatının verildiği, dava dışı sigortalının faaliyet alanına dair izinlerinin dosya içerisinde bulunduğu ve dava dışı sigortalının zarara dair başkaca bir müterafik kusurunun iddia ve ispat edilmediği anlaşılmış zarardan hergangi bir kusur indirimi yapılmamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, davalı …’ye yönelik davanın reddine, davalı … … Başkanlığı’na yönelik davanın kabulüne karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalı …’ ye yönelik davanın REDDİNE,
2-Davalı İstanbul … Başkanlığına yönelik DAVANIN KABULÜ İLE 87.709,56 TL ‘ nin 05/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 5.991,44 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 1.184,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.807,34 TL harcın davalı İstanbul … Başkanlığından alınarak Hazine’ye irat kaydına , davacı tarafından peşin ödenen 1.184,10 TL harcın davalı İstanbul … Başkanlığı’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 14.033,52 TL vekalet ücretinin davalı İstanbul … Başkanlığı’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine
6-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 10.809,30 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti ile 14,00 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 10.823,3 TL yargılama giderinin davalı İstanbul … Başkanlığı’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 161,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren on beş günlük yasal süre içerisinde YARGITAY ilgili dairesinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır