Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/540 E. 2020/22 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/540 Esas
KARAR NO : 2020/22

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2015
KARAR TARİHİ : 15/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalılar arasında 26/06/2005 tarihli hisse devir sözleşmesi uyarınca davacının davalılara … Şti.ndeki hisselerini devrettiğini, devir bedelinin bir kısmının peşin almışsa da 50.000-TL’lik kısmının ise devir edilen şirketin 3.şahıslar nezdindeki muhtemel bir borcuna mukabil olarak ihtiyaten ve sözleşmenin imzasının 6.ayına kadar geçerli olmak kaydı ile kendisine ödenmediğini, sözleşmenin imzalanmasından 6 ay geçtikten sonra ve devredilen şirketin 3.kişilere ödenmesi gereken bir borcu da olmadığı sabit olduktan sonra davalıların ihtiyaten alı koydukları 50.000-TL’den davacının payı olan 25.000-TL’sini ödemediklerini, davalıların bu konuda ihtarname gönderildiğini, sözü edilen ihtarnamenin sözleşme uyarınca hakem olacağı kararlaştırılan …’e de tebliğ edildiğini, …’in cevabı ihtarname ile sözleşmedeki davacı alacağı olan 25.000-TL’nin … isimli kişiye ödendiğini, bu nedenle ödeme yapılmayacağını belirttiğini beyanla davacı alacağı olan 25.000-TL’nin 2.500-TL’sinin davalı …’dan 22.500-TL’sinin ise davalı …’ten tahsiline, alacağa sözleşme uyarınca temerrüt tarihi olan 26/02/2005 tarihinden itibaren yasal ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde;müvekkillerinin tacir olmadığını, sözleşme konusunun ise şahıs malvarlığına dair bir kalemin devrine ilişkin olup, ticari bir iş olmadığını, bu itibarla TTK 4.maddesinde sayılan hiçbir iş kapsamında olmadığından görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğunu, müvekkillerinin adresi dikkate alınarak yetkisizlik kararı verilmek suretiyle dosyanın Bakırköy Mahkemelerine gönderilmesini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin davacının talep ettiği 50.000-TL’yi …’a ödediğinden davacının kendi iç ilişkileri sebebiyle bir alacak talebi varsa bunu …’a yöneltmesi gerektiğini, resmi şekilde yapılan hisse devir sözleşmelerinde davacının müvekkillerini bu devirle ilgili olarak ibra ettiğini beyanla davanın …’a ihbarını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, Tasfiye Halinde… Şti.nin ticaret sicil kaydı elektronik ortamdan çıkartılarak dosyamız içerisine konulmuştur.
Mahkememizce, 31/03/2016 tarihli … E. … K. sayılı karar ile, taraflar arasındaki ihtilafın dava dışı… Şti.nin hisselerinin devri ile ilgili 26/06/2005 tarihli hisse devir sözleşmesi nedeniyle ödemelerden kaynaklandığı, tarafların tacir olmadığı, dava konusu işlemin de TTK 4.maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde olmadığı kanaati ile mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine ve HMK 20. Maddesi gereğince süresinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16/01/2017 tarih 2016/14877 E. 2017/286 K. Sayılı kararı ile ”… Mahkemelerin görevi hususu kamu düzenine ilişkin olup re’sen gözetilmesi gerekir. Somut olaydaki uyuşmazlık limited şirket hissesinin devri nedeniyle alacak istemine ilişkin olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir. 26/06/2005 tarihli hisse devir sözleşmesi başlıklı taraflar arasında düzenlenen sözleşme değerlendirildiğinde limited şirket hissesinin taraflar arasında devrinin konu edildiği belirgindir. Taraflar gerçek kişi durumunda iseler de limited şirketin ortağı durumundadırlar. Şirketler hukuku yönünden hisse devri Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş bulunmaktadır. Tarafların şirket ortağı durumunda bulunmaları, hisse devrine ilişkin sözleşme bulunması ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş bir hukuki konu hakkında sözleşme yapılması değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde incelenip sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle işin esasının incelenerek varılacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmesi gerekirken mahkemece görevsizlik kararı verilmiş bulunması bozma nedenidir gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına,…” karar verilmiş, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, taraflar arasındaki limited şirket hisse devir sözleşmesindeki yetki şartı ve HMK 17. Maddesi kapsamının ve davalı tarafın süresi içerisinde yaptığı yetki itirazının değerlendirilebilmesi açısından taraf vekillerine tarafların tacir olup olmadıklarına ilişkin tüm delillerini sunmaları ve celbi gereken yerlerden celp ettirmeleri için süreler verilmiş, bu yönden sunulan ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiş, sunulan ve toplanan deliller kapsamından tarafların tacir olmadıkları ve buna göre taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesindeki yetki şartının HMK 17. Maddesi kapsamında tacirler arasında yapılmamış olması sebebiyle geçerli bir yetki sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceği bu sebeple davalı tarafça süresi içerisinde yapılan yetki itirazının HMK 10. ve TBK 89. Maddeleri gereğince değerlendirilmesi gerektiği ve buna göre de tarafların ikametgahları dikkate alındığında mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili mahkemelerin davacının ikametgahı dikkate alınarak Ankara, davalıların ikametgahları dikkate alınarak Bakırköy veya İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğu, yetki konusundaki seçimlik hakkın bu defa davalı tarafa geçtiği, davalı tarafından da yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olarak bildirildiği, saptanmış olmakla, mahkememizin yetkisizliği sebebiyle davanın usulden reddine ilişkin karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, davacı vekilinin temyizi üzerine dosya Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/06/2019 tarihli 2019/2229 Es. 2019/4442 Kar. Sayılı kararı ile ” Dava Limitet Şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece tarafların tacir olmadığı, bu nedenle sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. HMK’nın 14/2 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Bu itibarla davaya bakmaya yetkili mahkemenin şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu gözetilerek, şirket merkezinin hangi adres olduğu hususunda gerekli araştırma yapılarak yetkili mahkemenini bu sonuca göre belirlenmesi gerekirken Bakırköy Asliye Ticaret mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönden davacı yararına bozulması gerekmiştir gerekçesi ile” karar bozulmuş, usul ve yasaya uygun bulunan yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; HMK’nın 14/2 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Dosya içerisinde bulunan şirket kayıtları incelendiğinde şirketin merkezinin ” Üsküdar ” olduğu anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliğine, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliğine, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna,
2-Karar kesinleştikten sonra HMK’nın 20.maddesi gereğince 2 haftalık yasal sürede taraflardan biri tarafından başvuru halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır