Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/509 E. 2021/576 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/509 Esas
KARAR NO:2021/576

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/08/2019
KARAR TARİHİ :05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı şirkete internet üzerinden reklamların sunumu ile ilgili vermiş olduğu hizmete ilişkin düzenlediği 31.05.2018 tarihli 6.194,67.-TL bedelli, 30.06.2018 tarihli 1.762,05.-TL bedelli e-faturalardan kaynaklı alacağını tahsil edemediğini, bu alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip yapılarak borçlu şirkete 7 örnek ödeme emri gönderildiğini, bu ödeme emrine karşı süresinde itiraz edilerek takip durmuşsa da ileri sürülen itiraz sebepleri yerinde olmadığını, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuğa başvuru zorunluluğu çerçevesinde yapılan başvuru üzerine … Arabuluculuk Bürosu’nun Büro Dosya No:…, Arabuluculuk No:… sayılı 07.03.2019 tarihli tutanağı ile anlaşma sağlanamadığı hususu tutanağa bağlandığını, alacaklarının halen tahsil edemedikleri için davalı şirketin itirazlarının iptali ile duran takibin devamına, haksız ve kötüniyetli davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle dava açmak zarureti hasıl olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin itirazlarının iptali ile duran takibin devamına, haksız ve kötüniyetli davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı, 27/11/2019 tarihli imzalı beyanında, davacı şirketten kendilerine teklif geldiğini, 5.000,00 ile 25.000,00 TL getiri sağlayacağını bildirdiklerini, kendisinin sektörde çalıştığını ve bu cironun gerçekleşeceğini, gerçekleşmemesi halinde herhangi bir bedel talep etmeyeceklerini söylediklerini, reklamlardan herhangi bir ciro sağlayamadıklarını, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, iptal etmek istediklerini ancak internette böyle bir butonun bulunmadığını ve bunu yapamadaklarını, davacı taraf taahhütlerini yerine getirmediğini, hiçbir şekilde hizmet vermediklerini, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını mahkememize bildirmiştir.
DELİLLER:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün …Es. Sayılı dosyası, … kayıtları, … Vergi Dairesi yazı cevabı celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle varsa ferileri ile birlikte borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizin 27/11/2019 tarihli celse dört nolu ara karar gereğince iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman SMMM … ile Bilişim Uzmanı … seçilmiş, adı geçen bilirkişi heyetince sunulan 29/06/2021 tarihli rapor ile 18/05/2021 tarihli ek raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu ve ek raporunun tetkikinde; davacı şirketin 2018-2019 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerinin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, dosya kapsamında yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı, icra takibine konu alacağın davacının dava dışı …ve aksesuar’a düzenlenen 2 adet 31.05.2018 tarih 6.194,67 TL (KDV Dahil) ve 30.06.2018 tarih 1.762,05 (KDV Dahil) tutarlı faturalardan kaynaklandığı, davacı şirketin 2018 / 5.ayına ait BS formunda “… Aksesuar’a 1 adet fatura karşılığı KDV Hariç 5.249,00 TL” tutarında satım yaptığına dair beyanda bulunduğu, 30.06.2018 tarihli faturanın BA-BS sınırı taşımadığından beyan edilmediği, mahkeme ara kararı doğrultusunda … Vergi Dairesine müzekkere yazıldığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı …nbul Vergi Dairesi Başkanlığı … Uygulama Grup Müdürlüğü … Vergi Dairesi müdürlüğünden gelen cevap yazısında, …’a ait 2018-2019 yılına ait BA-BS formlarında davacı şirketten alım- satım yaptığına dair beyanda bulunmadığı, raporda da bildirildiği üzere dava konusu reklam hizmetinin davacı tarafından davalıya verildiği anlaşılmakla beraber, kök raporda da belirtildiği üzere dava konusu hizmete ilişkin kampanyanın hedefine ulaşıp ulaşmadığı, yapılan kampanyanın satışları artırması, bunun ciroya yansıması vb. bir taahhüdün davacı tarafından verilip verilmediği konularının uzmanlık alanlarının dışında olduğu kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67 maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile 31.05.2018 tarih ve 6.194,67 TL bedelli ve 30.06.2018 tarihli ve 1.762,05 TL bedelli iki adet faturaya dayanarak toplam 7.956,72 TL alacak için ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin 16.01.2019 tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı tarafından 23.01.2019 tarihinde süresi içerisinde itiraz edildiği, borçlu tarafından yapılan itirazın davacı yana tebliğ edilmediği, davacı tarafından 20.08.2019 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında dava konusu faturalar nedeni ile davacının alacağının bulunup bulunmadığı ihtilaf konusudur.
Davalı davaya cevap vermemiş ancak, yapılan ön inceleme duruşmasında aralarında ki ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte davacı tarafından vaad edilen ciroyu sağlanamadığını, bu durumda davacının bedel talep etmeyeceğini vaat ettiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davalı inceleme gününde defterlerini ibraz etmemiş, davacı yanın kendi defterlerine göre davalıdan 7.956,72 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalının vergi dairesinden getirtilen BA formlarına göre davacı yandan mal ve hizmet alımına dair beyan bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2017 Tarih ve 2016/… Esas- 2017/… Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda anılan yüksek yargı içtihadı gereği, davalı tarafın defterlerini ibraz etmemesi nedeni ile , defterlerinin davacı defter içerikleri ile uyumlu olduğu kabul edilmiş olup, davacı yanın davalıdan takip talebinde belirtilen miktarda alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline , her ne kadar davacı taraf takip talebinde 3095 sayılı yasa gereği faiz işletilmesini talep etmişse de taraflar arasında ki ticari uyuşmazlık gereği avans faiz işletilmesine karar verilmiş, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması , borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur(Y..HD’nin 09/10/2019tarih 2019/…E-2019/…K sayılı ilamı) Davacının faturaya dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, alacağın likit olduğu , davalı yanın takibe itiraz da haksız olduğu anlaşıldığından, icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmek gerekmiş uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabulü ile , davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün …Es. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 7.956,72 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte devamına,
2-) İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 1.591,34 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-)Alınması gereken 543,52 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 96,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 447,41 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin ödenen 96,11 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
5-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 44.40 TL başvuru harcı ile 1.638,70 TL bilirkişi, posta ve tebligat gideri yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
6-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır