Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/507 E. 2020/514 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/507 Esas
KARAR NO:2020/514

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:15/08/2019
KARAR TARİHİ:05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar …. Ve Tic. Ltd. Şti. ve … (Proje Sorumlusu ve aynı zamanda …’ın tek ortak/yetkilisidir.) ile müvekkili …’ün, … adresli kuaför salonunun tasarım ve iç dizaynının davalı taraflarca projelendirileceği ve uygulamasının yapılacağı hususlarında anlaştığını, müvekkilinin bu anlaşmadan doğan karşı edimini ifa etmesine rağmen davalıların, sözleşmeye aykırı eylemleriyle birlikte muaccel borçlarını da hiç ve/veya gereği gibi ifa etmemiş olduğunu, zararların tazmini talepli …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasından icra takibine geçilmiş olduğunu, davalı tarafların hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli bir şekilde ödeme emrine itiraz ettiğini, müvekkili ile davalı/borçlu taraflar arasında; müvekkilin ticari faaliyet yürüteceği “… … …” adresli kuaför salonunun iç tasarımının davalı taraflarca projelendirileceği ve uygulamasının yapılacağı hususlarında bir eser sözleşmesi akdolunduğunu, taraflar teklifnamede yer alan şartlar hakkında anlaşmış olduğunu ve işin başında … banka hesabına 15.02.2019 tarihinde 3.000-Euro ödeme yapmış olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimini ifa etmesine rağmen … … ilgili projeyi 20 iş günü içerisinde teslim etmemekle birlikte; müvekkilin görüşme taleplerini yanıtsız bırakmış olduğunu, davalı taraflarca sözleşmeden doğan borçlarından rölüye çizimi, yerleşim planlarının hazırlanması, mekan altyapısının oluşturulması, projenin 3 boyutlu mimari çizimlerinin hazırlanması, kullanılacak materyallerin bilgilerinin sunulması, iş listesinin hazırlanması ve planlanması, imalatı gerçekleştirilecek ürünlerin teknik çizimlerinin hazırlanması vb. en nihayetinde projenin 20 iş günü içerisinde tamamlanması hususlarındaki borçları hiç ve gereği gibi ifa edilmemiş olduğunu, 15.02.2019 tarihinde başlayan işin, 06.04.2019 tarihinde yani işin son teslim tarihinden tam 22 gün sonra taraflarına gönderildiğini, … ve Projeden Sorumlu Mimar …’ın müvekkilinin onayına sunulan ancak henüz onaylanmamış proje tasarım görsellerinin davalı firmaya ait “…” hesabında müvekkilinin logosu ve adresli olacak şekilde paylaştığını, İş bu zararların tazmini için ise 10.000-TL kötü niyetli ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket eden davalılardan talep edildiğini, işin anlaşma şartlarına aykırı olarak geç teslimi nedeniyle müvekkilinin iş yeri açılışını 2 ay ertelemek zorunda kaldığını, bundan bahisle daha önce randevu defterine yazılan 2 aylık iş programını iptal etmiş olduğunu, 8.000-Euro zarara uğramış olduğunu, Ayrıca davalıların haksız eylemleri nedeniyle kullanmaya başlayamadığı iş yerine 2 aylık toplam 2.000-Euro fazladan kira ödemesi yapmak zorunda kalmış olduğunu, müvekkilinin maruz kaldığı hukuka ve sözleşmeye aykırı eylemlerin daha fazla zarara sebebiyet vermemesi ve en nihayetinde müvekkil haklarının korunması için sözleşmeden döndüğümüzü bundan bahisle ödenen bedellerin iadesi ve müvekkilin zararlarının tazmini taleplerini içerir T.C. … Noterliği 2… Tarih, … Yevmiye No’lu ihtarname davalı taraflara gönderilmiş olduğunu, davalılar ile tazminat taleplerinin ödenmesi hususunda yapılan şifahi görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla taraflarınca … İcra Md. …. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını belirterek, davanın kabulü ile davalıların haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
“Müvekkili … ile davacı arasında sadece proje çizimine ve üç boyutlu sunumunun yapılmasına ilişkin sözleşme içeriği ile ilgili sözlü olarak anlaşılmış, bu iş karşılığında 25.000 TL ücret ödeneceği kararlaştırılmış, bu anlaşma kapsamında davacı taraf müvekkiline banka kanalıyla 17.000 TL’ye tekabül eden 3.000 Euro ödeme yapmış olduğunu, Delillerimiz içerisinde yer alan whatsapp yazışmalarından da anlaşılacağı üzere tüm proje çizimi ve projeye uygun üç boyutlu görseller davacı tarafa teslim edilmesine rağmen davacı taraf bakiye ücreti ödememek için haksız olarak müvekkilinden talepte bulunmuş, icra takibi başlatarak dava açmış olduğunu, müvekkili davalı … ve davacı … arasında yapılan Whatsapp mobil uygulaması üzerinden yazışmalar ve karşılıklı gönderilen e-postalar ile şekillenmiş bir teklifnameye (“Teklifname”) dayanmakta olduğunu, Teklifnamenin …, … … adresli makyaj salonunun iç tasarımına esas alınacak bir proje çizimi yapılması taahhüdünü içerdiğini, tarafların mevzubahis proje çizimi işi için 25.000,00 Türk Lirası + KDV ödenmesi konusunda anlaşmış olduğunu, Buna rağmen, … gönderdiği gün yaklaşık 17.000,00 Türk Lirası’na tekabül 3.000,00 Euro’luk bir ödeme yapmakla yetindiğini ve sonrasında herhangi bir ödeme yapmamış olduğunu, müvekkili …’nın, Teklifname’de belirlenen vade olan, 20 iş günü içerisinde proje çizimini tamamlayarak, Whatsapp mobil uygulaması üzerinden davacı …’e teslim etmiş olduğunu,
görev itirazlarının kabulüne, dosyanın görevli ve yetkili Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, mesnetten yoksun davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacı; … kuaför salonu açacağını tasarım ve iç dizayn hususunda davalılar ile anlaştığını, ödemesi gereken bedeli ödediği halde, davalılar tarafından işin zamanında teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşmeden döndüklerini, uğradıkları zarar nedeniyle başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptalini talep etmiş, davalılar ise davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu çekişmesizdir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 12. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 15. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararına göre; Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Eldeki dava açısından durum değerlendirildiğinde, davacının kuaförlük icra etmek niyetinde olduğu, ticari defterinin bulunmadığı, henüz faaliyete başlamadığı, davacının çalışmasının daha çok bedeni çalışmayı gerektirdiği anlaşıldığından uyuşmazlığın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Aynı yönde İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesinin 2017/146-137 E.K. Sayılı kararı ile Ankara BAM 27. Hukuk Dairesinin 2018/1122-897 E.K. Sayılı kararı )
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı asil ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/10/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı