Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/502 E. 2019/1036 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/502 Esas
KARAR NO : 2019/1036

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … Site Yönetimi’nin yaptırdığı peyzaj işlerine ilişkin olarak 2018 yılı cari hesap alacaklarına istinaden, davalı site yönetimi aleyhine 08/05/2019 tarihinde Büyükçekmece… İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davayı borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafından 16/05/2019 tarihinde haksız ve yersiz olarak borca, ferilere ve faize itiraz edildiğini, davalı site için yapılan peyzaj bakım işlerine ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların borçluya iletildiğini, davalı tarafın sorumluluktan kaçma amacıyla yaptığı söz konusu itirazın haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve sadece takibi durdurmaya yönelik olduğunu belirterek itirazın iptaline, alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili site yönetiminin, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre oluşturulduğunu, belirli bir süre için kat malikleri adına görev yapan kişilerden oluşan hukuki bir yapı olduğunu, ancak bu yapının bir tüzel kişiliğinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin tacir vasfının bulunmadığını, site yönetim yapılarının ticari işletme vasfının da bulunmadığını, bu nedenle yapılan işlerin hukuken ticari niteliğinin de bulunmadığını, açılan bu davada görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olmadığını, bu yüzden görevsizlik kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, fatura ve cari hesap ekstresine dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı icra takip dosyası, banka kayıtları, ticari defterler ve muhasebe kayıtları, faturalar, Yargıtay kayıtları, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif, isticvap, yemin ve sair delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; Bahçe Bakım Anlaşması, davalı tarafça Büyükçekmece … Noterliği’nden gönderilen 10/12/2018 tarihli ve …yevmiye numaralı ihtarname, …A.Ş. tarafından düzenlenen fatura, Büyükçekmece … Noterliği’nce 20/02/2018 tarih ve… yevmiye numaralı imza sirküleri, Büyükçekmece … Noterliği’nde 20/06/2017 tarih ve … yevmiye numarası ile düzenlenmiş vekaletname,… tarafından davacı şirket adına gönderilen talep ve imzalanan belge delillerine dayanmıştır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır.
6502 sayılı kanunun 83/2 maddesinde ise taraflarından birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlemiştir. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması onun tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Davalı tarafça dosyaya sunulan 12/04/2918 tarihli ve 01 Nisan 2018 – 31 Mart 2019 tarihleri arasındaki dönemde geçerli 1 (bir) yıl süreli “… Yönetimi” başlıklı 2 (iki) sayfadan ibaren bahçe bakım sözleşmesi, özetle davalı sitenin bahçe bakımı, ilaçlama, sulama ve diğer peyzaj işlerini kapsamakta olup; niteliği bir tür hizmet alım sözleşmesidir.
Somut olay değerlendirildiğinde, davacı ile davalı site yönetimi arasındaki uyuşmazlık, davalı sitenin hizmet alan taraf olduğu bahçe ve peyzaj düzenlemesi ve bakım hizmetlerine ilişkin olarak taraflar arasında akdedilmiş “Bakım Şartnamesi … Yönetimi” başlıklı sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Davalı …Site Yönetimi söz konusu sözleşmede ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden tüketici konumunda olup, hizmeti sağlayan davacı ise ticari amaçla hareket eden şirket olduğuna göre dava, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmaktadır. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2019 tarih; 2016/19997 E. ve 2019/9900 K. sayılı ilamında da bu husus açıkça belirtilmektedir. Yine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2010 tarih; 2010/1744 E. ve 2010/8139 K. sayılı kararı da benzer şekildedir.

Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Kaldı ki davalı taraf görev itirazında da bulunmuştur.
6502 sayılı Yasa’nın 72. maddesi uyarınca tüketici işleminden doğan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi görevli olup; işbu davada da Ticaret Mahkemesi değil Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek HMK.’nun 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, yine HMK.’nun 115. maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği de gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-c bendi gereğince mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK 20. maddesi gereğince süresinde talep halinde dosyanın Nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davlı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/12/2019

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.