Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/457 E. 2023/109 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/457 Esas
KARAR NO :2023/109

DAVA:Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:04/03/2014
KARAR TARİHİ:15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin dedesi adına düzenlenmiş 20.08.1924 tarihli 10 TL nominal değerli kurucu hisse senedi bulunduğunu, davalı tarafından bildirilen senedin yaklaşık değerinin 828,47 TL olduğu yönündeki cevabı kabul etmediklerini, sermaye artırımına gidilirken hissedarlara bilgi verilmediğini, rüçhan haklarının kullandırılmadığını ileri sürerek davalı bankanın 4 milyon TL sermayesini temsil eden 10 TL nominal değerli hisse senedinin bugünkü değerinin ve geçmişe dönük kâr payının tespiti ile senet değerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; mecburi dava arkadaşlığı nedeniyle davanın bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiğini, yasal süresi içinde kaydileştirme talebinde bulunulmadığından talebin zamanaşımına uğradığını, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13/4. maddesi uyarınca kaydileştirilmeyen hisse senedine ilişkin hak sahipliğinin son bulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacının murisine ait hisse senedinin bugünkü değerinin ve geçmişe dönük kâr paylarının tespiti ile senet değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 15/10/2015 tarih ve 2014/82 Esas – 2015/707 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, mahkememizin kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/5456 Esas – 2017/3636 Karar sayılı ilamı ile bozulmakla, bozma ilamı doğrultusunda devam olunan yargılamada;
Aktif dava ehliyeti 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d bendi uyarınca dava şartı olup, taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınmalıdır.
Davacı vekili 10/11/2022 tarihli beyan dilekçesinde ve 15/02/2023 tarihli oturumda; eldeki davadaki talebinin davacının miras payı oranında tahsil istemine ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Murisin ölümü ile birlikte tüm mirasçılar tereke üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hakkına sahip olur. Terekeye iade istemli davaların tüm mirasçılar tarafından birlikte yürütülmesi veya terekeye temsilci tayini suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekir.
Ne var ki eldeki davada davacı, alacağın terekeye iadesini talep etmeyip miras hissesi oranında tahsil talebinde bulunduğundan ve elbirliği hükümlerinin geçerli olduğu terekeye ilişkin bir mirasçının miras payı oranında alacak talep etme hakkı bulunmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/2596 Esas- 2019/1665 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2007/8169 Esas- 2008/10337 Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL. karar ve ilam harcının peşin yatırılan 25,20-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 154,7‬0-TL eksik harcın davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 58,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır