Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/454 E. 2020/357 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/454
KARAR NO: 2020/357

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/07/2019
KARAR TARİHİ:16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan ve yukarıda tarafları, konusu, esas – karar numarası yazılı bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … şirketi arasında 13/04/2017 başlangıç – 13/04/2018 bitiş tarihli, … Poliçesi akdedildiğini, 19/09/2017 tarihinde gerçekleşen kazada müvekkilinin maliki olduğu araçta meydana gelen hasarın mezkur kasko kapsamında giderilmesi için 21/09/2017 tarihinde davalı şirkete başvuru yapıldığını, 02/10/2017 tarihinde geri dönüş yapabilen davalının haksız ve poliçe şartlarına aykırı davranarak ilgili kaza hakkında müvekkiline ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, lakin herhangi bir dayanak öne sürmediğini, davalı şirket ile yapılan görüşmelerde hiçbir şekilde olumlu cevap alınamadığını, davalı tarafça kasko poliçesine aykırı davranılarak müvekkilinin mağdur edildiğini, 19/09/2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu araçta oluşan hasarın tamir edilerek giderilmesi sonucu müvekkili tarafından ödenmek durumunda kalınan masrafa ilişkin olarak 14/05/2018 tarihli fatura tahakkuk ettirildiğini, sonrasında ödeme yapmaktan imtina eden davalı şirket aleyhine…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, itirazın iptali ve takibin devamına, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 13/04/2017 tarihinde tanzim edilen … poliçe nolu … Sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, davacı tarafça dava öncesinde ticari davalar yönünden dava şartı olan arabuluculuğa başvurmadığını, bu nedenle öncelikle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın davaya konu yaptığı taleplerinin poliçe teminatının kapsamı dışında olduğunu, ilgili dosyada sigortalı araç sürücüsünün …’li olduğunu, sürücünün ehliyeti …’den alındığından ve sürücü 1 yıldan fazla süredir …’de olmasına rağmen ehliyetini değiştirmediğinden, ehliyetinin geçersiz olduğunu, sigortalı aracın yeterli sürücü belgesine sahip olmayan kimse tarafından kullanıldığı sırada hasarın meydana geldiğini, bu nedenle dava konusu taleplerin teminat kapsamı dışında kaldığını ve haksız olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın mevzuat ve sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülüklerini de yerine getirmediğini, davacının aracın tamirine ilişkin süreçte anlaşmalı servisi tercih etmediğini ve aracını özel servise götürdüğünü, sözkonusu ihbar neticesinde eksper ataması yapıldığını, ancak davacının eksper incelemesinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için gerekli evrakları müvekkili sigorta şirketine iletmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı kapsamı ve limitleri ile sınırlı olduğunu, kabul manasına gelmemek üzere davada talep edilen faizin de dava tarihinden itibaren ve yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın gerek usulden gerekse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 19/09/2017 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davacının maliki olduğu ve davalı … şirketi tarafından genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalanmış … plakalı araçta meydana geldiği iddia edilen hasarın tamiri ile giderilmesi için araç sahibi davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan tamirat bedelin tahsiline yönelik olarak…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla davalı … şirketi aleyhine girişilen ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında çözümlenmesi gerekli uyuşmazlığın, davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı aracın dava dışı … uyruklu araç sürücüsüne ait olan ve … makamlarınca düzenlenmiş bulunan sürücü belgesinin geçerli olup olmadığı, oluşan hasarın, Kasko Genel Şartlarının A.5.4 maddesi gereğince poliçe teminatı kapsamı dışında kalıp kalmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyası, … nolu … Sigorta Poliçesi, … Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen ve dava dışı … uyruklu sürücünün …’ye giriş-çıkış tarihlerini gösteren kayıtlar, fatura, hasar başvurusuna iliykin talebin davalı … şirketince reddedildiğine dair ekran görüntüsü, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; hasar dosyası, … Sigorta Poliçesi, trafik kazası tespit tutanağı, Yargıtay kararları, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve başkaca her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı … şirketi vekili tarafından her ne kadar cevap dilekçesinde; davacının dava öncesinde ticari davalar yönünden dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurmadığını, bu sebeple somut davada zorunlu arabuluculuk dava şartının mevcut olmadığını iddia ederek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini talep etmiş ise de davacı tarafça dava dilekçesi ekinde dava öncesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair son tutanak örneğinin sunulmuş olması, sonrasında ise anılan son tutanak aslının dilekçe ekinde mahkememize sunulmuş olması karşısında, davalı tarafın bu yöndeki itirazlarının haklı ve yerinde olmadığı anlaşılarak davanın esasına girilmiştir.
Mahkememizce…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının UYAP örneği celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden, davacı … vekili tarafından 14/05/2018 tarihinde davalı …. aleyhine 5.700,00-TL. fatura (asıl) alacağı üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 16/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket vekili tarafından yasal süresi içerisinde 21/05/2018 tarihinde takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, icra takip dosyasında davalı borçlu şirketin borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya ve/veya vekiline tebliğ edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığından davacı dosya alacaklısı tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Mahkememizce hasar dosyasının celbi için davalı … şirketine müzekkere yazılmış ve hasar dosyasının eksiksiz bir örneği mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır. Ayrıca mahkememizce … İl Emniyet Müdürlüğü ile … Valiliği’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak davaya ve kasko poliçesine konu … plakalı aracın kazaya karışan sürücüsü …’nin …’ye giriş-çıkış kayıtlarının araştırılarak gönderilmesi istenmiştir. … Valiliği – … Göç İdaresi Müdürlüğü’nin 08/08/2019 tarihli – … sayılı cevabi yazısı ve ekleri ile … İl Emniyet Müdürlüğü’nün 10/09/2019 tarihli – … sayılı cevabı yazısı ve ekinde yer alan ilgilinin giriş-çıkış kayıtları dosya içerisine alınmıştır. Gelen yazı eklerinde; 19/09/2017 tarihinde meydana gelen kazaya karışan … plakalı aracın … uyruklu sürücüsü …’nin 15/07/2017 tarihinde yani kazadan yaklaşık 2 (iki) ay kadar önce … Sınır Kapısı’ndan …’ye giriş yaptığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın niteliği itibarı ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkememizce 18/12/2019 tarihli duruşmada dosyanın alanında uzman bir kusur, bir sigortacı ve bir de makine mühendisinden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilerek; iddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Sonrasında 24/01/2020 tarihli tutanakla dosya, tüm ekleri ile dosyaya sunulan ve getirtilen tüm belgelerle birlikte rapor düzenlenmek üzere bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 17/02/2020 tarihli raporda özetle; 19/09/2017 tarihinde meydana gelen kazanın dava dışı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki, davacı … adına kayıtlı ve davalı …. tarafından … Sigortası poliçesi ile sigortalı … plakalı … model … marka aracın, dava dışı sürücü … yönetimindeki yine dava dışı … adına kayıtlı …… plakalı … model … marka ticari otomobille çarpışması sonucunda meydana geldiği, … plakalı aracın çarpışmanın etkisiyle savrulduğu ve park halindeki … plakalı dava dışı araca çarptığı, kaza sonucunda … plakalı araçta maddi hasar oluştuğu, davalı şirkete sigortalı ve davacı adına kayıtlı … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’nin hatalı sevk ve idaresinin kazanın oluşumunda birinci derecede ve takdiren %75 (yüzde yetmişbeş) oranında etkili bulunduğu, … plakalı ticari otomobilin dava dışı sürücüsü …’ın ise hatalı sevk ve idaresinin kazanın oluşumunda ikinci derecede ve takdiren %25 (yüzde yirmibeş) oranında etkili olduğu, … plakalı dava dışı aracın sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde etkili herhangi bir hatalı davranışının bulunmadığı, dosyada mevcut genişletilmiş kasko poliçesi incelendiğinde kaza tarihi olan 19/09/2017 tarihinde poliçenin yürürlükte olduğunun anlaşıldığı, kasko sigortasının kapsamının Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.l maddesinde genel olarak düzenlendiği, yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre; dış ülkelerden alınan sürücü belgeleri ile ülkemize giriş yapıldığı tarihten itibaren 6 (altı) aylık süre için araç kullanılabileceği, somut olayda … plakalı aracın … uyruklu sürücüsünün sürücü belgesinin (ehliyetinin) D2 sınıfı olarak düzenlendiği, ilgili yönetmelik hükümlerine göre D sınıfı sürücü belgesi olanların C, B ve F sınıfı araçları kullanabileceği, dosyaya gelen … Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün 10/09/2019 tarihli yazısına göre dava konusu … plakalı aracın sürücüsü …’nin …’ye giriş yaptığı tarihin 15/07/2017 tarihi olduğu, davaya konu kazanın ise 19/09/2017 tarihinde meydana geldiği, yani kazanın … uyruklu sürücünün …’ye giriş yaptığı tarihten itibaren 2 ay sonra meydana geldiği, dolayısıyla mevzuattaki 6 aylık sürenin dolmadığı, kazanın teminat kapsamında kaldığı ve davacının hasar talebinin yerinde olduğu, dava konusu … plakalı aracın…’daki onarımı için davacı tarafından ödenen 5.700,58-TL. onarım bedelinin ise kadri marufunda bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
TTK.’nun 1409/1 maddesine göre; sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. TTK.’nun 1409/2 maddesine göre ise; sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. Yine TTK.’nun 1421. maddesine göre; aksine sözleşme yoksa sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksitin ödenmesi ile başlar. Bir başka ifade ile sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumludur.
Davaya konu … plakalı aracın davacı …’e ait olduğu ve 13/04/2017 ile 13/04/2018 tarihleri arasındaki dönemini kapsar şekilde davalı … şirketi tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf; kaza tarihinde araç sürücüsünün geçerli ehliyetnamesinin bulunup bulunmadığı, hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında olup olmadığı var ise alacak miktarına ilişkindir.
Kasko Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının A.5 maddesinde sigorta teminatı dışında tutulan haller tek tek ve tahdidi olarak sayılmış olup, genel şartların A.5.4 maddesine göre; poliçede gösterilen taşıtın, Karayolları Trafık Kanunu hükümlerine göre, gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, teminat kapsamı dışında tutulmuştur.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 88. maddesine göre, dış ülkelerden alınan sürücü belgeleri ile ülkemize giriş yapıldığı tarihten itibaren en fazla 6 (altı) ay süre ile araç kullanılabileceği, 6 (altı) ayın sonunda ülkemizde araç kullanılabilmesi için dış ülkelerden alınan sürücü belgelerinin ülkemiz sürücü belgesi ile değiştirilmesi zorunlu tutulmuştur.
Somut olayda; mahkememiz dosyasına gönderilen … İl Emniyet Müdürlüğü’nün 10/09/2019 tarih – … sayılı cevabı yazısında ve ekinde yer alan sürücü …’nin ülkeye giriş-çıkışlarını gösteren kayıtlara göre … 19/09/2017 tarihinde meydana gelen kazadan yaklaşık 2 ay önce 15/07/2017 tarihinde …’ye giriş yapmıştır. Yani … plakalı aracın sürücüsü …, …’ye giriş yaptığı tarihten itibaren 6 aylık süre henüz dolmadan 19/09/2017 tarihinde davaya konu kazaya karışmıştır. Yukarıda anılan yönetmelik hükmüne göre, … uyruklu sürücü … makamlarından aldığı geçerli ehliyeti ile ülkemize giriş yapıldığı tarihten itibaren 6 (altı) aylık sürede araç kullanabileceğinden ve kaza tarihi itibariyle sigortalı araç sürücüsünün geçerli bir ehliyetnamesi bulunmakta olduğundan gerçekleşen rizikonun sigorta teminatı kapsamında olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine ve dosyada mevcut belgelere uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davalı şirkete sigortalı ve davacı adına kayıtlı, … plaka numaralı kamyonetin dava dışı sürücüsü …’nin hatalı sevk ve idaresinin kazanın oluşumunda %75 (yüzde yetmişbeş) oranında etkili bulunduğu, … plaka numaralı ticari otomobilin dava dışı sürücüsü …’ın hatalı sevk ve idaresinin kazanın oluşumunda %25 (yüzde yirmibeş) oranında etkili olduğu ,… plaka numaralı dava dışı aracın sürücüsünün ise kazann oluşumunda etkili herhangi bir hatalı davranışının bulunmadığı, … plakalı aracın …’daki onarımı için ödenen 5.700,58-TL. onarım bedelinin kadri marufunda bulunduğu, davacının hasar talebinin yerinde ve haklı olduğu, davalı … şirketinin TTK.’nun 1409/1 maddesine göre sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan hasar onarım bedeli (fatura bedeli) olarak 5.700,58-TL. alacağının bulunduğu tespit edilmiş ise de, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı tarafın davalıdan takip tarihi itibariyle 5.700,00-TL. tutarında alacaklı olabileceği, açıklanan nedenlerle davalının takibe yönelik itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve itirazın da İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, ayrıca haklı bulunan alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olmayıp yargılama sonucunda belirlenebilecek nitelikte olduğundan, davacının icra inkar tazminat talebinin de yerinde olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile;
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı … şirketinin 5.700,00-TL. asıl alacağa ilişkin itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 389,37-TL karar ve ilam harcından 97,68-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 291,69-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 2.673,53-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak 2 (iki) hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile yine HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.16/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır