Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/452 E. 2020/524 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/452 Esas
KARAR NO:2020/524

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/07/2019
KARAR TARİHİ:06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı taraf arasında, … İli, … İlçesi, … Mahallesi’nde bulunan eski ada parsel numarası … ada/ … ve … parsel olmakla birlikte, yeni ada parsel numarası … ada … parsel olan arsa vasıflı taşınmaza ilişkin olarak, ilk olarak …Noterliği tarafından düzenlenen 20/08/2014 tarihli gelir paylaşımı usulü ile konut yapılması işine ilişkin sözleşme imzalandığını, daha sonra 07/12/2016 tarihinde ana sözleşmeye bağlı olarak arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı usulü ile konut yapılması işine ait sözleşmenin kısmen kat karşılığı usulüne çevrilmesine dair ek protokol imzalandığını, ana sözleşmenin kısmen kat karşılığı usulüne çevrilmesine ilişkin protokolde teslime ilişkin bu hükümleri bertaraf edici özel bir düzenleme bulunmamakta olduğunu, protokolde hüküm bulunmayan hallerde ana sözleşme hükümlerinin geçerliliğini koruduğu da açıkça yazılı olduğunu, tüm bu hükümlerden çıkan sonuca göre teslimin gerçekleşmiş sayılması için tüm konutların, ticari alanların, sosyal donatı alanlarının, açık/kapalı otoparkların, her türlü teknik alt yapının, çevre tanziminin, peyzaj düzenlemesinin, sözleşme şartları, teknik şartname, mahal listesi, imar mevzuatı, imar durumu, inşaat ruhsatına, plan projesin uygun bir şekilde tamamlanarak iskan ruhsatlarının ve kat mülkiyeti tapularının alınmış olmasının gerekli olduğunu, oysa tüm bu şartlar davalı yüklenici tarafından zamanında ifa edilmeyerek teslimde temerrüde düşüldüğünü, teslimde temerrüt durumu ile ilgili ilk olarak 17 Kasım 2017 tarihinde, … Noterliği marifetiyle … yevmiye no.lu ihtarname keşide edilerek davalıya gönderildiğini, ilk ihtarnameden uzun bir süre sonra davalı müteaahhit karşı tarafça müvekkiline teslim işleminin 03/08/2018 tarihinde yapılacağına dair teslim davet yazısı gönderilmişse de belirtilen tarihte teslimin gerçekleşemeyeceğinin anlaşılması üzerine taraflarınca yine … marifetiyle tanzim edilen 03/08/2018 tarih, … yevmiye no.lu ihtarname keşide edilerek konutların ve ticari alanların sözleşme şartlarına göre halen bitirilmediği ve sözleşme ile ek protokolde yazılı tüm hak ve alacakların tazmini için tüm yasal hakların kullanılacağı ihtar edildiğini, bu ihtarnamelerle de yetinilmeyerek son olarak mevcut fiili durumun fotoğraflarla da belgelenmesi adına 23/11/2018 tarihinde, … yevmiye no.lu ihtarname marifetiyle çekilen toplam onbir (11) adet fotoğraf gönderilerek teslimde gecikme durumu bir kez daha ihtar edildiğini, sonuç olarak davalı yüklenici, sözleşme tarihinden itibaren toplam teslim süresi olan otuz altı (36) ay içerisinde sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak ifa edemeyerek temerrüde düştüğünü, açıklanan nedenlerle tüm deliller toplandıktan sonra mahkemece tayin edilecek mimar, inşaat mühendisi, hukukçu bilirkişi heyetinin gerekirse mahallinde keşif yapılarak teslimde gecikme süresi, bu süre içerisinde sözleşme şartları ve rayiç kira bedellerine göre tahakkuk edecek olan kira kaybı bedelleri, cezai şartın süre yönünden talep edilebilir olup olmadığı, imalatın onaylı mimari projeye uygun olup olmadığı konularında teknik rapor tanzim etmesine, tüm deliller toplandıktan ve bilirkişi heyeti tarafından rapor tanzim edildikten sonra HMK m.107’de belirtildiği üzere gecikme süresi, buna bağlı olarak kira kaybı haricinde cezai şart bedelini talep hakkının doğup doğmadığı ile bu süre içerisindeki güncel kira kaybı bedeli belirleneceğinden cezai şart da dahil olmak üzere fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları da talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, alacaklarının faizi ile birlikte tahsiline, vekalet ücreti ve masrafların da davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; usule ve esasa ilişkin itirazlarının bulunduğunu, davacının davasını belirsiz dava olarak açmasının mümkün olmadığını, sırf taraflar arasında alacak miktarı bakımından uyuşmazlık bulunması, talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması anlamına gelmeyeceğini, davacıya harç yatırması için ek süre verilmeden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı taraf teslim edilmediğini, teslime hazır olmadığını iddia ettiği bağımsız bölümlerin satışını ve tapu devrini üçüncü kişilere yaptığını ve hali hazırda müşterilerinin oturmaya devam etmekte olduğunu, davacı tarafın işin gecikmesi için kötü niyetli davranışlarda bulunduğunu, dilekçede açıklanan tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava taraflar arasında imzalanan Gelir paylaşımı usulü ile konut yapılması işine ilişkin sözleşme ve yapılan ana sözleşmeye bağlı arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı usulü ile konut yapılması işine ait sözleşme gereği, işin süresinde bitirilmemesi gereği kira kaybı, cezai şartın süre yönünden talep edilebilir olup olmadığına dair tespit ve cezai şart istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davanın, açıkça HMK’nın 107. maddesine dayalı belirsiz alacak davası olduğunu belirtmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesine göre davacı davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını ya da değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açabilecektir. Talep sonucunun belirlenmesinin imkansız olması çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu imkansızlık biyolojik, hukuki veya zararın belirlenmesinin subjektif unsurlara dayalı olması nedeniyle subjektif nedenlerden kaynaklanabilir. (Medeni Usul Hukuku Cilt 2 15. Basım Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, sayfa 1028 ve devamı)
Belirsiz alacak davasının açılabilmesine ilişkin ikinci durum ise talep sonucunun belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olmasıdır. Davacı kendisinde eksik olan uzmanlık nedeniyle talep sonucunu tam olarak belirleyemeyebilir. Belirsiz alacak davası davacının dilekçesinde talep sonucunu belirleyemediği veya belirlemesinin imkansız olduğu hallerde açılabilecek bir dava olup davacının dava dilekçesinde yer verdiği bilgilerden ve sunduğu delillerden alacak miktarının belirlenebilir olduğunun anlaşılması halinde, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekir.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; davacı dava dilekçesinde sözleşmeye göre inşaatın ne kadar sürede yapıldığının belirlendiğini, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 6 ay içerisinde inşaat ruhsatının alınacağını, inşaat ruhsatının alınmasından itibaren 30 ay içerisinde işin tamamlanacağını, sözleşmenin 20.08.2014 tarihinde imzalandığını, en geç 20.02.2015 tarihine kadar inşaat ruhsatının alınması gerektiğini, ancak davacının ruhsat için başvuru yapmadığını, 17 Kasım 2017 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, 03.08.2018 tarihinde teslim yapılacağına dair teslim davet yazısı gönderildiğini ancak teslimin gerçekleşmediğini, davalının üzerine düşün teslim yükünü yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü, taraflar arasında yapılan sözleşme gereği teslim tarihinin 20.08.2017 olduğunun açık olduğu belirtmiştir.
Davacı taşınmazın özellikleri ve mahalli rayici dikkate almak suretiyle isteyebileceği aylık kira bedelini bilmesi mümkündür. Diğer yandan dava dilekçesine ekli olarak sunulan sözleşmede işin süresinde bitirilmemesi halinde kira kaybı hariç cezai şart olarak 3.000.000 USD’nin ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Bu durumda 10.000 TL dava değeri üzerinden istenebilecek kira bedeli, cezai şart ve cezai şartın istenebilir olup olmadığının tespiti için belirsiz alacak davası olarak dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta sözleşmede cezai şart maktu olarak kararlaştırılmış olup, davacı tarafından kira kaybı belirlenmesinde engel bir durum yoktur. Bu durumda davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır bu nedenle davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-) Davanın HMK.’nun 114/1-h maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.’nun 115/2 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE
2-)Alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcını peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine
3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
4-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine,
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır