Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 E. 2021/589 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/437 Esas
KARAR NO:2021/589

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:16/07/2019

BİRLEŞEN
…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … KARAR NO: …

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:17/07/2019
KARAR TARİHİ:08/07/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davaların mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin %23,48 oranında paya sahip ortağı olduklarını, davalı şirketin ertelenen 30/04/2019 tarihli 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında, davalı şirket tarafından hesap verme ve dürüstlük ilkelerine aykırı davranıldığını, yönetim kurulu faaliyetlerinin kanuna aykırı olduğunu, finansal tabloların gerçeği yansıtmadığını, şirket tarafından kanuna aykırı işlemler yapıldığını, pay sahiplerinin bilgi alma haklarının sınırlandığını, yönetim kurulu üyelerinin kanuna aykırı şekilde ibra edildiğini, YK Başkanı …’ın oy kullanmaması gerekirken, ibra kararının alınmasında etkili olduğunu, yönetim kurulu üyelerine fahiş oranda zam yapılmasına karar alındığını, yapılan artışın makul oranda olmadığını, kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ana sözleşmenin maksat ve mevzuu ile ilgili 3.maddesinin tadiline ilişkin alınan kararın şirket menfaatine aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigaline müsaade edilmesine ilişkin alınan kararda YK Başkanı …’ın oy kullandığını, bu nedenle alınan kararın kanuna aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin kendi menfaatlerine kullandığı şirket kaynaklarının istismarı söz konusu olduğunu, TTK 395 ve 396 md kapsamındaki izin verilmesi yönünde alınan kararın kanuna aykırı olduğunu; tüm bu dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, müvekkillerinin alınan kararlara muhalefet şerhi koyduğunu ve tutanağa işletildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle gündemin 3.maddesiyle alınan şirket bilançosu ve kar/zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin kararın, gündemin 4.maddesiyle alınan yönetim kurulu üyeleri…A.Ş. ve … A.Ş..’nin ibrasına ilişkin kararın, gündemin 5.maddesiyle alınan yönetim kurulu başkanına takdir edilen ücrete ilişkin kararın, gündemin 6.maddesiyle alınan şirket ana sözleşmesinin maksat ve mevzu ile ilgili 3.maddesinin tadil edilmesine ilişkin kararın, gündemin 7.maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigaline müsaade edilmesine ilişkin kararın iptallerine ve iptali istenen kararlara yönelik yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket faaliyet raporu ve finansal tabloları dürüst resim ilkesine ve hukuka uygun olarak düzenlendiğini, finansal tabloların uluslararası denetim şirketi tarafından denetlendiğini, şirket yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerinin giderlerinin fahiş olmadığını, yönetim kurulu üyelerinin ibra kararında yapılan müzakerelere katılabileceğini ve oy kullanabileceğini, genel kurul kararıyla YK Başkanı için ödenmesi kararlaştırılan ücretin, pay sahipliği haklarından bağımsız olarak YK Başkanının üstlendiği profesyonel yönetim vazifesinin, ifa ettiği görev, yüklendiği yükümlülük ve sorumlulukların karşılığı olarak TTK’nın 394/1.maddesi mucibince ödenmesi kararlaştırılan ücret olduğunu, ana sözleşmenin değişikliğinin piyasada daha rahat çalışma imkanı sağlandığını, şirketin ana iştigal konusunu terk etmediğini, aksine ek iştigal konuları eklediğini, alınan kararın kanuni nisaplara uygun olduğunu, mevzuat ve esas sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil etmediğini; yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 md göre verilen izinlerin hiçbir zaman grup dışı şirketlerde faaliyet izni olarak verilmediğini, bu nedenle yönetim kurulunun kişisel menfaatini doğuran bir durum söz konusu olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduklarını, davalı şirketin 30/04/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında müvekkilleri tarafından alınan tüm kararlara ret oyu kullanıldığını ve muhalefetlerinin tutanağa geçirildiğini, bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında müvekkilleri tarafından yöneltilen sorulara verilen cevapların yetersiz kaldığını, dürüst hesap verme ilkelerinin uygulanmadığını; şirket faaliyet raporunun ve finansal tablolarının gerçeği yansıtmadığını, yukarıda belirtildiği üzere müvekkili sorularının cevapsız bırakıldığını, verilen bilgilerin dürüst hesap verme ilkesine aykırı olduğunu; yönetim kurulu üyeleri …, Soyak Holding A.Ş. ve … A.Ş.’nin ibrasına ilişkin karara oydan yoksun kişilerin oy kullandığını ve bu şekilde ibra edildiklerini, YK Üyelerinin ücret ve prim haklarının dürüstlük kuralına aykırı olarak belirlendiğini, şirket ana sözleşmesinin tadili nedeniyle şirketin uzmanlığı olmayan faaliyet alanına itilerek risk altına sokulduğunu, şirket konusu işlerle iştigaline müsaadesine ilişkin alınan kararın, yine oylamada oy hakkı bulunmayan yönetim kurulu üyelerinin oylarıyla alındığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirket 30/04/2019 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 2, 3, 4 (…’ın ibra edilmemesine ilişkin kısım hariç), 5, 6, 7 nolu kararların iptaline, kararların yok hükmünde olduğunun veya butlanının tespitine; şirket kar payı miktarının tespiti ile paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl davaya bildirdiği nedenlerle ve birleşen davada talep edilen gündemin 2.nolu maddesiyle alınan karar yönünden, faaliyet raporunun sadece müzakere edildiğini, onaylanmadığını, faaliyet raporunun müzakeresinin genel kurul kararı niteliğinde bulunmadığını, genel kurulda oylama yapılmadığını ileri sürerek asıl ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde bildirdiği nedenlerle birleşen davanın reddini savunmuştur.
Asıl dava; davalı şirketin 30/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6, 7 nolu kararların iptali istemine,
Birleşen dava; aynı genel kurul toplantısında alınan 2, 3, 4, 5, 6, 7 nolu kararların butlan veya iptali ile şirket karının tespiti ile pay sahiplerine dağıtılması istemine ilişkindir.
Olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 445.maddesi; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmünü içermekte olup;
Aynı yasanın 446.maddesi gereğince iptal davası açabilmek için toplantıda hazır bulunan ilgilinin karara olumsuz oy vermesi ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmesi veya divan başkanlığına vermesi yasal zorunluluktur. Bu bağlamda, asıl ve birleşen davacıların, davalı şirketin 30/04/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında iştirak ettikleri ve iptali istenen 2, 3, 4 (YK Başkanı …’ın ibra edilmemesine ilişkin kısmı hariç), 5, 6, 7 nolu gündem maddelerine olumsuz oy kullandıkları ve alınan karara muhalefet şerhi yazdırdıkları dolayısı ile dava açmaya hak ve sıfatlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalı şirketin merkez adresi itibariyle iş bu davaya bakmaya TTK’nın 445.maddesi gereğince mahkememiz yetkilidir. Toplantının yapıldığı tarih ve dava tarihi itibari ile asıl ve birleşen davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı şirketin 30/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan ve asıl ve birleşen davada iptali istenilen kararların TTK’nın 445.maddesi gereğince iptal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İddia ve savunmaların ileri sürülüş biçimine göre, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden asıl ve birleşen dava yönünden dava konusu yapılan genel kurul kararlarının iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi SMMM … ve şirketler hukuku konusunda uzman Prof. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 06/10/2020 tarihli raporun ve taraf vekillerinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 19/02/2021 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda özetle; asıl ve birleşen davacıların davalı şirketin ortağı oldukları, davacıların davalı şirketin 30/04/2019 tarihli genel kurul toplantısına vekilleri aracılığıyla iştirak ettikleri ve iptali istenen gündem maddeleri ile ilgili olarak muhalefet şerhlerini usulüne uygun biçimde zapta yazdırdıkları;
Yönetim Kurulu Faaliyet Raporlarının okunması ve müzakere edilmesine ilişkin gündemin 2.maddesiyle alınan kararın, faaliyet raporunun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenen yönetmeliğe göre usulüne uygun hazırlandığı ve iptal koşularının oluşmadığı, diğer yandan, bu gündem maddesinin yönelik onaylama ya da onaylamama yetkisi vermediği,
Bilanço ve Kar/Zarar Hesaplarının onaylanmasına ilişkin gündemin 3.maddesiyle alınan kararın, bilanço ve kar/zarar tablolarının açık anlaşılabilir nitelikte dürüstlük ilkesi kapsamında hazırlandığı, şirketin bağımsız denetim raporu ve YMM raporu bunu teyit ettiği, kararın oy çokluğu ile alındığı, kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı, dolayısıyla iptal koşullarının oluşmadığı;
Yönetim Kurulu Üyelerinin ibrasına ilişkin gündemin 4.maddesiyle alınan karara, yönetim kurulu üyelerinin kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını, kendilerinin ve yönetimde dahil diğer üyelerin oylamasında oy kullanamayacakları; bu kapsamda alınan kararda Yönetim Kurulu Başkanı …’ın ibra edilmediği ancak, diğer yönetim kurulu üyelerinin Yönetim Kurulu Başkanının oylarıyla ibra edildiği, YK Başkanı kanuna aykırı olarak diğer üyelerin ibrasında oy kullandığı, YK Başkanı …’ın diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasının oylamasında kullandığı oyları düşüldükten sonra geriye kalan oyların ibrada yeterli olmadığı, dolayısıyla anılan kararın kanuna aykırı olduğu ve bu nedenle iptal koşulunun oluştuğu;
Yönetim Kurulu ücret ve prim haklarının belirlenmesine ilişkin gündemin 5.maddesiyle alınan kararın;
TTK 394.maddesinde, yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödeneceğinin düzenlendiği, burada aranan kriterlerin, genel kurulun yapıldığı dönemde şirketin ortaklık yapısı, şirketin finansal durumu, şirketin geçmiş yıl uygulamaları, mali durum açısından şirketle benzer durumda bulunan şirketlerdeki emsal ücretler, yönetim kurulunun harcadığı emek ve mesai ile orantılı olması, pay sahiplerinin kardan pay alma haklarını ihlal etmeyecek olmasının arandığı;
Yine ücrete ilişkin olarak yapılan değerlendirmede eşitlik ilkesi de göz önünde bulundurulması gerektiği;
Bu açıklamalar doğrultusunda, şirket genel kurul toplantısında kar dağıtımına ilişkin herhangi bir karar alınmadığı, YK Başkanının ücretine zam yapılarak ödenmesinin pay sahipleri arasında eşitsizlik yarattığı, çoğunluğun gücünü kötüye kullanarak azınlığın menfaatlerinin ihlaline yol açtığının düşünüldüğü; bu yolla çoğunluğu elinde bulunduran ve aynı zamanda pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri karın dağıtılmaması kararından etkilenmediği, yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahiplerine nazaran kendilerini daha avantajlı konuma getirdiği; şirketin kar dağıtımı konusunda karar almaksızın bazı ortaklara ücret adı altında ödeme yapılarak eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturduğu, bu nedenlerle ücret ve prim haklarına ilişkin alınan kararın iptal koşullarının oluştuğu;
Şirket Ana sözleşmesinin Maksat ve Mevzu ile ilgili 3.maddesinin tadiline ilişkin gündemin 6.maddesiyle alınan kararın; oy çokluğu ile nisap sağlanarak alındığı, hukuka uygun olduğu, bu nedenle iptal koşullarının oluşmadığı;
TTK’nın 395. ve 396. maddeleri gereğince Yönetim Kurulu Üyelerine izin verilmesine ilişkin gündemin 7.maddesiyle alınan kararda, Yönetim Kurulu Üyesi pay sahiplerinin kendi yasağının kaldırılması kararına oy kullanamayacakları ancak, diğer üyelerin yasaklarının kaldırılmasında oy kullanabilecekleri; bu bakımdan YK Başkanı …’ın kendi yasağının kaldırılmasına ilişkin oylamada lehine oy kullanması ve kullandığı oyların düşümü sonucu olumsuz oyların fazla olması nedeniyle anılan kararın kendisi bakımından iptal koşullarının oluştuğu; diğer YK Üyeleri…A.Ş. ve … A.Ş.’nin YK üyesi sıfatıyla rekabet ve işlem yasaklarının kaldırılmasında, oydan yoksun olmayacağı, bu nedenle bu iki üye yönünden alınan kararın iptal koşullarının oluşmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu rapor ve ek raporu, asıl ve birleşen dava konusu yapılan 6 numaralı gündem maddesi ile alınan karar dışında kalan diğer kararlar yönünden gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, rapor ve ek raporlara yönelik tarafların itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların asıl ve birleşen davaya yönelik karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporu ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; asıl ve birleşen davacıların, hissedarı oldukları davalı şirketin 30/04/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısına iştirak ettikleri, iptali istenilen asıl ve birleşen dava konusu gündem maddelerine olumsuz oy kullandıkları ve alınan kararlara muhalefet şerhi yazdırdıkları, davacıların gündem maddelerine bağlı alınan kararların iptaline ilişkin dava açma koşullarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Birleşen davaya konu yapılan gündemin 2.maddesine ilişkin olarak;
Birleşen davacı tarafça birleşen davaya konu Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun Okunmasına ve Müzakere edilmesine ilişkin gündemin 2.maddesinin iptali istenmiş ise de; benimsenen bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda açıklandığı üzere, yönetim kurulu faaliyet raporunun görüşülerek müzakere edildiği; bu gündem maddesine ilişkin herhangi bir karar alınmadığı anlaşıldığından birleşen davaya yönelik bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve Birleşen davalara konu yapılan gündemin 3.maddesine ilişkin olarak;
Asıl ve birleşen davaya konu Bilanço ve Kar/Zarar Hesaplarının Onaylanmasına ilişkin gündemin 3.maddesiyle alınan kararın kanuna ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenmiş ise de; davalı şirket bilanço ve finansal tabloların usulüne ve kanuna ve dürüstlük ilkesine uygun olarak düzenlendiği, finansal tabloların birbirlerini teyit ettiği; kaldı ki anonim ortaklıklarda çoğunluk ilkesi gereği anılan genel kurul kararının oy çokluğu ile alındığı, kararın yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve Birleşen davalara konu yapılan gündemin 4.maddesine ilişkin olarak;
6102 sayılı TTK’nın 436.maddesi “Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz.
Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere, şirket yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy hakkını kullanamayacağı düzenlenmiştir.
Buna göre; asıl ve birleşen davaya konu Yönetim Kurulu Üyelerinin ibralarına ilişkin gündemin 4.maddesiyle alınan kararın, yine benimsenen bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, genel kurul toplantısında Yönetim Kurulu Başkanı …’ın, diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararda oylamaya katıldığı ve verdiği olumlu oylarla nisap sağlandığı, adı geçenin oy yoksunluğu haline göre kulanmış olduğu oylar dahil edilmediğinde bu kararın alınamayacağı; bu haliyle adı geçenin oylamaya katılmak suretiyle TTK’nın 436/2.md kapsamındaki yasağa aykırı karar alındığı, sözkonusu oyların kararın alınmasında etkili olduğu; açıklanan nedenlerle Yönetim Kurulu Başkanının ibra edilmemesi dışındaki diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin alınan ve dava konusu yapılan 4 nolu gündem maddesinin bu kısmının yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından iptaline karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve Birleşen davalara konu yapılan gündemin 5.maddesine ilişkin olarak;
Gündemin bu maddesi ile Yönetim Kurulu Başkanı …’ın almakta olduğu aylık 360.000 TL ücretin %10 oranında arttırılmasına ve satışlar üzerinden prim ödemesine karar verilmiştir.
TTK 394.maddesinde, yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödeneceği düzenlenmiş olup, burada, genel kurulun görev yapıldığı dönemde şirketin ortaklık yapısı, şirketin finansal durumu, şirketin geçmiş yıl uygulamaları, mali durum açısından şirketle benzer durumda bulunan şirketlerdeki emsal ücretler, yönetim kurulunun harcadığı emek ve mesai ile orantılı olması, pay sahiplerinin kardan pay alma haklarını ihlal etmeyecek olması koşulları aranmaktadır. Diğer yandan ücrete ilişkin olarak yapılan değerlendirmede yönetim kurulu üyeleri ile diğer paydaşlar arasındaki eşitlik ilkesi göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Bu genel açıklamalara göre somut olaya bakıldığında; benimsenen bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda açıklandığı üzere, davalı şirket genel kurul toplantısında kar payı dağıtımına ilişkin herhangi bir karar alınmaksızın YK Başkanına ücret adı altında yapılan ödemelerin (ücret artışı ve prim) eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturduğu; YK Başkanı ücretine yapılan artışın ve prim ödemesinin diğer paydaşlarla arasında eşitsizlik oluşturduğu; çoğunluğu elinde bulunduran yönetim kurulunun, kendilerine yapılan ücret ödemelerine ilişkin kararlar alabilirken kar payı dağıtılmamasından etkilenmedikleri, bu durumda zaten günün koşullarına göre yüksek ücret aldığı anlaşılan YK Başkanına yapılan ücret artışı ve prim ödemesi kararının dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiği kanaatine varıldığından, yönetim kurulu başkanına ödenen ücretin artırılmasına ve prim ödenmesine ilişkin kararın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve Birleşen davalara konu yapılan gündemin 6.maddesine ilişkin olarak;
Şirket Ana sözleşmesinin Maksat ve Mevzu ile ilgili 3.maddesinin tadiline ilişkin gündemin 6.maddesiyle alınan karara yönelik bilirkişi raporunda iptal koşullarının oluşmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Her iki davada dava konusu yapılan gündemin 6.maddesinde alınan karar ile; şirket ana sözleşmesindeki maksat ve mevzu başlıklı 3.maddesinin tadiline ve davalı şirketin ana faaliyet alanı olan her türlü döküm pres, emaye sanayi imal ve ticareti yanına taşınmaz alım ve satımının da eklendiği anlaşılmaktadır.
Konuya ilişkin alınan kök ve ek bilirkişi kurulu raporlarında söz konusu ana sözleşme değişikliğinin TTK’nın 421/3-a maddesi kapsamında işletme konusunun tamamen değiştirilmesi olarak değerlendirilemeyeceği; değişikliğin, işletme konusuna yeni bir alanın eklenmesi olduğu dolayısıyla, sözkonusu alınan kararda %75 nisabın aranmayacağı ve karar için gerekli nisabın da sağlandığı yönünde görüş bildirilmiş ise de;
Davacı tarafın kök rapora yönelik verdiği 30/10/2020 tarihli itirazları ve eklerinin incelenmesinden; ana sözleşme değişikliği kararının tescil ve ilanından sonra, bu karara ilişkin İstanbul BAM 13. HD’nce verilen ihtiyati tedbir kararından önce davalı şirket tarafından, yönetim kurulu başkanı …’ın %70 oranında pay sahibi olduğu dava dışı Soyak Yapı İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’nin sahibi olduğu 33 adet taşınmazın satın alındığı; adı geçen yönetim kurulu başkanının davalı şirketteki %26.21 oranındaki payı ile taşınmazların satın alındığı dava dışı şirketteki %70 oranındaki payı ve taşınmazların ana sözleşme değişikliğinden kısa bir süre sonra satın alınmış olması, bu süreçte başka 3.kişilerden taşınmaz satın alınmaması göz önüne alındığında; ana sözleşmede yapılan bu değişikliğin, şirketin işletme konusuna yeni bir alanın eklenmesi olmayıp, yönetim kurulu başkanının hakim hissedarı olduğu Soyak Yapı İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’ye üstü örtülü olarak kaynak transferi amacına yönelik olduğu açıktır. Bu durumun ise davalı şirketin diğer ortaklarının zararına sebebiyet vereceği ve sermayenin korunması ilkesine ve dürüstlük kurallarına uygun düşmediği, oylama sonucu alınan kararda gerekli nisabın sağlanmasının da, değinilen kararın iptaline engel olmayacağı kanaatine varıldığından, bilirkişilerce düzenlenen kök ve ek raporlardaki bu konudaki değerlendirmelere itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle gündemin 6.maddesiyle alınan şirket ana sözleşmesinin 3.maddesinin tadil edilmesine ilişkin kararın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve Birleşen davalara konu yapılan gündemin 7.maddesine ilişkin olarak;
Genel Kurul ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 395.maddesiyle yönetim kurulu üyelerine anonim şirketle ticari işlem yapma yasağı, 396.maddesiyle de şirketin konusuna giren işlerde rekabet yapma yasağı getirilmiştir. Bu düzenlemeler, mutlak emredici nitelikte hükümler değildir. Her iki maddede getirilen yasağın genel kurul kararı ile kaldırılması mümkündür. Genel kurul, yönetim kurulu üyelerinin tamamı veya biri veyahut birkaçı için bu yasakların kaldırılmasına izin verebilir. Ancak, TTK’nın 395. ve 396.maddeleri çerçevesinde alınan kararlarda aynı yasanın 436/1.madde gereğince hakkında izin verilen yönetim kurulu üyesi veya üyeleri kendi lehine oy kullanamaz, diğer yönetim kurulu üyeleri için yapılan oylamada oy kullanabilirler.
Somut olayda, Yönetim Kurulu Başkanı …’ın kendi yasağının kaldırılmasına ilişkin alınan kararda oy kullandığı, verdiği olumlu oylarla nisap sağlandığı, adı geçenin oy yoksunluğu haline göre kulanmış olduğu oylar dahil edilmediğinde kendisi yönünden bu kararın alınamayacağı; bu nedenle …’a izin verilmesine ilişkin alınan kararın yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla Yönetim Kurulu Başkanı … yönünden iptalinin gerektiği;
Diğer YK Üyeleri…A.Ş. ve … A.Ş.’nin YK üyesi sıfatıyla rekabet ve işlem yasaklarının kaldırılmasına ilişkin alınan kararla verilen iznin TTK’nın 395.ve 396.madde gereğince yetkili organ olan genel kurulca verildiği, bu yöndeki genel kurul kararının oy çokluğu ile alındığı ve gerekli nisabın sağlandığı; bu yönetim kurulu üyelerine izin verilmesine ilişkin kararda, YK Başkanı …’ın oy yoksunluğu halinin bulunmadığı; dolayısıyla alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, bu yönetim kurulu üyelerine izin verilmesi yönünde alınan karara yönelik iptal isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davaya konu yapılan şirket kar payının tespiti ve dağıtımı talebine ilişkin olarak;
Birleşen davacı taraf her ne kadar şirket kar payının tespiti ile paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesini istemiş ise de; kar payı dağıtılıp dağıtılmaması hususu şirket genel kurul takdir yetkisinde olup, genel kurul toplantısında bu yönde herhangi bir gündemin bulunmadığı, bu nedenle birleşen davacı tarafın bu yöndeki taleplerinin eldeki davada dinlenemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK’nın 449.maddesi yönünden değerlendirme;
Asıl ve birleşen davalara ilişkin olarak, dava açıldığı sırada dava konusu yapılan gündemin 3, 4, 5, 6 ve 7 numaralı maddeleri yönünden alınan kararların yürütülmelerinin TTK’nın 449.maddesi gereğince geri bırakılmaları istenilmiş ve mahkememizce bu konudaki isteme yönelik kararın verildiği 08/01/2020 tarihindeki dosya kapsamı ve delil durumuna göre istemin reddine karar verilmiş ise de;
Asıl ve birleşen davalarda dava konusu yapılan gündem maddelerinin yukarıda belirtilen kısımlarının açıklanan nedenlerle nihai olarak iptaline karar verilmiş olması göz önüne alındığında;
İptaline karar verilen 4 nolu gündem maddesindeki ibra kararının yürütülmesinin durdurulmaması halinde (icra yeteneği olmayan olumsuz bir karar olması nedeniyle), HMK’nın 389.maddesinde öngörülen hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı endişesini gerektirecek bir durumun bulunmadığı;
İptaline karar verilen 5 nolu ücret ve prim ödemesi ve 7 nolu izin kararlarının yürütülmesinin durdurulmaması halinde ise (icra yeteneği olan olumlu bir karar olması nedeniyle), HMK’nın 389.maddesinde öngörülen hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı endişesini gerektirecek bir durumun, diğer bir anlatımla tedbir koşullarının bulunduğu kanaatine varıldığından, 5 ve 7 nolu gündem maddesinin iptal edilen kısmının yürütmesinin geri bırakılmasına;
İptaline karar verilen 6 nolu gündem maddesi ile alınan karar hakkında İstanbul BAM 13.Hukuk Dairesi’nce verilen yürütülmesinin geri bırakılması kararı ayakta olduğundan ve HMK.nın 397.maddesi gereğince aksine karar verilinceye ve hüküm kesinleşinceye kadar devam edeceğinden bu karara ilişkin yürütülmenin geri bırakılması konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle asıl ve birleşen davalar hakkında aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Asıl ve Birleşen Davaların Birlikte Kısmen Kabulü ile;
1-Davalı şirketin 30/04/2019 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında
(a) 4 numaralı gündem maddesi ile …’ın ibra edilmemesi dışındaki diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine,
(b) 5 numaralı gündem maddesi ile davalı şirket yönetim kurulu başkanına ödenen ücretin artırılmasına ve prim ödenmesine,
(c) 6 numaralı gündem maddesi ile şirket ana sözleşmesinin 3.maddesinin tadil edilmesine ve,
(d) 7 numaralı gündem maddesi ile alınan karardan …’a TTK.nın 395.ve 396.maddeleri gereğince davalı şirket konusu işlerle iştigal etmesine izin verilmesi kısmına,
İlişkin alınan kararların ayrı ayrı iptallerine,
2-İptaline karar verilen 5 ve 7 numaralı gündem maddelerinin iptal edilen kısımlarının yürütülmelerinin TTK.nın 449.maddesi gereğince geri bırakılmasına,
3-6 numaralı gündem maddesi ile alınan karar hakkında İstanbul BAM. 13.Hukuk Dairesi’nce verilen yürütülmesinin geri bırakılması kararı ayakta olduğundan ve HMK.nın 397.maddesi gereğince aksine karar verilinceye ve hüküm kesinleşinceye kadar devam edeceğinden bu karara ilişkin yürütülmenin geri bırakılması konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
4-Asıl ve birleşen davalar yönünden fazlaya ilişkin istemlerin ayrı ayrı reddine,
5-Asıl dava yönünden alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 14,90-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
6-Birleşen dava yönünden alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 14,90-TL harcın birleşen davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
7-Asıl davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 44,40 TL’nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
8-Birleşen davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 44,40 TL’nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
9-Asıl davada davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
10-Birleşen davada davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp birleşen davacılara verilmesine,
11-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
12-Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin birleşen davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
13-Asıl davada davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 23,40 TL vekalet harcı, 4.000 TL bilirkişi ücreti ve 1.328,30 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 5.396,10 TL’nin kabul ve red oranına göre 4.316,88 TL’sinin davalıdan alınıp asıl davacılara verilmesine,
14-Birleşen davada davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 4.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.050,80 TL’nin kabul ve red oranına göre 2.700,53 TL’sinin davalıdan alınıp birleşen davacılara verilmesine,
15-Davalı tarafça yapılan 18,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 3,60 TL’sinin asıl davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
16-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 08/07/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı