Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/431 E. 2021/298 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/431 Esas
KARAR NO:2021/298

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)
DAVA TARİHİ:12/07/2019
KARAR TARİHİ:21/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan ve yukarıda tarafları, konusu, esas – karar numarası yazılı bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde … numaralı … paket sigortası poliçesi ile sigortalı, … Mahallesi, … Caddesi, No:…/… …/… adresindeki işyerinde (taşınmazda) 31/07/2018 tarihinde vuku bulan yangın neticesinde hasar meydana geldiğini, müvekkili şirket tarafından hasara uğrayan taşınmazın maliki olan dava dışı sigortalı …’e 19/09/2018 tarihinde söz konusu hasar nedeniyle ekspertiz raporuyla tespit edilen 63.644,00-TL. hasar bedelinin ödendiğini, meydana gelen yangında ve zararın doğmasında davalı… A.Ş.’nin kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesine göre dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğunu ve alacağı temlik aldığını, böylece davalı şirketin dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelini tazminle yükümlü olduğunu, sigortalıya ödenen hasar bedelinin tahsiline yönelik olarak davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından talep edilen tazminat alacağının zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, oluşan hasarın ana taşınmazın elektrik tesisatında gerekli önlemlerin alınmaması, daire içindeki elektrik tesisatındaki hatalar, bozulduğu iddia edilen emtiaların malzeme, işçilik montaj vs. gibi koşularından kaynaklanabileceğini, hasar gören emtialarda üretim hatasından kaynaklanan ayıpların bulunması ihtimalinin yüksek olduğunu, davacının dava konusu yaptığı tüm taleplerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, aksi kanaat oluşması halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; … paket sigortası poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin tahsiline yönelik olarak, davacı sigorta şirketi tarafından davalı şirket aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ihtilafın; 31/07/2018 tarihinde dava dışı sigortalıya ait işyerlerinde meydana gelen elektrik kaynaklı yangın ve sonrasında oluşan hasar nedeniyle davalı şirketin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına … paket sigortası poliçesi nedeniyle ödediği hasar bedelinden dolayı davalı şirkete rücu edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa takip ve dava tarihi itibariyle miktarının ne olduğu ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk son tutanağı, 19/09/2018 tarihli banka ödeme dekontu, ibraname, mutabakatname ve makbuz, yangın raporu, ekspertiz raporu, … paket sigortası poliçesi, ekspertiz ücreti masraf ve hasar icmal formu, faturalar, ekspertiz fotoğrafları, sigortalı bina yönetiminin davalı şirkete yaptığı hasar ihbarı ve hasar tazmin talebi, sigortalı taşınmazın tapu hissedarı … tarafından hasar ödemesinin …’e yapılmasına ilişkin muvafakatnamesi, keşif, bilirkişi incelemesi ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil olarak; müvekkili kurum kayıtları, keşif, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı taraf, dosyaya sunduğu cevap dilekçesi ile yasal süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunulmuştur. Mahkememizce işin esasına girilmeden önce, davalı tarafın zamanaşımına yönelik itirazları öncelikli olarak değerlendirilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarih, 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararına göre; “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortacının açtığı rücu davalarında zamanaşımı, sigorta ettirenin zarar sorumlusu aleyhine açabileceği davanın zamanaşımı süresine tabidir. Huzurdaki rücuen tazminat talebine konu olaya uygulanacak zamanaşımı da dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72/1 maddesine göre belirlenmelidir. Buna göre zamanaşımı süresi; zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yıldır. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Sonuç olarak, sigortacının açtığı rücu davalarında zamanaşımı, sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhine açabileceği davanın zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımı da aynı tarihte başlar.
Somut olayda; dava konusu riziko (yangın) 31/07/2018 tarihinde gerçekleşmiş, davacı sigorta şirketi tarafından davalı şirket aleyhine 21/05/2019 tarihinde icra takibine girişilmiştir. Dava konusu hasara sebebiyet veren yangın (haksız fiil) 31/07/2018 tarihinde meydana geldiğinden ve takip tarihi (21/05/2019) itibariyle huzurdaki dosyaya konu alacak açısından 2 (iki) yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, davalı tarafın zamanaşımına yönelik itirazları mahkememizce yerinde görülmemiş ve işin esasına girilmiştir.
Davacı sigorta şirketi, … paket sigorta poliçesi ile sigortaladığı dava dışı 3. kişiye ait işyerinde 31/07/2018 tarihinde meydana gelen ve davalı şirketin sorumluluğunda olan elektrik trafoları ve elektrik şebekesinden kaynaklanan nedenlerle başladığı iddia edilen yangın neticesinde, dava dışı sigortalının uğradığı hasarın ödenmesi sonrasında, sigortalının haklarına halef olarak davalı şirketin yangından, dolayısıyla hasardan sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla ödediği hasar bedelinin tahsili için davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatmış, davalı şirketçe takibe yapılan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla huzurdaki davayı açmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celp edilerek incelenmiştir. İcra dosyasının incelenmesinde; davacı sigorta şirketi tarafından 22/05/2019 tarihinde davalı şirket aleyhine 63.644,00-TL. asıl alacak ve 8.160,38-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.804,38-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalıya 24/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından yasal süresi içerisinde 27/05/2019 tarihinde takibe, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, daha sonra davacı şirket vekili tarafından 12/07/2019 tarihinde harca esas değer olarak 71.804,38-TL. gösterilmek suretiyle ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce … … Belediyesi Başkanlığı İtfaiye Dairesi Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; 31/07/2018 tarihinde … Mahallesi, … Caddesi, No:…/A …/… adresindeki işyerinde meydana gelen yangınla ilgili olarak ellerinde bulunan her türlü bilgi, belge, rapor, fotoğraf, tutanak ve başkaca tüm evrakların asıllarının veya aslına uygun olarak onaylanmış okunaklı örneklerinin gönderilmesi istenmiştir. Ayrıca davacı sigorta şirketine müzekkere yazılarak; hasar dosyasının eksiksiz olarak gönderilmesi talep edilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus; borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. İtirazın iptali davaları icra takibine ve takip talebine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup; davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereğince takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Mahkememizce deliller toplandıktan, dava konusu yangın ile ilgili celbi gereken tüm belgeler ile hasar dosyası celbedildikten sonra uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden; iddia, savunma, hasar dosyası ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya rapor düzenlenmek üzere konusunda uzman bir elektrik mühendisi, bir sigortacı ve bir de SMMM’den oluşan 3 (üç) kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen 14/09/2020 tarihli raporda özetle;… Şirketi tarafından hazırlanan 17/08/2018 tarihli Yangın Ekspertiz Raporu incelendiğinde; dava konusu binadaki yangının başlangıç noktasının binanın bodrum katındaki elektrik panosu olduğu, binada meydana gelen yangın kaynaklı hasarın tamamının elektrik odası ve elektrik sisteminde gerçekleşmiş olduğu, yangın olayının gerçekleştiği sırada dava konusu binaya 20 metre mesafede davalı kuruma (…’a) ait trafo merkezinde bir çalışma yapıldığı ve ilk yangın hadisesinin söz konusu trafoda başladığı, … … Belediyesi Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan 01/08/2019 tarihli Yangın Raporu incelendiğinde; yangının çıkış nedeni olarak bodrum üzeri 6 katlı betonarme binaya elektrik sağlayan, elektrik şebekesine ait iletken kablolardaki elektrik enerjisinin herhangi bir nedenle (gevşek bağlantı, aşırı yük, faz teması gibi) ısı enerjisine dönüşmesi ile yangın olayının meydana geldiği, gelişerek elektrik panosu içerisindeki elektrik sayaçlarına sirayet ettiği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan ve dava dosyasına sunulan CD incelendiğinde; Kocasinan İtfaiye İstasyonu tarafından hazırlanan CD’de 11 adet olay yeri fotoğrafının yer aldığı, bu fotoğraflar incelendiğinde itfaiye raporu ve Yangın Ekspertiz Raporunda da belirtildiği gibi Elektrik Dağıtım panolarının kısmen yanmak ve kavrulmak kısmen ıslanmak ve islenmek suretiyle hasar gördüğü, elektrik odasının da yine ıslanmak ve islenmek suretiyle hasar gördüğü, sonuç olarak dosyada mevcut kamera görüntülerine göre ilk alevli yangın başlangıç yerinin sigortalı binanın karşısında bulunan trafodaki elektrik kabloları olduğu, bina girişinde kofra öncesinde tesis edilen, binaya elektrik sağlayan elektrik şebekesine ait iletken kabloların işletme, bakım ve sorumluluğunun davalı kuruma (…’a) ait olduğu, kofra öncesi gerçekleşen herhangi bir arıza veya kaza olayında Elektrik İç Tesisler Yönetmeliği hükümlerinin herhangi bir bağlayıcılığının olmadığı, elektrik dağıtım panosunun dikili tip, sac pano olduğu ve 3 hücreden oluştuğu, 1 hücrenin tamamen kavrulmuş olduğu, diğer hücrelerin kısmen yanmış olduğu, kablo kanalı ve kabloların yanmış ve kavrulmuş olduğu, enerji odasının duvarlarının ve tavanının yanmış ve islenmiş olduğu, sigortalı binanın 5 katlı bir iş merkezi olduğu, binada 4 adet tekstil firması ile bir banka şubesinin faaliyet gösterdiği, gerek panoda akım trafolarının olması, gerekse hasarlı ve hasarsız kablo kesitleri ve kompakt şalter büyüklükleri incelendiğinde sigortalı binanın ve kiracılarının yüksek güç tüketimi yapan aboneler olduğu, bu büyüklükteki bir iş merkezi için tespit edilen hasar ve bu hasarın tadilat ve tamiratı için düzenlenen faturalarda yer alan tüm malzeme kalemlerinin sistemin gereksinimi olduğu, bu malzemelerin adet ve metrajlarının makul değerlerde olduğu, bu malzeme ve imalatları için tespit edilen 54.627,15-TL. tutarında malzeme ve 11.500,00-TL. tutarındaki işçilik bedelinin dava konusu yangının gerçekleştiği tarih ve bölgenin reel fiyatları göz önüne alındığında makul değerlerde olduğu, dava konusu olayda dava dışı … ile davacı sigorta şirketi arasında akdedilen … poliçe nolu … Paket Sigorta Poliçesi bulunduğu, söz konusu poliçenin başlangıç tarihininin 10/11/2017 olduğu, bitiş tarihinin ise 10/11/2018 olduğu, dava konusu olayın 31/07/2018 tarihinde meydana geldiği ve olay tarihinin teminat kapsamında olduğunun anlaşıldığı, davacı … A.Ş.’ye 28/08/2018 tarihinde … nolu hasar dosyası ile alakalı ödemenin …’e yapılmasına muvafakat edildiğine dair … tarafından imzalanan dilekçenin görüldüğü, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı işyerinde meydana gelen hasarlanma sonucu dava dışı sigortalı …’e 19/09/2018 tarihinde dosya kapsamında yer alan ekspertiz raporuna göre …A.Ş. vasıtasıyla 63.644,00-TL. tutarında havale yapılmak suretiyle hasar ödemesi yapıldığı, sonuç olarak dosyadaki bilgi, belge, fotoğraf ve raporların incelenmesi sonucunda dava konusu yangın olayının gerçekleşmesinde davalı kurum …’ın sorumlu tutulabileceği, ekspertiz raporunda belirtilen %10 eskime payı düşülmek kaydıyla tespit edilen 60.644,44-TL. tutarındaki elektrik panosu ve bina elektrik tesisatı onarım bedelinin kadri marufunda olduğu, 3.000,00-TL. tutarındaki bina merdiven sahanlığı boya ve temizlik bedelinin ise mahkemenin takdirinde olduğu, davacı sigorta şirketinin rücu talebinin yerinde olduğu, davacının ödeme tarihinden itibaren davalıdan faiz talep edebileceği, 63.644,00-TL. asıl alacağa 19/09/2018 ödeme tarihinden 22/05/2019 takip tarihine kadar geçen 245 günlük süre için işleyen avans faizinin (%19,50 oranında) 8.446,09-TL. olduğu, buna göre davacı sigorta şirketinin davalıdan 63.644,00-TL. asıl alacak, 8.446,09-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.090,09-TL. alacaklı olduğu, ancak davacı yanın davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki talebi esas alınarak ve talebi ile bağlı kalınarak davalıdan sadece 71.804,38-TL. talep edebileceği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak e-tebligatla tebliğ edilmiş, davacı sigorta şirketi vekili tarafından 28/09/2020 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı olarak beyanda bulunulmuştur. Davalı … vekiline bilirkişi kurulu raporu 20/09/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket vekilince HMK.’nun 281/1 maddesindeki 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 14/10/2020 tarihinde beyan ve itirazda bulunulmuştur.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse; bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Mahkememizce 24/02/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kurulu raporunun yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu, davalı … vekili tarafından dosyaya sunulan 14/10/2020 tarihli rapora itiraz dilekçesinin bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edildiği tarih olan 20/09/2020 tarihinden sonra ve HMK.’nun 281/1 maddesinde belirtilen 2 haftalık kesin süre içerisinde sunulmadığı anlaşılarak, davalı şirket vekilinin öncelikle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına, mahkeme aksi kanaatte ise mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına yönelik taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi oluşturmaktadır. TTK.’nun 1472 maddesine göre; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Bu durumda sigortalının meydana gelen zarardan dolayı sorumlulara karşı mevcut dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal etmektedir.
Somut olayda TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısının dava haklarına halefiyet yoluyla sahip olduğu açıktır. Anılan madde gereğince davacı sigorta şirketi, … paket sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ait işyeri için ödediği hasar nedeniyle sigortalısının halefi sıfatını almış ve huzurdaki davayı ikame etmiştir. Davacı sigorta şirketi, sigortalısı …’in sahip olduğu tüm haklara halefiyet ilkesi gereğince sahip olduğundan, mevcut davada davacı şirketin aktif husumet ehliyeti bulunmaktadır.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kusursuz sorumluluk başlıklı 71. maddesi uyarınca; önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde bundan işleten sorumludur. Davalı şirket, dava konusu hasarın meydana geldiği bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu bir sebep sorumluluğu türü olan kusursuz sorumluluktur. Sorumlu işletmenin kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, sebep olunan zararlarda sorumlu işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2018 tarihli, 2016/13100 Esas ve 2018/758 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “…Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Bu sorumluluk türü tehlike sorumluluğu olarak da isimlendirilmekte olup, sorumluluk türlerinin en ağırını oluşturur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır. (Prof. Dr. Fikret EREN, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. 1991. Baskı Cilt:2 sayfa:14-15)
Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporunda da tespit edildiği üzere; dava konusu hasar, sigortalı işyerinin karşı cephesinde bulunan trafo binasındaki kablo kesim çalışmaları esnasında meydana gelen patlama sonucunda sigortalı binanın elektrik panosu içerisindeki kabloların tutuşması sonucunda başlamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ve dosya kapsamındaki belgelerde; dava konusu hasarın oluş şekli açıkça belirtilmiştir. Davacı sigorta şirketinin sigortalısının taşınmazında hasara sebebiyet veren yangının, sigortalı işyerinin karşı cephesinde bulunan trafo binasındaki kablo kesim çalışmaları esnasında meydana gelen patlama sonucu ve sigortalı binanın elektrik panosu içerisindeki kabloların tutuşması neticesinde meydana geldiği, gerek olay sonrası itfaiye tarafından düzenlenen tutulan yangın raporu ile fotoğraflar, gerek sigorta ekspertiz raporu, gerekse dosyada alınan bilirkişi kurulu raporunda tespit edilmiştir. Mahkememizce davacı sigorta şirketinin sigortalısına ait mezkur adreste meydana gelen elektrik kaynaklı yangın sonucu oluşan hasarın, davalı… Anonim Şirketi’nin gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle meydana geldiği ve davalı kurumun dava konusu hasarın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu kanaati hasıl olmuştur. Yargıtay’ın yerleşik kararlarında tekrarlandığı üzere; elektrik dağıtım şirketleri, gerekli kontrol ve denetim görevlerini zamanında ve etkin bir biçimde yerine getirmezlerse, doğan zararlardan sorumludurlar. Davalı… A.Ş. de …’un … yakasının elektrik dağıtım işini üstlenen firma olduğundan, davacı şirketin sigortalısının uğradığı zararın doğmasında kusurlu ve sorumludur.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere, dava konusu yangının ve dolayısıyla hasarın meydana geldiği bina, dava dışı sigortalı tarafından ticari amaçla ve işyeri olarak üçüncü kişilere kiraya verilen ticari nitelikteki iş yerlerinin bulunduğu bir binadır. Dosyada mevcut yangın raporunda; davaya ve … paket sigorta poliçesine konu binanın kullanım amacı işyeri (konfeksiyon) olarak belirtilmiştir. Dava konusu yangının meydana geldiği bina, içerisinde ticari amaçla faaliyet gösteren konfeksiyon atölyelerin ve bir banka şubesinin bulunduğu bir binadır. Dava dışı sigortalı ile davacı sigorta şirketi arasında düzenlenen … paket sigorta poliçesi de anılan işyerlerini güvence altına alan bir poliçedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, tüm dosya kapsamı, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi kurulu raporunun birlikte değerlendirilmesinde; dava dışı sigortalıya ait … Mahallesi, … Caddesi, No:…/A …/… adresinde bulunan ve ticari amaçla dava dışı firmalara kiraya verildiği anlaşılan binada 31/07/2018 tarihinde sigortalı işyerinin karşı cephesinde bulunan trafo binasındaki kablo kesim çalışmaları esnasında meydana gelen patlama nedeniyle sigortalı binanın elektrik panosu içerisindeki kabloların tutuşması sonucu meydana gelen yangın neticesinde binada maddi hasar meydana geldiği, her ne kadar davalı şirket tarafından aksi iddia edilmiş ise de gerek olay sonrası düzenlenen yangın raporu, gerek dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu ve gerekse hasar dosyası kapsamındaki belgelere göre yangın başlangıç yerinin sigortalı binanın karşısında bulunan trafodaki elektrik kabloları olduğu, yangının ve bu nedenle oluşan hasarın davalı şirketin sorumluluğunda bulunan ve binaya elektrik sağlayan elektrik şebekesine ait iletken kablolardan kaynaklandığı, bunların işletme, bakım ve sorumluluğunun davalı kuruma (…’a) ait olduğu, oluşan hasarla davalının sorumlusu olduğu yangın arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, dolayısıyla davalı şirketin yangının meydana gelmesinde tamamen kusurlu ve neticelerinden de sorumlu olduğu, dava dışı sigortalı … ile davacı arasında akdedilen … Paket Sigortası Poliçesi’nin başlangıç tarihinin 10/11/2017, bitiş tarihinin ise 10/11/2018 olduğu, davaya konu yangının 31/07/2018 tarihinde meydana geldiği ve olay (yangın) tarihi itibariyle dava ve takip konusu hasarın anılan sigorta poliçesinin sağladığı teminat kapsamında kaldığı, davalı sigorta şirketi tarafından 19/09/2018 tarihinde dava dışı sigortalı …’e dava konusu hasar bedeli olarak tespit edilen 63.644,00-TL.’nin ödendiği, böylece 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesine göre gerçek hak sahibine ya da onun gösterdiği kişiye geçerli bir poliçe kapsamında ve poliçe genel/özel şartları ile çelişmeyen rizikonun gerçekleşmesi sonucu ortaya çıkan zarar için ödeme yapıldığı, bir başka ifade ile davacı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe ile üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirildiği, sigortalı …’in zararından sorumlu olana karşı sahip olduğu bütün dava ve talep haklarının TTK.’nun 1472/1. ve TBK.’nun 183 maddelerine göre, kendisine ödediği bedel oranında davalıya intikal ettiği, ödenen hasar bedelinin rücuen tazminine yönelik olarak halefiyete ilişkin tüm şartlarının gerçekleşmiş olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş olduğu ve davalıdan icra takibi ile talep ettiği 63.644,00-TL.’nin tutarındaki hasar bedelinin (asıl alacak tutarının) hasar dosyasındaki belgelere uygun ve kadri marufunda olduğu, rücu sorumlusu davalı şirketin sorumluluğu bakımından temerrüt faizinin başlangıç tarihinin davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödemenin yapıldığı tarih olan 19/09/2018 tarihi olduğu, bilirkişi raporunda her ne kadar 19/09/2018 ödeme tarihi ile 22/05/2019 takip tarihi arasında geçen 245 gün için yıllık %19,40 oranı üzerinden 8.446,09-TL. işlemiş faiz hesaplanmış ise de; davacı tarafça takip talebinde 8.160,38-TL. işlemiş avans faiz talep edildiğinden (davacının talebi ile bağlı kalınarak), talep edilen işlemiş faiz miktarının (8.160,38-TL.’nin) haklı, yerinde ve uygun olduğu, sonuç itibariyle davacı sigorta şirketinin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 63.644,00-TL. asıl alacak ve 8.160,38-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.804,38-TL. tutarında alacaklı olduğu, böylelikle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmakla; ayrıca mahkememizce kabul edilen alacak miktarı likit ve belirlenebilir olmayıp, miktarı ve haklılığı yargılamayı ve hesaplamayı gerektirdiğinden, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 63.644,00-TL. asıl alacak ve 8.160,38-TL. işlemiş faiz olmak üzere TOPLAM 71.804,38-TL.’ye yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, davacı tarafın icra inkar tazminatına yönelik isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 4.904,95-TL karar ve ilam harcından 1.226,24-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamının mahsubu ile kalan 3.678,71-TL’nin davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.134,57-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.226,24-TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamı, 6,40-TL vekalet harcı, 2.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 161,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.838,04-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.