Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/419 E. 2021/744 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/419 Esas
KARAR NO :2021/744

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:23/05/2012
KARAR TARİHİ:18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı …’ya davalı bankadan kullandığı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere maliki bulunduğu … 1. Bölge 12.798 parel,18 paftada kayıtlı taşınmazını 25 Milyar TL bedelle ipotek verdiğini, zaman içinde ipotek bedelinin 105 MilyonTL’na yükseltildiğini, Borç ödenmediğinden ipotek verilen taşınmazın icraen satıldığını, Müvekkilinin kefalet verdiği taşınmaz satılmış iken hala ….İcra Müd.nün … s. Dosyasından aleyhine icra takibinin devam ettirildiğini ve aracına haciz konulduğunu, Müvekkilinin borcu olmadığını, ….İcra Müd. Dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, haciz ile müvekkiline zarar veren bankanın ayrıca % 40 inkar tazminatına mahkum edilmesini ve paranın davacıya ödenmesini talep ettiklerini, Sonuç olarak ….İcra dosyasından borçlu olmadıklarına ve % 40 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … ile dava dışı …’ya Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden krediler kullandırıldığını,Kredinin teminatı olarak davacının …. … 1. Bölge 12.798 parsel,18 paftada kayıtlı taşınmazını 105 Milyon TL üzerinden ipotek verdiğini, Resmi senedin 2.nci bendinde “ipotek limiti miktarınca borçtan müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, temerrüdü halinde işbu ipotek resmi senedinin temerrüde ilişkin şartının uygulanacağını kabul ve taahhüt etmiştir. “ hükmü bulunduğunu, …’ın … Bankası ile birleşmesi sonrasında … tarafından borç ödenmediğinden ihtarname keşide edilerek ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığını, Resmi senet uyarınca müşterek borçlu müteselsil kefil olan davacı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, davacı borçlunun takibe itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacı iddiasının yerinde olmadığını, zira 05.07.2004 T. ve … Yev.No. ve ipotek miktarını artıran 08.09.2005 T. … Yev.No.lu ipotek resmi senetlerinde ipotek limiti kadar borçtan sorumlu olduğunun kabul edilmiş olduğunu, davacının hem ipotek hem de kefalet nedeniyle borçtan sorumlu olduğunu, Nitekim 9.HD’nin 1999/5842 Es. 2000/ 1358 K. 25.02.2000 tarihli kararında ; ipotek resmi senedinde yer alan kefaletin, BK 484. Maddesinde yazılı olan kefaletin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olduğu miktarın gösterilmesi halinde geçerli olacağına dair kararı bulunduğunu, Keza ipoteğin paraya çevrilmesi için takipte bulunulmasın ve kefiller hakkında aynı zamanda takip yapılmasının usule ve yasaya uygun olduğunu 15.HD’nin 11.11.2003 s.içtihadının bu hususu açıkça izah ettiğini, kaldı ki takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapıldığını, davanın reddi ile davacı aleyhine inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi vs. Delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; kefil olduğu kredi borcundan dolayı yapılan takipte borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizden verilen … Esas … Karar sayılı karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/3688 Esas ve 2019/2226 Karar sayılı ilamı ile ” mahkemece verilen davanın  reddi kararı, Dairemiz 08.02.2016 günü; 2015/11095 E. – 2016/1859 K. sayılı ilamı ile davacı vekilinin aşağıdaki hususların  kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, “Davacı ipotek akit tablosunun 2.maddesinde yer alan hüküm uyarınca dava dışı borçlunun borcuna ipotek limiti miktarınca müşterek müteselsil borçlu ve kefil olduğunu beyan ederek akit tablosunu imzalamıştır. Bu durumda kefalet limitinin 105.000 TL olduğu ve sorumluluğunun  limit tutarı ve kefilin kendi temerrütü sorumluluğu ile sınırlı olduğu dikkate alınarak konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınıp takip tarihi itibariyle davacının sorumluluğunun tespiti gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
 Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının ipotek azami miktarına kadar sorumlu olması hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, yasal düzenlemeler dikkate alındığında, davacının netice itibariyle tüm ferileri dahil 105.000,00 TL’ye kadar ipotek sınırı ile sorumlu olacağı, ipotekli taşınmazın 67.000,00 TL’lik satış bedeli mahsup edildiğinde takip tarihi itibariyle ancak 38.000,00 TL’den sorumlu olduğu, bu kısmı aşan kısımlar yönünden  her hangi bir borcunun olmadığı gerekçesiyle,   88.734,97 TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı temlik alan ve birleşme sonrası davalı … A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
 Dava, ilamsız takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dairemizin bozma ilamının 2. bendinde, “davacının ipotek limiti tutarında ayrıca müşterek borçluluk ve müteselsil kefalet ile sorumlu olduğuna” işaret edilmiş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, ancak bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.  Davacının kefalet sorumluluğunun kefalet limiti olan 105.000 TL’yi aşmamak kaydıyla asıl borç tutarı kadar olduğu ve dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi neticesinde tahsil edilen tutarın toplam borç tutarından düşülerek kefalet limitini aşmayacak şekilde davacının kefalet sorumluluğunun devam ettiğinin kabul edilerek, varsa fazlaya ilişkin takip tutarı yönünden menfi tespit hükmü kurulması gerekirken, ipotek bedelinin doğrudan kefalet limitinden düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş olup, bozma ilamına uyularak devam edilen yargılamada;
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, dosya ek rapor alınmak üzere önceki bilirkişi …’e tevdi edilmiştir. Bilirkişi sunmuş olduğu ek raporunda:
A)-…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlarından …’nin takip tarihi olan 15.08.2008 tarihindeki toplam borç miktarının tespiti yönünden
1)Hesap kat ihtarının tebliği: Kredi iehtarı asıl borçlu- …. Muhatabın gösterilen adresinde bizzat kendisine 16.05.2008 tarihinde tebliğ edildiği, noter tebliğ şerhinden anlaşılmakta olduğunu,
2)Temerrüt: Hesap kat ihtamamesiyle ödeme için verilen 1 günlük mehil süresi bitimine müteakip 18.05.2008 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş sayıldıkları kanaati edinilmiş olduğunu,
3)Takip tarihi 15.08.2008 İtibariyle Hesaplama; Asıl alacak….: 126.734,97, Temerrüt Tarihi: 18.05.2008, Takip Tarihi….: 15.08.2008, Temerrüt Faizi..-. % 126
15.08.2008 takip tarihi itibariyle toplam alacak miktarının 166.656,18-TL olduğunu,
Takip talep tarihi itibariyle dava dışı kredi lehtarı asıl borçlunun (…) sorumlu olduğu toplam borç miktarı 166.656,18 TL olduğunu,
B)Davacı …’in ….İcra Md. … E. sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip dosyasında davalıya ödediği toplam bedelin tespiti,
Mülkiyeti davacı …’e ait olan İpotekli taşınmazın 67.000,00 TL bedelle açık ihale yoluyla 3. Şahsa satılmıştır. Dolayısıyla bu kanaldan 67.000,00 TL tahsilat sağlanmış olduğunu,
C)Davacı …’in 105.000,00 TL’lık kefalet borcunun ferileri ile birlikte toplam ne kadara tekabül ettiğinin tespiti,
1)-İhtarnamenin Tebliği: Davacı ipotek borçlusu ve Kefili …: Muhatabın gösterilen adresinde tanınmadığından mahalle muhtarının tasdiki ile çıkış merciine 10.05.2008 tarihinde İADE Edildiği, noter tebliğ şertıinden anlaşılmakta olduğunu, takdiri tamamen Mahkemeye ait olmak üzere, Genel Kredi Sözleşmesinin 51.maddesi (yasal ikametgah taahhüdü uyarınca sözleşmede ve/veya resmi resmi senette gösterilip bilinen adrese tebligat çıkarılmış olması ve adres değişikliğinin bankaya ihbar edilmemiş olması nedeniyle), 1İK 68/b.md (1.) fıkrasına ve dönemsel olarak emsal Yargıtay içtihadına göre sonuç doğurabilecek bir tebligatın yapılmış sayılabileceği düşünülmekte olduğunu,
Dönemsel Örnek: Y. 19.HD 09.02.2006 T. 2006/710 E ve 2006/1214 s.K. “… Alacağın muaccel hale gelmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup, ayrıca hesabın katına ilişkin ihtarnamenin borçlu veya kefile tebliği zorunlu değildir. “; Denildiğini,
2) Temerrüt: Davacı kefile; ihtarname ile ödeme için verilen (1) günlük mehil süresi bitimini izleyen 12.05.2008 tarihi itibariyle temerrüt olgusunun oluştuğu ve bu tarih itibariyle davalı/borçlunun temerrüde düşürülmüş sayılabileceği kanısına varılmakta olduğunu,
Diğer yandan, dav acı/kefilin sorumluluğu ve temerrüdü mülga 818 sayılı B.K’nun 490. ve 491 m. nazara alınarak irdelendiğinde, asıl borçlunun kusur ve temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olunduğu düşünülerek, asıl borçlunun temerrüt günü 18.05.2008 tarihi dikkate alınarak aşağıda hesaplama yapılmıştır. Yani asıl borçlunun usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmüş sayıldığı göz önüne alındığında, mülga B.K’nun 490 m, uyarınca ketil zaten asıl borçlunun kusur ve temerrüdünün sonuçlarından dolayı sorumlu olduğu düşünülmekte olduğunu,
3-Takip Tarihi 15.08.2008 İtibariyle Toplam Alacalın Tespiti: Asıl alacak…: 105.000,00 (Kefalet limitiyle sınırlı), Temerrüt Tarihi: 18.05.2008, Takip Tarihi….: 15.08.2008, emerrüt Faizi..; % 126,
15.08.2008-TAKİP tarihi itibariyle toplam alacak 138.075,00-TL
Takip talep tarihi itibariyle davacı/kefilin toplam 138.075,00-TL’si tutarında nakdi borçtan sorumlu tutabileceği değerlendirilmekte olduğunu,
D)Hesaplama Sonuçlarının İrdelenmesi o halde dava dışı asıl kredi borçlusu …’nın borcu: 166.656,16, İpotek satış bedeli 67.000,00 olmak üzere bakiye borç miktarının 99.656,18- TL olduğunu, davacı/kefilin kefaleten bir üstte belirlenen bakiye borç miktarı 99.656,18 TL’den müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır. Çünkü, davacı/kefilin şahsi taahhüdünden dolayı hesaplanan borç miktarı her ne kadar 138.075,00 TL ise de, kural olarak kefilin sorumluluğu asıl kredi borçlusundan fazla olamayacağına göre, neticeten davacı/kefilin bakiye 99.656,18- TL borçtan müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin değerlendirilmekte olduğuna dair ek rapor sunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, Yargıtay bozma ilamları, bilirkişi kök ve ek raporları ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacı kredi genel sözleşmesine imza atmamış olmasına rağmen, ipotek akit tablosu ile müşterek borçlu müteselsil kefil yükümlülüğüne girdiği, bu nedenle de ipotek limiti ile sınırlı olmak üzere, ipotekli taşınmazın satışından elde edilen kısım düşüldükten sonra bakiye kalan borçtan genel takip yoluyla varsa sorumlu olacağına kanaat getirilmiş, bu doğrultuda alınan detaylı, gerekçeli, Yargıtay denetimine elverişli, dosya kapsamı ile uyumlu bu nedenle de itibar edilen bilirkişi ek raporunda doğru bir şekilde tespit edildiği üzere, davacının 105.000,00 TL lik ipotek sınırı ile sorumlu olduğu, temerrüt tarihinin 12/05/2008 tarihi olduğu, takip tarihi olan 15/08/2008 tarihine kadar bulunan 33.075,00 TL temerrüt faizi ile birlikte toplam takip tarihi itibariyle borcunun 138.075,00 TL olduğu, dava dışı asıl kredi borçlusu …’nın toplam borcunun 166.656,18 TL olduğu, bu borçtan taşınmazın satıldığı değer olan 67.000,00 TL nin mahsubu neticesinde toplam 99.656,18 TL nakdi alacak yönünden davacının davalıya sorumlu tutulması gerektiği, buna göre de davalı tarafça yapılan takipteki 126.734,97 TL’lik asıl alacağın sadece 99.656,18 TL’lik kısmından sorumlu olduğu, bu kısım dışında kalan 27.078,79 TL’lik kısmına ilişkin herhangi bir borcunun olmadığı, bu yönde alınan bilirkişi ek raporunun bozma ilamları doğrultusunda usulüne uygun ve dosyamız kapsamı ile uyumlu bir şekilde hazırlanmış olması nedeniyle rapor doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacı yanın davası kısmen kabul edilmiş ve talep edilmiş olmasına rağmen, davalının açıkça kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, davacının şartları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının reddedilen davası üzerinden, her ne kadar davalı tarafça tazminat talep edilmiş ise de; tedbirle takip durdurulmadığından ve şartları oluşmadığından, davalının yerinde görülmeyen tazminat talebi reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davacının, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 99.656,18 TL’lik asıl alacağı aşan miktar yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Fazla istemin reddine,
3-Şartlar oluşmadığından davacı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Şartlar oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Alınması gerekli kabul edilen dava değeri nakdi kredi yönünden 6.807,51-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.882,05 TL nin mahsubu ile bakiye 4.925,46-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
6-Kabul edilen gayri nakdi çek kredisi borcuna ilişkin menfi tespit davası yönünden alınması gereken 59,30-TL maktu harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.882,05-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan 21,15 TL başvuru harcı, 3,30-TL vekalet harcı, 5,20-TL vekalet pulu ve 2.495,40-TL bilirkişi/ tebligat/ müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.525,05-TL’den davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanan 2.033,67-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-a)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden nakdi menfi tespit davası yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.417,34-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-) Davacının kabul edilen gayri nakdi borca ilişkin menfi tespit davası yönünden hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen nakdi menfi tespit davası yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davalı tarafça yapılan 3,30 TL vekalet harcı, 140,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 144,10- TL’den davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanan 30,78-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.18/10/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı