Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/397 Esas
KARAR NO:2021/47
DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:30/04/1999
KARAR TARİHİ:28/01/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların yönetim ve denetim kurulu üyesi bulundukları müvekkili bankanın 23.10.1998 tarihinde Bankalar Kanunu’nun 64.maddesi kapsamına alındığını, bağımsız denetim firması ve banka müfettişleri raporları ile davalıların şahısları ve grup firmaları adına kullandırdıkları krediler yoluyla anılan tarihte (108) trilyon TL (eski) net zarara uğrattıklarını ve değinilen idari tasarrufa sebebiyet verdiklerini, bankanın 01.04.1999 tarihli genel kurul toplantısında bankanın 23.10.1998 tarihinde …’ye devrine kadar geçen sürede görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmeyerek haklarında sorumluluk davası açılması kararı alındığını, bankanın mali bünyesinin bozulmasının tespitinden sonra…İnş…A.Ş. ve … temsilen davalılardan … ve … arasındaki anlaşma uyarınca bu davalının müteselsil borçlu ve kefil sıfatı ile ödemeyi taahhüt ettiği (300.000.000) USD’yi ödemediğini ileri sürerek, (108) trilyon liranın (eski) 24.10.1998 tarihinden itibaren faiziyle birlikte TTK’nın 336/5, 342 vd. maddeleri gereğince davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde özetle; sorumluluk iddiasının ilişkilendirildiği olguların açıklanmadığını, ceza davasında mükerreren alacak talep edildiğini, 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 69. maddesinde yazılı dava açma koşullarının oluşmadığını, denetçilerin sorumluluk koşullarının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 15/12/2015 tarih ve …-… E-K sayılı kararıyla; davalılardan … ve … yönünden mahkemece daha önce 101.181.210 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen 28/02/2006 tarihli karar Yargıtay incelemesinden geçip kesinleşmiş olmakla infazda tereddüt olmamak kaydı ile aynen tekrarına, davalılardan …, … hakkında bu davalıların davayı kabul nedenleri ile 108.000.000 TL’nin 24/10/1998 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin mahkememizce verilen 16/06/2006 tarihli karar Yargıtay incelemesinden geçip kesinleşmiş olmakla infazda tereddüt olmamak kaydı ile aynen tekrarına, davalılardan … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalılardan … hakkında açılan davanın reddine, davalılardan … hakkında açılan davanın yapılan tahsilat nedenleri ile konusuz kaldığı anlaşılmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalılardan … hakkında açılan davanın taleple bağlı kalınarak kabulü ile 108.000.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte infaz aşamasında tahsilde tekerrür olmamak üzere bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; verilen karar, davacı … vekili, davalı … vekili ve katılma yoluyla davalı … vekili tarafından temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2017 tarih, 2016/4261 Esas, 2017/3524 Karar sayılı kararıyla; “1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı …, davalılar … ve … vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava davacı bankanın eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında açılan sorumluluk davasıdır. Mahkemece davalılardan … hakkında açılan davanın yapılan tahsilatlar nedeni ile konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Adı geçen davalının bilirkişi raporlarıyla belirlenen sorumluluğuna dayalı olarak 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip yapılmış, uygulanan maaş hacizleri ile tahsilatlar sağlanmıştır. Yine davalı …’ın sorumlu tutulduğu usulsüz tesis edilen kredi dosyaları ile ilgili olarak sorumlu şirketler, kefiller ve şirketlerin kanuni temsilcilerinden de tahsilatlar yapılmış, düzenlenen protokol uyarınca da ödemeler sağlanmıştır. Dolayısıyla davalı …’ın sorumluluk tutarından açıklanan sorumluluğuna dayanak işlemlere ilişkin alınan ödemeler ile maaş haczi ile yapılan tahsilatlar tutarının düşülmesi gerekir ve yapılan bu mahsuplar yerindedir. Söz konusu tahsilatlar dışında kalan … yazısında belirtilen diğer tüm tahsilatların münhasıran davalı … lehine yapılmış gibi mahsubu ile adı geçen davalının sorumluluğunun sona ermiş olduğunun kabulü ise yerinde görülmemiştir. Bu suretle davalı …’ın sorumluluğuna ilişkin bulunan bizzat kendi maaşının haczi neticesinde yapılan tahsilatlar, sorumlu tutulduğu krediler nedeniyle yapılan tahsilatlar ve protokol hükümleri neticesinde yapılan tahsilatların adı geçen davalının belirlenen sorumluluk tutarından düşülmesi, Kurum yazısında gösterilen yapılan diğer tahsilatların ise müteselsil sorumluluk kuralları nazara alınarak davalının borcuna etkisi değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yapılan tüm tahsilatların davalı …’ın borcundan mahsubu ile adı geçen davalının sorumluluğunun sona erdiği kabul edilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı … yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; yönetim kurulu üyesi olan davalılardan … hakkında açılan davadan davacı vekilince feragat edilmiş ve davalı … hakkındaki dava feragat nedeniyle reddedilmiş olup; kural olarak karşılık alınarak müteselsil borçlulardan biri hakkında yapılan feragatten diğer müteselsil borçlular da yararlanır. Bu suretle davalılardan … hakkındaki davadan feragatin adı geçen davalının belirlenen sorumluluk miktarı nazara alınarak müteselsil sorumluluk kuralları çerçevesinde yine davalı …’ın sorumluluk miktarı da nazara alınarak sirayetinin belirlenmesi gerekirken bu hususta bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalı … yararına bozulması gerekmiştir.
4- Kabule göre de, davalı … yönünden hakkında açılan davada sorumluluğunun belirlendiği miktarın tahsilatlarla sona erdiği kabul edilmişse de bunun dışında kalan kısmın reddedildiği gözetilmeyerek lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi de hatalı olmuş, hükmün davalı … yararına bozulması gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş,
Bu kez davacı … vekili ve davalı … vekili karar düzeltme istemi üzerine aynı hukuk dairesinin 09/05/2019 tarih, 2017/4077 Esas, 2019/3600 Karar sayılı kararıyla; “1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve mahkemece bozma ilamına uyulduğu taktirde davacı … vekilinin davalı … hakkındaki davadan feragat dilekçesinin, davacı ile davalı … arasında imzalanan ve dosyaya ibraz edilen “sulh sözleşmesi”nin birlikte değerlendirileceğinin tabi bulunmasına göre, davacı … vekilinin tüm, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiç birisini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
2- Dava, davacı …’ye devredilen bankanın eski yöneticileri ile denetçilerine karşı açılmış sorumluluk davasıdır. Mahkemece, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap ve takdir olunan 1.144.650,00 TL vekalet ücretinin (davalılardan … için sorumluluk miktarına karşılık gelen, dava tarihi itibari ile dava açılmasına sebebiyet verdiğinden bu vekalet ücretinin 172.143,98 TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’dan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ise de 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 133/son fıkrası “…Bu madde kapsamında açılan veya açılacak davalar ile kanunî halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir….” hükmünü düzenlemiş olup anılan hükümde lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir denildiğine göre her iki taraf için de hükmedilecek vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinden mahkemece anılan madde hükmü yanlış değerlendirilmek suretiyle yazılı şekilde … yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durum karşısında, davalı … vekilinin anılan yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerle de kararın davalı … yararına bozulması gerekirken yazılı şekilde bozulmuş olduğundan, davalı … vekilinin anılan yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.06.2017 Tarih, … Esas-… K. sayılı bozma ilamına yukarıda açıklanan nedenlerin (5) numaralı bent şeklinde ekleme yapılarak bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, davalılar … ve … dışındaki davalılar yönünden verilen mahkememiz kararı Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olmakla, yargılamaya davalılar … ve … yönünden devam olunmuştur.
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği üzere davalılardan … hakkındaki davadan feragatin adı geçen davalının belirlenen sorumluluk miktarı nazara alınarak müteselsil sorumluluk kuralları çerçevesinde yine davalı …’ın sorumluluk miktarı da nazara alınarak sirayetinin belirlenmesi ve diğer davalı …’ın sorumluluğuna ilişkin bulunan bizzat kendi maaşının haczi neticesinde yapılan tahsilatlar, sorumlu tutulduğu krediler nedeniyle yapılan tahsilatlar ve protokol hükümleri neticesinde yapılan tahsilatların adı geçen davalının belirlenen sorumluluk tutarından düşülerek, Kurum yazısında gösterilen yapılan diğer tahsilatların ise müteselsil sorumluluk kuralları nazara alınarak davalının borcuna etkisi değerlendirilmesi hususunda rapor alınmak üzere dosya bozma öncesi rapor veren bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişiler SMMM …, YMM …, Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 20/07/2020 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacı kurumun, müteselsil borçlu davalı …’inde içinde bulunduğu tüm davalılardan 108.000.000 TL zarar talebinde bulunduğu, yapılan yargılama sonucunda … ATM’nin 28/02/2006 tarih, … E, … K sayılı kararıyla …’in sorumluluğunun 19.936.000 TL olarak tespit edildiği, işbu kararın temyizi sonucunda davalı … lehine kararın bozulduğu, akabinde bu kez davacı kurumun davalı … aleyhine açtığı bu davadan feragat ettiği; davalı … aleyhine takdir edilen sorumluluk miktarının 19.936.000 TL olduğu, bu itibarla davalı … lehine davacı kurum tarafından feragat edilen ve müktesep hak teşkil etmekle kesinleşen miktarın 19.936.000 TL olduğu; diğer müteselsil borçluların müteselsil sorumluluk kuralları nazara alınarak feragat edilen bu miktardan yararlanmaları ve bu miktarın davalı … ve …’ın sorumluluğundan düşülmesi gerektiği;
Davalı … yönünden; bozma ilamında açıklandığı üzere, yapılan sair tahsilatlarla 30/06/2006 tarihinde davalı …’ın borcunun sıfırlandığı, başka bir ifadeyle davalı …’ın sorumluluğunun bizzat kendi maaşının haczi, sorumlu tutulduğu krediler nedeniyle yapılan tahsilatlar ve protokol hükümleri neticesinde 30/06/2006 tarihinde tamamen sona erdiği; diğer yandan davacı kurumun, davalı ve müteselsil borçlu olan … lehine feragati neticesinde, her ne kadar davalı … lehine feragat edilen miktarın müteselsil sorumluluk kuralları nazara alınarak anılan davalı borcundan düşülmesi gerekmekte ise de, davalı …’ın borcunun tamamen ödendiği tarihten sonraki tarihte yapılan feragatin etkisinin bulunmadığı;
Davalı … yönünden; raporda ve yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacı kurumun talepte bulunduğu 108.000.000 TL zarardan, davalı … lehine feragat edilen 19.936.000 TL’nin düşümünün gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, Yargıtay bozma ilamında işaret edilen eksikliği giderecek yeterlikte, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davalı … yönünden yapılan inceleme;
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında da vurgulandığı üzere, kural olarak karşılık alınarak müteselsil borçlulardan biri hakkında yapılan feragatten diğer müteselsil borçluların da yararlanabileceği kuşkusuzdur. Benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davalı … lehine feragat edilen ve kesinleşen miktar 19.936.000 TL olduğundan, diğer davalı müteselsil borçluların müteselsil sorumluluk kuralları gereği feragat edilen bu miktar kadar sorumluluklarından düşülmesi gerekir. Bu durumda davacı kurum istemine ilişkin 108.000.000 TL zarardan, davacı kurum tarafından davalı … lehine feragat edilen 19.936.000 TL’nin müteselsil sorumlulukta feragatin sirayeti ilkesi gereği düşümü sonrası, davacının bu davalıdan talep edebileceği zararın 88.064.000,00 TL olduğu, bu miktarı aşan davacı taraf isteminin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı anlaşıldığından, bu davalıya yönelik açılan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı … yönünden yapılan yargılama inceleme;
Benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, bu davalıdan yapılan tahsilatlar sonrası borcun tamamen ödendiği ve sorumluluğunun sona erdiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında vurgulandığı üzere, müteselsil borçluların müteselsil sorumluluk kuralları gereği feragat edilen miktarın sorumluluklarından düşülmesi gerekli ise de; bu davalının borcunun tamamen ödendiği tarihten sonraki tarihte yapılan feragatin davalı borcuna herhangi bir etkisinin bulunmadığı anlaşıldığından bu davalıya yönelik açılan ve yapılan tahsilatlar nedeniyle borcun ödenmesi nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı …’a yönelik açılan ve konusuz kalan Davanın Esası Hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı …’a yönelik açılan Davanın KISMEN KABULÜ ile,
88.064.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacının bu davalı yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 6.015.651,85 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına (Mahkememiz 2014/371 Esas, 2016/86 harç numaralı harç tahsil müzekkeremiz ile maliyeye bildirilen ve anılan davalıdan tahsili istenilen 7.377.480,00 TL tahsil edilmiş ise iş bu karar kesinleştiğinde ve talep halinde geriye kalan 1.361.828,15 TL’nin davalıya iadesi için maliyeye müzekkere yazılmasına, eğer tahsil edilmemiş ise ilgili harç tahsil müzekkeresinin hiçbir işlem yapılmaksızın iadesinin ve 6.015.651,85 TL’nin tahsilinin istenilmesine),
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinde karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınıp davacıya verilmesine,
5-Hükmüne uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2017 tarihli bozma ilamının 4.bendi ile 09/05/2019 tarihli bozma ilamının 2.bendindeki hususlar göz önüne alınarak, reddedilen kısım yönünden davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan ve ilk kararda hesaplanan 9.325,50 TL ile bozma sonrası yapılan 3.000 TL bilirkişi ücreti ve 224 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 12.549,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 10.232,95 TL’sinin (Mahkememizce daha önce verilen 15/12/2015 tarih ve 2014/371 E-2015/914 sayılı kararın hüküm kısmının 11.bendine ilişkin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 28/01/2021
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı