Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/390 E. 2023/517 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/390 Esas
KARAR NO:2023/517

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/06/2019
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasınca icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin borçluya tebliği akabinde itiraz üzerine icra takibi durdurulduğunu ve de itirazın iptali isteme zarureti hasıl olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ilişki davalı ikrarı ile subüta erdiğini, bununla beraber icra takibinin konusu olan faturaların müvekkil şirkete ödendiğine dair dosya kapsamında sunulmuş bir belge bulunmamakta olduğunu, yapılan görüşmelerde ödemenin yapılmış olduğu ifade edilmiş ise de müvekkiline söz konusu fatura alacakları hiçbir şekilde ödenmediğini, müvekkilinin davalının ifade ettiği üzere işini eksiksiz ve de tam olarak tamamlamış ancak düzenlediği faturaların karşılığını alamadığını, taraflar arasındaki alacağa dair ticari defterlerin incelenmesi halinde müvekkilinin haklı olduğunun anlaşılacağını, ancak davalının yapmış olduğunu iddia ettiği ödemelere dair taraflarında ciddi şüpheler hasıl olmuş olup bu hususta müvekkilinin bilgisi dışında imza, beyan,belgelerinin adına düzenlemesi yolu ile borcun ortadan kaldırılmasına dönük kötüniyetli bir çalışmanın yapılmış olması da muhtemel olduğunu, bu hususta karşı tarafın sunacağı belgelerin aslının dosyaya ibrazının elzem olduğunu ve de şimdiden sunulacak belgelere itirazlarını sunduklarını, bunun üzerine taraflar tacir olduğundan ‘Hukuki Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk’ başvurusu yapılmış ve de alacak bütün yönleri ile tartışıldığını, mamafih daval buna yanaşmadığını ve de anlaşmama ile sonuçlandığınını, arabulucu tutanağının aslını fiziken dosyaya davanın açıldığı gün muhabere ile göndereceklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle alacak dayanağı ikrar edilmiş fatura alacağından kaynaklandığından ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, fatura tarihlerinden itibaren (26.12.2016 tarihli … seri numaralı 103.840 TL fatura alacağı ile 13.05.2017 tarihli 0085 seri numaralı 63.160 TL) davalının temerrüde düştüğüne, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptaline/takibin devamına, borcun ödenmesine, davalının itirazında haksız olduğu gözetilerek %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalının temerrüde düştüğü tarihten ve de takip tarihinde itibaren tarafların tacir olduğu gözetilerek ticari faiz/reeskont faizi üzerinde borcun ödenmesine, masraf vekalet ücreti karşı tarafa yükletilerek karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki dava, davaya dayanak icra takibinde olduğu gibi haksız, yersiz, kötüniyetli bir dava olup tümden reddi gerektiğini, davacı tarafından başlatılan icra takibinde müvekkili firmaya gönderilen 7 örnek ödeme emrinde borç sebebi gösterilmediğini, borcun neden ve nereden kaynaklandığının açıklanmadığını, müvekkilinin borçlu olduğuna dair bir senet, bir fatura, sözleşme veya cari hesap ilişkisine ilişkin hiçbir belge müvekkil firmaya tebliğ edilmediğini, huzurdaki dava ile davacının iki adet fatura bedelini talep ettiği anlaşılmakt olduğu ancak davacıya fatura borcu da bulunmamakta olduğunu, davacı firma, Gaziantep’te müvekkili firmanın üstlendiği … Tadilat ve Yenileme Projesi kapsamında Çelik Konstrüksiyon ve Demir İşleri’ni alt yüklenici olarak üstlendiğini ve taraflar arasında sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme ile başlayan ticari ilişkide muavin defter kayıtlarında da görüleceği üzere müvekkili firma tarafından davacı firmanın huzurdaki davaya konu ettiği fatura bedelleri, davacının banka hesabına nakit olarak ve ayrıca davacı firmaya çekler verilmek suretiyle ödendiğini, bu çekler davacı firma tarafından ya ciro edilerek âhara verilmiş ya da tahsil edilerek nakde çevrildiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle ve fazlaya dair her türlü beyan, talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, yukarıda anlatılan nedenler ve mahkemece resen tayin ve takdir edilecek nedenlerle davacının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun taleplerinin ve davasının reddine, davacının fer’i taleplerinin ayrı ayrı reddine, icra takibi ve davasında haksız ve kötüniyetli olan davacının, icra takibinde gösterdiği asıl alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ile cezalandırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyası ile “26.12.2016 tarihli … seri numaralı 103.840 TL fatura alacağı ile 13/05/2017 tarihli 008583 seri numaralı 63.160 TL fatura alacağı ” borcun dayanağı olarak gösterilerek 194.000,00 TL asıl alacak ve 58.281,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 252.281,55 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı ödeme emrinin 24/05/2019 günü davalı yana tebliğ edildiği, 30/05/2019 tarihinde 7 günlük yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından itiraz edildiği takibin durduğu, davalı itirazının davacıya tebliğ edilmeksizin 28/06/2019 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafından düzenlenen 26/12/2016 tarihli … seri numaralı çelik konstrüksiyon imalatı açıklamalı KDV dahil 103.840,00 TL bedelli ve 13/05/2017 tarihli 008583 seri numaralı dilatasyon profili yapımı açıklamalı KDV dahil 63.160 TL bedelli faturadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesi ile davacının dava konusu yaptığı faturaları, banka hesabına göndererek, çek vererek ve davacı adına SGK’ya ödeme yaparak ödediğini iddia etmektedir.
Davacının takip ve dava konusu 2 adet faturadan dolayı alacaklı olduğu sabit olup, uyuşmazlık bu faturaların davalı tarafından ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı faturaları ödediğini ispat yükü altındadır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi Mali Müşavir … tarafından sunulan 19/11/2022 teslim tarihli rapor ile: tarafların ticari defter ve kayıtlarının TTK hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış onaylarına sahip olduğu, dava konusu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının kendi kayıtlarına göre davalıdan 167.000 TL alacaklı olduğu ve davalı kayıtlarına göre ise davacı yana borcunun bulunmadığı rapor edilmiştir.
Davacı yan davalının ödeme iddiasını kabul etmemiş, ödeme yapıldığı iddia edilen çeklere ve bunların teslimine ilişkin imzasını içeren evraklara itiraz etmiştir.
Davalı 20/12/2016 tarihli 30.000 TL bedelli … çeki, 20/12/2016 tarihli 45.000 TL bedelli … çeki, 31/05/2017 tarihli 40.000 TL bedelli … çeki ve 31/07/2017 tarihli 30.000 TL bedelli … çeki ile ödeme yaptığını savunmuş ve bu çeklerin teslim alındığına dair davacı imzalarını içerir belgeleri ibraz etmiş, davacı bu belgelerde ve çeklerde adına atılı imzalara itiraz etmiştir.
Davalının ödeme iddiasında bulunduğu … çeklerinin davalı tarafından davacı adına düzenlendiği, davacı tarafından ciro edildiği ve son hamil Hüseyin Yıldırım tarafından tahsil edildiği, … çeklerinin ise dava dışı … Gay. Paz. Dan. Ve İnş Aş tarafından dava dışı … …. Aş adına düzenlendiği ve davacının anılı iki çekte sıfatının bulunmadığı ve çekilerin dava dışı lehtar tarafından dosyamız davalısına cirolandığı ve çeklerin dava dışı son hamile ödendiği anlaşılmıştır.
Davacının imza itirazı üzerine mahkememizce ödeme iddiasına konu çekler ile davalının çekleri davacıya teslim ettiğini iddia ettiği davacı yanın imzasını taşıyan belgeler üzerinde imza incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davalı tarafından çeklerin davacıya teslimine dair belgelerin aslı ibraz edilmemiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 22/02/2023 tarihli rapor ile … Bankasına ait çeklerde davacı adına atılı imza bulunmadığı, çeklerin davacıya teslimine dair belgelerin asıllarının bulunmadığı ve …’a ait çeklerde davacı adına atılı imzanın kuvvetle muhtemel davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı rapor edilmiştir.
Davalı dava konusu çeklerin davalıya teslimine dair belge asıllarını imza incelemesine ibraz etmemiş buna yönelik iddiasını ispat edememiştir. Ödeme konusu çeklerde davacı yanın sıfatının bulunmadığı ve davalının bu çekleri davacıya teslim ettiğini ispat edememesi göz önüne alınarak davalının … Bankası çekleri ile yaptığı ödeme savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir. …’a ait çeklerde davacı yan lehtar sıfatı ile yer alsa da, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacı adına atılı imzanın kuvvetle muhtemel davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edilmiş olduğu göz önüne alınarak davalının bu çeklere dair ödeme savunmasına da mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalı çek bedellerini aşan kısmı ise, davacı adına SGK’ya 16.009,18 TL ödeme yaparak ve davacı hesabını havale yolu ile 5.990,82 TL göndererek ödediğini savunmuştur. Davalı tarafından yapıldığı iddia edilen banka ödemesi davacı defterlerinde kayıtlı değildir, davalıda bu ödemeye dair bir belge dosyaya ibraz etmemiştir. Bu nedenle davalının bu ödeme savunmasına da mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalı SGK’ya davacı adına 16.009,18 TL ödeme yapıldığını savunmuşsa da, …’nden gelen 04/03/2021 tarihli müzekkere cevabında, ödemenin kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği bildirilmiştir. Davalı tarafından sunulan mail yazışmaları ile ekinde bulunan belgelerden davalı tarafından davacı adına 6.761,44 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamına göre davacı tarafın, aralarında yapılan eser sözleşmesi gereği düzenlenen iki adet faturadan dolayı davalıdan 167.000 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, davalının üzerine düşen ödemeye dair ispat yükünü mahkememizce kabul edilen 6761,44 TL dışında ispat edemediği, davacının davalıdan bu ödemenin mahsubu ile 160.238,56 TL alacaklı olduğu, takip ve dava konusu yapılan fazlaya ilişkin kısım yönünden alacaklı olmadığı ve davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği bu nedenle takip öncesi dönem için işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağı anlaşıldığından, davacının alacaklı olduğu anlaşılan 160.238,56 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebinin faturaya dayalı olup likit olduğu ve davalının takibe itirazda haksız olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin itirazın iptaline karar verilen kısım yönünden kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacı yanın reddine karar verilen alacak istemi yönünden takip yapmakta kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 160.238,56 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20 ‘ si oranında hesaplanan 32.047,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
4-Alınması gereken 10.945,90 TL karar ve ilam harcının 2.581,44 -TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 8.364,46 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından ödenen 2.581,44 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile ödenen 44,40 TL başvuru harcı ile 1.182,35 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti, 2.628,00 TL ATK Fatura Bedeli olmak üzere toplam 3.854,75 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.745,24-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 25.035,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 10.361,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 940,07 TL’ sinin davalıdan, 379,93 TL’ sinin davacıdan alınarak Hazine’ye ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır