Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/387 E. 2021/19 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/387 Esas
KARAR NO: 2021/19

DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/06/2019
KARAR TARİHİ: 20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkili taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, gönderenin (davalının) ise taşıma ücretini ödemeyi kabul ettiğini, müvekkili şirketin taşıma taahhüdünü gereken özenle ve ivedilikle yerine getirdiğini, bunun karşılığı olarak ise davalı adına faturalar düzenlendiğini, davalı tarafın taşıma ücretinden dolayı müvekkiline toplam 33.496,79-TL. borcu bulunduğunu, davalı tarafın borcunu ödememesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalı tarafın itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı 12/07/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket tarafından davaya karşı herhangi bir cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki kargo sözleşmesinden kaynakla fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, kargo sözleşmesi, müvekkili şirketin 31/08/2018 tarihli ihtarnamesi, bilirkişi incelemesi, arabuluculuk tutanağı, faturalar, ticari defterler, banka kayıtları, keşif, yemin, tanık beyanı ve diğer her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise delil dilekçesi sunmamıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının aslı celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından 10/09/2018 tarihinde 33.496,79-TL. asıl alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 12/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket yetkilisi ve aynı zamanda müdürü … tarafından 18/09/2018 tarihinde yasal süresi içerisinde borca itiraz itiraz edildiği, sonrasında 27/06/2019 tarihinde ve 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı şirketçe davalı şirket aleyhine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, mahkememizce icra takip dosyası getirilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosyada görülmüş, 11/03/2020 tarihli duruşmada uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, konusunda uzman bir taşıma ve kargo sektör bilirkişisi bir de SMMM bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 09/09/2020 tarihinde ön bürodan dosyaya sunulan raporda özetle; dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı tarafın ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davacı şirketin incelemeye esas ticari defterlerinin açılış tasdik işlemlerinin süresinde yaptırılmış olduğu, TTK hükümleri çerçevesinde ticari defterlerin birbirini doğrular nitelikte olduğu, bu itibarla davacının 2017 – 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin lehine delil niteliği bulunduğu kanaatine varıldığı, davacı şirketin davalı şirketi 233137008 nolu hesapta izlediği, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında davalı tarafa kesmiş olduğu faturaları cari hesabı izlediği hesabın borç tarafına, yapmış olduğu tahsilatları ise cari hesabın alacak kısmına kaydederek defterine usulüne uygun olarak işlediği, davacı tarafından düzenlenen faturaların davacı ile davalı arasındaki taşıma ilişkisi nedeniyle düzenlendiği, bu faturalar ile davacının 31/08/2018 tarihli ihtarnamesinin diğer tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinde davacının taşıyıcı sıfatıyla taahhüt ettiği kargo taşımacılığı hizmetini davalı adına yapmış olduğu, davalının da davacının tanzim ettiği faturaların muhteviyatı olan taşıma hizmetlerini aldığı ve buna bağlı olarak ücret ödeme borcunu yerine getirmesi gerektiği, davacının TTK.’nun 850/2. maddesine göre ifa ettiği taşıma işleri ile ilgili olarak davalıdan dava konusu yaptığı 33.496,79-TL.’nin tamamını talep edebileceği, davacı yanın davalı yanı noter ihtarnamesi ile temerrüde düşürmediği, bu nedenle temerrüdün icra takibi ile oluştuğu, davacı tarafından talep edilen %20 icra inkar tazminatı konusundaki nihai kararın münhasıran mahkemeye ait olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekilince 11/09/2020 tarihinde rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Bilirkişi kurulu raporu davalı şirkete 23/11/2020 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, davalı şirket tarafından bilirkişi kurulu raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Mahkememizce yargılama sırasında davalı şirketin kayıtlı olduğu … Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak BA-BS formları istenmiş, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen BA-BS kayıtlarının dosya içerisine alındığı görülmüştür. Davalıya ait BA-BS formlarının mahkememizce incelenmesinde; davacı … A.Ş. ile davalı şirket arasında süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalı şirketin davacı şirket tarafından adına düzenlenen faturaları kayıtlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği görülmüştür.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi kurulu raporunun birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında kargo (taşıma) sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve takibe konu yapılan faturaların taraflar arasındaki taşıma ilişkisindan kaynaklandığı, davalı şirketin davacı şirketçe adına tanzim edilen faturaları muhtelif tarihlerde düzenlenen fatura teslim tutanakları ile imzalı ve kaşeli olarak teslim aldığı, davalı şirketin faturaları BA formları ile kayıtlı bulunduğu … Vergi Dairesi’ne beyan ettiği, davacı şirketin taşıyıcı sıfatıyla taahhüt ettiği kargo taşımacılığı hizmetini yerine getirdiği, davalı şirketin ise takip konusu faturalara konu edilen taşıma hizmetlerini davacı taşıyıcıdan aldığı, bu nedenle davalı şirketin davacıdan aldığı taşıma hizmetine karşılık olarak ücret ödeme borcunu yerine getirmesi gerektiği, davacı şirketin TTK.’nun 850/2. maddesine göre ifa ettiği taşıma işleri ile ilgili olarak davalıdan takip tarihi itibariyle 33.496,79-TL. tutarında alacaklı olduğu, davalı borçlu şirketin bu miktara vaki itirazlarının ise haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, ayrıca kabul edilen alacak likit ve önceden belirlenebilir nitelikte faturaya dayalı para alacağı olduğundan, davalı tarafın itirazı da haksız olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı borçlu şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 33.496,79-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık 19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 6.699,35-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 2.288,16-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 572,05-TL. harçtan mahsubu ile kalan 1.716,11-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 2.395,65-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.024,52-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır