Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/368 E. 2020/934 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/368 Esas
KARAR NO :2020/934

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 21/06/2019
KARAR TARİHİ: 21/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; üniversite öğretim üyesi olduğunu, … Bankası müşterisi olması nedeniyle yüksek kâr vaadiyle yatırımlarını borsada çok daha iyi değerlendirebileceğinin bildirildiğini, kendisinin ikna olması sonucu işlemlere başladığını, kendisine herhangi bir aydınlatma yapılmaksızın gün içinde aranarak alım satalım dendiğini, bu yönlendirmeler ile onay alınarak komisyon kazanmak amacıyla işlemler yapıldığını, önerilen hisse senetleri ile aşırı alım satım yapılarak komisyon geliri sağlandığını, 2013 yılından başlayarak 2016 yılına kadar alım satım işlemi yapıldığını, bu süreçte hiç bir olağanüstü kriz vb. olmamasına rağmen, 101.000.-TL. zarara uğratıldığını ve bu zararının karşılanması gerektiğini belirterek, şimdilik 100.000,00-TL nin en yüksek faiz üzerinden ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …, … numaralı yatırım hesabından, imzalamış olduğu 29.04.2013 tarihli Sermaye Piyasası Araçları Muhafaza ve İşlem Çerçeve Sözleşmesi (SPA) kapsamında, … Borsası’nda kayıtlı hisse senedi alım satım işlemleri gerçekleştirmek üzere sözleşme imzalamış olduğunu, kendisine telkinde bulunulduğu veya ikna edildiğinin doğru olmadığını, ayrıca davacının, imzaladığı 20.04.2013 tarihli Müşteri Tanıma Formu’nda risk tercihini “yüksek” olarak belirtmiştir. Gerek bu sözleşmelerde gerekse sözlü olarak işlemlerin riskleri ve olası sonuçları tüm ayrıntısı ile davacı ile paylaşılmış, aynı zamanda üniversite öğretim üyesi olduğunu beyan eden davacının tüm bu sonuçları öngörerek ve yüksek risk yüksek kazanç beklentisi ile hareket etmiş olduğunu, davacının, hisse senedi alım satım işlemlerine 06.05.2013 tarihinde başlamış, yaklaşık 3,5 yıl sonra, 21.10.2016 tarihinde işlem yapmaya son vermiştir. Davacının bu süreçte dönem bazında elde ettiği kâr ve zarar tutarları aşağıdaki tabloda yer almakta olduğunu, davacının bazı dönemler de kâr elde etmiş bazı dönemlerde ise zarar etmiş olduğunu, davacının sürekli zarar ettiği iddiasının doğru olmadığının açık olduğunu, davcının , 2013/2, 2013/4, 2014/2, 2014/4 çeyreklerinde, kâr elde etmiş olup, bu dönemlerdeki toplam kârı 50.454,97.-TL. Olduğunu davacının hisse senedi piyasasının risklerini bilerek ve fakat yüksek kâr amacıyla bu yatırım aracına yönelmiş olduğunu, davacının yönlendirildiği iddiası doğru kabul edilse dahi, davacı beyanlarına göre; davacıya hisse senedi alımı için öneride bulunulmuş ve davacı bu önerileri kabul ederek alıma onay vermiş olduğunu, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; Sermaye Piyasası Araçları Alım Satım İşlem Çerçeve sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Davacı; davalı ile aralarında Sermaye Piyasası Araçları Alım Satım İşlem Çerçeve sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, bu kapsamda davalının kendisini yeterince aydınlatmadan günün muhtelif zamanlarında telefonla arayarak mesai sırasındaki yoğunluk nedeniyle verdiği kısa cevapları esas alarak hatalı yatırım işlemlerine sevk ettiğini, bu hususun uygulamada provizyon avcılığı olarak isimlendirildiğini beyanla zararın tazminini talep etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Eldeki uyuşmazlığa konu işlem 6102 sayılı TTK’nın 4.maddesi kapsamında ticari dava olmakla birlikte aynı zamanda 6502 sayılı Kanunun 3/l bendi uyarınca tüketici işlemidir.
6502 sayılı kanunun 73/1 fıkrası uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
Aynı kanunun 83/2 fıkrası uyarınca ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
Her ne kadar davacı vekili tarafından eldeki uyuşmazlıkta ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna dair Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2348 Esas ve 2019/82 Karar sayılı kararı sunulmuş ise de, söz konusu karara dayanak olan sözleşmede davacının ticari amaçla hareket ettiğinin açıkça yazılı olduğu, ancak eldeki davaya dayanak olan sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmadığı, işlemin finansal işlem olmasının işlemi tüketici işlemi olmaktan çıkarmayacağı, zira 6502 sayılı kanunun 3/l bendinin yanında aynı kanunun 49.maddesinde de finansal işlemlerin düzenlendiği, eldeki uyuşmazlığın 31/01/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 4/1-a maddesi kapsamında yer aldığı, hal böyle iken uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı anlaşılmakla davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ( İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesinin 2019/287 – 1496 E.K sayılı kararı, İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesinin 2018/1401 – 2019/1375 E.K sayılı kararı, Ankara BAM 21. Hukuk Dairesinin 2020/655 – 886 E.K sayılı kararı ile Antalya BAM 11. Hukuk Dairesinin 2019/1632 – 2020/706 E.K sayılı kararları )
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin … Tüketici Mahkemeleri olduğunun tespitine,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı