Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/333 E. 2021/475 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/333 Esas
KARAR NO:2021/475

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :11/06/2019

BİRLEŞEN…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … -KARAR NO: …

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :11/06/2019
KARAR TARİHİ:17/06/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili dernek yöneticisi …’nin mevcut yetkililerini kötüye kullanarak ve bir takım hilelerle bankalardan çek koçanı aldığını ve dernek kayıtlarına geçirmeden uhdesinde tuttuğunu, işbirliği yaptığı kişi ve kurumlar üzerinden sahte içerikli faturalar kullanarak çekleri kısa bir sürede piyasaya sürdüğünün tespit edildiğini, bunun üzerine …’nin yetkilerine sone verilerek hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin bilerek veya bilmeyerek bu olaya ortak olduğunu; davalı şirket tarafından kabul edilen çeklerin tamamında lehtar olarak gözüken … ile müvekkili arasında hiçbir mal veya hizmet ilişkisinin bulunmadığını, davalının çekleri kabul aşamasında gerekli araştırma görevini ihmal ettiğini; dolayısıyla çeklere yönelik …. İcra Müdürlüğü’nün …-… E sayılı dosyalarından başlatılan takiplerden dolayı borçlu olunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş;
Birleşen Mahkememiz … E sayılı dosyasında ise; asıl davada ileri sürülen nedenlerle birleşen işbu davaya dayanak …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına konu çekler yönünden davalıya borçlu olunmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin müvekkili şirket tarafından geçerli bir faktoring işlemi sonucunda ve çeklerde kendisinden önce ciranta olarak imzası bulunan …–…’den, çeklerin kendisinden önceki ciranta ile davacı dernek arasındaki ticari ilişkiyi gösteren ve çeklerin alımına sebep olan fatura ile birlikte devralındığını, karşılık olarak da çeklerin bedelinin faktoring müşterisi olan …-…’ye ödendiğini, 6361 sayılı yasa hükümleri gereğince faktoring şirketlerinin çeki devralması için taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren faturanın mevcudiyetini tespit etmesinin yeterli olduğunu, dolayısıyla faktoring işleminin tamamen hukuka uygun olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu çekleri yasaya uygun olarak devralan iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu, davacı derneğin eski yetkilisinin yetkilerinin 14/05/2018 tarihinden sonra elinden alındığının davacı tarafça da açıkça ifade edildiğini, çeklerin teslim alındığında davacı şirket yetkilisi …’nin dernek yetkilisi olduğunu ve çeklerin dernek yetkilisi tarafından imzalanmış olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle asıl ve birleşen davanın reddini savunmuş, davacının tazminata mahkumiyetini talep etmiştir.
Asıl davaya dayanak …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, takip alacaklısı davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçlusu hakkında 25/05/2018 tarih ve 48.000 TL, 25/05/2018 tarih ve 74.200 TL, 25/05/2018 tarih ve 69.000 TL bedelli çeklere dayalı;
Asıl davaya dayanak …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, takip alacaklısı davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçlusu hakkında 20/05/2018 tarih ve 66.000 TL bedelli çeke dayalı;
Asıl davaya dayanak …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, takip alacaklısı davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçlusu hakkında 28/05/2018 tarih ve 74.000 TL, 30/05/2018 tarih ve 71.500 TL, 30/05/2018 tarih ve 64.400 TL bedelli, 30/05/2018 tarih ve 57.500 TL bedelli çeklere dayalı;
Birleşen davaya dayanak …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, takip alacaklısı davalı tarafından, davacı ve diğer takip borçlusu hakkında 29/04/2018 tarih ve 47.000 TL, 30/04/2018 tarih ve 47.000 TL, 30/04/2018 tarih ve 46.000 TL bedelli çeklere dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takiplerine girişildiği görülmüştür.
Asıl ve birleşen dava; asıl ve birleşen davalara dayanak takiplere konu çeklerden dolayı İİK’nın 72/3.maddesi gereği borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, kural olarak İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında borçlu olunmadığı ileri sürülmüş ise; alacağın varlığını ve miktarını kanıtlamak yükümlülüğü alacaklıdadır. Ancak, alacağın kambiyo senedine dayanması halinde bu genel kuralın istisnası olarak borçlu olunmadığının kanıt yükümlülüğü, iddiayı ileri süren borçlu taraftadır.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, asıl ve birleşen davaya dayanak takiplere konu çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasındadır.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; asıl dava ve takip konusu çeklerin davacı derneğin önceki başkanı …’nin dernek başkanlığı döneminde ileri tarihli olarak düzenlenerek tedavüle çıkartılıp çıkartılmadığının, davalı tarafın eline geçerli bir faktoring ilişkisi içerisinde geçip geçmediğinin ve davalının çekleri iktisabında kötü niyetinin bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, getirtilip-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler faktoring konusunda uzman bilirkişi … ve icra iflas hukukunda nitelikli hesaplamalar konusunda uzman …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından ibraz edilen 11/11/2020 tarihli raporun ve bu kez birleşen davada yine aynı hususların tespiti amacıyla aynı bilirkişi kurulundan alınan 08/02/2021 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporlarında özetle; asıl ve birleşen dava ve takip konusu, 20/05/2018 tarihli 66.000 TL bedelli, 25/05/2018 tarihli 69.000 TL bedelli, 30/05/2018 tarihli 64.400 TL bedelli, 25/05/2018 tarihli 48.000 TL bedelli, 25/05/2018 tarihli 74.200 TL bedelli, 30/05/2018 tarihli 71.500 TL bedelli, 30/05/2018 tarihli 57.500 TL bedelli, 28/05/2018 tarihli 74.000 TL bedelli, 29/04/2018 tarihli 47.000 TL bedelli, 30/04/2018 tarihli 47.000 TL bedelli, 30/04/2018 tarihli 46.000 TL bedelli çeklerin, davacı tarafından … – … adına keşide edildiği, çeklerin arka yüzündeki ciro silsilesine göre davalı … şirketine verildiği; davalı şirket ile dava dışı lehtar arasında yapılmış faktoring sözleşmesi kapsamında, davalı şirkete temlik edilen fatura borçlusunun davacı olduğu, faturalar karşılığında davacı tarafından keşide edilen dava konusu çeklerin lehtarı … – … cirosu ile davalı şirkete teslim edildiği, buna göre dava konusu çeklerin faktoring işlemine koni edildiği anlaşıldığı ancak, salt faturanın alacağın varlığını ispata yetmeyeceği; bu durum yerleşik yargıtay içtihatlarında ortaya konulduğu, bu bağlamda, faturanın tek başına akdi ilişkiyi ve bu ilişkiden doğan yükümlülüğün yerine getirilmiş olduğunu ispata tek başına yeterli olmayacağı; davalı … şirketinin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket edip etmediğine ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2.maddesi gereği; faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve assalar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.
Aynı Kanun’un 9/2.maddesinin yollamasıyla 04/02/2015 tarih ve … sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5/1.maddesine gereği; kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışmasının; a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi, b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması, c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dahil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur.
Somut olayda davalı taraf Faktoring Şirketi olup, her ne kadar asıl ve birleşen dava ve takip konusu çeklerin müşterisi olan ve kendisinine ciro eden dava dışı … – …’den faktoring Sözleşmesi uyarınca alındığını, keşideci davacı ile arasındaki alış verişin fatura ile tevsik edildiğini, çeklerin üzerinde davacının imzasının olduğunu, faktoring mevzuatına uygun olarak çeki aldığını ve iyiniyetli hamil olduğunu savunmuş ise de; yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan mevzuat hükümleri gereği, davalı tarafça asıl ve birleşen dava konusu çeklerin kendisine tesliminde gerekli istihbarat çalışmasının yapıldığını iddia ve ispatlayamadığı gibi kanunda sayılan yükümlülüklerin yerine getirilmediği; diğer bir anlatımla çekin keşidecisi ile lehtar arasında gerçek bir ticari ilişki bulunduğu yönünde gerekli araştırmayı yapmadığı gibi kendisine temlik yapan lehtarın gerçekte bir alacağının bulunduğu konusunda yeterli kanıt sunmadığı, buna bağlı olarak faktoring mevzuatına uygun bir alacağın temlikinin sözkonusu olmadığı kanaatine varıldığından asıl ve birleşen davanın kabulüne; borçlu hakkındaki takip haksız olmakla birlikte takibe girişmekte alacaklının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacının tazminat istemlerinin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Asıl ve Birleşen Davanın Ayrı Ayrı KABULÜ ile,
1-Asıl davaya ilişkin olarak ….İcra Müdürlüğü’nün …, … ve … Esas Sayılı dosyalarında ve birleşen mahkememizin … Esas Sayılı dosyasına ilişkin olarak ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasındaki takiplere dayanak yapılan tüm çekler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Koşulları oluşmadığından davacı tarafın tazminat isteminin reddine,
3-Asıl davada alınması gerekli 34.961,05-TL karar ve ilam harcından 8.740,27-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 26.220,78-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Birleşen davada alınması gerekli 9.235,51-TL karar ve ilam harcından 2.308,88-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 6.926,63-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Asıl davada davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 42.640,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Birleşen davada davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 16.794,00 -TL vekalet ücretinin birleşen davalıdan alınıp birleşen davacıya verilmesine,
7-Asıl davada davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 8.740,27 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 4.000 TL bilirkişi ücreti ve 174 TL tebligat giderlerinin toplamı 12.965,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Birleşen davada davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 2.308,88 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 4.000 TL bilirkişi ücreti ve 157 TL tebligat giderlerinin toplamı 6.516,68 TL yargılama giderinin birleşen davalıdan alınıp birleşen davacıya verilmesine,

9-Asıl ve birleşen davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde asıl ve birleşen dosyalardan davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2021

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı