Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/327 E. 2022/282 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/327 Esas
KARAR NO:2022/282

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİH:31/05/2019
KARAR TARİHİ:22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … … İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkili bankaya başvurusu üzerine müvekkili banka ile davalı … … İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ arasında “Genel Kredi Sözleşmesi” “ve “Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu sözleşmeler gereğince de müvekkili banka tarafından davalı şirkete Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığını ve Çek Taahhüt Kredisi kapsamında çek yaprakları verildiğini, diğer davalı … da akdedilen sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, yapılan tüm uyarılara rağmen, borçluların sözleşmelerden doğan borçlarını ödememeleri üzerine borçlulara … 2. Noterliği’nin 06/11/2018 tarihli, … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, davalıların müvekkili bankaya olan borçlarının varlığı, borçlulara keşide edilen fakat borçlular tarafından hiçbir şekilde itiraz edilmeyerek kesinleşen, hesap kat ihtarnamesi ile sabit olduğunu, davalıların kendisilerine tebliğ edilen hesap kat ihtarnamesine rağmen, borçlarını ödememeleri üzerine, …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalılar, haksız ve mesnetsiz olarak, borca, faize, yetkiye, borcun tüm fer’ilerine itirazda bulunarak icra takibini durdurduklarını, söz konusu itiraz, takibi sürüncemede bırakmak ve müvekkili bankanın haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacı ile yapılmış olup, son derece haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalıların sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemeyerek imzalamış olduğu sözleşmeleri ihlal ettiklerini, davalılar aleyhine ayrı ayrı icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalıların her birinin ayrı ayrı %20 ‘ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatın mahkum edilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, HMK 116. Maddede kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde yapılan yetki itirazları ilk itiraz olarak belirlenmiş olmakla yetki ilk itirazlarını tekrarladıklarını, davacı yan dava dilekçesinde, Genel Kredi Sözleşmesine atıfta bulunmakla, taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme uyarınca da İstanbul Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiğini ileri sürdüğünü, davacı tarafın müvekkillerle imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi, davacı yan tarafından hazırlanan, kredi kullanmak için başvuran her bireye dayatılan, üzerinde tartışılamayan ve bankanın aydınlatıcı açıklamalar yapmaksızın zorunlu koştuğu bir sözleşme olduğunu, sözleşmedeki pek çok madde gibi yetki maddesi de TBK 20. Madde uyarınca genel işlem koşulu olduğunu, müvekkillere bu genel işlem koşulu hakkında açıkça bilgi verilmiş olmadığı gibi müvekkillerince bu husus kabul edilmiş de olmadığını, hal böyleyken yetkiye ilişkin genel işlem koşulu TBK 21. Madde uyarınca yazılmamış sayılacağını, işbu dava sözleşmeden doğan bir borcun bulunup bulunmadığı esasına dayanmakta olduğunu, sözleşmenin yapıldığı yer ve davalıların ikametleri ise Düzce olduğunu, hal böyleyken İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunun açık olduğunu, dolayısıyla mahkemeden öncelikle yetki ilk itirazlarının nazara alınarak yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, takip talebinde talep edilen faiz miktarı da son derece fahiş olduğunu, yine bu faize gerekçe olarak dava dilekçesinde yine Genel Kredi Sözleşmesine atıfta bulunulduğunu, her ne kadar davacı yan tarafından GKS uyarınca takip başlatılmış olsa da başlatılan GKS ’nin faiz maddesi de genel işlem şartı mahiyetinde olduğunu ve TBK 20 ve 21 maddeleri uyarınca sözleşmeye yazılmamış sayılması gereken maddelerden olduğunu, müvekkillerden … , diğer müvekkili … Ürünleri… Ltd ’nin kefili olarak gösterildiğini, kefalet sözleşmelerinde TBK uyarınca, kefilliğin hangi tarihe kadar süreceğinin açıkça belirtilmesi gerekmekte olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesini görme, inceleme şansları olmadığı halde, bu hususun belirtilmediği müvekkillerince taraflarına beyan edildiğini, haliyle müvekkillerden … yönünden müteselsil kefalet hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyetli davacı hakkında yüzde yirminden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava; ” Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklı – İtirazın İptali ” davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile banka kayıtları celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalılardan takip tarihi itibariyle varsa ferileri ile birlikte borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizin 01/12/2020 tarihli celse dört nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman Bankacı … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 25/01/2021 tarihli raporu ve 17/05/2021 tarihli ek raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun ve ek raporunun tetkikinde, davacı banka ile davalı kredi lehtarı …. Ltd. Şti. firması arasında Genel Kredi sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi diğer davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı kefilin/lerin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 1.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 99.297,75 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin borcun tamamından hem kendilerinin ve hem de asıl borçlunun temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacaklarının hesaplanması sonucunda, Nakit Alacak Yönünden, 80.959,86 TL Asıl Alacak, 18.121,08 TL İşlemiş Faiz, 906,05 TL BSMV ve 623,73 TL İhtarname masrafı olmak üzere toplam 100.610,72 TL yönünden iptali ile takibin 80.959,86 TL ‘ lik Asıl Alacağa takip tarihinden itibaren asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %54 temerrüt faizi ve faizin %5 Gider vergisi olarak hesaplandığı, Gayri Nakit Alacak Yönünden, 2.030,00 TL çek sorumluluk bedelinin davalılar tarafından davacı nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesinin benimsendiği, … A.Ş ‘ nin kefaletiyle kullandırılan kredi borcuna karşılık anılan kurum tarafından davacı bankaya dava tarihinden sonra olmak üzere 26/06/2020 tarihinde 79.931,93 TL tutarında tazminat ödemesinin yapıldığı, davacı banka kefalet protokolü kasamında, tazmin edilen iş bu bedelin davalılardan tahsil edilmesine sözleşmesel olarak yetki ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka …’ den hiç tahsilat yapılmamış gibi, tazmin edilen bedel bakımından da takibe aynen devam etme yükümlülüğünün bulunduğu kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından ….İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile 104.767,49 TL nakit ve 2.030,00 TL gayri nakit olmak üzere toplam 106.797,49 TL alacak için ilamsız icra takibine başlandığı örnek 7 ödeme emrinin 12.04.2019 ve 15.04.2019 tarihlerinde davalı borçlulara tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından sunulan 17.04.2019 tarihli dilekçe ile takibe ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmeksizin 31.05.2019 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar tarafından icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş, takibe konu genel kredi sözleşmesinin 31. Maddesi ile 6100 sayılı HMK’nun 17. Maddesi gereği İstanbul İcra Daireleri ile İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı banka ile davalı … Tarım Ürünleri… Ltd. Şti arasında imzalanan 26.05.2017 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı … dava konusu genel kredi sözleşmesini 1.000.000,00 TL limitle müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden bankacı bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi tarafından sunulun 25.01.2021 tarihli rapor ile davacının talep edebileceği alacak miktarı belirlenmiş , bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya elverişli olmakla mahkememizce hükme esas alınmış , bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli 2019/4054 esas ve 2019/7699 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının nakit alacağa ilişkin isteminin likit olduğu anlaşıldığından nakit alacak yönünden davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, şartları oluşmadığından gayri nakit alacağa yönelik icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İcra İflas Kanunun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu sebeple davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalılar tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın,
Nakit Alacak Yönünden;
80.959,86 TL asıl alacak, 18.121,08 TL işlemiş faiz, 906,05 TL BSMV ve 623,73 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 100.610,72 TL YÖNÜNDEN İPTALİ ile takibin 80.959,86 TL ‘ lik asıl alacağa takip tarihinden itibaren asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %54 temerrüt faizi ve faizin %5 Gider vergisi yürütülmek suretiyle DEVAMINA, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE,
Gayri Nakit Alacak Yönünden, itirazın iptali ile takibin devamına ve 2.030,00 TL çek sorumluluk bedelinin davalılar tarafından davacı nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine,
2-Nakit Alacak yönünden, %20 ‘ si oranında hesaplanan 20.122,14 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Gayri Nakit Alacak yönünden şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Davalıların kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Nakit alacak yönünden, alınması gerekli 6.872,72-TL karar ve ilam harcından 1.300,00-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 5.572,72-TL eksik harcın davalılardan alınarak maliyeye gelir kaydınha,
6-Davacı tarafça yatırılan 1.300,00 TL harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Gayri nakit alacak yönünden, alınması gerekli 80,70 TL harcın davalılardan alınarak maliyeye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 50,80-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 896,90-TL olmak üzere toplam 947,70-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 910,10-TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan nakit alacak yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 13.508,02 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan gayri nakit alacak yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.030,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
11-Davalılar vekille temsil olunduğundan nakit alacak yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 4.156,77.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
12-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
13-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 1.267,63 TL’sinin davalılardan, 52,37 TL’sinin davacıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır