Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/320 E. 2019/869 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/320 Esas
KARAR NO: 2019/869

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma- Şirket Feshi)
DAVA TARİHİ: 30/05/2019
KARAR TARİHİ: 07/11/2019

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette %10 paya sahip hissedarı olduğunu, müvekkilinin şirket diğer ortakları ile anlaşamaması nedeniyle şirket ortaklığından 120.000 TL bedel ile çıkma konusunda diğer ortaklar ile anlaşma sağlandığını ancak, alıcıların müvekkili hisselerini satın almaktan vazgeçtiklerini, şirket yöneticileri diğer hissedarların şirketin içini boşaltma yönünde işlemler yaptığının öğrenildiğini, müvekkilinin şirketten bilgi alamadığını, ortaklıkta güven ilişkisi kalmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin 120.000 TL ödenerek ortaklıktan çıkmasına, aksi takdirde davalı şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı gerçek kişiler vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davacı arasında hisse satışı hususunda yapılmış herhangi bir teklif bulunmadığını, davacının yönetici ortak sıfatı ile tüm finansal bilgilere sahip olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle ve duruşmadaki beyanlarında müvekkilleri yönünden davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Dava; davalı şirket ortağı olan davacı ve davalı gerçek kişiler arasında varlığı ileri sürülen hisse satış sözleşmesi gereği satış bedeli 120.000 TL’nin diğer ortaklar davalı gerçek kişilerden faiziyle birlikte tahsili, olmadığı takdirde TTK’nın 531.madde kapsamında davalı şirketin haklı nedenlerle feshi istemine ilişkindir.
Davalı şirketinin adresinin “…” olması nedeniyle, mahkememiz işbu davaya bakmaya yetkili olup; davacının davalı şirketteki payı dikkate alındığında eldeki davada davacılık sıfatı bulunmaktadır.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; gerçek kişi taraflar arasında davacının davalı anonim şirketteki payının satış ve devri konusunda bir anlaşmanın bulunup bulunmadığı, var ise pay bedelinin tahsilinin gerekip gerekmediği, bu olmadığı takdirde davalı şirketin TTK.nın 531.vd.maddeleri gereğince fesih nedeninin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı taraf her ne kadar taraflar arasında yapıldığı ileri sürülen hisse satış sözleşmesi gereği satış bedeli 120.000 TL’nin diğer ortaklar davalı gerçek kişilerden tahsilini istemiş ise de; taraflar arasında hisse satışına ilişkin yazılı sözleşmenin varlığı, davacı tarafça HMK’nın 200.maddesi gereği yasal kanıtlarla kanıtlanamadığı, davalı tarafça sözleşme ilişkisinin inkar edildiği, uyuşmazlığın niteliği gereği dinlenmesi istenen tanık anlatımıyla ve e-mail yazışmaları ile sözleşme ilişkisinin kanıtlanamayacağı, davacı tarafın yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından kanıtlanamayan davacının bu yöndeki isteminin reddine karar verilmiştir.
Şirketin feshi iddiasının ileri sürülüş biçimine göre olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 531.maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirket feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir.
TTK 531.maddesi uyarınca şirketin haklı sebeplerle feshine veya fesih yerine, davacı pay sahibine, payların gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmasına karar verilebilmesi için öncelikle haklı sebeplerin gerçekleşmesi gerekmektedir. (Y.11 HD. 30/05/2017 tarih ve 2016/4639 E-2017/3180 K.)
Anılan yasal düzenleme gereğince haklı nedenlerin bulunması halinde davalı şirketin feshine karar verilebileceği gibi; fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilebilir.
Görüldüğü gibi anonim şirketlerde fesih dışında ortaklıktan çıkartılmaya veya diğer bir çözüme karar verebilmek için, feshi gerektiren haklı nedenlerin bulunması ön koşuldur. Diğer bir anlatımla feshi gerektiren haklı nedenler yoksa, ortaklıktan çıkartılmaya veya diğer bir çözüme karar verilemez.
Yasada şirket feshini gerektiren “haklı nedenler” açıklanmamış olup; haklı nedenlerin bulunup bulunmadığı her somut olayın özelliklerine göre değerlendirmek gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olayda; davacı tarafça ortağı olduğu davalı şirketin dilekçede ileri sürülen nedenlerle haklı nedenle feshi talep edilmiş ise de; davacı taraf iddialarının soyut olduğu, somut herhangi bir delil bildirilmediği anlaşılmaktadır. Bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edilmesi gibi nedenler kanıtlansa dahi fesih için haklı neden sayılmaz. Kaldı ki davacının ortaklıktan ve yöneticilikten kaynaklanan genel kurulu toplantıya çağırma, bilgi alma ve inceleme gibi TTK’nın kendisine verdiği hakları her zaman kullanabileceği kuşkusuzdur. Diğer yandan, ortaklığı çekilmez kılacak nitelikte husumet veya anlaşmazlığa yönelik davacı tarafça açılan herhangi bir dava bulunmadığı gibi ortaklar ve yöneticiler arasında ileri sürülen anlaşmazlıklara ilişkin bir hukuk ya da ceza dava dosya numarası bildirilmediğinden, bu yöndeki soyut iddialar haklı sebep olarak değerlendirilemez.
Açıklanan nedenlerle, davacı tarafça fesih nedeni olarak ileri sürülen nedenlerin, davalı şirketin feshi için haklı nedenlerden sayılamayacağı ve TTK 531.madde gereği haklı nedenle fesih koşullarının gerçekleştiğinin davacı tarafından kanıtlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının 2.049-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 2.004,60-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı gerçek kişiler kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 12.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerçek kişi taraf vekillerinin yüzünde, davalı şirketin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.