Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/316 E. 2021/280 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/316 Esas
KARAR NO:2021/280

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/05/2019
KARAR TARİHİ:14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin …, …, …, …, … ve … alan adı ile yayın yapan internet sitelerinin sahibi olduğunu, davalı ile yapılan görüşmeler sonucunda müvekkili şirkete ait internet sitelerinde davalı şirketin müşterisi olan dava dışı …A.Ş.’ye ait reklamların yayınlanması konusunda anlaşmaya varıldığını ve reklamların müvekkili tarafından eksiksiz olarak yayınlandığını, akabinde müvekkili şirketçe reklam bedelleri karşılığında davalı şirket adına faturalar tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından gönderilen faturalara itiraz edilmediğini, davalı ile müvekkili şirket arasında yazılı mutabakat mevcut olduğunu, bununla davalı şirketin 31/01/2019 tarihi itibariyle müvekkili şirkete 33.400,00-TL. borçlu olduğunu kabul ettiğini, sonrasında davalı adına 1 adet fatura daha tanzim edildiğini, böylece davalı şirketin toplam borcunun 40.480,00-TL.ye ulaştığını, davalı şirketin ödemeler konusunda müvekkili şirketi sürekli olarak oyalaması üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirketçe duran takibe devam edilebilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ile ekleri ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı taraf davaya karşı cevap sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı faturalara ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla davacı şirket tarafından davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın, İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarı ile alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, faturalar, cari hesap kayıtları, ticari defter ve belgeler, BA/BS formları, taraflar arasındaki yazılı mutabakatlar, sipariş ordinoları, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları, 2018 ve 2019 yılına ait … Bankası nezdindeki hesap ve kayıtlar, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi, arabuluculuk son tutanağı ile diğer tüm yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından 18/03/2019 tarihinde davalı şirket aleyhine 40.480,00-TL. tutarındatki cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, Örnek-7 nolu ödeme emrinin davalı şirkete 20/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekili tarafından 27/03/2019 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde borcun tamamına, fer’ilerine, faize ve faiz oranına itiraz edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında ise davacı şirket vekili tarafından 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı şirketin bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi ile davacı şirketin kayıtlı bulunduğu … Vergi Dairesi’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak; dava ve takip konusu faturaların ilişkin olduğu döneme ait BA/BS formlarının gönderilmesi istenilmiştir. Her iki müzekkereye de ilgili vergi dairelerinden cevaplar verilmiş, böylelikle tarafların ilişki dönemine ait BA ve BS formları da dosyaya kazandırılmıştır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, icra takip dosyası getirilerek incelenmiş, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden taraflar arasında dava konusu ticari ilişki dönemine ait BA ve BS formları celbedilerek dosyaya kazandırılmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ile cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüştür.
Sonrasında mahkememizce uyuşmazlığın niteliği itibariyle çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, 13/07/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, 14/09/2020 günü, saat:14.00 inceleme günü ve saati olarak belirlenmiştir. İlgili ara kararda; taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri, eğer inceleme günü ve saatinde hazır edemeyeceklerse en geç inceleme gün ve saatine kadar ticari defter ve kayıtlarının bulundukları yerleri bildirmeleri için inceleme gününe kadar kesin süre verilmesine karar verilmiş, aksi takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları hususu açıkça ihtar edilmiştir. Ancak davalı şirket kendisine usulüne uygun ihtaratlı tebligat yapılmasına karşın ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere sunmadığı gibi, yerinde inceleme de talep etmemiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli, 2016/2630 Esas ve 2017/258 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere; mahkemece tacir olan taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmesi halinde davacı taraf ticari defterlerini öngörülen sürede ibraz etmesine karşın davalı taraf ticari defterlerini mahkemeye sunmaz ise artık davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterleri onun (davacının) lehine delil niteliğini haizdir. Davacının icra takibine konu ettiği tutarlar eğer davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde yer almakta ise (kayıtlı ise) bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle ispat yükü kendisinde olan tarafın (davacının) ticari defterleri davacı lehine delil olacaktır.
SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen 23/01/2021 tarihli raporda özetle; davacı tarafça dosyaya sunulan ticari defterlerin TTK.’nun ve VUK’un ilgili hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onaylarına sahip bulunduğu, incelemeye konu davacı yana ait ticari defterlerin HMK.’nun 222. maddesi gereği sahibi lehine delil olma niteliğini haiz olduğu, bu konudaki nihai kararın münhasıran mahkemeye ait olduğu, davalı şirket tarafından ticari defter ve belgelerin incelenmek üzere sunulmadığı, bu konudaki takdirin de mahkemeye ait olduğu, davacı şirket ile davalı arasında ticari bir ilişki bulunduğu, bu çerçevede davacının davalı yana ait reklamları kendi internet sitelerinde yayınladığı, hizmet bedelinin tahsili için de davalıya faturalar düzenlediği, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalar toplamının 42.480,00-TL. olduğu, bahse konu faturalarda teslim alan kısmında imzasının bulunmadığı, ancak davalı şirket tarafından takibe dayanak faturaların tebellüğüne ve hizmetin içeriğine herhangi bir itirazının bulunmadığı, ayrıca davalı yanın dosyada mübrez BA (Bildirim Alış) ve BS (Bildirim Satış) formları üzerinde yapılan incelemeye göre davacı tarafından kendisine keşide edilen faturaları Vergi Dairesine bildirmiş olduğu, yani kabul ederek ticari defterlerine işlediği ve bu durumu Maliye Bakanlığı’na bildirdiği, davalı yana ait BA-BS formlarına göre herhangi bir iade faturası da tanzim etmediği, davalı yanın içeriğine itiraz etmediği ordinolar ile davacı yana yayın siparişi verdiğinin görüldüğü, davacı şirketçe dosyaya sunulan sipariş ordinoları üzerinde yapılan incelemelere göre içerik olarak dava konusu hizmetin davalı yan tarafından kaydi olarak davacı yandan talep edilmiş olduğu, dosyada bulunan 04/03/2019 tarihli mutabakat formuna göre davalı yanın 31/01/2019 tarihi itibariyle davacı yana kaydi olarak 33.400,00-TL. borçlu olduğunu kabul ettiği, bununla ilgili belgede ise davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle taraf defterleri üzerinde karşılaştırmalı olarak inceleme yapılamadığı, sonuç olarak davacı tarafından davalı tarafa dava konusu reklam yayını hizmetinin kaydi olarak verildiği kanaatine varıldığı ve davacı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibari ile kaydi olarak 40.480,00-TL. tutarında alacaklı göründüğü, bu hususun hukuki yorumunun ve takdirinin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın davalı yanı takiple temerrüde düşürdüğü, davacının talep ettiği icra inkar tazminatı ile ilgili takdirin de mahkemeye ait olacağı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı şirket vekili tarafından 08/02/2021 tarihli dilekçe ile rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuştur. Davalı şirket tarafından ise rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 281/1 maddesine göre; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” HMK.’nun 281. maddesinin gerekçesinde ise maddede rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan 2 haftalık sürenin kesin süre olduğu ve hak düşürücü bir nitelik taşıdığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, taraflar bu süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını dile getirmezlerse bilirkişi raporu itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir, yani itiraz etmeyen taraf artık rapora itiraz olanağını tümüyle kaybeder.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da bilirkişi raporuna yasal süresi içinde itiraz edilmemesi halinde diğer taraf yönünden usulü müktesep hakkın doğacağı belirtilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporun toplanan delillere dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu saptanarak mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Huzurdaki dava; davalı şirketin dava dışı müşterisi …’a ait reklamların, davacı şirkete ait internet sitelerinde yayınlanması konusunda taraflar arasında yapılan anlaşma kapsamında yayınlanan reklam bedelleri karşılığı davacı tarafça tanzim edilen faturalardan doğan alacağın tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; BA ve BS formları, ticarî defter kavramı içerisine girmektedir. Mahkememizce … Vergi Dairesi ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celbedilen davalı şirkete BA ve BS formları incelenmiş, gelen BA formlarına göre davalının dava ve takip konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, davacı tarafın ticari defterleri ile dayanağı yardımcı defterlerin birbirini teyit ettiği görülmüş, sonuç olarak mahkememizce davalı şirketin dava konusu faturalara konu hizmeti davacı şirketten eksiksiz olarak aldığı kanaatine varılmıştır.
Diğer taraftan mutabakat kelimesi, sözlük anlamıyla uzlaşma ve anlaşma anlamına gelen bir kelimedir.
Muhasabe sistemi açısından ise mutabakat; tarafların karşılıklı muhasebede hesaplarının kontrolü ve teyidi açısından oldukça önemli bir konudur. Ticari işletmelerin ticari ilişkide oldukları diğer işletmelerle olan alacak ve borç bakiyelerinin birbirlerini tutup tutmadığını karşılaştırıp belgelerle arşivlemesine cari mutabakat denilmektedir.
Ticari ilişkide bulunan taraflar, hesapları üzerinden geçmek suretiyle hesaplarında karşılıklı mutabık kalırlar ve mutabakat formunu karşılıklı kaşeleyerek imzalarlarsa bu belge delil niteliği taşır.
Somut olayda; davacı tarafça dosyaya sunulan ve davalı şirketin kaşe ve imzasını içeren mutabakat belgesine göre; davacı şirket, 31/01/2019 tarihli itibariyle 33.400,00-TL. alacaklı olduğunu davalı şirkete bildirmiş, davalı şirket de 31/01/2019 tarihi itibariyle davacı şirkete 33.400,00-TL. borçlu olduğunu kabul ederek bu miktarda borç bakiyesinde davacı ile mutabık olduklarını bildirmiştir. Davacı şirket, bu mutabakattan sonra verdiği reklam hizmeti karşılığında davalı şirket adına 1 (bir) adet daha fatura keşide etmiştir. Davalı şirket bu faturayı da BA formu ile kayıtlı olduğu vergi dairesine bildirmiştir.
2004 sayılı İİK.’nun 67/2 maddesine göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, borçlunun da itirazında haksız olması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine haksız olarak itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunların dışında alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2019 tarihli, 2019/4054 Esas ve 2019/7699 Karar ve 04/06/2020 tarihli, 2020/2083 Esas ve 2020/2727 Karar sayılı ilamları)
Tüm dosya kapsamının, taraflar arasındaki mutabakat belgesinin, davalı şirkete ait BA formlarının ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; davacı şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olarak davalı adına faturalar düzenlendiği, düzenlenen faturaların davacı şirketin resmi ve mevzuata uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, … Vergi Dairesi ile … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen BA formlarına göre; davalı şirketin dava konusu faturaları kayıtlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, buna göre davacı şirketin fatura konusu reklam hizmetlerini davalı şirkete vermiş olduğu ve fatura konusu hizmetlerin davalı tarafça davacıdan eksiksiz şekilde alındığının kabulünün gerektiği, böylece taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu alacağın varlığı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafın bilirkişi incelemesi için ticari defter, kayıt ve belgelerini ibraz ettiği, ancak davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye ve yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu nedenle ispat yükü kendisinde olan davacı şirketin usulüne uygun şekilde tuttuğu ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı tarafça sunulan ticari defter, kayıt ve belgelere göre düzenlenerek hükme esas alınmasında sakınca görülmeyen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen miktara göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle 40.480,00-TL. alacağı bulunduğu, davalının bu alacak miktarına yönelik itirazının ise haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, dosyadaki hesap mutabakatı, faturalar, davacı ticari defterleri ile dosyaya gelen BA-BS formlarına göre davacı şirketin davalı şirket aleyhine icra takibi başlatmakta haklı olduğu, her iki taraf da tacir olduğundan ve davacı yanın talebi ile de bağlı kalınarak yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesinin uygun olacağı, ayrıca İİK.’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemek olduğundan, takip konusu fatura alacakları da likit, önceden belirlenebilir olduğundan ve davalının itirazları da haksız olduğundan, davacı lehine kabul edilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatını da kapsar şekilde davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 40.480,00-TL. asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek (yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 8.096,00-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.765,19-TL. karar ve ilam harcından 691,30-TL. peşin harç ve icraya yatan harcın mahsubu ile kalan 2.073,89-TL. harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı bulunan toplam 1.775,2‬0-TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.062,40-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır