Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/312 E. 2021/68 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/312 Esas
KARAR NO:2021/68

DAVA:İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ :28/05/2019
KARAR TARİHİ:03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde … nezdinde 02/07/2015 tarih – … tescil numarasıyla tescil edilen, 24/06/2015 tarihli ve … sözleşme numaralı düzenleme şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi (…) akdedildiğini, sözleşmeye konu 5 (beş) adet asansör ile ekipmanlarının mülkiyetinin sözleşme gereğince müvekkili şirkete ait olduğunu, sözleşme konusu asansörlerin finansal kiralama yoluyla davalı şirkete kiralandığını, sözleşmenin 22. maddesi gereğince…’nin yazılı şekilde yapıldığını ve hem özel sicile hem de Finansal Kiralama Birliği’nde tescil edildiğini, özel sicilin ve …’ne tescilin kurucu unsur olmayıp, iyiniyetli 3. kişilerin ayni hak iktisabını engellemek için getirildiğini, davalı şirketin 30/01/2019 tarihi itibariyle…’den kaynaklanan 51.716,94-TL. kira, 1.515,45-TL. gecikme faizi ve 676,19-TL. sigorta borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı şirkete …. Noterliği’nden 30/01/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede borçların 60 gün içinde ödenmesi, aksi taktirde sözleşmenin feshedileceği hususlarının ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen davalı şirket tarafından borçların ödenmediğini, akabinde sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyası ile dava sonuçlanıncaya kadar finansal kiralama konusu malların müvekkiline teslimi için ihtiyati tedbir kararı alındığını, söz konusu ihtiyati tedbir kararının uygulanması için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını belirterek ve dilekçede açıklanan diğer nedenlerle; davalı şirketle akdedilen…’nin müvekkili şirket tarafından haklı olarak feshedildiğinin tespitine, …’ye konu edilen ve mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan asansör ve ekipmanların müvekkiline aynen iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, çünkü davacı tarafın… ile müvekkiline vermiş olduğu ekipmanların tamamının hukuka aykırı bir şekilde dava dışı … A.Ş. isimli şirkette bulunduğunu, müvekkili ile dava dışı arsa sahibi … arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, anılan sözleşme kapsamında müvekkili şirketin ilgili Belediye’den yapı ruhsatı alarak inşaata başladığını, müvekkili şirket tarafından projeye devam edilirken 2018 yılı Ağustos ayında dava dışı …A.Ş.’nin de kurucu ortağı olan … adlı şahıs ve beraberindeki 20-30 kişilik silahlı grubun şantiyeyi işgal ederek müvekkili şirket yetkilileri ile bir kısım çalışanlarının inşaata girmesine engel olarak faaliyetlerini durdurduklarını, buna ilişkin olarak … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırdıklarını, aynı zamanda … CBS nezdinde … Soruşturma numarası ile şikayette bulunduklarını, daha sonra arsa sahibi dava dışı …’in müvekkili şirkete noterden ihtarname göndererek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini ve daha çok daire alacağı inancıyla aynı taşınmaza ilişkin olarak dava dışı …A.Ş. ile mükerrer kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, müvekkili şirketin aldığı inşaat yapı ruhsatı resmi kayıtlarda gözükmesine rağmen ilgili … Belediyesi tarafından dava dışı …A.Ş. lehine aynı taşınmaz üzerinde daha çok daire yapılmasına izin verir şekilde mükerrer yapı ruhsatı verildiğini, yaşanan bu süreçte müvekkil şirketin inşaata devam edemediğini, bu nedenle de birçok müşterisinin mağdur olduğunu, ayrıca dava dilekçesinde taraflar arasında akdedilen… kapsamında müvekkili şirketçe ne kadar ödeme yaptığının davacı tarafça belirtilmediğini, bu hususta mahkemeye bilgi verilmesi gerektiğini, davacı şirkete dava dışı …A.Ş. ve/veya dava dışı … tarafından kendilerine herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, ayrıca bu kişilerle herhangi bir sözleşmenin imzalanıp imzalanmadığı hususlarının da sorulması gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davacı şirketin finansal kiralama sözleşmesi ile müvekkiline vermiş olduğu asansör ve ekipmanların bulunduğu projeden fiilen çıkarılan müvekkili şirketin bundan hukuken de sorumlu olmasının düşünülemeyeceğini belirterek haksız davanın reddine, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati tedbir kararına itiraz edenler ve aynı zamanda davaya müdahil olanlar vekili ise 23/09/2019 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkillerinin maliki oldukları dairelerin bulunduğu sitede yer alan bloklarda bulunan asansörlerin huzurdaki davaya konu edildiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/05/2019 tarihli, Esas No: … D. İş ve Karar No:… sayılı ihtiyati tedbir kararının gıyaplarında verildiğini, anılan değişik iş dosyasına itirazda bulunmaları üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dosyanın asıl davaya bakan mahkemeye gönderildiğinin belirtilerek ihtiyati tedbire itirazın artık esas davaya bakan mahkemece değerlendirileceğinin bildirildiğini, an itibariyle 6 bloktan oluşan sitede monteli durumdaki asansörlerin sökülmesi tehdidi ile karşı karşıya bulunduklarını, itiraza konu ihtiyati tedbir kararına dayanarak talep sahibi davacı şirketin dava konusu asansörleri sökmek için halen binalarda bulunduklarını, verilen ihtiyati tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ve ihtiyati tedbire itiraz ederek, bloklardaki asansörlerin sökülmesi tehdidi karşısında acele olarak mevcut ihtiyati tedbir kararının derhal kaldırılmasına, dava konusu asansörlerin dava sonuna kadar binalarda takılı olarak kalmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında taraflar arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesi’ne (…’ye) konu edilen asansör ve ekipmanlarının davacı kiralayan şirkete aynen iadesi talebini içeren mal iadesi davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; Finansal Kiralama Sözleşmesi (…), faturalar, teslim tesellüm belgesi, …. Noterliği’nin 30/01/2019 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı ihtiyati tedbir dosyası,…. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyası ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; … İdare Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …Değişik İş sayılı delil tespiti dosyası, … CBS’nin … ve …Soruşturma nolu dosyaları, … Noterliği’nin 30/07/2019 tarihli, … yevmiye nolu muvafakatnamesi, …. Noterliği’nin 27/09/2018 tarihli ve … yevmiye nolu azilname, … Kaymakamlığı’na yapılan 25/12/2018 tarih ve … sayılı şikayet başvurusu, tüketicilere gönderilen mailler, tanık beyanı, keşif, bilirkişi incelemesi, yemin ve diğer tüm yasal delillere dayanmıştır.
Yargılama sırasında müdahil vekillerinin 23/09/2019 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi üzerine mahkememizce 23/09/2019 tarihinde verilen ara kararla; 6100 sayılı HMK.’nun 394/4. maddesi uyarınca ihtiyati tedbire itiraz hakkında karar verebilmesi için ilgililerin dinlenilmesi gerektiğinden, ihtiyati tedbir kararına itiraz talebinin mürafaalı olarak incelenmesine karar verilmiş ve 22/10/2019 tarihi ayrı bir mürafaa günü belirlenmiştir.
22/10/2019 tarihinde yapılan mürafaada ihtiyati tedbire itiraz eden ve katılma talebinde bulunanlar vekilince; davaya konu asansörlerin müvekkillerinin maliki olduğu binaların mütemmim cüzü niteliğinde olduğu, bu nedenle finansal kiralama sözleşmesine konu olamayacağı, itiraza konu ihtiyati tedbir kararıyla asansörlerin sökülmesi riskinin bulunduğu ve asansörlerin kullanılamaz hale geleceği, müvekkillerinin binalara monteli durumdaki asansörlerin fiilen zilyedi oldukları, dava konusu asansörler ile ilgili davacı tarafın herhangi bir hak sahibi olmadığı belirtilerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talep edilmiştir. Davacı şirket vekili ise; huzurdaki davanın konusunun finansal kiralama sözleşmesine konu edilen ve menkul niteliğinde bulunan asansörlerin müvekkili şirkete aynen iadesi talebi içerdiğini, Finansal Kiralama Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde davaya konu asansörlerin huzurdaki davanın davalısına (… İnş. … Ltd. Şti.’ne) mülkiyeti müvekkili şirkete ait olmak üzere kiralandığını, davalı şirketin finansal kiralama sözleşmesine konu edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü ve sözleşmenin yasada belirtilen usuller çerçevesinde feshedildiğini, ihtiyati tedbire itiraz edenlerin…’nin tarafı olmadıklarını belirterek ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce 22/10/2019 tarihli aynı celsede bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılmasına karar verilerek 01/11/2019 günü keşif günü olarak belirlenmiştir.
01/11/2019 tarihinde mahkememizce itirazın yerinde incelenmesi amacıyla konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulan 3 kişilik bilirkişi heyeti marifetiyle mahalline gidilerek keşif icra edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu tanzim edilen ve 11/11/2019 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi kurulu raporunda özetle; her biri 5 katlı olan binalarda kat sakinlerince ikamet edilmekte olduğu, asansörlerin ana kartlarının sökülünceye kadar çalışır durumda ve yeşil etiketlerinin yapıştırılmış durumda olduğu, asansörlerin demontajının uzman teknik elemanlar tarafından yapılabileceği ancak uzun süreceği ve maliyetinin de yüksek olduğu, asansörlerin demontaj bedelinin montaj bedeline yakın bir bedel oluşturacağı, asansör kapılarının sökülmesinin ise katlarda görüntü kirliliğine yol açacağı, binada bulunanlar için tehlike oluşturacağı, katlarda ve koridorlardaki yapı kaplamasına da zarar vereceği, ayrıca asansörlerin binalardan sökülmesi esnasında oluşacak zararların da ek maliyet yükleyeceği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir. Mahkememizce mahallinde yapılan keşif sırasında bizzat yapılan gözlemlerde ise; davaya konu asansörlerin bulunduğu binalarda inşaatların tamamlandığı, asansörlerin faaliyete geçirildiği, insanların bağımsız bölümlerde oturmakta oldukları ve her biri 5’er katlı olan binalardaki asansörlerin tedbiren kullanım dışı bırakılmasının binalarda oturan yaşlı, hamile ve engelli insanların mağduriyetine neden olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce 21/11/2019 tarihinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen ara kararla;… . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarih, Esas No: …/… D.İş ve Karar No: … sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra yapılmış bir işlem var ise eski hale iadesine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir kararının mahkememizce kaldırılmasına dair 21/11/2019 tarihli ara kararın davacı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine … BAM…. Hukuk Dairesi tarafından verilen 07/02/2020 tarihli, …/… E. ve …/… K. sayılı kararda özetle; davanın finansal kiralama konusu malın iadesi davası olduğu, davacı ile davalı arasında finansal kiralama sözleşmesi mevcut olduğu, davacı tarafın davalının finansal kiralama bedellerini ödemede temerrüde düştüğünü iddia ederek eldeki davayı açtığı, işbu dava açılmadan önce …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce finansal kiralama konusu asansörlerin teminatsız olarak davacı yana ihtiyati tedbir yoluyla teslimine karar verildiği, söz konusu asansörlerin bulunduğu bina ve apartman yönetimi tarafından işbu ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiği, mahkemece verilen ara karar üzerine yapılan keşif sonucu bilirkişi raporu alındığı, her ne kadar mevzuatımızda hukukçu bilirkişi atanması doğru değil ise de rapor içeriğindeki tespitler dikkate alındığında finansal kiralama konusu asansörlerin bulundukları binanın mütemmim cüzü haline geldiklerinin anlaşıldığı, öte yandan bilirkişi raporunda asansörlerin sökülmesinin mümkün olduğu belirtilmiş ise de rapor içeriğinden söküm işleminin binaya zarar vereceği ve masraflı olacağının anlaşıldığı, ayrıca asansörlerin kurulu bulunduğu binaların iskanlarının alınmış olduğunun ve dairelerde fiilen oturulduğunun dosya içeriğinden anlaşıldığı, bütün bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde mahkemece verilen itirazın kabulü kararına yönelik istinaf taleplerinin yerinde olmadığı belirtilerek davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesinde bir takım mahkeme ve savcılık dosyalarının celbi istenmiş ise de; huzurdaki davanın finansal kiralama konusu asansörlerin iadesine yönelik aynen iade davası olması, ayrıca celbi istenen dosyaların mevcut davanın tarafları arasındaki uyuşmazlık ile ilgisinin bulunmaması nedenleriyle mahkememizce bu dosyaların ilgili mahkemelerden getirtilerek incelenmesine gerek duyulmamıştır. Ancak, dava konusu ile ilgili olması nedeniyle … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik iş sayılı dosyası celbedilerek incelenmiştir.
Bilindiği üzere Finansal Kiralama Sözleşmesi (…); kanunda yetkili kılınmış kiralayan ile kiracının anlaşarak kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi doğrultusunda üçüncü kişiden veya başka bir şekilde temin ettiği veya daha önceden mülkiyetine geçirdiği bir malın mülkiyeti kendisinde kalmak koşuluyla zilyetliğini belli bir kira bedeli karşılığında her türlü faydayı sağlamak üzere kiracıya devretmesidir.
Finansal kiralama sözleşmesinin şekli ve tescili ise 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 22. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; finansal kiralama sözleşmesinin taraflarca yazılı biçimde yapılması gerekli ve yeterlidir. Burada öngörülen şekil, kanunî şekildir.
Somut dosyada, davanın tarafları (davacı ve davalı şirketler) arasında yazılı olarak dava konusu…’nin imzalandığı konusunda herhangi bir ihtilaf yoktur.
Mahkememizce dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça dava dilekçesinde harca esas değer olarak 50.000,00-TL.’nin gösterildiği, peşin harcın da bu rakam üzerinden yatırıldığı, ancak dosyada mevcut proforma faturadan dava konusu 5 adet asansörün fatura değerinin 74.740,00-EURO olduğu, davanın açıldığı tarih itibariyle 1 Euro’nun 6,7799-TL. olduğu gözetildiğinde dava tarihindeki kura göre dava konusu malların değerinin davacı tarafça dava dilekçesinde harca esas değer olarak gösterilenden fazla olduğu tespit edilerek bu husus davacı vekiline 27/11/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında sorulmuştur. Davacı vekili cevaben; gerekirse bu konuda davaya konu malların (asansörlerin) değerine ilişkin değerleme raporu sunmak ve beyanda bulunarak eksik harcı tamamlamak üzere süre talep etmiştir. Aynı celsede mahkememizce davacı vekiline dava konusu asansörlerle ilgili değerleme raporu sunmak ve rapor sunulduktan dava dilekçesinde harca esas olarak belirttiği rakamdan fazla bir değer ortaya çıkması halinde aradaki fark ile ilgili eksik harcı ikmal etmek üzere gelecek celseye kadar süre verilmiştir. Ancak mahkememizce verilen süreye rağmen davacı taraf dosyaya değerleme raporu sunmadığı gibi, eksik harcı de ikmal etmemiştir. Bunun üzerine mahkememizce 23/09/2020 tarihli duruşmada davacı şirket vekiline dava konusu asansörlerle ilgili değerleme raporu sunması, rapor sunduktan sonra dava dilekçesinde harca esas olarak belirttiği rakamdan fazla bir değer ortaya çıkması halinde aradaki farkla ilgili olarak eksik harcı ikmal etmesi için bu defa iki haftalık kesin süre verilmiş, kesin süreye rağmen eksik harcı ikmal etmediği takdirde HMK ve harçlar kanunun ilgili hükümleri uyarınca müteakip işlere devam edilmeyeceği hususu ihtar edilmiştir. Davacı şirket vekili 12/10/2020 tarihinde UYAP üzerinden dosyaya sunduğu dilekçesinde özetle; daha önce dosyaya sundukları 04/12/2019 tarihli dilekçelerinin ekinde davaya konu asansörlerin (malların) piyasa rayiç değerine ilişkin olarak makine mühendisi … tarafından düzenlenen 03/12/2019 tarihli kıymet takdir raporunun sunulmuş olduğunu, anılan rapora göre davaya ve sözleşmeye konu mal ve ekipmanların (asansörlerin) toplam piyasa rayiç değerinin 20.000,00-TL. olduğunu, kıymet takdir raporu gereğince dava dilekçesinde harca esas değer olarak belirtilen rakam olan 50.000,00-TL.’nin kıymet takdir raporunda belirtilen rakamdan (20.000,00-TL.’den) eksik olmadığını, dolayısıyla kendilerince ikmal edilecek eksik harcın da bulunmadığını beyan etmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan 03/12/2019 tarihli kıymet takdiri raporunda; “…kıymet takdiri yapılan asansörlerin çalıştıkları yere göre imal edildikleri, bu nedenle sökülmesi halinde hurda olarak değerlendirileceği…” ifade edilmiştir.
Davacı vekili 03/02/2021 tarihli duruşmada da eksik harç bulunmadığından tamamlamadıklarını, bu hususta mahkemeye detaylı dilekçe sunduklarını belirtmiştir. Böylece davacı tarafın bizzat kendi beyanlarına ve dosyaya sundukları makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenmiş 03/12/2019 tarihli kıymet takdir raporuna göre; dava konusu yapılan asansörlerin (5 adet) rapor tarihi itibariyle tümünün toplam piyasa rayiç değerinin 20.000,00-TL. olduğu dikkate alınarak mahkememizce değerlendirme yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun “Sözleşmenin konusu” başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Bütünleyici parça veya eklenti niteliklerine bakılmaksızın asli niteliğini koruyan her mal tek başına finansal kiralama sözleşmesinin konusu olabilir.” Buna göre; bir malın finansal kiralama sözleşmesine konu olabilmesi için, bütünleyici parça vasfı taşımasına karşılık aslî niteliklerinin kaybolmamış olması şartı aranmaktadır.
İmar Yönetmeliği hükümlerine göre “4 (dört) ve daha fazla katlı binalarda asansör yapılması zorunlu tutulmuştur. Somut olaya konu binalarda (sitede) İmar Yönetmeliği’nin aradığı kattan fazla kat bulunmakta olduğundan, dava konusu asansörlerin sitedeki binalarda bulunması zorunludur ve asansörler binanın esaslı unsurlarındandır.
Asansör, kendine özgü fonksiyonu ve işlevi gereğince monte edildiği binada (yapıda) sabit hale gelmekle artık taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) statüsüne geçmektedir. Dosyada alınan ve teknik değerlendirmeler içeren bilirkişi kurulu raporunda da ifade edildiği üzere; iskanı alınmak suretiyle kat maliklerinin oturmakta olduğu binalarda monteli olarak bulunan dava konusu asansörler, 4721 sayılı TMK.’nun 684. maddesi gereğince taşınmazın bütünleyici parçası niteliği kazanmış durumdadırlar.
4721 sayılı TMK.’nun 684/1. maddesi “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.” şeklinde düzenleme içermektedir. Bu yasal düzenleme ile asıl şey (eşya) üzerinde bir kişinin, bütünleyici parça üzerinde başka kişinin mülkiyet hakkına sahip olması engellenmiştir.
Bütünleyici parçanın ne olduğu ise TMK.’nun 684/2. maddesinde açıklanmış ve “Bütünleyici parça, yerel örf ve adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır” denilmiştir. Yasadaki bu tanımdan; bir şeyin bir başka şeyin bütünleyici parçası olabilmesi için 2 (iki) şarttan birinin gerçekleşmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bunlardan ilki söz konusu şeyin başka bir şeye sıkı maddi bir bağlantısının olması ve maddi bağlantı kurulan şeye zarar vermeden veya yapısı değiştirilmeden ayrılamamasıdır. Bütünleyici parça olabilmek için ikinci şart ise; bütünleyici parça ile asıl şeyin tahsis edildiği ekonomik gayeyi gerçekleştirmek üzere bir araya gelmiş olması ve bütünleyici parça asıl şeyden ayrıldıktan sonra asıl şeyin tek başına tahsis edildiği ekonomik gayeyi gerçekleştiremeyecek duruma gelmesidir. Asıl şey ile bütünleyici parça maddi olarak birbirine sımsıkı bağlı olup, aradaki maddi bağlantının sıkı ve devamlı olması nedeniyle, asıl şey ve bütünleyici parça artık bir bütün olarak ekonomik anlam ifade eder.
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 19/2. maddesine yer alan “asıl niteliğini koruma” ifadesinden kastedilen; hem fiziksel olarak hem de fonksiyonel olarak bir ayrıklığa vurgu yapılmasıdır. …’ye konu olacak mal, fiziksel olarak asıl şeyden ayrıldığında fiziksel özelliğini koruyabilir ve asıl şey ile birleştiği anda asli niteliğine ilişkin fonksiyonunu tekrar yerine getirebilme kapasitesine kavuşuyor ise o zaman…’ye konu olabilir. Ancak, somut olayda olduğu gibi; dava konusu asansörler, her ne kadar teknik olarak finansal kiralama sözleşmesine konu edilebilir ise de davacı … şirketi basiretli bir tacir olarak sözleşmeye konu yapılan asansörlerin nihayetinde bir inşaatta kullanılacağını, binalara monte edilerek artık onun mütemmim cüzü haline geleceğini, binadan ayrıldığı takdirde ekonomik olarak bir değerinin kalmayacağını, kalsa dahi hurda vasfını alacağını, kiracısı davalı inşaat şirketinin daireleri satarken dairelerin mütemmim cüzü haline gelen asansörleri de kat maliklerine satmış olacağını, böylece asansörlerin artık zilyetliğinde olmadığını, asansörlerden kiracının da faydalanmadığını, dava konusu asansörlerin kat maliklerinin zilyetliğinde ve mülkiyetinde olacağını bilmesi gerekmektedir.
Davacı vekili yargılama sırasında her ne kadar dava konusu asansörlerin mülkiyetinin müvekkili ….’ye ait olduğunu, bu durumun dosya kapsamındaki belgeler ve faturalarla sabit olduğunu, dosya davalısı müteahhit ile müvekkili şirket arasındaki finansal kiralama sözleşmesi hükümlerinin bu hususu açıkça tevsik ettiğini iddia etmiş ise de somut olayda; gerek dosyada alınan teknik bilirkişi raporundaki görüşler, gerekse mahallinde yapılan keşif sırasında mahkememizce bizzat yerinde yapılan tespitlere göre; binalarda bulunan dava konusu 5 adet asansörün kurulu bulunduğu sitede monteli vaziyette ve kat maliklerinin kullanımına tahsis edilmiş olması, halihazırda iskanı alınmak suretiyle kat maliklerinin oturmakta olduğu dava konusu asansörlerin binaların bütünleyici parçası haline gelmiş olması, binanın ortak yerlerinden olan dava konusu tüm asansörlerin davacı tarafça dosyaya sunulan kıymet takdir raporu ile bildirilen toplam değeri olan 20.000,00-TL. dikkate alındığında, bulundukları (çalıştıkları) yere göre imal edilen asansörlerin binalardan sökülmesi halinde ekonomik değerini çok büyük ölçüde yitirecek olması, binalardan sökülmeleri halinde hem fiziksel olarak hem de fonksiyonel olarak özelliğini (asıl niteliğini) kaybedecek olması, ayrıca binaların içinin oldukça lüks nitelikte malzemelerle kaplı olması ve sökülme aşamasında binaya vereceği zararın büyüklüğü ile bina sakinlerine vereceği zarar ve oluşturacağı tehlike dikkate alındığında, finansal kiralama ve dava konusu asansörlerin davacı şirkete iadesini yasal koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL. karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 853,88-TL. harçtan mahsubu ile kalan 794,58-TL. harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 7.300,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının geriye kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın ve müdahillerin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır