Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/310 E. 2020/327 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TT.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/310 Esas
KARAR NO:2020/327

DAVA: Alacak (Alacak Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/04/2014
KARAR TARİHİ:09/07/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, … A.Ş’nin temlikname ile davalı şirketten 14.07.2013 tarihli sözleşme sebebiyle doğan alacaklarını davacı bankaya devrettiğini, … A.Ş’nin kredi borçlarını ödememesi sebebiyle aleyhine icra takibine girişildiğini, bu durumun davalı şirkete bildirilip temlike konu alacağın ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketin ödemede bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle; 10.000,00 TL’nin muaccel hale geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 08/04/2015 tarihli dilekçesiyle dava değerini 750.021,00 USD’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile …A.Ş. arasında … projesi kapsamında 29.05.2013 tarihli tedarik sözleşmesi ile 23.07.2013 tarihli ek protokolün imzalandığını, ayrıca müvekkili şirket ile dava dışı … A.Ş. ve…A.Ş. arasında 3’lü 25.07.2013 tarihli cari hesap sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 4 m. göre … A.Ş ile … A.Ş. ve yine … A.Ş’nin alacak ve borçlarının karşılıklı olarak birbirine takas ve mahsubunun yapılması ve ortaya çıkacak sonuca göre alacağın tasfiye edileceğinin kararlaştırıldığını, davacı tarafından müvekkiline 16.08.2013 tarihinde … A.Ş. ile davacının imzalamış olduğu temlik sözleşmesinin teyidi için yazı gönderildiğini, 16.08.2013 tarihi itibariyle takas-mahsuba konu bir alacak bulunmadığı için teyit yazısının imzalandığını, dolayısıyla bankaya bu tarih itibariyle doğmuş ve doğacak alacağın devri hususunda teyit verildiğini, cari hesap sözleşmesinin 5 m. gereği 31.12.2013 tarihi itibariyle cari hesap mutabakatı yapıldığını, davalının …’den 717.857,00 USD alacaklı ve diğer … A.Ş’ne 665.238,00 USD borçlu olduğu tespit edilip mahsupları sonucunda müvekkilinin …’den 52.619,00 USD alacağı kaldığını, davacı bankanın gönderdiği ihtarname tarihi itibariyle müvekkilinin … ‘ye herhangi bir borcu olmadığı için ödeme yapılmadığını, davacı … ile … A.Ş. arasında imzalanan temlik sözleşmesine yazılı teyit vermiş ise de bunun borç ikrarı anlamı taşımadığı, teyit yazısının doğmuş ya da doğacak alacaklar için ancak talep edildiği tarih itibariyle geçerli olduğunu, davacı …’nın ihtarname ile talepte bulunduğu tarih itibariyle …. ve … A.Ş. firmasının herhangi bir alacağı bulunmadığı ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 03/11/2015 tarih, 2014/144 Esas, 2015/769 karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2017 tarih, 2016/3036 Esas, 2017/1768 Karar sayılı kararıyla; “1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Somut olayda davacı … tarafından kredi kullandırılan dava dışı … A.Ş., davalı ile arasında bulunan satış, tedarik ve ek protokoller uyarınca doğmuş ve doğacak alacaklarının 752.021 Amerikan Dolarlık kısmını davacı … temlik etmiş; işbu temlik davalı tarafa bildirilmiştir. Bunun üzerine davalı 16/08/2013 tarihli davacı Banka’ya hitaben düzenlediği teyit yazısıyla … ve … A.Ş. ile akdedilen satış, tedarik ve ek protokoller uyarınca devredenin doğmuş ya da doğacak alacaklarının 752.021 Amerikan Dolarlık kısmının Borçlar Kanunu’nun alacağın devrine ilişkin 183. maddesi ve devamındaki hükümler gereğince … Bankası A.Ş’ye devredildiğine ilişkin bildirimin alınmış ve kayıtlarına işlenmiş olduğunu, devredilen alacak üzerinde daha önceki tarihli bankanız dışında bir devir, temlik, rehin, haciz ve sair takyidat bulunmadığını ve dolayısıyla ilgili sözleşmeden doğan alacakların devri çerçevesinde devredilen tutarın devir tutarı ödeninceye dek münhasıran … Bankası A.Ş’ye ait belirtilen hesaba ödeneceğini bildirmiştir. … A.Ş’nin bankaya olan kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesap kat edilmiş, sözü edilen alacağın temliki sözleşmesi ve davalı tarafından verilen teyit yazısına istinaden 752.021 Amerikan Doları’nın ödenmesi davalıya gönderilen ihtarname ile istenmişse de davalı tarafından alacağını temlik eden … A.Ş’ye borcunun olmadığı ifade edilerek davacıya ödeme yapılmayacağı belirtilmiştir. Mahkemece, davacının alacak talebiyle açtığı eldeki davada temlik ve teyit yazısında yer alan 752.021 Amerikan Doları alacağın faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmiştir. Ancak yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporlarının yeterli olduğu söylenemez. Davalı tarafça verilen teyit yazısı tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için alacağını temlik eden … A.Ş. ile davalı arasında akdedilen satış, tedarik ve ek protokoller uyarınca adı geçen şirketin davalıdan olan alacakları ile davalının … Hizmetleri A.Ş’ye yaptığı ödemeler belirlenerek yapılacak bilirkişi incelemesi ile dava tarihi itibariyle alacağını devreden şirketin davalıdan olan alacağının tespit edilmesi ve yine alacağını devreden şirketin davacıya olan borç miktarı da belirlenerek temlik sözleşmesindeki bedeli de geçmemek üzere davacının talep edebileceği alacağın belirlenmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi (818 sayılı BK’nın 83. maddesi) uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir. Bu şekilde talepte bulunan alacaklının artık bu tercihinden dönerek borcun yabancı para olarak aynen ifasını istemesi mümkün değildir. Somut olayda da, davacı taraf dava dilekçesiyle davada tercih hakkını kullanmış ve borcun Türk Lirası üzerinden ödenmesini istemiş, 08/04/2015 tarihli dilekçesiyle ise talebini HMK’nın 107. maddesi gereğince 752.021 Amerikan Doları olarak arttırmış böylece alacağın yabancı para üzerinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bu itibarla, mahkemece davacı tarafın, dava dilekçesiyle tercih hakkını kullandığı ve borcun Türk Lirası üzerinden ödenmesini istediği, bundan sonra tercihinden dönüp yabancı para üzerinden tahsil isteyemeyeceği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken davanın kabulüne, 752.021,00 Amerikan Doları alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği gibi; davalı tarafça verilen teyit yazısı tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için alacağını temlik eden … A.Ş. ile davalı arasında akdedilen satış, tedarik ve ek protokoller uyarınca adı geçen şirketin davalıdan olan alacakları ile davalının … A.Ş’ye yaptığı ödemelerin tespiti ile dava tarihi itibariyle alacağını devreden şirketin davalıdan olan alacağının tespiti ve yine alacağını devreden şirketin davacıya olan borç miktarı da belirlenerek temlik sözleşmesindeki bedeli de geçmemek üzere davacının talep edebileceği alacağın tespiti için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; bu yönden dosya bilirkişiler SMMM-Banka Müdürü …, Mali- Muhasebe-Ekonomist-Finans Uzmanı … ve Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişiler tarafından düzenlenen 30/12/2019 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacı banka ile alacağını devreden dava dışı şirket arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davacı banka alacağının yapılan incelemelere göre 1.352.714,70 TL olduğu; incelenen ticari defter ve kayıtlara göre, davalının, alacağın temlikini teyit ettiği 16/08/2013 tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede, temlik veren dava dışı … A.Ş.’nin davalı nezdinde doğmuş alacağının 31/12/2013 tarihi itibariyle 1.315.407,61 TL olduğu, Yargıtay bozma ilamında da ifade edildiği üzere, davacı taraf, alacağını Türk Lirası olarak talep ettiğinden, davacının talep edebileceği tutarın 1.315.407,61 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, bu alacağa dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği, davalı tarafından davacıya verilen 16/08/2013 tarihli temlik teyid yazısında, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün bir gereği olarak, davalı tarafından, dava dışı … A.Ş. ve davalı … A.Ş. ile imzalanan bir cari hesap sözleşmesinden bahsedilmediği ve dava dışı kredi borçlusu ve aynı zamanda temlik veren şirketin nezdinde doğan alacağını diğer dava dışı şirketten oluşan alacağına virman yaparak mahsup edeceğine ilişkin bir bildirimde bulunmadığı, dolayısıyla davalının dayanak olarak gösterdiği cari hesap sözleşmesinin her zaman düzenlenebilen bir sözleşme olduğu da dikkate alındığında, davalının cari hesap sözleşmesine istinaden dava dışı kredi borçlusu ve aynı zamanda temlik veren şirketin davalı nezdinde doğan alacağını diğer dava dışı şirketten oluşan alacağına virman yaparak mahsup etmesinin kabul edilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında işaret edilen eksikliği giderecek yeterlilikte, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görülmüş, rapora yönelik tarafların itirazı yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, bozma sonrası alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davacı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında yapılmış Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, kredi borçlusu dava dışı şirketin, davalı şirketten olan alacaklarını 14/07/2013 tarihli Sözleşmeden Doğan Alacakların Devri Sözleşmesi ile davacı bankaya devrettiği, benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; davacı banka ile alacağını devreden dava dışı şirket arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davacı banka alacağının yapılan incelemelere göre 1.352.714,70 TL olduğu, temlik eden dava dışı … A.Ş. ile davalı şirket arasında yapılmış satış, tedarik ve ek protokoller kapsamında, alacağın temlikinin teyit edildiği 16/08/2013 tarihinden dava tarihine kadar geçen dönemde, temlik eden dava dışı şirketin davalı şirketten 1.315.407,61 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği; davalının savunmasında ve rapora itirazında ileri sürdüğü dava dışı şirketlerle olan 25/07/2013 tarihli cari hesap sözleşmesine dayalı olarak 3.kişilere yapılan ödemelerin, alacağı temlik alan davacının alacağına mahsubunun mümkün olmadığı, bu durumda davacı bankanın temlik nedeniyle bu miktar kadar davalı şirketten alacaklı olduğu, hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği üzere davacı banka, dava dilekçesi ile tercih hakkını kullanarak borcun Türk Lirası üzerinden ödenmesini istediği ve bundan sonra tercihinden dönerek yabancı para üzerinden tahsil isteyemeyeceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile benimsenen bilirkişi kurulu raporuyla tespit edilen 1.315.407,61 TL alacağın davalıdan tahsiline ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-1.315.407,61 TL’nin temerrüt tarihi olan 27/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Alınması gerekli 89.855,49-TL karar ve ilam harcından 33.399,84-TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 56.455,64-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına (07/03/2016 tarihli, … Esas sayılı harç tahsil müzekkeresi ile maliyeye bildirilen ve davalıdan tahsili istenilen 75.634,16 TL davalıdan tahsil edilmiş ise geriye kalan 19.178,51 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, tahsil edilmemiş ise 07/03/2016 tarihli harç tahsil müzekkeremizin işlemsiz iadesi ile 56.455,65 TL’nin tahsilinin istenilmesine),
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve ıslah harcı 33.399,84 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 78.839,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 28.102,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 3,80 TL harcı, 4.500 TL bilirkişi ücreti ve 141 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 4.670,00 TL’nin kabul ve red oranına göre 3.848,57 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yatırılan 6,00 TL vekalet pulu, 3,80 TL vekalet harcı, 44,75 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 54,55 TL’nin kabul ve red oranına göre 9,59 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 09/07/2020

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı